Sahabe Hayatýndan Tablolar
Pages: 1
Ramle Bint Ebi Sufyan By: seymanur K Date: 07 Aðustos 2011, 10:34:08
RAMLE BÝNT EBÝ  SUFYAN

 

«Ummu   Habîbe, Aliah'i ve Rasûlü'nü baþka  þeylere  tercih  etmiþtir. Kiþinin ateþe atýlmayý istemediði gibi, o da küfre dönmeyi  istememiþtir».[1]

Ebu Sufyan Ýbn-i Harb; Kureyþ'ten birinin, otoritesine karþý çýka­bileceðini hatýrýndan geçirmemiþti, Çünkü o, Mekke'nin efendisi ve itaat edilmesi gereken lideriydi.

Ancak Ummu Habîbe künyell kýzý Ramie bu liderliði yýkmýþtý. O babasýnýn tanrýlarýný inkâr etmiþ, kendisi ve kocasý Ubeydulîah Ýbn-i Cahþ'ia birlikte tek ve ortaðý olmayan Allah'a iman etmiþ, elçisi Mu-hammed Ýbn-i Abdillah'in peygamberliðini tasdik etmiþti.

Ebu Sufyan elindeki bütün güç ve kuvvetiyle kýzýyla kocasýný, ken­disinin ve atalarýnýn dînine çevirmeye uðraþmýþ ama baþaramamýþtý.

Ramîe'nin müslüman olmasý sebebiyle Ebu Sufyan kederlere bo­ðulmuþtu. Kýzma istediðini yaptýramadýktan ve Muhammed'e uymasýna engel olamadýktan sonra, Kureyþ'e hangi yüzle bakacaðýný bilemiyordu.

Kureyþ, Ebu Sufyan'ýn Ramle'ye ve kocasýna karþý kýzgýn olduðu­nu anlayýnca, bundan cesaret alýp onlarý sýkýþtýrmaya ve iþkence et­meye baþladýlar. Artýk onlar Mekke'de yaþamaya tahammül edemez ha­le gelmiþlerdi.

Rasûlüllah (s.a.vj; müslümanlarýn Habeþistan'a hicret etmeleri­ne izin verdiðinde, Ebu Sufyan'ýn kýzý Ramle, kocasý Ubeydullah Ýbn-i Cahþ ve küçük kýzý Habibe; dînleri için Allah'a hicret edenler, iman­larý için Necaþî'nin memleketine kaçanlar kafilesi  içindeydiler.    .

Ancak Ebu Sufyan Ýbn-i Harb'le yanýndaki Kureyþ ileri gelenlerine, bu müslüman grubunu ellerinden kaçýrmalarý ve onlarýn Habeþistan'da rahat içinde olmalarý zorlarýna gitti.

Necâþî'yi üzerlerine kýþkýrtmak, ondan müslümanlarý kendilerine teslim etmesini istemek ve bunlarýn Ýsa ile annesi Meryem hakkýnda hoþuna gitmeyen bir söz sarfettiklerini söylemek üzere Necâþî'ye adamlarýný gönderdiler.,

Necâþî, muhacirlerin liderlerine dinlerinin hakikatini ve Ýsa ile an­nesi Meryem hakkýnda söylediklerini sordu. Onlardan Peygamberle­rinin kalbine inen Kur'ân'dan biraz kendisine okumalarýný istedi. Onlar Ýslâm'ýn hakîkatýný anlatýp bazý Kur'ân ayetlerini ona okuyunca, Necâþî sakalý isiamncaya kadar aðladý ve onlara :

«—Þüphesiz Peygamberiniz Muhammed'e indirilenle Meryem oð­lu Ýsa'nýn getirdiði ayný lâmbadan çýkýyor» dedi.

Necâþî patriklerinin müsiüman olmayý kabul etmemelerine ve hý-ristiyanhkta kalmalarýna raðmen, yurduna hicret eden müslümanlarý himaye edeceðini açýkladýðý gibi, kendisinin; tek ve ortaðý olmayan Al­lah'a îman ettiðini ve Muhammed'in peygamberliðini tasdik ettiðini açýkladý...

Ummu Habîbe artýk sýkýntýlý günlerinin geride kaldýðýný, acýlar için­de yaptýðý zorlu yolculuðunun onu emniyete ulaþtýrdýðýný zannediyordu. Çünkü kaderin onun için neler gizlediðini bilmiyordu...

Hikmeti yüce olan Allah, Ummu Habîbe'yi akýllarý þaþýrtan ve fi­kirleri durduran zorlu bir imtihana tabi tuttu ve onu bu büyük imtihan­dan hem galip bir þekilde, hem de galibiyetin zirvesine çýkararak kur­tardý.

