Hayat Bir Yoldur By: sumeyye Date: 24 Eylül 2011, 14:27:42
Hayat Bir Yoldur
Ölüm nedir bilmezdim ta ki; o yola çýkýnca anladým hayatýn bir yol olduðunu ve bu yolun bir durakta son bulduðunu geçte olsa anladým. Herkes yanýmda mýrýldanýp konuþuyordu:
Mahallenin bakkalý:
-"Ne iyi adamdý! Daha dün sabah benden bir ekmek, sigara almýþtý” diye yanýndaki mahalleli dostlarýyla muhabbet ediyordu, bütün arkadaþlar, dostlar,eþim ve çocuklar hüzünlü gözlerle bana bakýyorlardý.Derken bir ezan sesi geldi.Ben irkilirken dostlarým dikkatlice ezaný dinliyorlardý. Bir ara yalnýzlýktan of çektim nedir bu karanlýk kutu bu karanlýk kutuda ýþýk yok mu diye hayýflandým. Bu da geçer dedim kendi kendime. Derken bir ses avluda yankýlandý:
-“Hakkýný helal ediyor musun cemaat?”dedi. Ben yine vurdum duymaz bir þekilde bu acayip durum bitsinde kahveye, okeye gidelim diye düþünüyordum, ne de olsa Ahmet, Ali, Mustafa avlunun bir köþesinde beklemiyorlar mý birazdan gideriz diye sabredeyim dedim. Dostlarým, akrabalarým neden buradalar anlamýþ deðilim. Kim çaðýrmýþ bunlarý, düðün mü var? Yok, yok düðün de olmaz olsaydý herkes güler eðlenirdi ama herkeste bir kasvet havasý hâkimdi.
Derken bir ses daha:
-“Haydi cemaat!” O sýrada içinde bulunduðum tuhaf kutunun kýpýrdadýðýný anladým. Herkes çekiþtiriyor birbirini benim yanýma gelmeleri de bir tuhaf deðil mi? Annem bir köþede neden aðlýyor? Babam neden yýpranmýþ sanki 45 yaþýnda deðil de yetmiþlik dedeler gibi çökmüþ periþan bir þekilde bekliyor. Eller üstünde karanlýk bir sandukayla gidiyorum. Bilinmez bir yola bilinmez mekâna!
Yolculuk esnasýnda mahalle sakinlerine bakýyordum. Herkes bir tuhaf olmuþtu. Çocuklar bile öcü görmüþ gibi bana bakýp korkuyorlardý. Derken boþ zamanlarda takýldýðým kahvenin önünden geçtik. Bir çok arkadaþ ordaydý. Bazýlarý okey, bazýlarý da tavla oynuyorlardý. Kahveciyi gördüm:
-“Vah vah sende mi bu yolun yolcusu oldun!” diye mýrýldanýyordu. Kahvedekiler de bana bile bakmýyorlar oyunlarýna devam edip kendi aralarýnda:
-"Zaten vakti gelmiþti, Azrail geç bile kaldý" derken alaylý bir þekilde de:
-"Hepimiz bu yolun yolcusuyuz aman giden gider kalan saðlar bizimdir," diyorlardý.
Ýçi karanlýk sanduka aþaðý indi. Bende yere düþmüþ gibi oldum. Etrafýma baktým etraf yeþilliklerle dolu idi. diðer taraftan imam ve akrabalarým duruyor etrafýmda. Yanýmda bir genç Kuran okuyordu:
-“Biraz daha sabredeyim beni çýkartacaklar; bana ne Kuran okuyorsa okusun zaten Mustafa, Ali, Ahmet de burada! Cemaatle biraz konuþur kaçarýz kahveye” dedim. Karanlýk kutudan aniden bir ýþýk girdi içeri derken her yer aydýnlandý. Oh be dünya varmýþ o karanlýk yerde de kalýnmaz ki caným diyordum.
Beþ, altý kiþi bedenimi tutup kaldýrýyor nedir bu þakamý yoksa bir çukur gördüm içinde sivrisinekler výzýldýyordu. Karýma ve çocuklarýma baktým aðlýyorlardý. Derken bedenimi tutan eller beni o çukura götürüyor. Ben ise:
-“Aman ne yapýyorsunuz arkadaþlar! Þaka yapmayýn diyorum.” Ama beni dinleyen yok ki! Derken bir ses daha:
-“Haydi cemaat!”
Üstümü kumlu topraklarla dolduruyorlardý. Kumlu ve topraklý bedenimi son kez kaldýrmak istedim. Tozlu gözlerle baktým son kez. Herkes gidiyor:
-“Beni unuttunuz” diyorum “Mustafa, Ahmet, Ali sizler nereye hani okeye gidecektik?” diyordum.
Ama duymuyorlardý sonra anladým ve düþündüm ki: "Ben bu durakta, dostlarým bir sonraki durakta ineceklermiþ.”ALINTI