30 - Rum Suresi By: sümeyra Date: 28 Eylül 2011, 08:29:53
30 – RÛM SÛRESÝ
60 âyet olup Mekke’de nâzil olmuþtur. Sûrenin, Bizansýn Ýranlýlara yenildiði 615 yýlýnda nâzil olduðu anlaþýlýyor.
Burada Rumlarýn maðlub edilip daha sonra zafer kazanacaklarýný bildirdikten sonra, âhiret hayatýnýn zarurî ve mâkul olduðuna dair deliller getirilir. Daha sonra þirk iptal, tevhid tesis edilir. Ölmüþ, kurumuþ arzý dirilten Allah’ýn, dilediði takdirde dalâletteki insanlýðý da kurtarýp diriltebileceðine iþaret edilir.
Sûrenin son kýsmýnda, hakký kabul etmemekte ýsrar eden kâfirler körlere benzetilir. Sonunda kaybedenlerin onlar olacaðý, Hz. Peygamber (a.s.)’ýn ve müminlerin sabýr ve sebat göstermeleri neticesinde muzaffer olacaklarý müjdelenir. Böylece sûrenin baþlangýcý ile sonu güzel bir uyum ortaya koyar.
Bismillahirrahmanirrahim.
1 – Elif, Lâm, Mîm
2-3 – Rumlar yakýn bir yerde maðlub oldular.
Ama bu yenilgilerinden sonra galip gelecekler.
Edna’l-ard: “Arap diyarýnýn Rumlara en yakýn yerinde” demektir. Zira Araplar arasýnda malum olan “arz” bundan ibarettir. Bu en yakýn yer ise Þam bölgesidir. Yahut “Rum ülkesinin Araplara en yakýn yeri” demektir.
Bi’setin 5. yýlýnda Mekke müþriklerinin müminlere tazyikleri artmýþtý. Müslümanlar Habeþistan’a hicrete yönelmiþlerdi. Sasaniler de Bizansý çok müthiþ bir þekilde maðlup etmiþ Ürdün, Filistin, Mýsýr, hatta Anadolu’yu onlardan alarak Ýstanbul boðazýna Kadýköy’e dayanmýþlardý.
Gerek müslümanlarýn, gerek Rumlarýn üç-beþ sene gibi bir zamanda düþmanlarýný yenecekleri, hiç kimsenin hayal edemeyeceði bir þeydi. Böyle iken 2-5. âyetler iki gaybî müjde verdi: Rumlarýn galip geleceði sýrada müslümanlarýn da zafer kazanacaklarý müjdelendi. Herakliyus 624’de Azerbaycana kadar ilerlediðinde, müslümanlar da Bedir zaferini kazandýlar. 627’de en büyük darbeyi vurup nihaî zaferi kazanýrken, müslümanlar Hudeybiye zaferini gerçekleþtirdiler.
4-5 – Birkaç yýl içinde. Çünkü iþleri karara baðlama yetkisi, baþýnda da sonunda da Allah’a aittir.
O gün, müminler de, Allah’ýn verdiði zafer sayesinde sevinecekler.
Allah dilediðini muzaffer kýlar. Zira O, azîzdir, rahîmdir (mutlak galiptir, sýnýrsýz merhamet ve ihsan sahibidir). [5,82-83]
6 – Bu, Allah’ýn vâdidir. Allah verdiði sözden caymaz, fakat insanlarýn ekserisi bunu bilmezler.
7 – Bildikleri, sadece dünya hayatýnýn dýþ görünüþüdür; ama âhiretten habersiz, gafildirler.
8 – Onlar azýcýk olsun kendi baþlarýna kalýp düþünmediler mi ki:
Allah gökleri, yeri ve ikisinin arasýnda olan bütün varlýklarý gerçek bir gaye ile, belirli bir vâdeye kadar yaratmýþtýr.
Ama insanlarýn birçoðu, Rab’lerinin huzuruna çýkacaklarýný inkâr ediyorlar.
9 – Onlar dünyayý hiç dolaþmýyorlar mý ki,
kendilerinden önce yaþayanlarýn âkýbetlerinin nasýl olduðuna bakýp anlasýnlar?
Onlar, kendilerinden daha güçlü idiler.
Topraðý altüst etmiþ, sular, maden, ekin gibi nimetlerden yararlanmýþ ve þimdikilerin yeri imar ediþlerinden daha fazlasýyla imar etmiþler, resulleri de kendilerine aþikâr, parlak deliller getirmiþlerdi.
Ama hakikati reddettiler ve sonuçta yok olup gittiler.
Allah onlara asla zulmetmedi,
lâkin onlar kendi öz canlarýna zulmettiler.
10 – Sonra, o fenalýk yapanlarýn âkýbetleri, en fena bir âkýbet oldu.
