Dünya Hali
Pages: 1
Memleketimin Hali By: reyyan Date: 08 Eylül 2011, 11:30:45
Dünya Hali



Ekim 2008 118.SAYI


Halil AKGÜN kaleme aldý, DÜNYA HALÝ bölümünde yayýnlandý
.

Ramazaný Geride Býrakýrken Memleketimin Hali

Bir mübarek Ramazan ayýný daha geride býraktýk. Acaba millet olarak maneviyat aleminde mesafe kat edebildik mi? Rahmet ve maðfiret ayý Ramazan’da birbirimize rahmet gösterip, affedebildik mi? Rabbimizden istediðimiz rahmet ve affý baþkalarýna gösterdik mi?

Türkiye gibi hýzlý deðiþen bir ülkede bu sorularý anlamsýz bulanlar çýkabilir. “Efendim, çað ekonomi çaðý; din, iman, bunlar insanýn kalbinde olsun yeter…” diyenler az deðil. Onlara göre dinî deðerlere sahip çýkmak insaný dünyadan alýkoyuyor. Hatta insanlar tembelleþiyor, miskinleþiyor. Batý medeniyeti ise almýþ baþýný gidiyor. Onlarý yakalamak için bizim de onlar gibi çalýþmamýz, dünyaya biraz daha sarýlmamýz gerekiyor.

Acaba öyle mi gerçekten? Cenab-ý Hak, “Dünyayý isteyene dünyayý, ahireti isteyene ahireti veririz.” diyor. Ama ahiretsiz sadece dünyayý isteyenler ne kadar mutlu? Maddiyat aleminde her þey yolunda mý gidiyor? Tek baþýna maddi baþarý huzur, bereket, itminan, aðýz tadýyla bir yaþam getiriyor mu?

Batý toplumlarý giderek bireycileþiyor. Yani bencilleþiyor. O yüzden mutsuzluk, hayattan tatminsizlik had safhada. Aklý baþýnda batýlýlar bunu gördüðü için bireyciliðe karþý insanýn sosyal yönünü öne çýkarmaya çalýþýyorlar. Ýnsanýn neden diðer varlýklarla yaþamak zorunda olduðuna dair bilimsel araþtýrmalar yapýyorlar. Genetik uzmanlarý, psikologlar, beyin uzmanlarý, insanýn sosyal ortamlarda daha bütüncül ve iþlevsel bir varlýk haline geldiðini söylüyor.

Demek ki tek baþýna bireyin mutluluðu yetmiyor. Bir de çevreye, aileye, mahalleye bakmak gerekiyor. Orada ne var? Eðer orada kavga, gürültü, uyuþturucu, hýrsýzlýk, içki, sahtekârlýk varsa bireyin de mutlu olmasý mümkün deðil.
Ýslâm bu yüzden birey kadar cemaate de önem veren bir din. Ýbadetlerin bireye bakan bir yönü olduðu kadar, cemaate, topluluða bakan bir tarafý da var. Bireyin saadeti kadar toplumun huzuru da önemli. Bireyin hak ve özgürlükleri kadar toplumun hak ve özgürlükleri de önemli.

Ramazan ayýný geride býrakýrken bu düþünceler insanýn zihnine takýlýyor. Dünyayla rekabet edelim, hatta onlarýn önüne geçelim ve “muasýr medeniyet seviyesinin üstüne çýkalým” derken, acaba bazý temel deðerleri unutuyor muyuz?

Amerika mý Rusya mý?


Kafkaslardaki son geliþmeler, uluslararasý güç dengelerinin yeniden þekillenmeye baþladýðýný gösteriyor. Ruslar “bir beyaz atýn üstünde” naralar atarak “geliyoruz” diyorlar. Gürcistan savaþý ve Rusya’nýn desteðiyle (zorlamasýyla) gündeme gelen Abhazya ve Güney Osetya’nýn baðýmsýzlýðý, sadece Amerika’nýn ve Avrupa’nýn deðil, Türkiye’nin de baþýný aðrýtacak türden.

Batýlýlarýn karþýsýnda artýk yeni bir Rusya var. Ýç bütünlüðünü saðlamýþ, ekonomisi her gün büyüyen, ordusu güçlü, gerektiðinde risk almaktan ve askeri güç kullanmaktan çekinmeyen bir Rusya.

Küresel güç iliþkilerini dengelemek ve Amerikan hegemonyasýný kýsmen sýnýrlamak için Rusya’nýn bir güç olarak yükselmesi iyi bir geliþme olarak görülebilir. Fakat Ruslarýn geçmiþini de iyi biliyoruz. Türkiye ve Ýslâm dünyasýna karþý en az Amerikalýlar ve Avrupalýlar kadar pragmatik, çýkarcý ve acýmasýzlar. Çeçenistan’da yaþananlarý unutmadýk. Rusya’daki müslüman topluluklarýn yaþadýðý zorluklarý da biliyoruz.

