Feyruz Ed Deylemi By: seymanur K Date: 06 Aðustos 2011, 15:57:32
FEYRUZ ED-DEYLEMÝ
«Feyruz; mübarek ehi-i beyl'ten mübarek bir adamdýr»,[1]
Veda Hacc'ýndan döndükten sonra Rasûlüllah (s.a.v.) hastalanýp, Arap yarýmadasýnýn her tarafýna hastalandýðýna dair haberler uçunca, Yernen'de El-Esvedu'l-Ansî, Yemâme'de Müseylemetu'l-Kezzab ve Benî Esed'in memleketinde Tuleyha el-Esedî irtidat ettiler (müslüman-Ýiktan çýktýlar). Bu üç yalancý, Hz. Muhammed'in Kureyþ'e gönderildiði gibi, kendilerinin de milletlerine gönderilmiþ birer peygamber olduklarýný iddia ettiler.
El-Esvedu'l-Ansî gönlü kara, þerri yaygýn çok güçlü, iri gövdeli bir kâhin ve gözbaðci idi.
Bunlardan baþka o, ikna gücü fazla ve konuþmasý güzel birisiydi. Bâtýl ve boþ þeyleriyle avamýn, (halk tabakasýnýn] zihinlerini bulandý-rabilen, havasý [yüksek tabakayý) da para, mevki ve makamla kandý-rabilen kurnaz bir kimseydi.
Kendisine esrarengizlik ve heybet havasý vermek için halka daima peçeli olarak görünürdü.
O ara Yemen'de hakimiyet Ebna'ya aitti. Bu Ebna'nýn önde gelenlerinden birisi Feyruz ed-Deyîemî idi.
Ebna; babalarý, memleketlerini terkedip Yemen'e gelen Ýranlý, analarý da arab olan bazý kimselere verilen isimdi.
Bunlarýn en büyüðü; Ýslâm'ýn ortaya çýktýðý sýralarda, Ýran'ýn büyük Kisra'sý adýna Yemen'de hükümdarlýk yapan Bâzân idi. Bâzân, Pey-gamber'in doðru ve davetinin semavi olduðunu anlayýnca, Kisra'ya itaatten vazgeçip halkýyla birlikte Allah'ýn dinîne girmiþti. Hz. Peygamber onu mülkünde býrakmýþ, o, e!-Esvedu'l-Ansî'nin ortaya çýkmasýndan biraz Önce, ölümüne kadar orada kalmýþtý.
El-Esvedu'I-Ansî'nin davetine ilk icabet eden Benî Mezhýc tu. El-Esved onlar vasýtasýyla San'â'ya sýçramýþ, oranýn valisi Þehr ibn-i Bâzân'ý öldürmüþ ve Þehr'in karýsý Azâd'ia evlenmiþti.
El-Esved, San'a'dan baþka yerlere de sýçramýþ, oralar korkunç bir hýzla onun eline geçmiþ, nihayet Hadramut'la, Taif arasý ve Aden'e kadar Bahreyn'le ei-Ahsa arasýndaki yerler ona boyun eðmiþti.
El-Esvedu'1-Ansî'nin sýnýrsýz kurnazlýðý, insanlarý aldatýp kendisine baðlanmalarýný saðlýyordu. Taraftarlarýna, kendisine vahiy getiren ve gaipten haber veren bir meleðin olduðunu iddia ediyordu. Bu iddiasýný; halkla ilgili bilgileri, sýrlarý, problemleri, gönüllerinde dolaþan arzu ve emelleri öðrenen ve kendisine gizlice ulaþtýran casuslarý vasýtasýyla kesinleþtiriyordu. Böylece ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarýna cevap veriyor, problemi olanlarýn problemlerini çözüyordu. Kendine uyanlar için akýllara durgunluk veren garip þeyler yapýyordu.
Nihayet El-Esvedu'l-Ansî iþi ilerletti. Yaptýðý davete bir çok yer icabet etti.
El-Esvedu'I-Ansî'nin îrtidat ettiði ve Yemen'e sýçradýðý haberleri kendisine ulaþýr ulaþmaz Hz. Peygamber on kadar sahâbisiyle Ye-men'in ileri gelenlerinden iyi davranýþlarýný umduðu kimselere mektuplar gönderdi. Bu mektuplarda onlarý; iman ve sabrrla bu kör fitneye karþý durmaya davet ediyor ve el-Esvedu'l-Ansî'den herhangi bir yolla kurtulmayý emrediyordu.
