Niye gafletteyiz By: hafiza aise Date: 13 Eylül 2011, 14:04:11
NÝYE GAFLETTEYÝZ?
Nisan 2010 55.SAYI
Gaflet, kalp ve ruh hafýzasýnýn yitirilmesidir. Bir hükümdarýn her þeyi unutarak izbe sokaklara düþtüðünü hayal edin: Üst baþ periþan, bir kuru ekmekle açlýðýný bastýrmak için insanlara el açýp yalvardýðýný. Ayaklar altýna alýnýp alay edildiðini, hakarete uðradýðýný. Ne bilsin bir zamanlar o ülkenin hükümdarý olduðunu. Kendisiyle alay edenlerin bir zamanlar kapýsýna bile yaklaþamadýklarýný. Ýþte kalp ve ruh da beden ülkesinin hükümdarýdýr. Eþref-i mahlukat olarak yaratýlan, tüm alemlerin yaratýcýsýnýn halifesi olan insan, gafletle; hafýzasýný yitirip gerçek deðerini kaybederek, nefsinin heva ve hevesinin ayaklarý altýnda her an hakarete uðrar. Onlarýn oyuncaðý haline gelir.
O nedenle Haris el-Muhasibi (k.s) buyuruyor ki; “Kalbin Allah’tan gafil kalmasý bir kul için bela ve musibetlerin en büyüðüdür.” Çünkü gaflette kiþinin aklý örtülür, bir uyuþukluk sarar. Muhakeme yeteneðini yitirir. Gerçek bilgiden uzaktýr. Baþýna gelecek tehlikenin farkýnda deðildir. Týpký emekleyen bebekler gibi, bir uçurumun yanýndayken bile tehlikeyi sezemediðinden oradan aþaðý emeklemeye devam edebilir. Peki, insan niye gaflete düþer?
ÝMAN VE YAKÝN NURUNU PERDELEYEN GÜNAHLAR
Allah’tan uzaklaþan günahý kolay iþler; kalbi katýlaþýr. Kalp katýlýðý daha fazla günaha daldýrýr kiþiyi. Günaha dalanýn kalbi perdelenir ve basiret nuru perdeler ardýnda kalýr. Böylece günahlar kalbin iman ve yakin nurunu zayýflatýr. Kalp kararýr, gaflet uykusuna dalar. Kalbin basiret nuru söndüðünde akýl da iþlevini tam olarak yapamaz. Kalbin, ruhun, aklýn irade ve otoritesi nefsin eline geçer. Sonrasýnda nefis ve þeytan ortalýkta cirit atmaya baþlar. Dünyaya geliþ gayesi unutulur, gaye nefsin heva ve hevesi olur. Tüm yaþam enerjisi ve verilen nimetler, ömür sermayesi nefsin arzularýný gerçekleþtirebilmek için seferber edilir adeta.
AHÝRETÝ UNUTUP DÜNYAYA TUTULMAK
Nefsin kalbe hakimiyeti ölçüsünde, kiþinin heva ve hevesi kuvvet kazanýr. Kiþi heva ve hevesinin kuvveti ölçüsünde dünyaya sarýlýr, Allah’tan ve ahiretten uzaklaþýr, gaflete dalar.
Gaflet; gözleri kör, kulaklarý saðýr eder. Böylece ilahi çaðrýlarý duyamaz olur. Ýlahi irtibat kesilince kalp körelir, kiþi baþ gözüyle görülene yönelir. Ahireti unutur, dünyayý elde etmek ister. Dünya sevgi ve hýrsý kalbi sarar. Onun ýþýltýlý cazibesi gönlü çeler. Kalp dünyaya çekildikçe ilahi emirlerden ve ahiretten daha da uzaklaþýlýr. Gaflet tedavi edilmezse, perdeler kalkýp gerçekler olduðu gibi ortaya çýkýncaya kadar kiþi bir rüyanýn peþinde koþturur durur.
SALÝH AMELLERLE KALBÝ BESLEMEMEK
Farzlardan baþka kuþluk, evvabin, teheccüd gibi namazlar, oruçlar, Kur’an okuma, zikir gibi ibadetlerle kalbin nefis ve þeytana karþý beslenmesi, hassasiyetinin artýrýlmasý gerekir. Ve bu ibadetler olabildiðince gafletsiz yapýlmaya çalýþýlmalýdýr. Gavs-ý Sani (k.s), kalbini diriltmek ve beslemek isteyen kimsenin Allah’ýn zikrini çok yapmasý gerektiðini belirtir.