Amerika’ya karþý tepkinin bir sonucu olarak kendilerini Rusya’ya yakýn hissedenler var. Fakat bu tam da “denize düþen yýlana sarýlýr” meseline denk düþüyor. Sarýldýðýnýzýn yýlan olduðunu bilmeniz lazým!

Dünya Baþýmýza Yýkýlýyor!

Eylül ayýnda Amerikan bankacýlýk sektöründe yaþanan krizi gazeteler bu baþlýkla verdiler. Amerikanýn en büyük bankalarýndan Lehman Brothers iflas etti. Amerikanýn en eski bankalarýndan Merrill Lynch, Bank of America tarafýndan 50 milyar dolara satýn alýndý. Dünyanýn en büyük sigorta þirketlerinden AIG, Amerikan merkez bankasý tarafýndan son anda kurtarýldý.

Bunlardan önce dünyanýn en büyük ipotek (mortgage) þirketleri Fannie Mae and Freddie Mac, iflasýn eþiðine geldi. Amerikan hükümetinin finanse ettiði bu iki þirket de yine hükümet tarafýndan kurtarýldý. Ortada dönen ve bir hesaptan diðerine aktarýlan para, bir çok ülkenin toplam milli varlýðýndan daha fazla.

Son bir yýlda Amerikan ekonomisinde ve dünya piyasalarýnda yarým trilyon dolara yakýn kaybýn olduðu tahmin ediliyor. Bu krizler bütün dünya ekonomisini etkiliyor.

Bu büyük finans oyunlarýnýn arkasýnda tek bir þey yatýyor: hýrs. Daha fazla kazanma, daha fazla kâr hýrsý. Kötü yönetim, pazar dengeleri, yeni piyasalar, rekabet… Bunun gibi daha bir sürü gerekçe sayýlabilir. Fakat sonuçta bu büyük finans oyunu, zenginin daha fazla zengin olmasýndan baþka bir iþe yaramýyor.

Medya-Siyaset Savaþlarý

Bu Ramazan, tatsýz ve seviyesiz bir medya-siyaset savaþýna sahne oldu. Baþbakan’ýn Aydýn Doðan’la girdiði polemik, bir anda kontrolden çýktý. Ýki taraf ayný hýrs ve öfkeyle birbirine saldýrmaya baþladý. Hafta içi siyaset, hafta sonu kavga izler olduk!

Ramazanýn bereketine, maneviyatýna hiç yakýþmayan bir kavgaydý bu. Üstelik iki taraf da ortaya somut bir þey koyamadý. Deniz Feneri’nin Almanya þubesi hakkýnda Almanya’da görülen davadan bir takým cezalar çýktý. Yani ortada hiçbir þey yok deðil. Bir takým þüpheli iþler yapýlmýþ. Bunlarýn üzerine gitmek, yolsuzluk suçlamasýndan kurtulmak gerekirdi. Bu yapýlmadý. Buna karþýn olay medyanýn abarttýðý gibi de deðil. Aksi halde Almanya’da görülen davadan çok daha aðýr cezalarýn çýkmasý gerekirdi.

Bu kavgadan siyaset de kaybetti, medya da. Türkiye’de siyasetin seviyesini yükseltmek, þeffaflýðý arttýrmak ve hesap verebilirliði yaygýnlaþtýrmak gerekiyor. Ama bunun için üniversiteden medyaya siyaset dýþýndaki kurumlarýn da aktif katký vermesi gerekiyor.

Ayný þekilde Türkiye’nin daha dürüst, saygýlý, ciddi, sansasyonel olmayan ve güç iliþkilerinden baðýmsýz bir medyaya ihtiyacý var. Keþke bu kavga yerine, bu alanlarda bir takým adýmlar atýlsaydý. Ramazanýn maneviyatýna daha uygun bir iþ yapýlmýþ olurdu.

Býçak Sýrtý Bir Seçim Daha


Amerikan seçimleri 4 Kasým günü yapýlacak. Artýk adaylar belli. Mesajlar ortada. Kartlar açýlýyor. Barack Obama liderliðindeki Demokratlarýn bu seçimi “elini kolunu sallaya sallaya” alacaðýný söyleyenler, þimdi biraz endiþeliler. Çünkü Cumhuriyetçiler Sarah Palin’in baþkan yardýmcýsý adaylýðýna seçilmesinden sonra ciddi hamleler yaptýlar.

