Diðer Yazýlar
Pages: 1
Afra Hatun By: hafiza aise Date: 13 Aðustos 2011, 12:37:07
OÐULLARINI ÞEHÝT OLSUNLAR DÝYE BÜYÜTTÜ; AFRA HATUN (R.A)

Þubat 2011 65.SAYI

O GÜN FURKAN GÜNÜDÜR

Afra Hatun Medineli bir haným sahabidir. Mekkeli Müslümanlar için elinden gelen yardýmý yapma gayretinde olan
Allah’ýn Rasulü’ne (s.a.v) ve dinine sahip çýkma gayretinde olan
Müslüman olma gayretinde olan…
Bedir günüdür.
Bedir günü Furkan günüdür.
Cehaletle ilmin, zulüm ile adaletin, karanlýk ile aydýnlýðýn en keskin çizgilerle ayrýldýðý gündür.
Hak ile batýlýn ayrýldýðý gündür.
Kavmiyet bitecek; zengin fakir ayrýmý, esir hür ayrýmý kalkacak.
Tek bir fark kalacak insanlar arasý inanmak ya da inanmamak ve onun için savaþacak þimdi insanlar.
Tek bir mesele, tek bir fark var zaten inanan olmak ya da olmamak.
Hayattan çýkaracaðýmýz tek o mana var.

VE KÜFÜR DÜÞER

Afra’nýn (r.a) üç oðlu vardýr; Muaz, Muaviz ve Avf. Allah onlardan razý olsun.
Bedir Savaþý baþlamýþtýr ve üç kardeþ de savaþ meydanýndadýr.
Muaz ve Muaviz (r.a) Ebu Cehil diye birini duymuþlardýr.
Ebu Cehil diye bir adama nefretlerin en büyüðünü duymuþlardýr.
Onu öldürmeye ant içmiþlerdir.
Oysa onu tanýmazlar, bir kere görmüþlükleri yoktur.
Onlara bir kötülüðünün dokunmuþluðu yoktur.
Bunlara raðmen ona düþmandýrlar, çünkü o Peygamber’e (s.a.v) sövmüþtür.
Peygamber’e (s.a.v) türlü kötülükler etmiþtir. 
Haberini almýþlardýr ki Ebu Cehil “Anam beni bugünler için doðurdu” diyerek savaþ meydanýnda askerleri içinde gezinirmiþ.
Muaz ve Muaviz de (r.a) bize Ebu Cehil’i gösterin diye dolaþýyorlar. Bu iki kardeþi Abdurrahman Ýbn Avf (r.a) görüyor. Soruyor gençlere:
“Ebu Cehil’i niçin arýyorsunuz?” Kardeþlerden biri cevap veriyor:
“Haber aldýk ki o, Rasulullah’a sövermiþ. Varlýðým kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki onu bir görecek olursak ikimizden eceli gelen ölmedikçe býrakmayacaðýz. Allah’a and içtik onun üzerine atýlacaðýz. Ya onu öldüreceðiz yahut onun elinden öleceðiz.”
Gençlerin bu hali ve onlardaki imani heyecan Abdurrahman bin Avf’ý (r.a) hayrete düþürür. Çok geçmeden Ebu Cehil’i askerleri içinde öteye beriye telaþla giderken görür.
Gençlere “Ýþte aradýðýnýz adam” diyerek Ebu Cehil’i gösterir.
Gençler hemen kýlýçlarýný sýyýrýr Ebu Cehil’e doðru koþmaya baþlar ve Ebu Cehil’in üzerine atlarlar.
Ebu Cehil düþmüþtür.
Küfrün komutaný, zulmün efendisi düþmüþtür. Ýki kardeþ hamle üstüne hamle yaparlar. Sonra kýlýçlarýnda Ebu Cehil’in kanýyla Efendimiz’e (s.a.v) gelirler.
Savaþ devam etmektedir. Ayný heyecanla savaþan kardeþler çok geçmeden þehadete kavuþurlar.

KALBÝMÝZE HANGÝSÝ SAHÝP?

