Kuran secdeleri By: hafiza aise Date: 08 Aðustos 2011, 12:47:58
2— Kur'an Secdeleri:
Hz. Peygamber {s.a.) bir secde âyetiyle karþýlaþtýðýnda tekbir alýr, secde ederdi. Secdede bazan:
"Yüzüm secde etti, güç ve kudretiyle kendi-,ini yaratan, þekillendiren, göz-kulak veren Allah'a" duasýný okurý[866] ve bazan da:
"Allah'ým! Bu secdeme karþý bir günahýmý sil, benim adýma bir sevap yaz ve onu kendi katýnda muhafaza et. Kulun Davud'dan kabul buyurduðun gibi benden de kabul buyur." duasýný okurdu.[867] Her iki duayý da Sünen sahipleri zikretmiþlerdir.
Hz. Peygamber'in (s.a.) bu secdeden kalkmak için tekbir aldýðý nakle-dilmemiþtir. Bundan dolayý el-Hýrakî ve (hanbelî mezhebinin) ileri gelen ilk devir âlimleri bundan bahsetmemiþlerdir. Yine Hz. Peygamber'in (s.a.! bu secdede ne tahiyyat okuduðu, ne de selâm verdiði nakledilmiþtir. Ýmam Ahmed b. Hanbeî ve Ýmam Þafiî bu secdede selâm bulunduðunu reddetmiþlerdir. Hatta Ýmam Þafiî'nin açýk ifadesince ne tahiyyat okumak vardýr, ne de selâm vermek. Ýmam Ahmed: "Selâm vermeye gelince, nedi: bilmiyorum." demiþtir. Aksine bir þey söylenilmemesi gerekli olan doðru görüþ budur.
Hz. PeygamberMn (s.a.) "Secde (32/15), Sad (38/24), Necm (53/62), 'înþikâk (84/21) ve Alâk (96/19)" sûrelerinde secde ettikleri sahih olarak nakledilmiþtir.
Ebu Davud'un nakline göre Hz. Peygamber (s.a.), Amr b. el-As'a iüçü mufassalda[868], ikisi Hac sûresinde olmak üzere 15 secde âyeti okutmuþtur.[869]
hbu'd-Derdâ tarafýndan rivayet edilen: "Hz. Peygamber (s.a.) ile birlikte 11 yerde secde ettim, bunlarýn arasýnda mufassaldan hiçbir sûre yok-ýu. Onlar da: A'râf (7/205) Ra'd (13/15), Nahl (16/49), Ýsrâ (17/107), Meryem (19/58), Hac (22/18), Furkân (25/60), Nemi (27/25), Secde (32/15), Sad (38/24), Fussilet (41/37) sûreleri idi" hadisi hakkýnda Ebu Davud: "Ebu'd-Derdâ, Hz. Peygamber'den (s.a.) 11 secde âyeti nakletti. Bu rivayetin senedi vâhid - çürüktür" dedi.[870]
"Hz. Peygamber (s.a.), Medine'ye taþýndýktan beri mufassal sûrelerde secde etmemiþtir" þeklinde, Ebu Davud'un Ýbn Abbas'tan (r.anhüma) naklettiði hadis ise zayýftýr.[871] Senedinde, rivayet ettiði hadis delil teþkil etmez biri olan Ebu Kudâme el-Hâris b. Ubeyd vardýr. Onun hakkýnda Ýmam Ahmed: "Ebu Kudâme'nin naklettiði hadis muztaribtir"; Yahya b. Maîn "zayýftýr"; Nesâî: "sadûktur = doðru biridir, münker rivayetlerde bulunur"; Ebu Hatim el-Büstî de: "Salih bir râvi olmakla beraber vehmi çok olanlardandý" demiþtir. Ýbnü'l-Kattân ise hadisi, Matar el-Verrâk'tan dolayý illetli bulmuþ ve onun hakkýnda: "Muhammed b. Abdurrahman b. Ebî Leylâ, hafýza zayýflýðý (sû-i hýfz) konusunda ona benzerdi. Bu yüzden onun hadisini kitabýna almasý, Müslim için kusur sayýlmýþtýr" demektedir.
