Eðitim Dünyasý
Pages: 1
622 sene sonra By: ehlidunya Date: 26 Eylül 2011, 18:33:58
   

Abdullah Aymaz
   
622 sene sonra...

Strateji bir beyin cehdidir. Allah'ýn Hakîm isminin tecellisidir. Hikmetin gereðidir.

Kur'an-ý Kerim'de "Kime hikmet verilmiþse, ona çok hayýr verilmiþtir." (Bakara Sûresi, 2/269) buyuruluyor. Ýnsanýn, insanlýk için sabaha kadar daha ne yapmalýyýz diye delice dertlenmesi sevaptýr. Izdýrapla insanlýðýn dertleriyle yatýp kalkanlar, makbul insanlardýr. Allah böylelerine ilhamda bulunur. Ýlham kaynaðý olan ýzdýrabý bir kor gibi diðer insanlarýn içlerine de atabilirseniz onlarý da ilhama mazhar ve fikren doðurgan hale getirebilirsiniz... Bunlar ayný zamanda fedakâr ve cefakâr da olurlar... Sultan I. Murad Hüdavendigâr da bunlardandýr. Bu sene onun þehit oluþunun 622. yýlý... Yani 622 Hicret yýlý ile de tevâfuk ediyor... Bu þanlý þehidimiz üzerinde derin araþtýrmalarýn yapýlmasý lâzým...

Kosova Meydan Muhaberesi'nden önce Sultan I. Murad bir kenara çekilerek gözyaþlarý içinde Cenab-ý Hakk'a niyaz ederek, kendisinin þehit olmasýný ama ordusunun galip gelmesini dilemiþtir. Duasý da aynen kabul edilmiþtir... Þar Daðlarý eteklerinden ilerlerken bunlarý düþünmemek olmaz...

1911 yýlýnda yani Hüdavendigâr'ýn þehadetinden tam 522 sene sonra haziran ayýnda Sultan Reþad, Kosova'ya gitmiþti. 16 Haziran'da Priþtine'den Kosova sahrasýna inen Sultan Mehmed Reþad ve maiyetindeki davetliler, orada Sultan Murad Hüdavendigâr'ýn meþhedi önünde yüz bin kiþi ile cuma namazý kýldýlar. O zaman Kosova'da büyük bir darülfünunun (üniversitenin) temeli atýlmýþtý... 5 ile 26 Haziran arasý üç hafta süren bu seyahate Bediüzzaman Hazretleri de katýlmýþtý. O zaten ta 23 Temmuz 1908'de ilan edilen Meþrutiyet'in üçüncü günü irticâlen bir nutuk irad etmiþ ve daha sonra bu nutku Selânikte Hürriyet Meydaný'nda tekrar etmiþti. Devrin gazetelerinde de yayýnlanan bu nutuk 1910 yýlýnda Ýstanbul'da Ýkbal-i Millet Matbaasý'nda basýlan Nutuk isimli eserinde neþredilmiþtir. Bu nutukta Üstad Hazretleri, meþru, âdil bir hürriyet içinde yaþadýðýmýz ve bu hâli bozmadýðýmýz takdirde, insan fikri üzerindeki aðýr zincirlerin parçalanacaðýný, ilerleme ve terakki etme kabiliyetlerinin önüne konulan sedlerin yýkýlacaðýný ve bu küçük dairenin dünya kadar geniþleyeceðini ifade ettikten sonra diyor ki: "Hatta benim gibi bir köylü adam, Süreyya (Ülker takým yýldýzlarý) kadar ulvî olan umumî daireyi nazara alacaktýr. Emellerinin ve meyillerinin filizlerini oraya baðlayacaktýr. Her bir fiil ve tavrýnýn orada bir ihtizaz ile iþin içine gireceðinden; himmeti Süreyya kadar yücelerek o derece mükemmel þekilde fikirler Osmanlý memleketleri kadar geniþleyeceðinden; Eflâtun'larý, Ýbni Sina'larý ve Bismark'larý, Dekart'larý ve Taftazânì'leri inþaallah geri býrakacak. Bu kuvvetli Asya ve Rumeli tarlasý çok vatan gençleri mahsulü vereceðini kesinlikle ümit ediyoruz."

1992'de New York'ta Prof. Dr. Kemal Karpat hocamýzý bahçesinde ziyaretimde, o zamanki Balkanlar'daki kargaþa ve kaynama, bilhassa Bosna'da patlak veren olaylar karþýsýnda aðladýðýný "Oralardan yeni geldim; çarþýlarý aynen Bursa çarþýlarý gibi..." dediðine þahit olmuþtum. Gerçekten öyle...

Ayrýca artýk oralarda eðitime adanmýþ, dertli ve fedakâr gönüllülerimiz, bütün gayretleri ile, hiçbir dil, din ve ýrk ayýrt etmeden çalýþýyorlar... Halk ile de bütünleþmiþler. Ýdarecilerle de çok güzel diyaloglarý var... Bu barýþ ve eðitim köprüleri bu güzelliklerin daha da perçinleþeceðini gösteriyor inþaallah...


radyobeyan