Çünkü Allah’ýn âyetlerini yalan saydýlar.
Bir taraftan da onlarla eðleniyorlardý. [6,110, 61,5; 5,49]
11 – Allah, kâinatý yaratmaya ilkin baþlayan,
sonra onu tekrar yapan, öldürdükten sonra diriltendir.
Ýþin sonunda da hesap vermek üzere O’nun huzuruna götürüleceksiniz.
12 – Kýyamet koptuðu gün, o suçlu kâfirler ümitlerini tamamen kesip susarlar.
13 – Ortaklarýndan kendilerine bir tekþefaatçi dahi bulunmaz, zaten onlar ortaklarýndan de redd edeceklerdir.
14 – Kýyamet saati gelip çattýðýnda,
iþte o gün, müminlerle kâfirler birbirlerinden ayrýlýrlar.
Müminler cenneti, kâfirler ise cehennemi dolduracaklardýr.
15 – Ýman edip güzel ve makbul iþler yapanlar cennet bahçelerinde aðýrlanýp neþelenirler.
16 – Ýnkâr edip âyetlerimizi ve öldükten sonra dirilmeyi,
Allah’ýn huzuruna çýkmayý yalan sayanlar ise, tutuklanýp azaba atýlmak üzere getirilirler.
17 – Haydi siz akþama girerken, sabaha çýkarken
Allah’ý takdis ve tenzih edin, namaz kýlýn. [11,114; 20,130]
18 – Göklerde ve yerde hamd, güzel övgü O’na mahsustur.
Ýkindi vaktinde de, öðleye girerken de,
O’nu takdis ve tenzih edin, namaz kýlýn! [91,3-4; 92,1-2; 93,1-2]
19 – O, ölüden diriyi çýkarýr, diriden ölüyü çýkarýr ve ölmüþ topraða hayat verir.
Ýþte siz de öldükten sonra böylece diriltileceksiniz. [36,33-34; 22,5-7; 7,57]
20 – O’nun varlýðýnýn ve kudretinin delillerinden biri:
Sizi topraktan yaratmýþ olmasýdýr.
Sonra dünyaya yayýlmýþ beþeriyet haline geldiniz.
21 – O’nun varlýðýnýn ve kudretinin delillerinden biri de:
Kendilerine ýsýnmanýz için, size içinizden eþler yaratmasý,
birbirinize karþý sevgi ve þefkat var etmesidir.
Elbette bunda, düþünen kimseler için ibretler vardýr. [7,179]
22 – O’nun varlýðýnýn ve kudretinin delillerinden biri de: Gökleri ve yeri yaratmasý, lisanlarýnýzýn ve renklerinizin farklý olmasýdýr.
Elbette bunda bilen ve anlayan kimseler için ibretler vardýr. [4,1; 29,43; 49,13; 78,8]
23 – O’nun varlýðýnýn ve kudretinin delillerinden biri de:
Geceleyin veya gündüzün uyumanýz ve O’nun geniþ lütfundan geçim vesilelerini aramanýzdýr.
Elbette bunda iþiten kimseler için ibretler vardýr.
24 – O’nun delillerinden biri de:
Gâh korku, gâh ümit vermek için size þimþeði göstermesi, gökten bir su indirip ölmüþ topraða onun sayesinde hayat vermesidir.
Elbette bunda aklýný çalýþtýran kimseler için ibretler vardýr.
25 – O’nun varlýðýnýn ve kudretinin delillerinden biri de: göðün ve yerin, Kendisinin buyruðu ile kaim olmalarý,
belirlenen yerde sapasaðlam iþlerinin baþýnda bulunmalarýdýr.
Sonra sizi yattýðýnýz yerden bir çaðýrdý mý, birden kabirlerinizden çýkýverirsiniz! [35,41; 22,65; 17,52; 79,13-14; 36,53]
26 – Göklerde ve yerde kim varsa O’nundur.
Onlarýn hepsi, isteyerek veya istemeyerek O’na itaat ederler.
27 – Mahlûklarý ilkin yoktan yaratan, ölümden sonra da dirilten O’dur.
Bu diriltme O’na göre pek kolaydýr.
Göklerde ve yerde en yüce sýfatlar O’nundur.
Gerçekten O azîz ve hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
28 – Bakýn, Allah size kendi hayatýnýzdan bir temsil getiriyor:
Hiç, elinizin altýndaki köle ve hizmetçilerden, size nasib ettiðimiz servette, onlarýn paylarý da sizinki ile eþit olacak derecede,
kendinize ortak yaptýðýnýz, kendinize itibar ettiðiniz kadar onlara da itibar edip saydýðýnýz
ortaklarýnýz var mýdýr?
