Da'lec Bin Ahmed By: armi Date: 02 Temmuz 2009, 12:58:02
Hadîs ve fýkýh âlimi, velîlerden. Künyesi, Ebû Ýshâk Sicistânî'dir. 874 (H.260) senesinde doðdu. 962 (H.351) de Baðdat'ta vefât etti. Mekke'deAli bin Abdülazîz ve diðer âlimlerden, Basra'da Hiþâm bin Seyrafî ve onun tabakasýndan, Rey'de Muhammed bin Eyyûb Beclisen'den, Ýbrâhim el-Bûþencî'den, Niþâbûr'da zamanýnýn âlimlerinden, Baðdât'ta Osman bin Saîd Dârimî'den, Muhammed bin Ribh'den hadîs-i þerîf iþitip, ilim almýþ ve rivâyet etmiþtir. Ýlmi çok olup, derin bir âlim idi. Kendisinden Dâre Kutnî, Hâkim, Ýbn-i Zerkaviye, Ebû Ýshâk Ýsferâyînî, Ebû Kâsým ibni Beþrân ve daha pekçok âlim ilim alýp rivâyette bulunmuþtur. Hadîs ilminde sika, güvenilir ve pek saðlamdý. Zengin ve çok cömert bir zât olup, hayýrlar ve iyilikleriyle meþhûrdu. Mekke'de, Baðdât'ta ve Sicistân'da hadîs âlimlerine tahsis edilmiþ vakýflarý vardý. Kendisi ev satýn alýp, bir müddet Mekke'de oturdu. Daha sonra Baðdât'a yerleþti.
Malý mülkü çok olup zengindi. Fakat Dünyâ malýna hiç kýymet vermezdi. Elindekileri hep ihtiyâç sâhiplerine verirdi. Bu hususla ilgili olarak, Ebû Amr Muhammed bin Abbâs þöyle anlatmýþtýr: "Da'lec bin Ahmed, beni evine götürmüþtü. Evindeki mallarý, paralarý gösterip, bunlardan istediðin kadar al dedi. Teþekkür edip, sýkýntýda deðilim dedim."
Ýbn-i Ebî Mûsâ'ya, bir yetime âid on bin dirhem, büyüyünce teslim için verilmiþ ve kendisi vasî tâyin edilmiþti. Bir ara sýkýntýya düþüp, bu paralarý harcamýþtý. Yetim büyüyüp yetiþince, kâdý, hâkim paranýn teslim edilmesini istedi. Ýbn-i Ebî Mûsâ durumu þöyle anlatmýþtýr: "Yetimin parasý istendiði sýrada ödeyecek param yoktu, yeryüzü bana âdetâ dar geldi. Sýkýntýdan çâre aramaya baþladým. Katýrýma binip, Kerh þehrine doðru yola çýktým. Nereye gideceðimi, ne yapacaðýmý bilemiyordum. Katýrý serbest býraktým. Yolum Da'lec bin Ahmed'in mescidine vardý. Mescide girip sabah namazýný Da'lec bin Ahmed'in arkasýnda kýldým. Namazdan sonra beni evine götürdü. Hoþ geldin deyip, yemek hazýrlattý. Sofraya oturunca; "Sende bir sýkýntýlý hâl görüyorum." dedi. Ben de durumumu anlattým. "Yemeðini ye, ihtiyâcýný hallederiz." dedi. Sonra sofraya tatlý geldi. Onu da yedikten sonra, sofradan kalkýp ellerimizi yýkadýk. Hizmetçisine, "Þu kapýyý aç!" diyerek bir kapý gösterdi. Kapýyý açýp, bir odaya girdi. Odada mallar ve para kasalarý vardý. Bana on bin dirhem verdi. Sevincimden uçacak gibi idim. Parayý aldýktan sonra vedâlaþýp ayrýldým. Gidip borcumu ödedim. Aradan üç sene geçti. Bu zaman içinde iþlerim iyi gitti. Otuz bin dinâr kazandým. Daha önce aldýðým on bin dirhemi ödemek için Da'lec bin Ahmed'e gittim. Yine berâber namaz kýldýktan sonra evine gittik. Sofra kuruldu. Yemek yedik. Yemekten sonra hâlimi hatýrýmý sordu. Ben de hâlimi bildirip, daha önce aldýðým on bin dirhemi ödemek için geldiðimi söyledim. "Sübhânallah! Onu sana borç olarak vermedim, hediye ettim." dedi. Ben de; "Efendim bu malýn aslý nedir ki, bana