Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüðü
Pages: 1
Hasen sahih By: sidretül münteha Date: 04 Ekim 2011, 16:12:32
Hasen-Sahih:


Baþta Tirmizî olmak üzere bazý muhaddisler bir hadis hakkýnda bazen “hazâ hadîsim hasenun sahih” (Bu, hasen sahih bir hadistir) diyerek hasen ve sahih hükümlerini bir arada kullanýrlar. Aslmda bir hadis sýhhat bakýmýndan ya sahih ya da hasen mertebelerinden birinde bulunur. Böyle olduðu halde iki terimin ayný hadisi deðerlendirmede bir arada kullanýlýþý akla ister istemez þöyle bir soru getirir: Bir hadis ya hasendir; ya da sahih. Öyle iken nasýl hem sahih hem de hasen olabilir. Birbirinden farklý iki hüküm nasýl olur da bir hadis için bir arada kullanýlabilir? Bir hadisin sýhhat mertebesini belirtirken hasen ve sahih hükümlerini birlikte kullanan muhaddisler, bununla neyi kasdettiklerini veya tabirin delâlet ettiði manayý açýklamadýklarýndan konu muðlak kalmýþtýr. Her ne kadar söz konusu iki terimin bir arada kullanýldýklarýnda neye delalet ettiklerini açýklayanlar olmuþ; hatta aralarýnda münakaþalar edilmiþe de birbirinden farklý açýklamalar yüzünden konu tam manasýyla açýklýða kavuþmuþ deðildir.
Ýbnu's-Salâh'a göre Tirmizî ve diðer bazý muhaddislerin bir hadis hakkýnda hasen-sahih demeleri karýþýktýr; zira hasen, sahihten daha aþaðý mertebededir. Ýkisinin arasým bir hadiste birleþtirmek, hasenin sahihe nazaran daha aþaðý mertebede bulunmasýnýn nefy ve isbatýný birleþtirmektir. Bu konunun izahý þöyledir: Hasen - Sahîh birleþik terimi isnada aittir.

Bir hadis, biri hasen diðeri sahih iki isnadla rivayet edildiði zaman o hadisin isnadlardan birbirine nisbetle hasen; diðerine nisbetle sahih olduðunu söylemek ve o hadis hakkýnda hasen-sahih demek doðru olur. Bununla birlikte tabirde kullanýlan hasen lafzý ile ýstýlah manasýnýn deðil lügat manasýnýn kastedildiðini, bununla hadisin beðenilen ve yadýrganmayan bir sahih hadis olduðunun belirtildiðini ileri sürenler de vardýr. Bu izah da yabana atýlamaz. 372
Ýbnu's-Salâh’ýn bu açýklamasýna itiraz eden Ýbn Dakîki'l-Ýyd, onun birinci hasen-sahih tabirinin isnada raci olmasý görüþünün yerinde olmadýðýný söylemiþtir. Ona göre hakkýnda hasen-sahih hükmü verilen birçok hadis vardýr ki, tek vecihten rivayet edilmiþtir. Tirmizî'nin, (Bu, sadece bu vecihten bildiðimiz hasen-sahih bir hadistir); veya, (Bunu sadece falancanýn hadisi olarak biliyoruz) dediði hadislerin çoðu öyledir.

