Binbir Damla
Pages: 1
Uhuda Giderken By: reyyan Date: 23 Aðustos 2011, 13:21:21
Binbir Damla


Ocak 2009 121.SAYI


Yusuf YAVUZ kaleme aldý, BÝNBÝR DAMLA bölümünde yayýnlandý.

Uhud’a Giderken

Kureyþ müþriklerinden Ebu Süfyan, Bedir Savaþý sýrasýnda büyük bir ticaret kafilesiyle Suriye’den Mekke’ye dönmüþtü. Ticaret mallarý bin deve yüküydü. Bu mallar satýlarak elde edilen gelir Bedir yenilgisinin intikamýný almak için yapýlacak yeni bir savaþýn masrafýna ayrýldý.

Kureyþli müþrikler savaþ için malî imkana kavuþunca, askerî güç için faaliyete baþladýlar. Çoðu ücretli üç bin kiþilik bir ordu hazýrladýlar. Orduda üç bin deve ile iki yüz de at vardý. Askerlerin yedi yüzü zýrhlýydý. Ebu Süfyan kumandasýndaki Kureyþ ordusu, def çalan kadýnlarý da yanlarýna alarak Medine’ye doðru yola çýktý. Mekke’de bulunan Peygamber Aleyhisselam’ýn amcasý Hz. Abbas r.a., bir adamýyla gizlice gönderdiði bir mektupla geliþen hadiseleri Rasul-i Ekrem s.a.v.’e haber verdi.

ALLAH Rasulü s.a.v. sahabilerine müþriklerle savaþ hususundaki görüþlerini sordu. Bedir Savaþý’na katýlamamýþ heyecanlý gençler ve Hz. Hamza r.a. gibi kahraman kiþiler açýktan savaþa girmeyi teklif ettiler. Tecrübeli ve ihtiyatlý kimseler ise, Medine’de kalýp savunma harbi yapma teklifinde bulundular. Rasul-i Ekrem de ikinci görüþü destekliyordu. Münafýkbaþý Abdullah b. Übeyy de Medine’de kalarak müdafaa savaþý yapýlmasýný istiyordu.
Çoðunluðun savaþma arzusunda olduðunu gören Peygamber Aleyhisselam, evine giderek zýrhýný giydi, kýlýcýný ve kalkanýný kuþanarak dýþarý çýktý. Ýþte bu sýrada Sa’d b. Muaz’ýn uyarmasýyla savaþ isteyenlerde bir piþmanlýk
belirdi:

– Ya Rasulallah! Senin istemediðin bir þey yapmakla hata ettik. Eðer istersen Medine’de kalalým, senin istediðin olsun, dediler. ALLAH Rasulü s.a.v.: “Bir peygamber zýrhýný giydikten sonra savaþmadan onu çýkarmasý uygun deðildir. Dediklerimi yapmaya bakýn. Sabrederseniz zafer sizinledir.” buyurdular.

Böylece yüzü zýrhlý, ikisi atlý, bin kiþilik Ýslâm ordusu cuma günü ikindiden sonra, Medine’nin kuzeyinde bir saatlik mesafedeki Uhud’a doðru yola çýktý. Abdullah b. Ümmü Mektum Medine’de vekil býrakýldý. Abdullah b. Übeyy ise, “Ben meydan savaþý istemiyorum.” diyerek üç yüz adamýyla yoldan geri döndü. Kalan Ýslâm ordusu yolda geceledikten sonra, 11 Þevval 3 / 25 Ocak 625 Cumartesi sabahý, savaþýn yapýlacaðý Uhud Daðý eteðine ulaþtý.

El-Vâkýdî: Kitâbü’l-Megâzî, 1/199-219; Belâzurî: Ensâbü’l-Eþrâf, 1/381-386; Ahmet Cevdet Paþa: Kýsas-ý Enbiya, 1/173-179.

Tepedeki Okçular

Uhud Savaþý, Mekkeli müþriklerle Medineli müslümanlar arasýndaki ikinci büyük savaþtý. Rasulullah Aleyhisselam, düþmanýn arkadan baskýn yapmasýný önlemek için, savaþýn baþýnda Abdullah b. Cübeyr kumandasýnda elli okçuyu Uhud Daðý önündeki “Okçular Tepesi” denilen Ayneyn Tepesi’ne yerleþtirmiþti. Zafer de kazanýlsa ikinci bir emre kadar kesinlikle yerlerini terk etmemelerini, arkadan saldýracak atlýlarý oklarla püskürtmelerini sýký sýkýya tembih etmiþti.

Savaþýn ilk safhasýnda düþman ordusu yirmiden fazla kayýp vererek geri çekildi. Düþmaný uzaklaþtýran müslümanlar, bu arada savaþ meydanýnda býrakýlan eþyalarý toplamaya baþladýlar. Bunu gören okçularýn büyük çoðunluðu kumandanlarýnýn bütün ikazlarýna raðmen yerlerini terk edip ganimet peþine düþtüler. Böyle bir fýrsatý kollayan düþman süvari birliði kumandaný Halid b. Velid, adamlarýný toplayýp Ayneyn geçidine doðru hücuma geçti. Yerinden ayrýlmayan Abdullah b. Cübeyr ve sekiz-on arkadaþý kahramanca çarpýþarak þehit oldular. Halid b. Velid Ayneyn tepesinden dolanarak müslümanlarý arkadan çevirdi. Meydaný terk eden Kureyþ ordusu da onun seslenmesiyle geri döndü. Müslümanlar iki saldýrý arasýnda sýkýþarak panik halinde daðýlýrken, galibiyet ve maðlubiyet yer deðiþtirmiþti.