on bin dirhem hîbe ettiniz?" dedim. Þöyle cevap verdi: "Yetiþip büyüyünce Kur'ân-ý kerîmi ezberledim, hadîs-i þerîf dinleyip, öðrendim ve ticâret yaptým. Bir tüccar bana gelip, Sen; "Da'lec bin Ahmed misin?" dedi. "Evet." dedim. "Ben malýmý ortak olmak üzere sana teslim etmek istiyorum. Bir defter tut, kazançlarý peyderpey teslim edersin." dedi. Ayrýca bu maldan bol bol sadaka daðýtmamý da tenbih etti. Ticâret yapmak üzere bana binlerce dinâr býraktý. Her sene gelir giderdi. Her geliþinde de, bir o kadar daha mal getirirdi. Yine bir senenin sonunda gelip; "Ben, deniz seferlerine çýkan biriyim. Bir kazâya uðrayabilirim. Bu malýn hepsi senindir. Bu maldan sadaka daðýt, câmi yaptýr." dedi ve ayrýlýp gitti. Ben de onun arzusunu yerine getiriyorum. Allahü teâlâ bana bol servet ihsân etti. Bunu ben hayatta olduðum müddetçe kimseye anlatma." buyurdu.
BORCUN UNUTULDU
Ebû Bekr bin Ali bin Abdullah, bir zâtýn þöyle anlattýðýný nakletmiþtir: "Bir Cumâ günü Cumâ namazý kýlmak için mescide gitmiþtim. Önümdeki safta vekarlý, huþû' sâhibi bir zât gördüm. Devamlý namaz kýlýyordu. Cumâ namazýnýn baþlamasýna kadar nâfile namaz kýldý. Heybetinden, kalbimde ona karþý bir muhabbet hâsýl oldu. Sonra Cumâ namazý kýlmaya kalktýk. O gördüðüm zât, tedirgin bir hâlde elbisesine bürünerek, hep kendini birinden gizliyordu. Namazdan sonra sebebini sordum. Þöyle dedi. Benim bir zâta borcum var. Bu sebeple mahcûbiyetimden böyle yapýyorum, dedi. Kime borcun var dedim. Þu arkamda duran zâta dedi. Meðer alacaklý olan zât, Da'lec bin Ahmed imiþ. Bu sözleri Da'lec bin Ahmed'in o safta bulunan bir arkadaþý iþiterek, gidip durumunu ona anlattý. Da'lec bin Ahmed de, bu zâtý evine getirmesini söyledi. Evine gittiklerinde yemek ikrâm edip, borçlu zâta; "Senin borcun unutuldu." diyerek alacaðýný baðýþladý. Ayrýca beþ bin dirhem de hediye verdi ve; "Mescidde beni görüp, borçlu olduðundan dolayý üzülüp sýkýntýya düþtüðün için hakkýný helâl et." dedi.
1) Tabakât-üþ-Þâfiîyye; c.3, s.291
2) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.4, s.145
3) El-Bidâye ven-Nihâye; c.11, s.241
4) Târih-i Baðdâd; c.8, s.387
5) Tezkiret-ül-Huffâz; c.3, s.881
6) Þezerât-üz-Zeheb; c.3, s.8
7) Vefeyât-ül-A'yân; c.2, s.271
8- Ýslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.4, s.5
Ynt: Da'lec Bin Ahmed By: Bilal2009 Date: 07 Aðustos 2015, 12:46:13
Esselamü aleyküm ve rahmetüllah, Dünya malýna önem vermemeliyiz. Çünkü ölünce hepsi geride kalacak . Rabbim ( celle celaluhu ) bizleri Allah ( celle celaluhu ) yolunda infak eedenlerden eylesin.
Ynt: Da'lec Bin Ahmed By: ceren Date: 15 Ekim 2020, 21:54:58
Esselamu aleyküm.rabbimin bizlere verdiði nimetlere þükür eden ve Ýslam yolunda harcayan kullardan olalým inþallah...
Ynt: Da'lec Bin Ahmed By: Sevgi. Date: 16 Ekim 2020, 04:32:44
Aleyküm Selâm. Dünya malýna heves eden kiþi ahiretini ziyan etmiþ olur. Oyüzden dünya sevgisine dalýpta ahiretini unutanlardan olmayalým inþaAllah
radyobeyan