Ýbnu's-Salâh'ýn ikinci hasen-sahih tabirindeki hasen lafzýnýn sözlük manasýyla kullanýldýðý yolundaki açýklamasý da isabetli deðildir. Zira hasen lafzýný ýstýlah manasýnda deðil, sözlük manasýna alýnca lafýz yönünden gönlün yattýðý mevzu hadisi de hasen saymak gerekir. Kaldý ki, hadis ehlinden hiç kimse hasen lafzýný sözlük manasýnda kullanmýþ deðildir.
Daha sonra kendi görüþünü açýklayan Ýbn Dakîki'l-Ýyd þunlarý söylemiþtir: “Hasende sahihten daha aþaðý mertebede olma kaydý þart deðildir. Hasen hadisin sahihten aþaðý mertebede olmasý hakikati ve zatý bakýmýndan deðil, ihtisar kaydý sebebiyledir. Ayrýca ravilerin rivayetlerinin kabulünü gerektiren birtakým sýfatlan vardýr. Bu sýfatlarýn da teyakkuz, hýfz ve itkan gibi dereceleri bulunur. Bu derecelerin ise bir kýsmý bir kýsmýnýn üzerindedir. Bir ravide sýdk ve yalancýlýktan uzak bulunmak gibi daha aþaðý mertebede bulunan bazý sýfatlarýn var oluþu hýfz ve itkan gibi daha üstün sifatlann bulunmasýna engel teþkil etmez. Nasýl ki bir ravide hýfz ve sýdkýn bir arada olmasý gibi çok yüksek sýfatlann bulunmasý, daha aþaðý derecedeki sýfatlarýn bulunmamasý demek deðildir. Þu hale göre bu konuda ravisinde sýdk gibi nisbeten aþaðý mertebede bulunan bir özelliðin bulunuþu göz önünde tutulursa hadise hasen; hýfz ve itkan gibi üstün vasýflarýn bulunuþu dikkate alýnýrsa sahih demek doðru olur. Bu takdirde her sahih hadisin hasen olmasý gerekir. Muhaddislerin “hazâ hadîsun hasen” tabirlerinin sahih hadisler hakkýnda varid oluþu da bunu gösterir.373
Ýbn Dakîki'l-Ýyd'in bu açýklamalarý konuya açýklýk getirmesi bir yana daha sonraki hasen-sahih tabirini izah edenlere de ýþýk tutmuþtur. Onun bilhassa Ýbnu's-Salâh'ýn, tabirin isnada raci olmasý açýklamasýna itirazý tek isnadla rivayet edilen hadisler için yerinde bir açýklama sayýlmýþtýr. Nasýl olmasýn ki, Tirmizî, el-Alâ b. Abdirrahman-Babasý tarikiyle Ebu Hureyre'den, “Þa'ban ayýnýn yansý kaldýðýnda artýk (tutmakta olduðunuz baþlanmýþ orucunuz müstesna) oruç tutmayýnýz” hadisini rivayet etmiþ, arkasýndan “Bu hasen-sahih bir hadistir. Bu lafýzla ancak bu vecihten bilinir” demiþtir.374 Halbuki bu hadisin bundan baþka isnadý yoktur. Öyle iken hasen-sahih tabirinin isnadý tek olan hadis için bir vecihten sahih, bir vecihten hasen olarak rivayet edilmiþtir þeklinde izah edilmesi doðru düþmez.
el-Irâkî de bu konuda Ýbn Dakîki'l-Ýyd'e katýlmýþ ve “muhaddisler demiþtir; yerine göre zayýf bir hadisin de hasen olduðunu söylemiþlerdir. Bu sözleriyle hasenin terim olarak taþýdýðý manayý kasdetmeyip hadis lafýzlarýnýn güzelliðini ifade etmek istemiþlerdir. Nitekim Ýbn Abdilberri'l-Kurtubî, Beyânu Adâbi'l-Ýlm adlý eserinde 375
“Ýlim öðreniniz; çünkü Allah (rýzasý) için ilim öðrenmek Allah korkusuyla birdir. Ýlim istemek ibadet; müzakeresi teþbih mesabesindedir. Ýlim aramak cihat; bilmeyenlere öðretmek sadakadýr..,” diye baþlayan uzun rivayeti naklettikten sonra, “Çok güzel bir hadistir. Lakin sahih bir isnadý yoktur” demiþtir.376 Ýbn Abdilberr bu rivayet hakkýndaki hükmünü bildirirken hasen lafzýný kullanmýþ ve bu lafýzla sýrf lafzýnýn güzel olduðunu belirtmiþtir. Baþka türlü de olamaz; zira söz konusu rivayet Musa b. Muhammed el-Belkâvî'nin, Abdurrahim b. Zeyd el-Ammî'den rivayetidir. el-Belkâvî, Ebu Zur'a ve Ebu Hâtim'in yalancýlýkla, Ýbn Hibbân ve el-Ukaylî'nin hadis uydurmakla itham ettiði, rivayetlerine itibar edilmeyecek mat'un biridir.377 Bu hadisi de onun uydurduðu açýktýr. Ayrýca Abdurrahîm b. Zeyd el-Ammî metrûku'l-hadîstir.378 Diðer taraftan Umeyye b. Hâlid'den þöyle bir haber varid olmuþtur: “Þu'be'ye, “hasenu'l-hadîs olduðu halde Abdulmelik b. Ebî Süleyman'ý býrakýyor; Muhammed b. Ubeydillah el-Arzamî'den rivayette bulunuyorsun” dedim; “hadislerinin güzelliðinden kaçýyorum” cevabýný verdi.” 379

