Kapaktakiler
Pages: 1
Kusur Aramak Kusur Bulmak By: reyyan Date: 18 Aðustos 2011, 18:46:04
Kusur Aramak Kusur Bulmak


Mayýs 2009 - 125.sayý


Enbiya YILDIRIM kaleme aldý, KAPAKTAKÝLER bölümünde yayýnlandý.

Bazý insanlar vardýr ki gözü hep baþkalarýndadýr. Kendisini Ýslâm’ýn merkezine koyar ve yaþadýðý dinî hayatý mükemmel kabul eder. Sergilediði kulluðu sorgulamak yerine sürekli baþkalarýnýn kusurlarýný araþtýrýr.

Bizim inancýmýza göre insanýn yaratýlýþ gayesi bellidir. Allah onu bir sýnav için dünyaya getirmiþ ve sýnav sonunda alacaðý puana göre ahirette hak ettiði karþýlýðý verecektir. Kul nereyi hak ediyorsa oraya gidecektir. Bazýlarý ebedi olarak cehenneme giderken, bir kýsým insan doðrudan cennete gidecek. Cehenneme uðradýktan sonra cennet nimetine eriþecek olanlarýn oraný da az deðil.

Ancak þu bir gerçek ki, pek çoðumuz nasýl bir sýnavda olduðumuzu hâlâ anlamýþ deðiliz, bunu bir eðlence sanýyoruz. Halbuki sýnavda olan insan ne yapar? Hem de sýnav esnasýnda her hareketi gözlenirken ve kayýt altýna alýnýrken? Kendi iþine bakar. Doðru ve makul olan budur. Çünkü baþarýlý olamadýðý zaman sonucuna katlanmak zorunda kalacak olan kendisidir. Bu nedenle de imtihan esnasýnda saða sola bakýnarak, milleti süzerek zamanýný boþa harcamaz.

Ýmtihanýmýzla meþgul olabilsek

Ýnsan var, dünyaya neden geldiðinin idrakindedir. Elinden geldiðince kulluðunu yaþamaya gayret eder, haramlardan þiddetle kaçar. Kendi muhasebesini yapar. Gününü nasýl geçirdiðini, ibadetlerinin hakkýný ne kadar verebildiðini düþünür. Ertesi gün daha güzel bir kul olma yönündeki azmini biler. Bu amaçla farz ibadetlerle yetinmez. Allah ile olan baðýný sýký tutmak ve Rabbini unutmamak için nafile ibadetlere çok önem verir. Pazartesi perþembe günleri oruç tutar, teheccüd de dahil olmak üzere nafile namazlara devam eder. Allah’ýn adýný kalbinden ve dilinden uzak etmemeye çalýþýr. Onun bütün derdi defterine bir iki sevap daha ilave edebilmektir. Diline sahiptir, baþkalarýný çekiþtirip durmaz. Aðzýndan dökülen kelimelere dikkat eder, kötü kelam etmemeye çabalar. Bilir ki peygamberinin aðzýndan bir tek kötü söz çýkmamýþtýr.

Bu insanýn baþkalarýnýn eksikleriyle uðraþmaya hevesi yoktur. Kendisinin düzeltilecek onca hatasý varken, diðer insanlarýn kusurlarý peþinde dolaþmayý haksýzlýk olarak görür. Enerjisini kendisinin, ailesinin, sözünü dinletebildiði akrabasýnýn ve yakýnlarýnýn daha iyi mümin olabilmeleri yönünde harcar. Her çabamda ve her nefes alýþveriþimde hayýr olmasý gerekir diye düþünür.

