Kapak Konusu
Pages: 1
Diziler Bize Neler Etti By: hafiza aise Date: 10 Ekim 2011, 11:15:35
Diziler Bize Neler Etti?

Mart 2009 42.SAYI

Haftanýn her günü izlediðimiz en az bir dizi var. Misafirliðe gidecek olsak dizimizin olmadýðý bir akþama denk getirmeye çalýþýyoruz ziyaretimizi. Biri gelecek olsa evimize, dizimiz baþlamadan kalkýp gitse diye saate dikiyoruz gözümüzü. Bir hafta yayýnlanmasa merakýmýzdan ölüyoruz. Artýk deðme senaristlere taþ çýkaracak kadar hakimiz dizi hikayelerine. Ýlk bölümden finalde olacaklarý tahmin ediyoruz. Abarttýðýmýzý düþünmeyin aramýzda diziye dalýp namazýný geçirenler bile olabiliyor.

Her sezon baþýnda nerdeyse yüze yakýn yeni dizi yayýna baþlýyor ve nasýl olduðunu anlamadan nerdeyse hepsini az buçuk seyrediyoruz. Pek hayra alamet olmayan bu durum hayatýmýzý da derinden etkiliyor. Bir dönem çocuklarýn ve gençlerin dizilerdeki þiddetten etkilenerek birbirlerini yaralamalarý ve hatta öldürmeleri uzun uzadýya tartýþýldý. Sonra unutuldu. Ama kimse gayrý meþru çocuk, nikahsýz birlikte yaþamak, taþýyýcý annelik gibi konularý iþleyen ve bu gibi durumlarý sýradanlaþtýran dizileri çok fazla eleþtirmedi. Yakýn zamanda, lise çaðýnda bir genç kýzýn kendisinden yaþça büyük birinden bebek bekliyor oluþunun anlatýldýðý bir dizide, genç kýzýn ailesini karþýsýna alarak çocuðunu doðurmakta ýsrar ediþine bile ses çýkaran olmadý.

DÝZÝLER AÝLE YAPIMIZI TEHDÝT EDÝYOR

Milletçe o kadar hoþgörülü olduk ki entrikalarla, gayri ahlâkî sahnelerle dolu dizileri bile yüzümüz kýzarmadan seyredebiliyoruz. Senarist ve yönetmen Gülþah Nezaket Maraþlý, “Bir þeyi devamlý görürseniz, sizi baþta rahatsýz etse de zamanla alýþýr ve normal görerek zamanla benimsersiniz” diyerek açýklýyor bu durumu. Sinema yazarý ve eleþtirmen Suat Köçer ise “Dizilerde sunulan yaþam biçimi bu topluma ait olsaydý, hiç kuþkusuz kahramanlarýn büyük çoðunluðunun da toplumun yaþam biçimini yansýtýyor olmasý gerekirdi. Bu topyekun yürütülen bir proje midir, bilemiyorum doðrusu. Ama sektörü yönlendiren bazý çevrelerin bunu akýllarýndan geçirmediðini düþünmek safdillik olur bence” diyerek yerli gibi görünen dizilerin yabancýlýðýna iþaret ediyor.

Aileyi Koruma ve Destekleme Derneði Yönetim Kurulu Üyesi Gülenay Pýnarbaþý’ya göre de önümüze serdikleri hayat tarzýyla diziler aile yapýmýzý tehdit ediyor. Pýnarbaþý’ya göre bu kadar dizi çekilmesinin nedeni, en baþta dramalarýn insanlarýn ilgisini çekmesi, televizyonun karþýsýnda bir baðlýlýk oluþturmasý. Dizilerin hayatýmýzda neden bu kadar yer ettiðini de “Baþkasýnýn aþký, mutluluðu, mutsuzluðu çatýþmayla verildiði için heyecan uyandýrýyor. Daha çok seyrettiriyor” diyerek açýklýyor Gülenay Pýnarbaþý. Zaten baþkalarýnýn hayatýný seyretmeye, didiklemeye fazlasýyla meraklý olduðumuzdan diziler de bu merakýmýzý fazlasýyla tatmin ediyor.

