Takva ve Tevbe By: reyyan Date: 29 Eylül 2011, 18:48:21
Takva ve Tevbe
Aralýk 2007 - 108.sayý
Mehmet ILDIRAR kaleme aldý, DÝÐER YAZILAR bölümünde yayýnlandý.
Takva, haramlardan sakýnmak, uzak durmak suretiyle Allah Tealâ’nýn emir ve yasaklarýna uymak, verdiði hükümlere, takdirine teslim olmaktýr. Böyle takva ehli için dünya hayatý kolaylaþýr, çünkü o Rabbine
güvenip teslim olmuþ, nefsin hýrsýný terk etmiþtir.
Takvayý bilmeyenler için hayat daima bir külfettir, yüktür. Hiçbir þeyin Alemlerin Rabbi’nin hükmünün dýþýna çýkamayacaðýný bilmediklerinden veya reddettiklerinden sürekli zorlanýr, iyi günlerinde de, kötü
günlerinde de aþýrý tepkiler gösterirler. Halbuki takva sahipleri her halde itidali, sükûneti tercih ederler.
Takva sahibi olmanýn yolu bellidir. Sakýnmak, korunmak, uzak durmak... Ayet-i kerimede; “Açýk olsun, gizli olsun günahlardan sakýnýn.” (En’am, 120) buyruluyor. Ýþte bu emre itaat takvadýr ve takva sahibi olmadan da tam ve samimi bir tevbe yapýlamaz.
Takva sahiplerine “müttaki” denir. Onlar Yüce Kitabýmýz’da “iyiler” olarak anýlmýþ ve “En iyiniz, takvasý en çok olanýnýzdýr.” diye buyurulmuþtur.
Þeytan, haram iþleri çeþitli hilelerle meþru gösterip, insanlara sevdirmeye çalýþmaktadýr. Geçmiþte bunu baþarma imkaný bulduðu gibi, bugünün þartlarýnda iþi daha da kolaylaþmýþtýr. Örf, adet, zamanýn þartlarý, zorunluluk gibi birçok hileli yolla haramlar meþru iþlerden sayýlýp, sakýnýlmaz olmuþtur. Ýnsanlar baþlangýçta rahatsýz olduklarý bu duruma zamanla alýþmýþlardýr.
Halbuki takvaya sarýlmaktan baþka yol yoktur. Ýki Cihan Serveri s.a.v. Efendimiz; “Takvaya sýký sarýl çünkü bütün hayýrlarý kendinde toplayan haslet takvadýr.” buyurmuþlardýr. Tam bir tevbe için takvayý rehber edinmek þarttýr. Bilhassa tasavvuf da takva ehlinin yoludur.
Allah Tealâ’ya karþý gelmeyi en büyük düþüklük, en büyük ayýp, edepsizlik olarak gören tasavvuf ehli, karýncayý bile ezmemek hassasiyetiyle yaþarlar. Nerede kaldý namusa göz dikmek, komþusuna hakaret etmek,eþine, çocuðuna eziyet etmek, baþkalarýna haksýzlýk...
Bunlardan habersiz olanlar nereye gideceðini bilmeyen sarhoþlar gibidir. Sarhoþluk da cins cins olur. Alkol sarhoþluðu olduðu gibi dünya, mal, þan, þöhret, rütbe sarhoþluðu da vardýr. Böyle sarhoþlar belli bir mevkiye ayak basmaya görsün, hak hukuk dinlemez, ezer geçerler.
Bu þarhoþluktan, gafletten tamamen sýyrýlmak, ahlâký güzelleþtirmek gerekir. Ýnsanýn huyu deðiþmemiþse tevbesi yalandýr. Tevbenin þahidi huyun güzelleþmesidir. Yetmiþ çeþit ayýbý olan bunu otuza indirmiþse o
kimsenin gidiþi iyidir. Yolu açýlmýþ, said, bahtiyar kullar arasýna katýlma ihtimali artmýþ demektir.
Huzur ve mutluluk, tamamen Allah’ýn emrine itaate baðlýdýr. Takvaya sarýlmak, Allah Tealâ’nýn bildirdiðinin dýþýnda baþka bir yol aramamak, Allah’a þirk koþmamak, kötü huy ve hareketlerden kaçmak ve günah olma ihtimali olan iþlerden kaçýnmakla kâmil bir mümin, kâmil bir Hak yolcusu olmak mümkündür.
Daha çocukluðunda güzel ahlâký edinmiþ olanlar insanlýða yol gösteren örnekler olmuþlardýr. Mesela Kur’an-ý Kerim’de Yahya a.s. için, “Henüz çocuk iken ona hikmet verdik. Tarafýmýzdan ona bir kalp yumuþaklýðý ve günahlardan temizlik verdik.” (Meryem, 13) buyurulmaktadýr. Yahya a.s. hiçbir günah iþlemediði gibi, hiçbir zaman da iþlemeye niyetlenmedi. Günah iþlemeyi akla getirmemek de çok yüce bir iþtir.
Kendimizi o büyük insanlarla kýyaslayacak deðiliz. Aklýmýzda bin fitneyle günümüzü doldururken böyle bir þey mümkün müdür? Fakat ne olursa olsun, takva ehli kiþiler arasýna katýlmaya çalýþmak görevimizdir. Tevbemiz de ancak bu þekilde kuru bir söz olmaktan çýkýp kýymet kazanacaktýr.