Uhud’da savaþýn tersine döndüðü sýrada, efendisinden azatlýk sözü almýþ Habeþli bir köle olan Vahþi b. Harb, bir taþýn arkasýnda pusu kurarak Hz. Hamza’yý gözetliyordu. O kýlýcýyla düþman kovalarken, bir ara ayaðý kayýp sýrtüstü düþünce, niþancý Vahþî’nin fýrlattýðý ve karnýnýn altýna sapladýðý mýzrak darbesiyle þehit oldu. Bunu takiben Ebu Süfyan’ýn karýsý Hind, mübarek þehidin göðsünü yardý, karaciðerini çýkarýp aðzýnda çiðnedi! Görülmemiþ bir vahþet…

Savaþýn bu dehþetli saatlerinde, ALLAH Rasulü’nün çevresinde 10-15 fedai bulunuyordu. Sonra bu sayý otuzu aþtý. Gittikçe çoðalan müþrikler ise onlarý her taraftan sýkýþtýrýyordu. Bu arada birileri “Muhammed öldürüldü!” yaygarasýný çýkardýlar. Enes b. Nadr gibi bazý kahramanlar da “Rasulullah ölmüþse ALLAH bakidir!” diyerek, þehit olasýya savaþmayý sürdürdüler.

Ýbn Hiþam: es-Sîretü’n-Nebeviyye, 3/73-93; Tarîhu’t-Taberî, 2/507-520; Muhammed Hamidullah: Ýslâm Peygamberi, 1/234-35.

Uhud’dan Ayrýlýþ

Uhud Savaþý’nda üç safha yaþanmýþtý. Ýlkinde müslümanlar zafer kazanmýþtý. Ýkincisinde maðlubiyetle karþýlaþtýlar. Üçüncüsünde ise savaþ müslümanlar için çetin bir savunma mücadelesine dönüþtü.

Savaþýn ikinci safhasýnda müslümanlar da üç kýsma ayrýlmýþtý. Birinci kýsmý Rasul-i Ekrem’in þehit edildiðini zannederek savaþ alanýný terk etmiþti. Ýkinci kýsým “Rasulullah ölmüþse ALLAH bakidir!” diyerek kendi baþýna savaþa devam ediyordu. Üçüncü kýsým ise Rasulullah’ýn çevresini sararak bütün güçleriyle onu korumaya çalýþanlardý.

Uhud Savaþý’nýn iþte bu ikinci evresinde, Rasulullah Aleyhisselam’ýn üzerine ok ve taþlar atýlýyor, kýlýçlar çalýnýyordu. Efendimiz s.a.v.’in atýlan bir taþla alt dudaðý yarýlmýþ ve bir diþi kýrýlmýþtý. Bir kýlýç darbesiyle mübarek yüzü yaralanmýþ, miðferinin halkalarýndan ikisi yanaðýna batmýþ ve oradaki tuzak çukurlardan birine düþmüþtü.

Yanýnda bulunan Hz. Ali ve Hz. Talha onu tutup çýkardýlar. Ebu Übeyde Hazretleri ise yanaðýna saplanan iki miðfer halkasýný diþleriyle çýkarmýþ, fakat kendisinin de iki diþi sökülmüþtü. ALLAH Rasulü s.a.v. yüzünden kanlar akarken “ALLAHým! Kavmime hidayet eyle, çünkü onlar bilmiyorlar!” diye dua ediyordu.

Savaþýn son evresinde Rasulullah’ýn sað olduðunu öðrenen birçok mümin hýzla onun etrafýnda toplanarak savunmaya geçmiþlerdi. Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Ali, Sa’d b. Ebî Vakkas, Zübeyr b. Avam, Talha b. Ubeydullah, Sa’d b. Muaz, Sa’d b. Ubade, Ebu Dücane ve Ebu Ubeyde (ALLAH onlardan razý olsun) bu halkanýn içindeydi.

Uhud Savaþý’nda müþrikler yirmi üç ölü, müslümanlar ise yetmiþ þehit vermiþlerdi. Harbin sonunda Rasulullah Aleyhisselam yorgun ve yaralý vaziyette yanýndakilerle Uhud Daðý’na sýðýnmýþtý. Karþý taraftan seslenerek Hz. Ömer’le biraz atýþan Ebu Süfyan, Rasul-i Ekrem’in hayatta olduðunu öðrendi; ordusuyla ayrýlýp Mekke’ye döndü.

Öðle namazýndan sonra Uhud þehitlerini yýkanmadan elbiseleriyle topraða veren Rasulullah ve ashabý yaralý gönülle Medine’ye döndüler. Ayneyn’de okçularýn hatasý, zaferi engellemiþti.

Ýbn Sa’d: et-Tabakatü’l-Kebîr, 2/40-41; Ýbnu Esir: el-Kâmil fi’t-Tarîh, 2/153-163; Zekâi Konrapa: Peygamberimiz (Ýstanbul, 1968), 210-218.


radyobeyan