Vesvese kuruntu evham By: hafiza aise Date: 15 Aðustos 2011, 18:11:23
VESVESE KURUNTU EVHAM
Ocak 2011 64.SAYI
Vesvese, nefsin veya þeytanýn kalbe attýðý hayýrsýz, faydasýz düþünceler ve kuruntular demektir. Nefsinin insanýn kendisine vesveseler verdiðine dair Allah (c.c), “Andolsun, insaný biz yarattýk ve nefsinin ona verdiði vesveseyi de biz biliriz…” (Kaf, 16) buyurmaktadýr. Nefsin insana vesvese vermesi, bir insanýn, kendi kendine söylediði ve gönlünden geçirdiði gizli hisler, takýntýlar, kuruntular ve vehimlerdir. Ýnsana nefsinin verdiði bu tür kuruntular ve gizli düþünceler bazen öyle boyuta ulaþabilir ki, þeytanýn vereceði vesveselerden daha büyük ve tehlikeli durumlar bile oluþabilir. Bunun içindir ki, Efendimiz (s.a.v) “Senin en büyük düþmanýn, seni çepeçevre kuþatan nefsindir” (Beyhaki, ez-Zühdü’l-Kebir) buyurmuþtur.
Þeytanýn insana vesvese vermesi ise, kalbine attýðý bir takým gizli seslerle onu kandýrmaya çalýþmasý ve kendine itaat etmeye davet etmesidir. Nitekim þeytanýn Hz. Adem (a.s) ile Hz. Havva’yý kandýrmaya çalýþmasý bu cihetten bir vesvesedir: “Derken þeytan, kendilerinden gizlenmiþ olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: ‘Rabbiniz size bu aðacý ancak, melek olmayasýnýz, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasýnýz diye yasakladý.” (Araf, 20) Vesveseler sadece nefsin ve þeytanýn verdikleriyle kalmamaktadýr. Bazen insanlar da bu tür kuruntu ve evhamlarýn kaynaklarý olabilmektedir. “De ki: Ýnsanlarýn kalplerine vesvese sokan, (insan Allah’ý andýðýnda) pusuya çekilen cin ve insan þeytanýnýn þerrinden insanlarýn Rabbine, insanlarýn Melikine (mutlak sahip ve hakimine) insanlarýn ilahýna sýðýnýrým!” (Nas, 1-6)
ÝBADETTE VESVESE
Ýnsanýn içine düþtüðü vesveseler türlü þekillerde olabilir. Vesvese oklarýna maruz kalan kiþinin baþka zamanlarda aklýna gelmeyen þeyler gelmeye baþlar. Örneðin abdest alýrken, “Acaba kolumu yýkadým mý, baþýmý mesh ettim mi?” der ve tekrar abdest alýr; bir daha, bir daha derken, artýk abdest de, diðer ibadetler de ona zor gelmeye baþlar ve -Allah korusun- sonunda hepsini býrakýverir. Daha pek çok çeþidi olmasýna raðmen vesveseye müptela olan insanlarýn en çok karþýlaþtýklarý vesvese türü budur.
Vesvese içinde kývranan kiþinin idealinde en mükemmel ibadeti yapma düþüncesi vardýr. Buna bir de “takva” düþüncesi girmiþse, gittikçe de vesvesenin þiddeti artar. Zaman içinde öyle bir dereceye varýr ki, amel ve ibadetin en iyisini yapayým derken harama düþebilir. Bazen sünnet olan bir ibadeti ideal manada yapmaya çalýþýrken, farkýnda olmadan bir farzý terk eder. Sonunda da, “Acaba yaptýðým ibadet kabul oldu mu? Yok yok herhalde eksik yaptým” diye diye peþ peþe o ibadeti tekrar eder durur. Ýþte burada þeytanýn attýðý vesvese oku hedefini bulmuþtur. Bu durum artýk o insanda bir hastalýk haline gelmiþtir. Hatta gittiði misafirliklerde bu þekilde defalarca abdest alamayacaðý için misafirliðe gitmek istememeye baþlar. Gittiði zaman ise bu vesvesesinden ötürü namaz kýlamaz hale gelir. Gusül abdesti de hakeza böyle. Kimileri vücutlarýnda kuru yer kaldýðý endiþesiyle saatlerce banyodan çýkmazlar. Hatta öyle vakalar gözlemlenmiþtir ki, gusül abdestini tam anlamýyla alma düþüncesiyle gün boyu banyoda kalanlar olmuþtur.
