Fatihin Defteri By: reyyan Date: 15 Eylül 2011, 15:47:36
Fatih'in Defteri
Mart 2007 - 99.sayý
Murat YILMAZ kaleme aldý, DÝÐER YAZILAR bölümünde yayýnlandý.
Padiþahlarýmýzý çocukluklarýndan itibaren devlet yönetmeye hazýrlanan kiþiler olarak biliriz. Bu yanlýþ deðildir. Fakat onlarýn tek ilgi alanýnýn devlet yönetmek olmadýðýný da biliyoruz. Farklý alanlara da ilgi duymuþ, içinde yer almýþ ve desteklemiþlerdir. Bu da, Osmanlý’yý Osmanlý yapan önemli etkenlerden biri olmuþtur.
Devlet yöneticiliði ve komutanlýklarýyla tanýdýðýmýz birçok Osmanlý padiþahýnýn sanatçý yönleri ve ilgi alanlarý vardý.
Örnek vermek gerekirse; Yavuz Sultan Selim usta bir kuyumcu ve þairdi. Türkçe þiirlerin yanýnda Farsça bir divaný da vardýr. Bu divan Almanya’da basýlmýþtýr. Kanuni Sultan Süleyman, ‘Muhibbî’ mahlasýyla divan þiiri yazdý. Sultan I. Abdülaziz, þair ve bestekârdý. Ayrýca resime de çok kabiliyetliydi. II. Abdülhamit, kakma ve süsleme iþlerinde mahir, usta bir marangozdu.
Yazýmýza asýl konu olan Fatih Sultan Mehmet ise, Ýstanbul fatihi olduðu için batýlý araþtýrmacýlarýn da oldukça dikkatini çekmiþtir. Bahçývanlýktan hoþlandýðýný ve ok yüzükleri, kemer tokalarý ve kýlýç kýnlarý yaptýðýný biliyoruz. Avnî mahlasýyla da þiir yazmýþtýr.
Karikatür denemeleri
Fakat, Fatih Sultan Mehmet’in karikatür çizdiðini acaba kaç tarihsever bilmektedir?
Topkapý Sarayý Müzesi kütüphanesinde Fatih Sultan Mehmet’e ait bir defter var. Defteri Sultan II. Abdülhamit Han bulmuþ ve büyük ihtiram göstererek ciltlettirip Yýldýz Sarayý kütüphanesine koydurmuþtur.
Bu defter, þehzade II. Mehmet’in yani Fatih Sultan Mehmet’in gençlik yýllarýnda kullandýðý karalama defteridir. 180 sayfadýr. Yýldýz Sarayý’nda kurulan Zülvecheyn Kütüphanesi’ndeki cilthanede ciltenmiþtir. Kýrmýzý deri üzerine kaplý defterde mürekkebin daðýlmamasý için aharlý kaðýt kullanýlmýþtýr. Kimi yapraklarýnda filigran mühürler bulunmaktadýr.
Defter besmele ile baþlýyor. Sonrasýnda ise “Mehmed bin Murad Han” ibareli tuðra denemeleri, Arapça, Farsça, Grek alfabeleriyle yazý denemeleri ve portre çizimleri var. Çizimlerin kimi yerinde ince uçlu kamýþ kalem, kimi yerinde de fýrça kullanýlmýþ.
Fakat ilginçtir, Topkapý Sarayý yetkililerinin verdikleri bilgiye göre defter bugüne kadar çok fazla bilim adamýnýn dikkatini çekmemiþtir. Sadece bir dönem sanat tarihçisi Ord.Prof. Dr. A. Süheyl Ünver ilgilenmiþ ve konuyla ilgili olarak “Fatih’in Defteri” isminde bir kitap yazmýþtýr.
Kendisiyle yapýlan bir ropörtajda Prof. Dr. Ýskender Pala ise, Saray Hazinesi’nde yer alan bu defterin bilim adamlarý tarafýndan incelenmesi gerektiðini vurguluyor. “Kriminoloji laboratuvarlarýnda bu çizimler incelenirse Fatih’in kiþiliðindeki ayrýntýlara varabiliriz..” diyen Pala, “Karakter tahlili ile çok farklý yönleri ortaya çýkabilir. Portre çizimlerinde ne anlatmak istemiþ. Bu önemli bir konu. Tarihsel anlamda da önemli sonuçlar elde edilebilir.” diyor. Fatih Sultan Mehmed’in “Ben bir dünya devleti kuracaðým. Surlarýný sanatla öreceðim!” sözlerini de hatýrlatan Pala, “Bu çaðrý da onun gerçekten kültür sanat deðerlerine çok önem verdiðinin bir göstergesi. Onun hayallerini yansýttýðý bir eskiz çalýþmasý olan bu defter de mutlaka incelenmeli.” diyor.
