Selman I Farisi By: seymanur K Date: 07 Aðustos 2011, 11:06:44
SELMÂN-I FARÝSÝ
«Seimân bizden, yani Ehl-i Beyttendir».[1]
Bu hikâyemiz, hakikat peþinde koþup, Allah'ý arayan kimsenin hikâyesidir...
Selmân-ý Farisî'nin hikâyesidir.,.
Bize hikâyesini anlatmasý için sözü Selmân'a býrakalým... Çünkü, bu hikâyeyi en iyi ve en doðru anlatacak odur.
Selman þöyle anlatmýþtý :
«Isfehan'ih Ceyyan köyünden Ýranlý bir genç idim. Babam bu köyün aðasý ve sözü en çok geçen kiþisiydi.
Ben doðduðum günden itibaren, babamýn dünyada en çok sevdiði kimseydim.
Gün geçtikçe, babamýn bana olan sevgisi artýyordu, benim üzerime titriyor ve beni adeta bir kýz gibi eve kapatýyordu.
Mecusîliðe o kadar kendimi vermiþtim ki, taptýðýmýz ateþin bakýcýsý olmuþtum. Gece, gündüz hiç sönmeyen ateþin yakýlma iþi bana verilmiþti.
Babamýn büyük bir çiftliði vardý. Devamlý onunla meþgul olur, gelirini toplardý.
Bir defasýnda, meþguliyeti sebebiyle köye gidemedi ve bana þöyle dedi.
«_ Oðlum! Görüyorsun çiftliði ihmal ettim. Bari sen git de oranýn iþiyle ilgilen». Çiftliðe gitmek amacýyla yola çýktým. Yolda bir kiiiþeye rastladým. Orada ibadet eden hiristiyanlann seslerini duydu bu dikkatimi çekti.
Babamýn uzun süre beni baþkalarýyla görüþtürmemesi sebebiyle ne Hýristiyanlar ne de diðer dinlere inananlar hakkýnda bilgim vardý.
Seslerini duyunca ne yaptýklarýný seyretmek için oraya girdim. Onlarý iyice anlayýp dinleyince, dua ve ibadetleri hoþuma gitti ve dinlerine girmeyi arzu ettim. Kendi kendime þöyle dedim :
«— Bu din bizimkinden daha iyi». Oradan ayrýldýðýmda, güneþ batmýþtý. Tabiî, babamýn çiftliðine de gitmemiþtim. Onlara :
«— Bu dinin asýl yurdu nerededir?» diye sordum. Onlar :
«— Suriye'dedir», diye cevap verdiler.
Akþam olunca eve döndüm. Babam ne yaptýðýmý sordu :
«— Babacýðým! Ben kiliselerinde ibadet eden bazý insanlarla karþýlaþtým. Onlarýn dinleri hoþuma gitti. Yanlarýnda güneþ batincaya kadar kaldým», dedim. Babam yaptýðýmdan korkup dedi ki :
«—Yavrum! Bu din iyi deðildir. Senin ve atalarýnýn dini ondan daha iyidir». Ben de :
«— Hayýr, onlarýn dini bizim dinimizden daha iyi» dedim. Babam söylediklerimden ve dinimden döneceðimden endiþelenip beni eve hapsetti ve ayaklarýmý baðladý.
Bir fýrsatýný bulunca hiristiyanlara þöyle bir haber gönderdim :
«— Size, Suriye'ye gitmek isteyen bir kafile geldiðinde bana haber veriniz».
Az bir süre sonra, onlara Suriye'ye gitmek üzere yola çýkmýþ bir kafile uðrayýnca, bana haber verdiler, bir yolunu bulup ayaðýmýn baðýný çözdüm. Gizlice onlarla birlikte yola çýktým ve nihayet Suriye'ye geldik. Suriye'ye varýnca, bilgi bakýmýndan bu dinin mensuplarýndan en kuvvetlisi kimdir diye sordum :
Kilisenin idarecisi baþ papazdýr» dediler. Onun yanýna gittim.
«—.Ben hýristiyan olmayý arzu ediyorum, senin yanýnda kalmayý, sana hizmet etmeyi, senden bilgi edinmeyi ve burada ibâdet etmeyi Ýstiyorum» dedim. O da :
«—Yanýmda kal» dedi. Ben de onun yanýnda kaldým ve ona hizmet etmeye baþladým. Bir müddet sonra, adamýn kötü birisi olduðunu anladým. Adam, dindaþlarýna sadaka vermelerini istiyor ve onlarý sevap kazanmaya teþvik ediyordu. Ama o, Allah rýzasý için verilen sadakalarý kendisi için ayýrýp saklýyordu. Fakir ve yoksullara hiçbir þey vermiyordu. Tam yedi küp altýn biriktirmiþti. Gördüklerim hiç hoþuma gitmemiþti. Adam bir müddet sonra öldü. Hýristiyanlar onu defnetmek için toplandýlar. Onlara dedim ki :
«— Dostunuz kötü bir kiþiydi. Sizin sadaka vermenizi ister ve sizi sevap kazanmaya teþvik ederdi. Fakat ona sadakalarý getirdiðinizde kendisi için ayýrýp saklar, yoksullara hiçbir þey vermezdi».