Ummu Habîbe bir gece, rüyasýnda; kocasýný kat kat karanlýklarýn bürüdüðü dalgalý bir denize düþmüþ ve çok kötü bir halde gördü.

Korku ve ürpertiyle uykudan uyandý.

Gördüklerini, kocasýna veya bir baþkasma söylemek istemedi.

Fakat uzun süre geçmeden rüyasý gerçekleþti. Bu uðursuz gece­nin gündüzü geçmeden Ubeydullah Ýbn-i Cahþ dinînden dönüp hiristi-yan olmuþtu...

Daha sonra kötülüklerin anasý içkiye alýþarak meyhanelerden çýk­maz oldu. Artýk içkiye doyup kanmýyordu.

Ummu Habîbe en tatlýsý acý olan iki þeyden birini seçmek zorun­daydý.

Ya boþanacaktý...

Ya da Hýristiyan olacaktý...

Ummu Habîbe ansýzýn kendini þu üç þey arasýnda buldu :

Ya devamlý hýristiyan olmasý için ýsrar eden kocasýnýn istediðini kabul edecekti. Böylece —Allah korusun— dîninden dönecek, dünya belâsýna ve ahiret azabýna uðrayacaktý.

Bu eti demir taraklarla kemiðinden ayrýlsa bile yapamýyacaðý bir-þeydi.

Ya Mekke'deki babasýnýn evine dönecekti. Bu da daima þirk ka-lesiydi. Çünkü orada dinine yenik olarak yaþayacak demekti.

Ya da tek baþýna, ailesiz, yurtsuz ve yardýmcýsýz Habeþistan'da ka­lacaktý.

O, içinde bulunduðu durumu baþkasýna tercih etti.

Allah, ona bir ferahlýk verinceye kadar Habeþistan'da kalmaya karar verdi.

Ummu Habibe'nin beklemesi uzun sürmedi.

Hýristiyan olduktan sonra çok az yaþayan kocasýndan îddetî  [2] tamam olunca, Allah ona ferahlýk verdi...

Saadet ona, randevusu olmadýðý halde, hüzünlü evinin üstünde ye­þil zümrütten kanatlarýný çýrparak geldi...

Berrak, gümüþ renkli bir kuþluk vakti kapýsý çalýndý. Kapýyý açýn­ca Habeþistan kralý Necaþî'nin nedîmesi Ebrehe'yie karþýlaþýn/erdi.

Ebrehe saygýyla ve güler yüzle onu selâmladý. Girmek için izin istedi ve þöyle konuþtu :

«— Kral sana seiâm edip þöyle diyor : Allah'ýn Rasölü Muhammed sana evlenme teklif etti...

Gönderdiði mektupta senin evlenme akdini yapma konusunda onu vekîl tayin etmiþ. Sen de istediðin birisini kendi adýna vekil tayin et».

Ummu Habîbe sevinçten uçuyordu ve þöyle diyordu :

«— Allah sana da hayýrlý olaný müjdelesin. Allah sana da hayýrlý olaný müjdelesin...»

Bileziklerini çýkarýp Ebrehe'ye verdi...

Arkasýndan halhallanný... küpelerini ve yüzüklerini de verdi...

Eðer dünyanýn bütün hazinelerine sahip olsaydý, o anda hepsini ona verirdi. Daha sonra þöyle dedi :

«—Vekilim olarak Halid îbn-i Saîd Ýbnu'I As'ý tayin ettim. Çünkü bana en yakýn kimse odur».

Necaþî'nin, Habeþistan'ýn güzel bahçelerinden birine bakan aðaç­lýk bir tepe üzerindeki sarayýnda, güzel nakýþlarla süslü, parlak lam­balarla ýþýklandýrýlmýþ ve lüks eþyalarla döþeli geniþ salonlardan birin­de, baþlarýnda Cafer Ýbn-i Ebî Taiib, Halid Ýbn-i Saîd Ýbnu'I-As, Abdul­lah Ýbn-i Huzafe es-Sehmî ve baþkalarý olmak üzere, Sahabenin Habe­þistan'daki büyük zatlarý Ummu Habîbe Bint Ebî Sufyan'ýn Rasûlüllah'a (s.a.v.) nikâh akdine þahitlik yapmak için toplandýlar.