Ebu Cehil ölmemiþtir.
Savaþýn sonunu görecek, alacaðý kara haberle daha bir karararak göçecektir dünyadan.
Allah Rasulü (s.a.v) Ebu Cehil’in sonunu bilmek istiyordu. Abdullah bin Mesud (r.a) Peygamberimiz’in tarifine uygun olarak savaþ meydanýnda Ebu Cehil’i aradý ve onu can çekiþirken buldu. Baþucuna dikildi.
Birazdan can verecek olan Ebu Cehil’in derdi savaþtý. Savaþý kimin kazandýðýný sordu. Ýbn Mesud (r.a) cevapladý:
“Allahýn vaadi gerçekleþti. Zafer Allah ve Rasulü’nündür.”
Ebu Cehil son nefesini Ýbn Mesud’un elinden, kibirle imanýn bir kalpte bulunmayacaðýnýn misalini göstererek verecekti. Zira Ýbn Mesud (r.a) bir çobandý ve bir çobanýn elinden ölecek olmak Ebu Cehil’in kibir dolu kalbine aðýr geliyordu. Ölecekse asil bir Kureyþlinin elinden ölmeliydi. Asaletine uygun olarak, büyüklüðüne yakýþýr vaziyette.
Evet kibirle iman bir kalpte duramaz, barýnamaz. Ebu Cehil son nefesini kibriyle birlikte artan küfrü ve savaþý kazandýðýný öðrendiði Muhammed’e artan nefretiyle verecekti:
“Söyleyin Muhammed’e. Ondan nefret ediyordum. Þimdi daha çok nefret ediyorum.”

KARDEÞLERÝN SENÝ BEKLER

Savaþ meydanýna gelen Afra hatun (r.a) oðullarý Muaz ile Muaviz’in þehit olduðunu öðrenmiþ hamd etmiþti. Kafasýna takýlan bir soru vardý. O da oðlu Avfý’n neden þehit olmadýðýydý. Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) sordu:
“Ey Allahýn Rasulü. Oðullarým Muaz ile Muavviz’in þehadetine ne kadar seviniyorsam Avf’ýn þehit olamayýþýna da o kadar üzülüyorum. Acaba o onlardan geride midir?” Allah Rasulü (s.a.v) cevap verdi:
“Hayýr, Muaz ve Muaviz hayattan tam lezzet alamadan þehit oldular. Lakin Avf da onlardan geride deðildir.”
Nitekim Avf da (r.a) kardeþlerinden belki bir saat belki iki saat daha fazla yaþar. Kardeþlerinin þehadetinden sonra cesurca düþman üzerine atýlýr. Ve çok geçmeden þehit olur.

O ÇÝZGÝDEDÝR HAYAT VE ÖLÜM

Üç oðlunu bedir meydanýnda býrakýr Afra Hatun.
Hak ile batýlýn ayrýldýðý o çizgide býrakýr.
O çizgi iki kardeþin, kardeþlerin kanlarýyla çizilir
Afra Hatun üç oðlundan o gün ayrýlýr.
Üç oðlunu bizlere býrakarak ayrýlýr.
Þimdi Hak ile batýlýn her savaþýnda üç kardeþ yeniden savaþýr.
Afra Hatun dua eder.
Üçkardeþ þehit düþer.
Afra hatun þükreder.

BÝR TEK OÐLUM OLSA DA

Afra Hatun’un (r.a) daha sonra dört oðlu daha olur. O oðullarýna da büyüsün de þehit olsunlar diyerek bakar.
Dört deðil on dört çocuðu olsa yine þehit olsunlar isteyecektir.
On dört deðil biricik evladý olsa yine þehit olsun isteyecektir.
Þehadet dilindeki en güzel duadýr çünkü.
Gün gelir dualarý kabuldür Afra Hatun’un.
Ana duasýdýr, makbuldür.
Ve oðullarýndan kimi Biri Mauna Vakýasý’nda, kimi Reci Faciasý’nda, kimi de Yemame Savaþý’nda þehit düþer.
Kimi Ýslam muallimidir. Dini öðrenmek istiyoruz diyen insanlar tarafýndan tuzaða düþürülerek þehit olmuþtur.
Kimi yalancý peygamber ve taraftarlarýna açýlan savaþta topraða düþmüþtür.

Afra’nýn oðullarýdýr onlar.
Her Müslüman annesinin duasýdýr.
Hepsi birbirinden yiðit hepsi birbirinden þehit yedi kardeþtir onlar.
Afra Hatun’un duasýdýr onlar.

Elvida ÜNLÜ


radyobeyan