GAFÝL ÝNSANLARLA OTURUP KALKMAK
Gafil insanlarla oturup kalkmanýn yýkýcýlýðýyla ilgili çok çarpýcý bir kýssa anlatýr Hace Ubeydullah Ahrar (k.s) “Bir gün Bayezid Bestami’nin (k.s) gönül huzuru bozulur, periþanlýk ve huzursuzluk hisseder. Kendini o halden kurtaramayýnca meclisindekilere, ‘Yoklayýn! Bizim meclisimize bir gafil girmiþ olmalý. Bu daðýnýklýðýn sebebi odur!’ der. Müridleri araþtýrýrlar. Yabancý birini deðil ama asalarýn içinde yolun yabancýsý gafil birinin asasýný bulurlar. Onu dýþarý çýkarýrlar. O anda Bayezid Hazretleri’nin gönül huzuru yerine gelir; kabz basta, tefrika hali de cemiyyete (Allah’ta gönlün birliði) dönüþür.” Gönüllerimiz Bayezid Hazretleri’ninki kadar hassas olmadýðý için bizler zahiren çok bariz bir þekilde farký anlayamasak da gafil kiþilerden uzaklaþmak kalbimizi perdelenmekten korur.
DÜNYEVÝ ÞEYLERDEN ÇOK FAZLA KONUÞMAK
Ebu Abdullah en-Nibaci (k.s) “Allah Teala’dan baþka þeyleri anmak, onlardan bahsetmek kalpte kasvete, katýlýða sebep olur” buyuruyor. Maddi þeylerden çok fazla konuþmak, kiþinin gönlüne kasvet yaðdýrýr. Bu kasvet baþlangýçta kiþiyi manen boðazlar gibi olur. Ancak konuþmalarýn tekrarý ve devamý bu boðulma hissini kaybettirip kalbin katýlaþmasýna götürür. Bunlarýn artmasý ise perdelenmeye
sebep olur.
YENÝLENLERE DÝKKAT ETMEMEK
Kiþinin yediði yemeðin 40 gün kalbi etkilediðini belirtiyor keþif sahibi arifler. O yüzden yiyip giydiklerinin helal olmasýna dikkat etmemek, yemek piþirirken, hazýrlarken ve yerken gafletli olmak, o yemekle beslenen bedenden de gafletli iþler çýkmasýna sebep olur. Yemek piþirirken öfkelenmek, kötü sözler sarf etmek, dinlemek ya da inkarcýlarýn piþirdiði yemeði yemek de ayný þekilde kalbi olumsuz etkiler. Hace Ubeydullah Ahrar (k.s) buyuruyor ki, “Gafletle ýsýtýlan sudan abdest alan ve gafletle piþirilen yemekten yiyen kimsenin gönlünde zulmet ve gaflet meydana gelir.” Eðer sunulan yemeði yememek fitneye, kalp kýrýlmalarýna sebep olacaksa ya da yemek gerekiyorsa, yiyeceklere bir Fatiha ve üç Ýhlas okunarak yenmesinin, yemeðin manevi zararýný kaldýracaðý ümit edilir. Ayrýca yemeði hazýrlama, piþirme hatta yeme esnasýnda abdestli bulunmak da kiþiyi gafletten korur.
Bunlar tasavvuf erbabýnýn azimet hallerindendir. Fakat çok ince görülebilecek bu gibi þartlara özen, kalbin daima uyanýk ve gafletsiz kalmasýnda etkili olur. Azimetlere sarýlmak kiþiyi her nefesinde gafletsizliðe ve Allah’ýn
huzuruna taþýr.
Rabia SULUK
Ynt: Niye gafletteyiz By: Rüveyha Date: 20 Eylül 2014, 20:39:23
Esselamu Aleyküm.Mevlam razý olsun..Gaflete düþüren bu hallarden Mevlamýza sýðýnýyorum.Rabbim bizleri nefislerinin boyunduruðu altýnda girenlerden kýlmasýn inþaAllah.
Ynt: Niye gafletteyiz By: mevlüdekalýnsaz Date: 20 Eylül 2014, 21:01:29
Ve aleykumusselam..amin ecmain inþallah..faydalý bir paylaþým..Allah razý olsun..bu gafilliðimiz sanýrým en çok da yediklerimize dikkat etmemmizden kaynaklanýyor .öyleki yediðimiz yemek 40 gün kalbimizi etkiliyormuþ..
Rabbim gaflete yol açacak her türlü söz ve davranýþtan bizleri muhafaza eylesin inþalah..
Ynt: Niye gafletteyiz By: saniyenur Date: 21 Eylül 2014, 00:47:45
Önemli bir konu paylaþmýþsýnýz kardeþlerim Rabbim ebeden razý olsun.O nedenle Haris el-Muhasibi (k.s) buyuruyor ki; “Kalbin ALLAH’tan gafil kalmasý bir kul için bela ve musibetlerin en büyüðüdür.”Bela ve musibet aramaya ne gerek. Ýþte en büyük bela.