Herkes toplanýnca Necaþî toplantýyý açtý ve onlara þu konuþmayý yaptý  :                                                                                                           

«— Kuddus, rnü'min ve Cebbar olan Allah'a hamdederim. Allah'tan baþka Tanrý olmadýðýna Muhammed'in onun kulu ve elçisi olduðuna þehadet ederim. Þüphesiz o meryem oðlu Ýsa'nýn müjdelediði kimse­dir. Rasûlüllah (s.a.v.) benden Ummu Habîbe Bint Ebî Sufyan'ý ken­disiyle evlendirmemi istedi. Ben de onun isteðini kabul ettim. Ben, onun tarafýndan Ummu Habîbe'ye dörtyüz dînar altýný mahir olarak verdim...»Allah'ýn emri ve Peygamber'in sünneti üzerine... Dinarlarý Halid Ýbn-î Said Ýbnu'i-As'ýn önüne döktü. Bu arada Halid kalkýp þöyle konuþtu :

«— Hamd Allah'adýr. Ona hamdeder, ondan yardým ve maðfiret dilerim. Ona tövbe ederim. Muhammed'in onun kulu ve eiçisi oldu­ðuna þehadet ederim. Kâfirler hoþlanmasa da dînini bütün dinlerden üstün kýlmak üzere, Peygamber'îni doðru yol ve hak dinle göndermiþ­tir. Rasûlüilah'in [s.a.v.) istediðini kabul ettim ve vekil olduðum Um-mu Habîbe Bint Ebî Sufyan'ý onunla evlendirdim.

Allah, Rasûlüne zevcesini mübarek kýlsýn.

Allah'ýn Ummu Habîbe'yi takdir ettiði hayýrlý olsun...»

Bundan sonra paralarý aldý ve ona götürmeye niyet etti. O kal­kýnca arkadaþlarý da kalktýlar. Necaþî onlara þöyle dedi  :

«— Oturun. Evlendikleri zaman peygamberlerin yemek yedirmeleri sünnettir».

Onlara yemek getirtti ve yemeði yediler. Daha sonra daðýldýlar.

Ummu Habîbe anlatmaktadýr :

— Paralar bana gelince, daha önce, müjdeyi getiren Ebrehe'ye elli miskal altýn gönderdim ve þöyle dedim :

«— Bana müjdeyi getirdiðinde sana bu parayý verecektim. Ama o gün hiç param yoktu...»

Az sonra Ebrehe yanýma geldi. Altýnlarý geri verdi. Ýçinde ona ver­diðim zînetlerin bulunduðu bir kap çýkardý ve onu da geri verdi ve þöy­le dedi :

«— Kral senden hiçbir þey almamamý istiyor. Kadýnlarýna da bü­tün parfümlerini sana göndermelerini emretti».

Ertesi gün, bana vers  [3] öd  [4] ve anber getirdi ve þöyle dedi : «— Benim senden bir isteðim var..,»

«— Nedir o?» dedim.

«— Ben müslüman oldum. Muhammed'in dînine girdim. Peygam-ber'e benden selâm söyle ve ona; benim Allah'a ve elçisine iman et­tiðimi haber ver, bunu unutma».

Sonra benim çeyizimi o hazýrladý. Rasûlüllah'a [s.a.v.) götürüldüm.    .

Onunla buluþtuðumda nikâh merasimini ve Ebrehe'yle aramýzda geçenleri anlattým, onun selâmýný da söyledim. Rasûlüilah (s.a.v.) bu habere sevinip þöyle dedi :

«— Allah'ýn selâmý, rahmeti ve bereketleri de onun üzerine olsun».[5]


 

 

[1] Tarihçiler

[2] Ýddet: Kadýnýn, kocasýnýn vefatýndan  sonra veya  boþandýktan sonra  bek­lemesi gereken süre.

[3] Vers: Safranýn elde edildiði san bir bitki

[4] Öd: Bir koku çeþidi

[5] Ramle Bînt Ebî Sufyan hakkýnda geniþ bilgi için aþaðýdaki eserlere bakýnýz

1- El-Ýsobe,   ÝV/441

2- EI-Ýstîab,  ÝV/303

3- Usdu'l-ðabe, V/457

4- Sýfelu's-safve, H/22

5- Ýbn Kuteybe,  el-Maarif, s. 136,344

6- Siyeru a'lami'n-nubela.

7- EI-Yafu, Mirâtu'I-cînan

8- Ýbn Hiþam, es-siretu'n-nebeviyye  (fihristlere  bakýnýz),

9- Tarîhu't-Taberî, 10 nuncu ciltteki fihristlere bakýnýz).

10- Tabakatu Ýbn Sa'd, (sekizinci ciltteki fihristlere bakýnýz).

11- Ýbn Hacer, Tehzîbu't-tehzîb.

12- Hayatu's-sahabe,   (fihristlere   bakýnýz).

13- EI-Kehhale, A'lamu'n-nisa,  t/464

Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâþâ, Sahabe Hayatýndan Tablolar, Uysal Kitabevi: 1/254-259.


radyobeyan