Ýþte Biz aklýný kullanan kimseler için âyetlerimizi böyle açýklýyoruz.
29 – Fakat zalimler bir bilgiye dayanmaksýzýn, körükörüne heva ve heveslerine tâbi oldular.
Allah’ýn þaþýrttýðýný artýk kim doðru yola getirebilir?Bu iþte onlar hiç bir yardýmcý bulamazlar.
30 – O halde sen, batýl dinlerden uzaklaþarak yüzünü ve özünü, hak din olan Ýslâm’a yönelt.
Yani Allah’ýn insanlarý yaratmasýnda esas kýldýðý o fýtrata uygun hareket et.
Allah’ýn bu hilkatini kimse deðiþtiremez. Ýþte dosdoðru din budur.
Fakat insanlarýn ekserisi bunu bilmezler, anlamazlar. [17,172; 12,103; 6,116]
31-32 – Baþka her þeyden geçerek O’na tam gönül verin,
O’na karþý gelmekten sakýnýn, namazý hakkýyla ifa edin.
Ve asla dinlerini parça parça edip
kendileri de öbek öbek olan o müþriklerden olmayýn.
Öyle ki her hizip, kendi yanýndakiyle böbürlenmektedir.[6,159]
33-34 – Ýnsanlar bir derde düþünce baþka her þeyi unutarak
yalnýz Rab’lerine gönülden yalvarýrlar;
Sonra Allah onlara nezdinden bir rahmet ve bolluk tattýrýnca,
bir de bakarsýn ki onlardan bir kýsmý Rab’lerine eþ, ortak koþuyor
ve böylece Allah’ýn nimetlerine nankörlük ediyorlar.
De ki: “Bir süre eðlenin bakalým, yakýnda öðrenirsiniz!”
35 – Yoksa Biz onlara bir ferman indirmiþiz de,
o ferman mý Allah’a þirk koþmalarýný bildiriyor?
36 – Ýnsanlara bir nimet, bir bolluk tattýrdýðýmýzda onunla sevinip þýmarýrlar.
Þayet kendi yaptýklarý sebebiyle baþlarýna bir fenalýk gelirse, hemen ümitsizliðe düþerler. [2,95; 4,78-79; 11,10]
37 – Görüp anlamýyorlar mý ki Allah dilediði kimsenin nasibini bol bol verir, dilediðinin nasibini kýsar.
Elbette bunda iman edecek kimseler için alýnacak ibretler vardýr.
38 – O halde yakýnlarýna, yoksula ve yolcuya hakkýný ver.
Allah’ýn rýzasýna nail olmak isteyenler için böyle yapmak daha hayýrlýdýr. Felaha erenler de iþte onlardýr.
39 – Þunu unutmayýn:Baþkalarýnýn mallarýyla artýþ saðlasýn diye faize verdiðiniz para, zahiren fazlalaþsa da Allah’ýn nezdinde artmaz.
Ama Allah’ýn rýzasýný arzulayarak verdiðiniz zekâtlar,
O’nun nezdinde bereketlenir.
Ýþte böyle yapanlar ödüllerini kat kat artýrýrlar.
40 – Allah O yüce Rabdir ki sizi yaratýr, sonra rýzýklandýrýr, sonra tayin ettiði vâde geldiðinde sizi öldürür, sonra da diriltir.
Düþünün bakalým:Sizin, ibadette Allah’a ortak yaptýðýnýz putlar içinde bunlardan herhangi bir þeyi yapabilen var mý?
Allah onlarýn iddia ettikleri ortaklardan münezzehtir, yücedir.
41 – Allah’ýn buyruklarýný umursamayan þu insanlarýn
kendi tercihleri ile yaptýklarý iþler yüzünden karada ve denizde (bütün dünyada) bozukluk ortaya çýktý, nizam bozuldu.
Doðru yola ve isabetli tutuma dönme fýrsatý vermek için,
Allah, yaptýklarýnýn bazý kötü neticelerini onlara tattýrýr. [7,168] [21,35; 2,155]
42 – De ki: “Dünyayý gezin de daha önce geçmiþ toplumlarýn âkýbetlerinin nasýl olduðuna bakýp anlayýn.
Onlarýn da ekserisi müþrik idiler.”
43 – Öyleyse Allah tarafýndan, o geri çevirilmesi mümkün olmayan gün gelmeden önce,
sen yüzünü, özünü dürüst bir þekilde dosdoðru dine yönelt.
O gün insanlar zümre zümre ayrýlacaklardýr.
44 – Kim inkâr ederse inkârýnýn zararý kendisinedir.
Kimler de güzel ve makbul iþler yaparlarsa, onlar da kendileri lehine iyi bir hazýrlýk yapmýþ olurlar.