Kusur aramaya odaklanmak

Lakin bazý insanlar da vardýr ki, gözü hep baþkalarýndadýr. Kendisini Ýslâm’ýn merkezine koyar ve yaþadýðý dinî hayatý mükemmel kabul eder. Benliðini kâmil bir mümin gibi gördüðünden ve hatalarýný görmezlikten geldiði için baþkalarýna yönelir. Sergilediði kulluðu sorgulamak yerine sürekli baþkalarýnýn kusurlarýný araþtýrýr. Halbuki kendisini bir yabancý gözüyle eleþtiriye tabi tutabilse, o kadar çok tenkit edeceði yönü vardýr ki! Ama nasýl bir sýnavda olduðunu kalbine kabul ettiremediði için hayatý boþ konuþmayla geçip gider.

Baþkalarýnýn müslümanlýðýný beðenmez. Müminlerin bir araya gelerek sergiledikleri Ýslâm kardeþliðini, din adýna yaptýklarý hizmeti ve gösterdikleri çabayý küçümser. Sürekli eksikliklerini diline dolar. Söz konusu insanlarýn ellerinden geldiði kadar kulluklarýný yaþamaya, din kardeþleriyle baðlarýný kuvvetlendirmeye, birbirleriyle dayanýþmaya ve Ýslâm’ýn mesajýný diðer insanlara ulaþtýrmak için gösterdikleri çabaya bakmaz da, gözüne takýlan bazý kusurlarý tekrar edip durur. Çünkü gözü kusur aramaya odaklanmýþtýr bir kere.

Oysa düþünmez ki, eleþtirdiði bu insanlar sonuçta kendi dindarlýklarýnýn ve Ýslâm’ýn güçlenmesi için bir çaba içerisindedirler. Yapmasý gereken tek þeyin, onlarýn bu gayretini ve ihlâsýný takdir etmek olduðunu günaha batmýþ nefsine söyletemez.

Halbuki bu insan kendi müslümanlýðýný sorgulamak yanýnda, bir þeye daha dikkat etmek durumundadýr: O da baþkalarýnýn hizmetlerini eleþtirmek yerine, içinde bulunduðu hizmetin serpilmesi ve daha çok insana ulaþmasý için çabalamasýdýr. Zira kendi bulunduðu yerin en uygun ve en güzel yol olduðuna inanan insana düþen görev, bu yolu güçlendirmeye, özellikle de Ýslâmî deðerlerden uzaklaþmýþ olanlarý kazanmaya koþmaktýr. Ýnsanlarý Ýslâm’a kazandýrmanýn yolu ise karþý tarafý kötülemek deðildir. Çünkü bir insan kendi bulunduðu yeri nasýl en iyi yol olarak görüyor ve buna samimiyetle inanýyorsa, eleþtirip durduðu insan da kendi bulunduðu yer için ayný duygulara sahiptir, gönülden baðlanarak orada bulunmaktadýr ve Ýslâm için çabalamaktan mutludur. Bu durumda böyle bir müslümanla uðraþmanýn mantýkî bir izahý olabilir mi? Oysa yapýlmasý gereken tek þey bu mümin için “Allah razý olsun” demektir.

Gýybet olduðunu bilsek

Esasýnda þunu düþünmek gerekir: Bir kiþi baþkalarýnýn kusurlarýný diline doladýðýnda, arkasýndan konuþulan kiþi bundan rahatsýz oluyor mu, olmuyor mu? Elbette oluyor. Rahatsýz olduðunda bize karþý sevgisi mi nefreti mi artýyor? Hiç þüphesiz buðzu artýyor. O zaman bu nasýl bir dindarlýktýr ki, kardeþini kendisine düþman ettiriyor?
Oysa Allah, kitabýnda müslümanlarýn kardeþ olduðunu, kiþi kardeþiyle uðraþtýðýnda onun etini yemiþ gibi olacaðýný beyan ediyor. (Hucurât 10, 12).

Dolayýsýyla ayetlerin muhatabý olan mümin hem Allah’ýn emrine karþý geliyor hem de bir müslümaný kendisine düþman ederek yaþamýný sýkýntýya sokuyor. Neresinden bakýlýrsa bakýlsýn, insan kendisine büyük zarar veriyor.