Görüldüðü gibi Ýbnu's-Salâh’ýn hasen-sahih tabirinin delâlet ettiði manayý açýklarken bahsettiði hasenin sözlük manasýna alýnabileceði ihtimali de varid görülmemiþtir.
Ýbn Kesîr lakabiyle meþhur Ýsmail b, Umer el-Kureþî, bazý alimlerin hasen-sahih tabirini, metin itibariyle hasen, isnad itibariyle sahih manasýyla açýkladýklarýný kaydettikten sonra þöyle demiþtir: “Bunu söyleyenler Sýfâtu Cehennem, hudûd, kýsas ve diðer bazý konulardaki hadislere göre söylemiþlerdir. Bana kalýrsa bu tabir, hasen hadise sýhhat hükmü verilmesidir. Buna göre hakkýnda hasen - sahih denilen hadis, bu hükmü veren muhaddisin nazarýnda hasenden yüksek, sahihten aþaðý derecededir. Böylece muhaddisin bir hadis hakkýnda verdiði sýhhat hükmü kendine göre sýhhatle birlikte verdiði hasen hükmünden daha kuvvetli olur.380 Tâhiru'l-Cezâ'irî'nin naklettiðine göre müellifiniz bir baþka yerde konunun aslýnda yersiz olduðunu söylemiþtir. Ona göre hasen ve sahih hükümlerinin bir hadiste birleþmesi, sahihle hasen arasýnda bir orta mertebe teþkil eder. Buna göre burada üç mertebe söz konusudur: Birincisi, en yüksek mertebe olan sahih; ikincisi, en aþaðý mertebe olan hasen; üçüncüsü, her iki hükmün bir arada olduðu hasen-sahih mertebesi. Bu hale göre hakkýnda hasen-sahih denilen hadis, hasenden yüksek, sahihden aþaðý mertebededir. 381
Hasen-sahih tabirinin manasý hakkýnda ileri sürülen bu görüþlerden en fazla tenkit edileni Ýbn Kesir'in bu görüþü olmuþtur. Nitekim Irâki, onu delil olmayan bir iddia, Tirmizi'nin kasdettiði manâdan oldukça uzak bir görüþ olarak nitelemiþtir.382 Ayný þekilde ez-Zerkeþî ile Ýbn Hacer de Ýbn Kesir'e itiraz ederek “bu üçüncü kýsmýn isbatý gerekir. Ayný görüþe sahip baþka kimse de yoktur” demiþlerdir. ez-Zerkeþî Ayrýca “Bu, demiþtir; muhaddislerin bu konudaki icma’ýna ters düþmüþtür. Sonra böyle bir görüþün doðru kabul edilmesi, Tirmizî'nin kitabýnda, “hazâ sahîhun” tabirini az kullanmasý yüzünden, çok az sahih hadis bulunmasýný gerektirir. Oysa onun sahih-hasen dediði hadislerin çoðu Buhari ve Müslim'in kitaplarýnda mevcuttur.” 383