Gözlem gücü
Defterde at, kuþ, yaprak ve insan yüzü çizimleri var. Karikatürcü gözüyle defteri incelediðimizde günümüzdeki karikatür çizim tekniklerine çok benzer olduklarýný görüyoruz. Çizgiler abartýlý. Yüz ifadeleri donuk deðil. Sevgi, öfke ve hayret mimikleri çizgilere yansýtýlmýþ.
Portreleri çizilen kiþilerin kimler olduðu hakkýnda kesin bir bilgiye sahip deðiliz. Fakat bu çizimlerden Þehzade Mehmet’in insanlarý gözlemleme yönünün ve yeteneðinin çok kuvvetli olduðunu rahatlýkla söyleyebiliriz.
Aslýnda bu gözlemleme konusu her karikatürcüde olmasý gereken bir özelliktir. Fakat maalesef günümüzde özellikle karikatüre yeni baþlayan gençlerde bu özelliðin fazla olmadýðýný görüyoruz. Karikatüre baþlar baþlamaz dergilerdeki tiplemeleri taklit ediyorlar. Belli bir yere kadar bu taklit etmeler normaldir. Fakat çevrelerindeki insanlarý gözlemlemeyip sürekli dergilerdeki tiplemeler üzerinden çizimlerini geliþtirmeye çalýþtýklarýnda, belli bir süre sonra yeni tipler çizmekte zorlanmaya baþlýyorlar. Toplumdan soyutlanmýþ, insanlarý ancak dergilerdeki tiplere göre kategorize edebilen, gözlem ve düþünce tembeli insanlar haline geliyorlar.
Þehzade Mehmet’in çizgi tekniðinde de acemi olmadýðý görülüyor. Çizgilerinde titreme yok. Kendinden emin çizgiler. Hele ki bu çizimleri ince uçlu kamýþ kalemle yapmak bilek hareketlerindeki kývraklýðýn göstergesi.
Defterdeki çizimlerden baþka þu anda bildiðimiz baþka çizimleri yok. Fakat bahsettiðimiz defterdeki çizimleri incelediðimizde kendisinin daha önce de benzer çizimler yaptýðýný anlayabiliyoruz. Çünkü çizgileriyle bu seviyeye gelmiþ birinin daha önce çeþitlli karalamalar ve çizgi çalýþmalarý yapmasý gerekiyor. Yani defterdeki çizgiler ilk defa çizim yapan birinin çizgileri deðil. Belli bir seviyede ve ustalýkta olan çizgiler.
Portre karikatürler
Fatih Sultan Mehmet’in karikatüristliðini irdelerken, günümüzdeki karikatür tanýmýyla yorumlamak yanlýþ olur. Günümüzdeki karikatür anlayýþýndaki gibi çizimlerinde bir konu veya espiri yok. Daha çok karikatürün bir dalý olan portre karikatür dalýna yakýn çizgilerdir.
Defterdeki çizimleri incelerken Fatih’in yaþadýðý dönemi aklýmýzda tutarak incelemeliyiz. Bahsettiðimiz dönem Fatih’in gençlik yýllarý. 1400’lü yýllar. Bu yýllarda günümüzdeki gibi bir karikatür anlayýþý yok. O yýllarda Osmanlý’da resim denilebilecek sadece minyatür sanatý var. Minyatür sanatýyla karikatür sanatý çizim teknikleri yönünden çok farklý dallardýr.
O dönemde Avrupa’da resim sanatý çok ileri düzeydedir. Belki Þehzade Mehmet bir þekilde Avrupa’daki ressamlarýn resimlerini görmüþ ve etkilenmiþ olabilir. Çünkü Fatih Avrupa’yý çok yakýndan takip eden biriydi. Takip ettiði konular arasýnda Avrupa’daki sanat etkinliklerinin de olmasý kuvvetle muhtemeldir.
Belki akla “Fatih’in gençlik yýllarýnda çizdiði bu çizimler belli bir dönem heves kabilinde, bilinçli olmayan karalamalardýr. Bu çizimlere bakarak Fatih’in resme ilgisi olduðunun söylenmesi doðru deðildir.” þeklinde bir düþünce gelebilir.
Fakat Fatih’in hayatýna bütün olarak baktýðýmýzda bu iddianýn yerinde olmadýðýný görürüz. Çünkü resim sanatýna olan ilgisi gençlik yýllarýna ait olsaydý, vefatýndan bir sene önce Venedikli ressam Gentile Bellini’ye resmini yaptýrmazdý. Bellini’nin ünlü Fatih tablosunun sað alt köþesinde Latin harfleriyle 25 Kasým 1480 tarihinin atýldýðýný görürüz. Fatih’in vefat tarihi ise 1481’dir.