Buna benzer bir vesvese de namaz hususunda karþýmýza çýkabilmektedir. Bu tür vesveseye kapýlanlar, “Eksik yaptým, secdem tam olmadý, rükuda tam eðilmedim” diyerek namazýný tekrar tekrar kýlýyorlar. Veya “Fatiha’yý tam okumadým, zammý surede yanlýþ yaptým” düþüncesiyle, ayný sureyi defalarca tekrar ediyorlar. Yahut namazýn müstehap ve sünnetlerini en ideal bir þekilde yapayým derken, ya vaciplerini veya farzýný terk etmek gibi bir duruma düþüyorlar. Bazýlarý da iftitah/baþlangýç tekbirini tam alamadýðý veya niyetini saðlam yapamadýðý düþüncesiyle namazýný bozuyor ve tekrar yeni baþtan kýlmaya baþlýyor. Nihayet namazý kazaya kalýyor. Namazda veya baþka bir ibadette bu tür vesvese ve evhamlarýn aralýklarla meydana gelmesi olasýdýr. Ancak bunun daimi tekrar etmesi, okunan Fatiha veya surelerdeki bir yanlýþtan deðil insanda hastalýk haline gelen vesveselerdendir.
KORKU KAYNAKLI VESVESELER
Bazýlarý da sürekli evine hýrsýzlarýn ve kendisine zarar verecek kötü niyetli kiþilerin gireceðini düþünür. Öyle olur ki, bu sebeple evinde kalamaz hale gelir. Zarar göreceði korkusu kendisinde bir vesvese ve takýntý haline gelir. Kimileri de kapýyý defalarca kilitler. Vesveseleri sebebiyle, yüksek bir yere çýktýðýnda veya balkona gittiðinde, içinde aþaðý atlamasýný söyleyen þiddetli bir gizli ses veya dürtü duyduðunu ve bu sesin onu çok rahatsýz ettiðini söyleyenler bile var. Evden çýktýðýnda, “Acaba musluðu iyice kapattým mý? Acaba, evin ýþýklarý açýk mý kaldý? Acaba tüpün vanasýný kapattým mý? Evin penceresi açýk mý kaldý? Kapýyý bir kere daha mý kilitleseydim?” gibi düþüncelerle, apartmanýn merdivenlerini defalarca inip çýkanlar var.
Gece geç vakitte evine dönen bir kiþinin, arkasýndan birinin geliyormuþ gibi hissetmesi doðal karþýlanabilir. Ancak bu durum kimilerinde o kadar ileriye gitmiþtir ki, yalnýz yatamaz, gündüz de olsa evde tek baþýna kalamaz, rüzgar esse, kapý açýlsa Azrail geliyor zannederek hayatýný bu korkuyla sürdürmeye çalýþanlar var. Kimilerinde de geleceðe yönelik endiþeler ve kuruntular vardýr. Kendinin veya çocuklarýnýn geleceðini temin etme endiþesi altýnda, kendisine ve onlara altýndan kalkamayacaðý ödevler vermeye baþlarlar.
Kimileri de hastalýk bulaþacak; takýntýsý ve korkusu içinde yaþar. Onun için her þey pis ve mikropludur. Hiçbir yere dokunmak istemez. Dýþarýda ne kadar zor durumda kalsa da yemek yemez. Bardaklar iyi yýkanmamýþtýr diye kendisine ikram edilen çayý içmez. Temizlik takýntýsý bazen eve misafir kabul etmemeye veya misafirler gittikten sonra aþýrý derecede temizlik yapmaya kadar varabilir. Misafir gittikten sonra saatlerce kendilerini veya vücutlarýnýn bir kýsmýný yýkayarak, kendilerini korumaya çalýþýrlar.
Vesveseler, takýntý ve kuruntular, sahibi kadar onun yakýnlarýný da rahatsýz eder. Örneðin gusül takýntýsý olan bir hasta, gün boyu banyoyu iþgal ettiði için, yakýnlarý banyoyu kullanamaz hale gelebilir. Yine temizlik takýntýsý olanlar dýþarýdan kir bulaþacak diye sadece kendilerini deðil ailenin diðer fertlerini de bazý davranýþlar yapmaya zorlayabilirler.
Görüldüðü üzere vesvese ve kuruntular, verdiði zararlar açýsýndan sadece kiþinin kendisinde kalmamakta, ailesine ve sosyal çevresine de yansýmaktadýr. Her insan belli bir zaman bu tür vesveselerle baþ etmek durumunda kalmýþtýr. Ancak insan bu çeþit vesveselerin þeytandan kaynaklandýðýný bildiði halde veya sevdiði, itimat ettiði, bilgisine güvendiði birisi tarafýndan kendisine haber verildiði halde, hiç aldýrmadan vesvese etmeye devam ederse, bu sefer vebal altýna girmiþ, hatta günah iþlemiþ olur.
Hüseyin OKUR