Bunun arkasýndan el-Cezerî'nin ayný konudaki “Tirmizî, bir hadis hakkýnda hasen-sahih demiþse bununla sýhhat ve hüsnü birleþtirmiþ demektir. Bu takdirde manaca sahihin altýnda olur” açýklamasýný nakleden ez-Zerkeþî, kendi görüþünü þöyle açýklamýþtýr: “Tirmizi'nin hasen-sahih tabirini böyle hususi bir tarzda kullanmaktaki maksadý, ihtimal, teradüf yani mana birliðidir. Tabirin az kullanýlmasý onun caiz olduðuna delildir. Nitekim bazý alimler ayný tabiri, haseni sahihe dahil addedenlerin görüþüne göre, haseni sýhhatle tavsif ettikleri yerde kullanmýþlardýr.
Tirmizî'nin hasen-sahih tabiriyle her iki kelimenin iki hale ve iki zamana göre delâlet ettikleri gerçek manalarýný ifade etmek istemesi de imkan dahilindedir. Þöyle ki, onun bir hadisi bir þeyhten bir kere mestur yahut sýdk ve emanetle meþhur olduðu sýrada; bir kere de ayný Þeyhin hali adalet derecesine yükselmiþ sayýldýðý zaman iþitmiþ olmasý mümkündür. Böylece o iki zamanda iki ayn vasýf taþýyan þeyhinden biri önce, biri sonra ike kere rivayet ettiði hadisi ondan gelen tek isnadda birleþtirmiþ olur. Nitekim onun bir hadisi ayný Þeyhten defalarca iþittiði birçok kimseden rivayet edilmiþtir. Uzak da olsa bu ihtimal bu konuda söylenenlerin gerçeðe en yakýn olanýdýr.
Bununla beraber Tirmizî'nin hasen-sahih tabiriyle hadis hakkýnda kendi hasen içtihadý ile baþkasýnýn sahih içtihadýný veya aksini ifade etmiþ olmasý da mümkündür. Böylece hasen-sahih hükümleri iki görüþü birleþtirmiþ olmaktadýr.” 384
Hasen-sahih tabirinin delâlet ettiði mana hakkýnda en güzel açýklamayý Ýbn Hacer yapmýþtýr. Ona göre hasen ve sahih vasýflarý bir hadis hakkýnda bir arada kullanýlmýþsa bu müctehidin ravi hakkýndaki tereddüdü dolayýsiyledir. Bu tereddüt ravinin bu rivayette teferrüd etmesi halinde görülür. Hadis imamlarýnýn bir ravinin hali üzerinde tereddüt etmeleri, müctehidin onu iki vasýftan biri ile tavsif etmesine imkan vermez. Bu takdirde hadisi bazýlarýna göre hasen, bazýlarýna göre de sahih olduðu söylenir. Ancak burada hasenun ev sahîhun demek gerekirken tereddüde delâlet eden “ev” edatý kaldýrýlýr. Buna göre hakkýnda hasenun ev sahihun denilen hadis, tereddütsüz olarak yalnýz sahihun denilen hadisten daha aþaðý mertebededir; çünkü kesin ifade, tereddütle ifadeden daha kuvvetlidir.
Hadisin iki isnadý bulunmasý halinde iki vasfýn bir hadis hakkýnda birlikte kullanýlmasý ise biri hasen, diðeri sahih iki isnadý itibariyledir. Bu takdirde hakkýnda hasen-sahih hükmü verilene nisbetle daha üstündür; çünkü isnadýn çokluðu hadisi kuvvetlendirir. 385

Ýbn Hacer'in bu açýklamasý hasen-sahih tabirinin en tutarlý açýklamasý sayýlacak niteliktedir. Bu açýklamaya göre hakkýnda hasen-sahih tabiri kullanýlmýþ olan hadisin isnadý tek ise bu ifade “hasenun ev sahîhun” demektir. Bu ise hadis hakkýnda hüküm farkýný ifade eder. Böyle bir hadis yalnýzca sahih denilene nisbetle daha aþaðý derecededir. Hakkýnda hasen-sahih hükümleri bir arada verilen hadisin birkaç isnadý varsa bu takdirde de bir isnadla hasen; bir arada verilen hadisin birkaç isnadý varsa bu takdirde de bir isnadla hasen, bir baþka isnadla sahih olarak rivayet edilmiþ demektir. Bu takdirde ise iki vasfý taþýmasý ve isnadýnýn fazla olmasý yüzünden hakkýnda sadece sahih hükmü verilenden daha kuvvetli sayýlýr.


radyobeyan