«— Bunu nereden anladýn» dediler. Ben de :
«— Verdiklerinizi sakladýðý yeri size gösterebilirim» dedim. Onlar:
«—Haydi, orayý göster» dediler. Onlarýn verdiklerini sakladýðý yeri gösterdim. Oradan altýn ve gümüþ dolu yedi küp çýkardýlar.
«— Biz de bu adamý gömmeyiz» dediler ve onu çarmýha gerip taþladýlar.
Kýsa zaman sonra, onun yerine baþka birini tayin ettiler. Ben de ona tabi oldum. Dünyada ondan daha dindar, ahirete ondan daha düþkün, gece gündüz ondan daha çok ibâdet eden hiç kimse görmemiþ ve onu çok sevmiþtim. Uzun zaman onun yanýnda kaldým. Ölüm döþeðine düþünce, ona dedim ki:
«—Ey Falanca! Beni kime býrakacaksýn? Ne yapmamý emrediyorsun?» Bana :
«— Oðlum! Benim gibi sadece Musul'da oturan birisini biliyorum. O dinini deðiþtirmemiþ ve ahlâkýný bozmamýþtýr. Sen ona git» dedi.
O da ölünce, Musul'daki kiþiye gittim. Ona baþýmdan geçenleri anlatýp þöyle dedim:
«— Falan þahýs ölürken bana, senin yanýna gelmemi tavsiye etti ve senin hakk üzerinde olduðunu söyledi». O da
«— Peki, yanýmda kal» dedi. Ben de onun yanýnda kaldým. Onun iyi bir kimse olduðunu anladým ama çok geçmedi. O da öldü. Ölüm yataðýna düþtüðünde :
«— Ey Falanca! Ýþte Allah'ýn emri sana geldi. Sen benim durumumu biliyorsun. Beni kime býrakacaksýn, ne yapmamý emrediyorsun» dedim. O da :
«— Oðlum! Bizim gibi Nusaybin'de oturan falan þahsý biliyorum. Onun yanma git» dedi. O da topraða verilince, Nusaybin'deki þahsýn yanýna gittim. Baþýmdan geçenleri ve bundan önceki kiþinin tavsiyesini ona anlattým. Bana
«— Peki, burada kal» dedi. Ben de onun yanma yerleþtim. Onun da Suriyeli-ve Musul'lu zatlar gibi iyi birisi olduðunu gördüm. Çok geçmedi, o da öldü. Ölmeden önce :
«— Beni tanýyorsun. Bana þimdi kime gitmemi tavsiye edersin?» dedim. O da :
«— Oðlum! Bizim gibi, Ammuriye'deki falanca kimseyi biliyorum» dedi. Onun yanýna gittim ve baþýmdan geçenleri ona da anlatým. O :
«— Peki, yanýmda kal» dedi. öncekiler gibi doðru yolda olan bu þahsýn yanýnda kaldým. Orada birkaç inek ve küçük bir davar sürüsü
Çok geçmeden, ötekilerin baþýna gelen onun da baþýna geldi. Ölmek üzereyken dedim ki :
«— Benim durumumu biliyorsun. Bana kimi tavsiye edersin, ne yapmamý emredersin?» O da bana þunlarý söyledi :
«— Oðlum! Yeryüzünde bizim inandýðýmýza baðlý bir insanýn kaldýðýný zannetmiyorum. Fakat Arabistan'da bir peygamberin çýkacaðý zaman yaklaþmýþtýr. Ö Ýbrahim'in diniyle gönderilecek, sonra kendi yurdundan, iki siyah dað arasýnda hurmalarý bulunan bir yere hicret edecek. Onun gizli olmayan peygamberlik alâmetleri vardýr. Hediye kabul eder, sadaka kabul etmez. Ýki omuzunun arasýnda da peygamberlik mührü vardýr. Eðer bu ülkeye gidebifirsen git». Nihayet ecel onu da aldý. Ondan sonra, Kelb kabilesinden bazý arap tacirler Ammuriye'-ye uðrayýncaya kadar orada kaldým. Onlara :
«— Eðer beni de Arbistan'a götürürseniz þu ineklerimi ve þu küçük davar sürümü size veririm» dedim. Onlar da :
Efendim kýzýp
«— Ne diyorsun? Verdiðin haberi tekrar etsene... beni sille tokat döðmeye baþladý.
«— Bundan sana ne? Haydi iþine bak» dedi.
Akþam olunca, topladýðým hurmalardan biraz aldým. Rasûlüllah'ýn (s.a.v.) kaldýðý yere götürdüm. Huzuruna girip þöyle dedim :
«— Ben senin dürüst bir kimse olduðunu duydum. Senin muhtaç ve göçmen arkadaþlarýn var. Bendeki þu hurmalar sadakadýr. Bu sadakaya en lâyýk sizi gördüm». Sonra hurmalarý ona yaklaþtýrdým. Asha-
«— Sîzler yeyin». dedi, ama kendisi elini uzatýp bir lokma bile yemedi. Ýçimden dedim ki :
«—Jamam, seni götürelim» dediler. Onlara ineklerimle davarlarýmý verdim ve beni de yanlarýna aldýlar. Vadi'l-Kura[2] denilen yere geldiðimizde, sözlerinden dönüp beni yahudilerden birine sattýlar. Böylece o yahudinin hizmetine geçmiþ oldum.