Onun rivayet ettiði hadisi almýþ olmasý Müslim için kusur sayýlmaz. Çünkü o, sika râvinin yanlýþlýk yaptýðýný bildiði hadisleri almayýp terkettiði gibi böyle (hafýza zayýflýðý olan) râvinin de, ezberleyip iyi muhafaza ettiðini bildiði hadisleri süzüp kitabýna almýþtýr. Bu yüzden burada hem sika râvi tarafýndan rivayet edilmiþ olup da onun kitabýna almadýðý bütün hadisleri toplayanlar hem de hafýza zayýflýðý bulunan (seyyiu'1-hýfz) râvinin naklettiði bütün hadisleri zayýf sayanlar (yanýlmýþlardýr). Bu iki yoldan birincisi Hâkim ve emsalinin, ikincisi ise Ebu Muhammed Ýbn Hazm ve benzerlerinin yoludur. Müslim'in yolu Ýse bu sahanýn imamlarýnýn yoludur. Kendisinden yardým dilenecek yalnýz Allah'týr.
Ebu Hureyre'nin Hz. Peygamber (s.a.) ile beraber Alâk ve 'Ýnþikâk sürelerinde secde ettiði kendisinden sahih senedle nakledilmiþtir.[872] Ebu Hu-reyre, Hz. Peygamber'in (s.a.) Medine'ye hicretinden altý veya yedi yýl sonra müslüman olmuþtur. Ýki hadis her yönden çeliþse ve sahihlik bakýmýndan birbirine karþý koysalar bu durumda Ebu Hureyre'nin naklettiði hadisin öne alýnmasý belirginlik kazanýr. Çünkü o, Ýbn Abbas'a gizli kalan fazladan bir bilgiye sahip olma yanýnda bir de isbat edici durumdadýr..Hem de Ebu Hureyre hadisi, sýhhatinde görüþ birliðine varýlmýþ son derece sahih bir hadistir. Ýbn Abbas hadisi ise zayýf mý zayýf! Allah en iyi bilendir. [873]
[866] Ahmed, Müsned, 6/31, 217; Tirmizî, 580; Ebu Davud, 1414; Nesâî, 2/222. Ýsnadý hasendir. Tirmizî; "Bu hadis hasen sahihtir" diyor. Hakim (1 220) ise sahih caymýþ, Zehebî de ona muvafakat etmiþtir.
[867] Tirmizî. 579; Ýbn Mâce, 1053. Senedi tartýþmalýdýr. Buna raðmen Ýbn Huzeyme (562), Ýbn Hibbân (691) ve Hâkim (1/219, 290) hadisi sahih saymýþlar; Zehebî de muvafakat etmiþtir.
[868] Mufassal: Kur'an'ýn sonlarýna doðru sýk s-k besmele ile aralan ayrýlan küçük sûrelerdir. Zaten "mufassal" kelimesi, arasý avnlmýþ anlamýna gelir. Mufassal sûrelerin nereden baþladýðý âlimierce Ýhtilaf konusu olmuþ; Kâf, Hucurât, Muhammed ( = Kýýâl), Câsiye, Saffât, Saff, Tebâreke, Feth, Rahman, Ýnsan, Duhâ... sûrelerinden herbiri farklý âiimierce baþlangýç kabul edilmiþtir. Genel olarak hanefî, maliki ve þâfiilere göre Hucurât'tan, hanbelîlere göre de Kâf sûresinden baþlatýlýr.
[869] Ebu Davud, 1401; Ýbn Mâce, 1057; Hâkim, 1-223. Senedi zayýftýr.
[870] Tirmizî, 568, 569; ibn Mâce, 1056. Senedi zayýftýr.
[871] Ebu Davud, 1403.
[872] Müslim, 578; Tirmizî, 573, 574; Ebu Davud, 1407; Nesâî, 2/162; Ýbn Mâce, 1058.
[873] Ýbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, Ýklim Yayýnlarý: 1/334-337.
radyobeyan