Nitekim Hz. Peygamber bir gün kutlu sahabilerine sorar:

– Gýybet nedir bilir misiniz?

Ashabý, Hz. Peygamber’in bir mesaj vermek istediðini anlayarak:

– Allah ve Rasulü daha iyi bilir, derler. Hz. Peygamber de þöyle buyurur:

– Gýybet, kardeþin hakkýnda, onun hoþlanmayacaðý birþeyi söylemendir.

Oradakilerden bir tanesi:

– Ya Rasulallah! Ya söylediklerim kardeþimde varsa, diye sorunca þu cevabý verir:

– Eðer dediklerin onda varsa gýybet etmiþ olursun. Þayet yoksa, bu sefer de iftira etmiþ olursun.(Beyhakî)
Peygamberimizin bu sözlerindeki uyarý çok çarpýcýdýr. Bir insaný çekiþtiren kimse söylediklerinde doðru ise, üçüncü þahsý çekiþtirdiði için günaha girmektedir. Söyledikleri doðru deðilse iftira etmektedir. Bu durumda da günaha girmektedir. Yani, bir insaný çekiþtiren kimse her halükârda yanlýþ yapmaktadýr. Neresinden bakarsanýz bakýn,
yapan kiþi ziyandadýr.

Peygamberimiz baþka bir defasýnda ashabýna:

– Ýflas etmiþ kimdir, diye sorar. Sahabileri de:

– Bize göre iflas eden, parasý ve malý olmayandýr, bunlarý kaybedendir, derler. Hz. Peygamber de, kýyamet günü Allah’ýn huzurunda iflas eden kimsenin ilahi buyruklarý yerine getirmeyen kimse olduðunu söyledikten sonra, bu kimsenin iflasýný hazýrlayan nedenleri þöyle sýralar:

– Bu kiþi birilerine hakaret etmiþ, baþkalarýna iftira etmiþ, bir kýsým insanýn malýný almýþ, bir baþkasýnýn kanýný akýtmýþ, daha baþkalarýnýn da canýný yakmýþtýr. Bu þahýs kimlere zarar vermiþse sevaplarýndan alýnarak zulmettiði kimselere verilir. Sevaplarý bitince karþýdakilerin günahlarýndan alýnarak ona yüklenir. Sonra da cehenneme atýlýr. (Tirmizî)

Çekiþtirmek, iþi olmayanýn iþidir

Esasýnda baþkalarýnýn ardýndan konuþan ve sürekli eleþtirip duranlara dikkat edildiðinde, pek bir þey yapmadýklarý görülür. Zira bir þey yapan insan diðerleriyle uðraþmaya zaman bulamaz. Ýþi olmayanýn iþi ise baþkalarýnýn yaptýðý iþlerdir.

Bu kiþiler, diðer insanlarýn günahýný yüklenmek yanýnda Ýslâmî hizmetlere, dolayýsýyla dine de büyük zarar vermektedirler. Zira Allah için bir þeyler yapanlarýn çabalarýný kötülemeye ve engellemeye çalýþan esasýnda Ýslâm’a zarar vermektedir. Bunun vebalinin ne kadar aðýr olduðunu bilen bir insan acaba müslümanlarla uðraþýr mý?
Ne kadar acýdýr, Allah için kýzýlmasý gereken Ýslâm düþmaný o kadar kiþi varken, kendi günahlarýmýz dururken, insan enerjisini müslümanlarla uðraþmaya harcýyor.

Rabbimize el açtýðýmýzda yapacaðýmýz dualardan birisi þu olmalýdýr: “Allahým! Benim kalbimi ve dilimi müslüman kardeþlerimin aleyhinde konuþmaktan koru. Aðzýmdan onlarý rencide edecek bir tek söz çýkmasýn. Ýçimi kardeþlerimin sevgisiyle doldur. Beni baþkalarýnýn hatalarýný aramaktan muhafaza eyle.”


radyobeyan