Bir müddet sonra, Kureyza oðullarýndan olan amca oðlu onun zî yâretine geldi ve beni satýn alýp Yesrîb'e götürdü. Ammuriye'deki zatýn söylediði hurma aðaçlarýný gördüm. Anlattýðý özellikleriyle Medine'yi tanýdým. Onun yanýnda kaldým.
O günlerde, Peygamber (s.a.v.) Mekke'de kavmini Ýslâm'a davet ediyordu. Fakat ben köle olarak bir sürü'iþte çalýþtýrýldýðýmdan onun adýný duymamýþtým.
Kýsa bir süre sonra, Rasûlüllah (s.a.v.) Yesrîb'e hicret etti. Ben hurma aðacýnýn tepesinde, efendimin emrettiði iþleri yapýyor, efendim de aðacýn altýnda oturuyorken ansýzýn yanýna amcasýnýn oðlu geldi ve ona dedi ki :
«— Allah Evs'le Hazrec'i kahretsin! Onlar þu anda, peygamber olduðunu iddia eden ve bugün Mekke'den gelen bir adam için Küba'da toplanýyorlar». Bu sözleri duyar duymaz adeta beni sýtma tutmuþtu ve öyle sarsýldým ki, efendimin üstüne düþmekten korktum. Hemen hurma aðacýndan indîm ve o adama þöyle dedim :
«— Bu bir..!» Yanýndan ayrýlýp yine hurma toplamaya baþladým. Rasûlüliah (s.a.v.) Küba'dan Medine'ye gelince yanýna gidip þöyle
«— Ben senin sadaka yemediðini gördüm. Þu hediyedir. Sana ikram ediyorum». Rasûlüllah (s.a.v.) bu defa yedi ve ashabýna da yemelerini emretti ve hep birlikte yediler. Kendi kendime :
«— Bu ikincisi...» dedim. Bakîu'l-Garkad[3]dayken Rasûlüllah'a (s.a.v.) geldim. Oraya ashabýndan birini gömüyordu. Baktým ki oturuyor. Üzerinde Ýki kat elbise vardý. Selâm verdim. Ammuriye'deki zatýn söylediði peygamberlik "nührünü belki görürüm diye sýrtýna bakarak etrafýnda dolaþmaya baðladým. Peygamber kendisinin sýrtýna baktýðýmý görünce ne istediðimi anladý. Sýrtýndan elbisesini attý. Ben de sýrtýna bakýp mührü gördüm ve tanýdým. Hem öperek, hem de aðlayarak üzerine kapandým. Rasûlüllah (s.a.v.) dedi ki :
— Sen nerden biliyorsun?» Baþýmdan geçenleri anlattým. Hoþuna gitti ve ashabýnýn da duymasýný Ýstedi. Onlara da anlattým. Þaþýrdýlar ve memnun oldular».
Her yerde Hakk'ý aramaya baþladýðý günkü Selmân-ý Farisi'ye selâm olsun.
Hakk'ý tanýyýp, ona en saðlam imanla inandýðý günkü Seimân-ý Farisî'ye selâm olsun.
Vefat ettiði günkü ve dirileceði günkü Selmân-ý Farisî'ye selâm olsun.[4]
[1] Hz. Muhammed (S.A.V.)
[2] Medine ile Þam arasýnda bir vadi.
[3] Medîne'de bir yer. Mezarlýk yapýlmýþtýr
[4] Selman-ý Farisî hakkýnda geniþ bilgi için aþaðýdaki eserlere bakýnýz:
1- EI-Ýsabe (es-Seade baskýsý), 111/113-114
2- El-Ýstîab (Haydarabad baskýsý), H/556-558
3- El-Cerhu ve't-ta'dîl I. kýsým, II. cüz, s, 296-297
4- Usdu'l-ðâbe, H/328-332
5- Tehzîbu't-tehzîb, IV/Ý37-139
6- Takrîbu't-tehzîb, 1/315
7- EI-Cemu beyne ricali's-sahihayn, 1/193
8- Tabakatu's-Þa'ranî, s, 30-31
9- Sýfetu's-safve, 1/210-225
10- Þezeratu'z-zeheb, I/44
11- Ez-Zehebî, Tarihu'l-Ýslâm, 11/157-163
12- Sîyeru a'lami'n-nubela, 1/362-405
Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâþâ, Sahabe Hayatýndan Tablolar, Uysal Kitabevi: 1/87-92.
Ynt: Selman I Farisi By: ceren Date: 27 Haziran 2016, 18:25:30
Esselamu aleykum.Herseyini birakip islam dini secen hakikati bulup islam icin savaþan ve hizmet eden selman bin farise Rabbim bizler kez rahmet etsin inþallah...