Felsefede Nefs By: müzzemmil Date: 19 Eylül 2011, 22:39:57
Felsefe'de Nefs
Tam anlamýyla tanýnýp bilinmesi oldukça zor olan Nefs'in mâhiyeti, sýfatlarý, özellikleri ve ne olup-olmadýðý konusunda Elmalýlý Muhammed Hamdi Yazýr'ýn (V. 1942 M.) verdiði giriþ mahiyetindeki bilgilerden sonra, filozoflardan baþlamak üzere Kelâm ve Tasavvuf âlimlerinin görüþlerine bir göz atmak yerinde olacaktýr:
"Nefs, birþeyin kendisi denilen zât ve hakikatidir. Nitekim "O, bi-nefsihî kâim" denilir. "Bizatihi, yani kendi kendine duruyor" demektir, insanýn nefsi de "ben" dediði zât ve, hakikati, "kendisi" dir ki; çeþitli halleri içinde vahdetle "bir" þuuru, duygusu vardýr. Nefs'in gerçeði, bu iki özelliðin bir olma ve uyuþma noktasýndadýr.
Bununla birlikte uyku, dalgýnlýk, baygýnlýk, ölüm durumlarýnda olduðu gibi, birbirlerinden ayrýlan bu özelliklerden her biri itibariyle dahi düþünülür de bazen yalnýz hissetme, bazen soyut ayýrdetme gücü ve idrak ile irade baþlangýç ve ilkesi olarak kendisiyle baþkasýný hissederek ayýrdeden veya birleþtiren ruha da Nefs denilir ki; hisseden Nefs veya þehvanî Nefs, idrak eden Nefs veya düþünüp söyleme özelliði olan Nefs denilmesi bundandýr. Bu anlamda Nefs'e, dilimizde "can" adý verilir." [190]
[190] Elmalýlý, Hak Dîni Kur’an Dili, c. IX, s. 201-202. Ahmet Ögke, Kur'an'da Nefs Kavramý, Ýnsan Yayýnlarý: 47.