SELAMLAÞMALARIMIZ BÝLE DEÐÝÞTÝ

illetçe televizyon dizilerine düþkünlüðümüz 1980’li yýllarda televizyonun evlerimizin baþköþesine kurulmasýyla baþladý. Ne zaman ki aile büyüklerinin, dede ve ninelerin anlattýðý mesellerin, kýssalarýn yerini o aptal kutusunun beyaz camýnda görünen hikâyeler almaya baþladý o zaman ailelerimizde de bir þeyler deðiþmeye baþladý. Hayata bakýþýmýz, alýþkanlýklarýmýz, selamlaþmalarýmýz bile farkýnda olmadan bize ait olmayan bir hale geldi. “Kendine iyi bak” demeye baþladýk “Allah’a emanet ol” yerine. Komþuluk iliþkilerimiz, aile baðlarýmýz bambaþka bir hal aldý. Dallas, Kara Þimþek, Köle Ýsaura bizden olmasa da artýk gözümüzü ayýrmadýðýmýz dizilerdi. Sonra TRT bir hamle baþlattý. Kuruluþ, Küçük Aða, Kartallar Yüksek Uçar gibi eli yüzü düzgün diziler seyreder olduk o günlerde. “Keþke daha çok ‘yerli’ dizi olsa, bu yabancý diziler ahlâkýmýzý bozuyor” diye yakýndýðýmýz zamanlarýn üzerinden çok geçmemiþti ki birer ikiþer özel kanallar açýlmaya baþladý. Ýþte o zamandan itibaren ahlâkî yapýmýzý olumsuz yönde etkilediðini düþündüðümüz dizileri bile mumla arar olduk. Elbette ekrana gelen dizilerin hepsi çok kötü deðildi. Bir dönem Süper Baba, Perihan Abla, Mahallenin Muhtarlarý gibi sýcak mahalle hayatýný konu alan, dostluk, dayanýþma, sevgi gibi duygularý ön plana çýkaran diziler çok ilgi gördü. Ama entrika, kin, intikam, çýkar iliþkileri üzerine kurulu yapýmlar reyting almaya baþlayýnca yapýmcýlar ve televizyon yöneticileri hiç düþünmeden bu tür iþlere aðýrlýk vermeye baþladýlar. Artýk evimizin baþ köþesinde her akþam ailece karþýsýna oturup bizi bütün sýkýntýlarýmýzdan birkaç saatliðine uzaklaþtýrmasý için gözümüzü diktiðimiz dizilerin tek varlýk sebebi daha çok reklam alýp dizilerin yapýmcýsýna, televizyon kanalýna ve reklam verenlere daha çok para kazandýrmak. Bunu yaparken Türk aile yapýsý zarar görmüþ, Türk insanýnýn dini ve manevi deðerleri yerle bir edilmiþ hiç önemli deðil. Yerli dizilerin yaptýðý tahribatýn en açýk delili ise bu dizilerin gösterilmeye baþlandýðý pek çok Arap ülkesinde boþanmalarýn artmasý ve o ülkelerdeki din adamlarý tarafýndan bu yapýmlarýn “ahlâksýz” bulunarak eleþtirilmesi.

ACABA KAÇ DÝZÝ SENARÝSTÝ YER SOFRASINDA DÝZÝNÝ KIRIP YEMEK YEMÝÞTÝR?

GÜLÞAH NEZAKET MARAÞLI / SENARÝST VE YÖNETMEN

Dizilerde iþlenen konular hayatýn içinden seçilmekte. Eskiden belli bir kesimin etrafýnda geliþen olaylar iþlenirdi. Artýk mahalle ortamýnda geçen olaylar konu ediliyor. Yani halkýn kendisi yansýtýlmaya çalýþýlýyor. Ancak dizilere konu olan halk kesiminin hayatýnda yaþanmayan ya da yaþansa da normal karþýlanmayan olaylar, normalmiþ gibi iþleniyor. Bir þeyi devamlý görürseniz, sizi baþta rahatsýz etse de zamanla alýþýr ve normal görerek zamanla benimsersiniz.
Senaristler asla ve asla yaþadýklarý cemiyeti tanýmýyorlar. Çünkü halktan kopuk yaþýyorlar. Zaten gariban bir halk çocuðu da karnýný doyurmaktan fýrsat bulup ben senarist olacaðým demiyor. Doðrusu merak ediyorum, acaba kaç dizi senaristi yer sofrasýnda dizini kýrýp yemek yemiþtir? Kaçý soba yakmýþtýr hayatýnda? Mesela hiç çeþmeden evine su taþýyan olmuþ mudur? Yeþilçam’da bir oyuncunun, hayatýnda hiç yapmadýðý bir iþi rol gereði yapacak olsa, gidip birkaç zaman o iþte çalýþtýðýný duymuþsunuzdur. O yüzden o filmleri biz hala seyrediyor ve hala keyif alýyoruz. Dizilerde normal bir aile bile üç katlý villalarda yaþýyor. Günümüz Türkiye’sinde kaç aile havuzlu villada yaþýyor? Eh, senaristlerin çoðu kendilerinin halkýn üstünde görürlerse, en fakir karakterini bile villada oturtur tabiî. Böyle olunca da dizilerdeki karakterlerin ne kadar gerçeði yansýttýðýný varýn siz düþünün. Benim yeðenim yaptýðým hiçbir þeyi kaçýrmaz. Zaten senaryo yazarken ya da çekim yaparken, kendi yeðenime yapýyormuþum gibi çalýþýrým. Çünkü ona asla zarar veremem, dolayýsýyla kimsenin çocuðuna da zararlý bir ürün ortaya çýkarmam. Herkes bu hassasiyeti taþýsa, yavrularýmýzý, gelecek nesillerimizi daha iyi koruruz. Ama bu diziler sayesinde hayal güçleri yara almýþ küçük beyinler yetiþtiriyoruz.