45 – Zira Allah iman edip güzel ve makbul iþler yapanlarý lütfu ile ödüllendirecektir.
O kâfirleri asla sevmez.
46 – O’nun varlýðýnýn ve kudretinin delillerinden biri de:
Size rahmet eserlerini tattýrmasý, emri ile gemilerin akýp gitmesi ve O’nun lütfundan nasip aramanýz ve þükretmeniz için, rüzgârlarý müjdeci olarak göndermesidir.
47 – Ey Resulüm! Biz senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik.
O peygamberler ümmetlerine parlak deliller getirdiler, ama çoðu iman etmedi.
Biz de o suçlulardan intikam aldýk.
Çünkü müminleri desteklemek, Bize düþen bir borç idi. [10,103; 6,12]
Mûcizeler, bu parlak delillerin bir kýsmýdýr. Allah’ýn kâfirlerden intikam almasý ise, onlarý cezalandýrarak o zalimlerden, müminlerin intikamýný almasý demektir.
48 – Allah o azamet sahibidir ki rüzgârlarý gönderir, rüzgârlar bulutlarý kaldýrýr.
Sonra o bulutlarý gökte dilediði gibi yayar ve parça parça daðýtýr.
Bir de bakarsýn ki aralarýndan yaðmur akýp duruyor!
Derken onu kullarýndan dilediklerine ulaþtýrýnca, derhal yüzleri gülüverir. [7,57]
49 – Halbuki onlar, daha önce Allah’ýn üzerlerine yaðmur indireceðinden tamamen ümitsiz idiler.
50 – Ýþte bak, Allah’ýn rahmetinin eserlerine!
Ölmüþ topraða nasýl hayat veriyor!
Ýþte bunlarý yapan kim ise, ölüleri de O diriltecektir.
O, her þeye hakkýyla kadirdir.
51 – Eðer Biz onlara sýcak, kavurucu bir rüzgâr göndersek, onlar da o yeþillikleri sararmýþ, kavurulmuþ görseler, ondan sonra nankörlük etmeye koyulurlar. [56,63-67]
Daha önce Allah’ýn kendilerine ihsan ettiði sayýsýz nimetleri unuturlar. Menfaatlerinin zedelendiðini görünce hemen o yüce Yaratýcýyý itham etmeye kalkýþýrlar.
52 – Þunu bil ki:Sen ne ölülere sesini duyurabilirsin, ne de arkasýný dönüp uzaklaþan saðýrlara bu dâveti iþittirebilirsin. [63,36; 67,10]
53 – Sen, körleri de þaþkýnlýktan, yanlýþ yola girmekten kurtaramazsýn.
Sen ancak, âyetlerimize iman etmeye yatkýn kimselere çaðrýný duyurabilirsin. Çünkü onlar hakka teslim olurlar.
54 – Allah o kadirdir ki sizi bir zaaftan yaratmakta, sonra zaafýn ardýndan bir kuvvet yaratmakta, müteakiben kuvvetten sonra bir zaaf ve ihtiyarlýk yapmaktadýr.
O dilediðini yaratýr. Her þeyi bilen, her þeye kadir olan, yalnýz O’dur.
55 – Kýyamet saati gelip çattýðýnda suçlu kâfirler yemin ederek dünyada sadece bir saat kaldýklarýný ileri sürerler.
Onlar dünyada iken de doðruluktan yalana iþte böyle döndürülüyorlardý.
56 – Kendilerine ilim ve iman nasib edilenler ise derler ki:
“Siz Allah’ýn kitabýnca ba’s (dirilme) gününe kadar durdunuz.
Ýþte bugün dirilme günüdür, fakat siz bunu bilmiyordunuz.”
57 – O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermeyeceði gibi, onlardan tarziye vermeleri de istenilmez.
Dünyaya gönderilip Allah’ý razý etme, imanlý bir hayat sürme fýrsatý verilmez.
58 – Biz gerçekten bu Kur’ân’da insanlar için nice meseller getirdik.
Eðer sen onlara karþý istedikleri bir mûcizeyi getirmiþ olsan dahi, o kâfirler: “Siz ancak, batýl iddialar peþindesiniz” derler. [10,96-97; 6,111; 15,14-15]
59 – Ýþte Allah, ilim peþinde olmayan, gerçeði aramayanlarýn kalplerini böyle mühürler.
60 – O halde sabret!
Çünkü Allah’ýn vâdi kesindir.
Sakýn ona inanmayanlar seni paniðe düþürmesin, seni dayanýksýz bulmasýn ve seni endiþelendirmesinler.
Ynt: 30 - Rum Suresi By: ceren Date: 30 Haziran 2018, 02:08:16
Esselamu aleykum. Rabbim razý olsun paylasimdan kardeþim. ..
radyobeyan