Haller By: seymanur K Date: 16 Aðustos 2011, 10:44:08
[Haller]
Haller birkaç türlüdür:
1- Korku. Bu hal, Yüce Allah'ýn intikamýnýn þiddetini bilmekten doðar.
2- Ümit. Bu hal, Yüce Allah'ýn rahmet ve nimet vermesinin geniþliðini bilmekten doðar.
3- Tevekkül: Bu hal, zarar verme-yarar saðlama, alçaltma-yükseltme, ver-
me-men etme, yüceltme-zelil kýlma, çoðaltma ve azaltma gibi fiillerin yalnýzca Yüce Rabbe ait olduðunu bilmekten doðar.
4- Muhabbet: Bunun iki sebebi vardýr: a. Yüce Allah'ýn iyilik ve nimetlerini bilmek, ki bundan lütfetme ve nimet vermeye muhabbet doðar. Kalpler kendisine nimet veren ve iyilik yapan kimseleri sevecek þekilde yaratýlmýþtýr. Nimet vermenin tümü kendisine ait olan, ihsanýn tümü kendisinden meydana gelen Yüce Allah'a karþý muhabbet nasýl olur bir düþünmeli! b. Yüce Allah'ýn cemâlini bilmek, bundan cemâl muhabbeti hasýl olur. Bu iki muhabbet diðer tüm muhabbetlerden fazla olmalýdýr. Çünkü O'nun (c.c) lütfü gibi lütuf, O'nun cemâli gibi cemâl yoktur.
5- Haya. Bu, Yüce Allah'ýn bize baktýðýný ve yaptýklarýmýza muttali oldu-
ðunu bilmekten doðar. Bu bilgiyi aklýnda hazýr tutan kiþi Yüce Allah'ýn kendisine bakmasýndan ve muttali olmasýndan haya ederek ancak kendisini O'na yaklaþtýran fiilleri yapar, kendisini O'ndan uzaklaþtýran ve O'nu öfkelendiren þeyleri yapmaz.
6-7- Heybet ve saygý. Bu ikisinin kaynaðý yüce Allah'ýn celâl ve kemâlini bilmektir. Yüce Allah'a karþý duyulan heybet ve saygý diðer tüm varlýklardan fazla olmalýdýr. Çünkü O'nun celâli gibi celâl, O'nun kemâli gibi kemâl yoktur.
8- Bu hallerin bir kýsmýna dalmaktan doðan fena hali. Fenanýn aslý gaflet, gaybet, kiþiyi muhtaçlýk halinden kurtaracak sebeplere sarýlma dýþýnda kalbi tüm varlýklardan boþaltmaktýr.
Yukarýda sayýlan marifet ve bilgilerden herhangi birini elde edemeyen kiþi bu bilgiye dayalý olan halleri, bu hallere uygun olan söz ve amelleri de elde edemez. Bu niteliklere dair bilgisi devamlý olan kiþinin bunlardan doðan halleri de devamlý olur.
Hal ehlinin dereceleri irfan ile bu irfana dayalý hallerin devamýndaki deðiþikliðe baðlý olarak deðiþir. Yine onlarýn dereceleri, belirtilen irfandan doðan hallerin þerefine baðlý olarak da deðiþir. Örneðin korkanlarýn ve ümit edenlerin dereceleri muhabbet ehlinin derecelerinden daha aþaðýdadýr. Çünkü korku ve ümit sebepleri korkulan kötülüklere ve ümit edilen hayýrlara baðlý iken, muhabbet doðrudan ilaha baðlýdýr.
Yüce Allah'ýn cemalini bilmekten doðan muhabbet de O'nun nimet ve lütuflanný bilmekten doðan muhabbetten daha yücedir. Çünkü cemâl muhabbeti Yüce Allah'ýn cemâlinden kaynaklanýr, nimet ve lütuflandýrma muhabbeti ise O'nun nimet ve lütuflarýndan kaynaklanýr. Tazim ve saygý bunlarýn hepsinin üzerindedir. Çünkü bu iki hal yüce Allah'ýn celâl ve kemâlini bilmekten kaynaklanýr. Bu bilgi de Allah'ýn celâlinden, kemâlinden ve buna baðlý unsurlardan kaynaklanýr. Tazim ve saygý iki yönden þerefe sahiptir.
Allah bir kimseyi bu nitelikler dýþýnda baþka niteliklere sahip kýlar ve bu niteliklerden de onlara uygun olarak yukarýda sayýlanlar dýþýnda baþka haller meydana gelirse bu halleri dil ile ifade etmek mümkün olmaz. Çünkü dilde bunlarý ifade etmek üzere herhangi bir kelime konmamýþtýr. Herhangi bir iþaret de bunu ifade edemez. Çünkü iþaretin delaleti ibarenin delaletinin altýndadýr. Büyüklerin zarurî ve nazarî ilim dýþýnda baþka ilimleri vardýr. Onlar bu ilimlerde derece derecedir.