Muaz b. Cebel By: hafiza aise Date: 23 Eylül 2011, 11:27:49
YEMEN’E GÝDEN GENÇ ÖÐRETMEN; MUAZ B. CEBEL (R.A)
Þubat 2010 53.SAYI
Aydede gökyüzünde dolaþýyordu. Bir araya toplanmýþ küçük yýldýzlarý gördü. Ýçlerinden biri; “Ben büyüyünce öðretmen olacaðým” dedi. Her nedense orada bulunan diðer küçük yýldýzlar da öðretmen olmayý istiyordu. Bu düþüncelerini Aydede’ye de söylediler. Aydede onlara; “Öðretmenlik çok güzel bir meslektir. Efendimiz’in Hz. Muaz’ý (r.a) Yemen’e Ýslam’ý anlatmasý için görevlendirdiðini biliyor muydunuz?” dedi. Aydede onlarýn can kulaðýyla kendisini dinlediklerini görünce konuþmasýna devam etti:
“Muaz b. Cebel, on sekiz yaþýnda Müslüman olur. Efendimiz’le birlikte bütün savaþlara katýlýr. Peygamberimiz (s.a.v) onu çok sever. Bazen olur ki, ‘Ey Muaz! Seni seviyorum’ diyerek sevgisini ifade eder. Peygamberimiz (s.a.v) onu Yemen’e Ýslam’ý anlatmasý için uðurlarken elini tutarak; ‘Allah seni dinde baþarýlý kýlsýn ve sana yol göstersin…’ diye dua eder. Sonra ‘Ey Muaz! Belki bu son görüþmemiz olabilir’ deyince Hz. Muaz’ýn kalbine bir ateþ düþer.
Hz. Muaz (r.a) Yemen’e yol alýrken gözyaþlarýný tutamaz. ‘Bir daha Peygamberimiz’i görebilecek miyim?’ diye düþünür. Çünkü Yemen Medine’ye çok uzaktýr. O zamanlar yolculuk deve veya at ile yapýldýðý için de çok uzun sürmektedir.
Muaz (r.a), Yemen’e giderek Ýslam’ý anlatýr. Birçok insan Müslüman olur. Muaz (r.a) tekrar Medine’ye döndüðü zaman Peygamberimiz’in (s.a.v) vefat ettiðini öðrenir. Mübarek kabrini ziyaret ederek özlemini gidermeye çalýþýr.”
BETON GÝBÝYÝM
Adamýn biri doktora gider. Doktor adamý muayene ederek þöyle der: “Karnýnýzda su toplanmýþ. Kaslarýnýzda kireçlenme, böbreklerinizde de kum var. Bir de kanýnýzda demir miktarý çok fazla.” Hasta adam bu sözleri duyunca “Doktor bey desenize beton gibiyim” cevabýný verir.
BÝLMECELER
1- Güm güm gümler, cümle alem dinler.
2- Ýki bacaklý keskin býçaklý.
3- Diþim var, aðzým yok.
4- Sýra sýra odalar, birbirini kovalar.
UÇAN HALI YEMEN’DE
“Ah o Yemen’dir, gülü çemendir / Giden gelmiyor acep nedendir?”
Eren ve Enise dinledikleri türküde adý geçen bu ülkeyi çok merak edip buraya gitmeye karar verdiler. Hazýrlýklarýný tamamlayýp Arap Yarýmadasýna doðru yola çýktýlar. Bir süre gittikten sonra bir yüzü Güney Afrika’ya bakan, dünyanýn en eski yerleþim yerlerinden Yemen’e ulaþtýlar. Uçan Halý Eren ve Enise’yi Yemen’in baþkenti San’a’ya götürdü. Burada bir süre gezinen Eren ve Enise sonunda bu þehri kendilerine daha iyi tanýtacak bir rehber bulmaya karar verdiler. Bulduklarý rehber bu þehri onlara çok güzel bir biçimde tanýttý ve þunlarý söyledi: “Yemen’in baþkenti olan San’a’yý Nuh’un (a.s) oðlunun kurduðu söylenir. Bu þehir ayný zamanda ‘64 minareli þehir’ olarak da bilinir. Bu þehirde birçok tarihi kule evleri vardýr ve bu evler UNESCO tarafýndan korumaya alýnmýþtýr. Yemen Peygamberimiz (s.a.v) zamanýnda Ýslamla þereflenmiþtir. Yaklaþýk 400 yýl kadar Osmanlý hakimiyetinde kaldýðý için burada bir Türk þehitliði de vardýr.” Bu þehir hakkýnda pek çok þey öðrendikleri için evlerine mutlu dönen Eren ve Enise; tüm arkadaþlarýna, tarihi açýdan çok zengin olan bu ülkeye gitmelerini tavsiye ettiler.
Kadriye BAYRAKTAR