HÝÇBÝR DÝZÝDE BAÞÖRTÜLÜ BÝR KAHRAMAN, YA DA KARAKTER GÖREMEZSÝNÝZ

SUAT KÖÇER / SÝNEMA YAZARI VE ELEÞTÝRMEN

Toplumumuzun dizilere olan meraký herkesin malumu. Ait olduklarý ülkelerden dahi çok izlenen yabancý diziler vardý bizde. Sektörü elinde bulunduranlar, toplumun bu alana yönelik ilgisini keþfettiðinden bulunduðumuz noktaya gelindi.
Hiçbir dizide baþörtülü bir kahraman ya da karakter göremezsiniz. Oysaki yapýlan araþtýrmalarda toplumun yüzde 62’sinin þu veya bu þekilde örtündüðü belirtilmiþti. Dizilerde sunulan yaþam biçimi bu topluma ait olsaydý, hiç kuþkusuz kahramanlarýn büyük çoðunluðunun da toplumun yaþam biçimini yansýtýyor olmasý gerekirdi. Bu topyekun yürütülen bir proje midir, bilemiyorum doðrusu. Ama sektörü yönlendiren bazý çevrelerin bunu akýllarýndan geçirmediðini düþünmek safdillik olur bence.
Dizi senaristleri pek tabi ki toplumu tanýyorlar. Hatta toplum hassasiyetlerini tanýma konusunda hayli geliþmiþ melekelere sahipler. Çünkü yeri geldiðinde bu hassasiyetleri kâra dönüþtürmek gibi bir meslekleri var. Ancak onlar da TV sektörünün birer kahramaný olduklarýndan, kendilerini riske sokacak bir proje üzerinde çalýþmak istemezler. Nihayetinde toplum deðerlerine uygun iþler yapan çok az dizi tutulmuþtur ve tutunamayan projeler büyük hüsranlarla sonuçlanmýþtýr.

BAZI DÝZÝLERDEKÝ REPLÝKLER AMERÝKAN FÝLMÝNDEN ÇEVRÝLMÝÞ GÝBÝ

GÜLENAY PINARBAÞI / AÝLEYÝ KORUMA VE DESTEKLEME DERNEÐÝ YÖNETÝM KURULU ÜYESÝ

Maalesef televizyonlarda ve basýnda aile, bir deðer olarak yer almamakta. Evlilik dýþý iliþkiler, sýnýrsýz cinsel hayat, dini deðerleri sosyal hayattan soyutlama, Türk aile birlikteliðini tehdit ediyor. Baþkasýnýn aþký, mutluluðu, mutsuzluðu çatýþmayla verildiði için heyecan uyandýrýyor. Daha çok seyrettiriyor. Dolayýsýyla televizyon yapýmcýlarý daha çok reklam alýyorlar. Dizilerin kurmacalýðý sayesinde sinema filminden farklý olarak sürekli oluþu iyi bir pazarlama tekniðidir. Yani daha çok para kazandýrýr.

Aile mahremiyetine, ülkemizde çok deðer verilirdi. Gerçeklik programlarý ve diziler ile son birkaç yýldýr bu deðer yýpratýlmaya çalýþýldý. Sonuçta kadýnlar ve toplum bundan etkilendiler ve bakýþ açýlarý deðiþti.
Senaristlerin hayatlarýna bakýnca birçoðu tam karakterleri teþekkül edecek yaþta batýya eðitim almaya gidiyorlar. Bütün algýlarý batý toplumu gibi geliþiyor. Bunu yazdýklarý metinlerden, kurgularýndan anladýðýmýz gibi Türkçelerinden de anlamak mümkün. Bazý dizilerdeki replikler Amerikan filminden çevrilmiþ gibi. Aslýnda meselenin özü burasý. Yerel deðerlere, aile deðerlerine önem veren kurum ve kuruluþlar hýzla televizyona yönelik kaliteli elemanlar yetiþtirmeliler. Televizyon izleyicisi kitap-dergi okuyucusundan çok daha büyük bir kitle. Yabancý kültürlerde yetiþmiþ, hassasiyetleri bizimle ayný olmayan kalemlerin bu geniþ kitledeki etkisi direk aileyi tehdit etmektedir.

Gülcan TEZCAN

Ynt: Diziler Bize Neler Etti By: Halis_52 Date: 10 Ekim 2011, 12:00:47
     Allah sizlerden razý olsun hocam... Yazýnýz ilaç gibi geldi, hatta aldým kendime... Ýþin acý tarafýný bizler bile bildiðimiz halde komþularýmýzda ve deðiþik yerlerde bizlerde bu dizi hastalýðýnýn olumsuzluðundan kurtulamýyoruz maalesef... Anlatýlanlar çok doðru... Neslihan hocamýn bir sözünde þöyle bir ifade geçmiþti... "Sen televizyonda her dizi izlediðinde.... bir kitap intihar ediyor"... Çok etkileyici ve manidar bir söz... En büyük eksikliðimizde kitap okuyamama alýþkanlýðýmýz... Mevlam bizleri bu zor zamanda yolundan ayýrmasýn inþallah...


radyobeyan