Peki ne yaptýlar? Amerika’daki Evangelist Hýristiyan tabaný harekete geçirdiler. Bu gruplarýn 40 milyon civarýnda insaný kapsadýðý tahmin ediliyor. Geçen seçimlerde olduðu gibi bu seçimde de Cumhuriyetçilere en çok oy, bu kitleden çýkacak. Cumhuriyetçi adaylar Evangelist Hýristiyanlara yakýn bir çizgide duruyor.

Palin’in adaylýðýnýn açýklanmasýndan sonra, Amerikan toplumunun kýrýlma noktalarýndan biri daha gün yüzüne çýktý: elitizme karþý popülizm. Demokratlar seçkinci olmakla suçlanýrken, Cumhuriyetçi adaylar “halkla temas halinde” olduklarýný söylüyorlar.

Demokratlarýn daha aklý baþýnda konuþmalar yaptýðýný biliyoruz. Ama seçim günü oy verecek Amerikalý seçmenlerin kafasýnda baþka deðerlendirmeler de var. Mesela güvenlik, savunma, ekonomi gibi. Ve Cumhuriyetçiler bunlarla nasýl oynayacaklarýný çok iyi biliyorlar.

Dolayýsýyla Kasým’daki Amerikan seçimleri yine çok yakýn bir marjla sonuçlanacak. Kimin kazanacaðýný ise hep birlikte göreceðiz.

Kýsa Kýsa


Amerika merkezli küresel finansal krizin ortasýnda ABD, körfezin en zengin ülkesi Birleþik Arap Emirliklerine 7 milyar dolar deðerinde bir füze savunma sistemi satmaya hazýrlanýyor. Füze sistemi dünyanýn en büyük silah þirketlerinden Locheed Martin tarafýndan üretilecek. Bu satýþýn iki yönü var: Bir, Amerikan silah þirketleri büyük ve kârlý iþler almaya devam ediyor. Ýki, bu füze sistemi muhtemelen Ýran’a karþý bir koz olarak kullanýlacak. Böylece Amerika bir taraftan para kazanacak, öbür taraftan bölgede gerginlik oluþturarak Ýran’ý izole etmeye çalýþacak.

***

Türkiye ile Ermenistan arasýndaki buzlar eriyor mu? Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün 6 Eylül günü Erivan’a yaptýðý ziyaret bunun iþaretçisi gibi görünüyor. Peki Gül’ün baþlattýðý “futbol diplomasisi” sonuç verecek mi? Ermeni tarafý da þu ana kadar olumlu bir tutum sergiliyor. Fakat önümüzde ciddi sorunlar var: Soykýrým iddialarý, bu iddialarý kabul eden ülkeler, Ermenistan iþgalindeki Karabað bölgesi, Rus yanlýsý bir Erivan, enerji, Rus askeri birliklerinin (Güney Osetya ve Abhazya üzerinden) Türkiye sýnýrlarýna giderek yaklaþmasý, Ermenistan’daki Rus askeri varlýðý… Bütün bunlar Türkiye ile Ermenistan iliþkilerinin kolay kolay normalleþmeyeceðini gösteriyor.

***

Devlet son dört yýlda 89 bin 645 kiþiye terör tazminatý ödemiþ. Tazminat, terörle mücadele sýrasýnda ölüm, yaralama, mala hasar gibi gerekçelerle ödeniyor. Terörle mücadele deyince akla hep daðdakilere karþý nizami ordunun verdiði mücadele geliyor. Terörün bir de böyle bir tarafý var. Teröre bulaþmamýþ insanlar da bu beladan nasibini alýyor. Çünkü terör, týpký bir ateþ gibi. Kendi kabýnda kalmýyor; dokunduðu her þeyi yakýyor. Türkiye’deki terörle mücadele konusunda son yýllarda önemli adýmlar atýldý. Ýnþallah bunlarýn arkasý gelir ve bu illetten millet olarak kurtuluruz.

***

YÖK Baþkaný, “Üniversiteler sadece bilimle uðraþsýn” demiþ. Elhak doðru söylemiþ. Ama kim dinleyecek? Bilim deyince aklýmýza ne geliyor o bile belli deðil. Üniversiteler yýllardýr en katý, acýmasýz ve anlamsýz ideolojik mücadelelerin mekaný oldu. Özgürlük yerine ideoloji öðretti. Üretkenlik yerine itaati salýk verdi. Bilimsel çalýþma yerine ezberciliði teþvik etti. Sonuç ortada. Türkiye’de 130 civarýnda üniversite var ama hiçbir dünya sýralamasýnda ilk 300’e giremiyor. Oysa 70 milyonluk Türkiye’nin en az 250 üniversiteye ihtiyacý var. Ama ayný zamanda kaliteye. Ýnþallah YÖK baþkanýnýn sözüne kulak veren çýkar.


radyobeyan