Venedik ile 16 yýl süren savaþtan sonra 1479’da barýþ antlaþmasý yapýldý. Antlaþmadan sonra ayný yýl Fatih Sultan Mehmet, Ýstanbul’a gönderilmek üzere Venediklilerden “usta” bir ressam istedi. Osmanlý ile arasýný düzeltmek için iyi bir fýrsat yakalamýþ olan Venedikliler, 53 yaþýndaki dönemin önemli ressamlarýndan Gentile Bellini’yi Ýstanbul’a göndermeye karar verdi.
1479 Eylül ayýnýn sonlarýnda Ýstanbul’a gelen Bellini’ye Fatih Sultan Mehmet önce bazý saray görevlilerinin resimlerini yaptýrýr. Ayrýca Fatih’in ressama bazý modeller gönderdiði ve önce çizime sonra da modele bakarak ressama ihsanlarda bulunduðu da anlatýlýr. Bellini, bu uygulama çerçevesinde meczup bir derviþi de resmetmiþtir. Topkapý Sarayý’nýn bazý duvarlarýnýn resimlenmesi görevi de Bellini’ye verilmiþti.
Bellini, tablosunda Fatih’i gayet gerçekçi bir biçimde resmetmiþtir. Fatih’in hafif yana dönük ince yüzü, karakteristik burnu, özenle týraþ edilmiþ býyýk ve sakalý, sakin bakýþlarý resimde dikkat çekici bir þekilde ustalýkla resmedilmiþtir. Tablo, padiþahýn azametini etkileyici bir üslubla yansýtýr. Sade giysiler içinde profilden yapýlmýþ bu portrenin saðýnda ve solunda üç taç yer alýr. Bu üç taç, Fatih’in sona erdirdiði üç büyük devleti, yani Bizans’ý, Trabzon Rum Ýmparatorluðu’nu ve Karamanoðullarý Beyliði’ni simgeler.
Sanat anlayýþý ve devlet
Resmini çok beðenen Fatih Bellini’ye çeþitli ihsanlarda bulunur. Ayrýca saraydan Nakkaþ Sinan Bey’i de Ýstanbul’dan Ýtalya’ya gönderir. Sinan Bey, Ýtalya’da çaðýn ustalarýndan Maestro Paola’nun yanýnda çalýþýr. Sinan Bey’in batý resmi etkisi altýnda kaldýðýný gösteren Fatih’in güllü portresini, bu geziden döndükten sonra yaptýðý söyleniyor.
Fatih’in resim sanatýna olan ilgisi hakkýndaki bu bilgiler kendisini tanýmada sadece bir dipnottur. Daha birçok özelliðe sahip. Okumayý ve araþtýrmayý çok seven biriydi. Yedi yabancý dil bilirdi. Tarih ilmine çok meraklýydý. Bilime büyük önem verir, yabancý ülkelerdeki bilim adamlarýný davet ederdi. Mühendislik bilgileri ileri düzeydeydi. Askeri ve siyasi bir deha idi. Cesaretli olduðu kadar merhametliydi. Alim ve dindardý. Tasavvuf büyüklerine son derece hürmet gösterirdi. Vefatýndan sonra cenaze namazýný Muhyiddin Þeyh Vefa Hazretleri kýldýrmýþtýr.
Fatih Sultan Mehmet hakkýnda günümüzde hâlâ yerli ve yabancý tarihçiler kalýn hacimli eserler yazmaya devam etmektedirler.
Bütün bu yazdýklarýmýzýn gayesi, geçmiþi yad edip onlar iyiydi, kötüydü tartýþmasýna katýlmak deðil. Devran dönüyor ve biz bugünü yaþýyoruz. Fakat geleceðe adým atarken geçmiþten bir þeyler de devþirelim istiyoruz.
Öyle ya, Osmanlý yeryüzünün sayýlý güçlerinden biriydi. Fakat bu güç yalnýzca kaba güce yaslanmýyordu. Fikir, sanat ve bilimi sahiplenme hem Ýstanbul’da hem Anadolu’da ince, zarif ve tatlý-sert bir Osmanlý toplumunu oluþturuyordu.
Bugün geri dönmemiz mümkün deðil. Çünkü tarihin geri dönüþü yok, sonradan da Osmanlý olunmuyor. Fakat fikre, sanata önem vermenin bir toplumu tarihî yapma özelliði ise her zaman var. Belki magazin dünyadan sýyrýlýp biraz bunu da düþünme imkanýmýz olur.
Ynt: Fatihin Defteri By: mevlüde06 Date: 16 Aralýk 2015, 18:56:08
Fatih Sultan Mehmed in bu ozelligini bilmiyordum.Allah razi olsun.
Insani sasirtan bir kisilik gercwkten Fatih Sultan Mehmed..masallah
Ynt: Fatihin Defteri By: ceren Date: 16 Aralýk 2015, 20:51:22
Aleykumselam.Fatih Sultan Mehmet kimsenin baþaramadýgini basarip Istanbulu fetig etmistir.Bunun nasil oldugunuda ogrenmis oldum.Rabbim razi olsun bilgilerden kardesim....