Hz. Peygamber'in mektubu ulaþan hiç bir kimse yok ki davetini kabul etmemiþ olsun ve onun emrini yerine getirmeye koþmuþ olmasýn.
Onun bu davetine en önce cevap veren hikâyemizin kahramaný Feyruz ed-Deyiemî ve yanýndaki Ebna'dýr.
Eþsiz, güzel hikâyesini bize anlatmasý için sözü ona býrak; Feyruz anlatmaktadýr:
«— Ben ve yanýmdaki Ebna, Allah'ýn dinine girme hususunda bir an bile tereddüt etmemiþtik. Hiçbirimizin kalbine Allah'ýn düþmanýna inanmak fikri düþmemiþti. Ona saldýrmak ve ondan herhangi bir yolla kurtulmak için fýrsat gözlüyorduk. Bize ve ileri gelen mü'minlere Ra-sûlüilah'm mektuplarý gelince birbirimizden kuvvet aldýk ve her birimiz kendi doðrultusunda çalýþmaya baþladý...
El-Esved'ul-Ansî, elde ettiði baþarýdan dolayý gurur ve kibire kapýlmýþtý. Ordu komutaný Kays ibn-i Abd-i Yaðus'a karþý da büyüklük taslamýþtý. Kendisine karþý davranýþlarý deðiþtiði için Kays da onun kötülüðünden emin deðildi.
Amcam Dazeveyh'le birlikte ona gittik. Rasûlüllah'ýn peygamber olduðunu ona duyurduk ve Ýslâm'a girmekte gecikmemesini söyledik. Davetimizi kabu! edip sýrrýný bize açtý. Sanki bizi gökte ararken yerde bulmuþtu. Yalancý mürtede [El-Esved'ul-Ansî'ye) diðer kardeþlerimiz dýþarýdan saldýrdýklarýnda, üçümüz de içeriden saldýrmak üzere anlaþtýk.
Kocasý Þehr ibn-i Bâzân'ý öldürdükten sonra el-Esved'ul-Ansî'nin evlendiði amca kýzým Daza'yý da yanýmýza almaya karar verdik.
El-Esved'ul-Ansî'nin. sarayma gittim. Amca kýzým Daza'yla buluþup ona þunlarý söyledim:
«— Amca kýzý! Bu adamýn bizim baþýmýza getirdiði kötülük ve zararlarý biliyorsun... Senin kocaný öldürdü. Milletinin kadýnlarýna leke sürdü. Erkeklerden birçoðunu öldürdü ve onlarý idareden uzaklaþtýrdý. Ýþte bu, Rasûlüllah'ýn (s.a.v.) özellikle bize ve genellikle Yemen halkýna gönderdiði mektup. Bu mektupta bizi, bu fitneyi yok etmeye davet etmektedir. Bu konuda bize yardýmcý olmak ister misin?»-
«— Size hangi konuda yardýmcý olabilirim?» dedi.
«— Onu burdan çýkarmakta...»
«— Hayýr, onu öldürmekte...»
«—Vallahi, ben sadece bunu kasdetmiþtim. Fakat sana bunu açmaya çekinmiþtim»,
«— Muhammed'i müjdeleyici ve korkutucu olarak hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, dinim konusunda bir an bile þüphe etmedim, Allah, bu þeytandan daha çok kýzdýðým bir adam yaratmamýþtfr. Ýlk gördüðümden beri ben onu; facîr, günahkâr, hakký gözetmeyen ve kötülükten sakýnmayan birisi olarak tanýdým».
«— Bizim onu öldürmemiz nasýl mümkün olur?!»
«— O, tedbirli ve çok dikkatlidir. Sarayda, muhafýzlarýn beklemediði hiçbir yer yoktur. Sadece sarayýn dýþa bakan bir odasý terkedilmiþ bir vaziyettedir ve orada muhafýzlar yoktur. Gece olunca yatsý vakti o odanýn duvarýný delin. Odanýn içinde silâh ve lâmba bulacaksýnýz. Ben de sizi bekleyeceðim. Daha sonra el-Esved'in yanýna girin ve onu öldürün».
«— Fakat böyle bir sarayda bir odanýn duvarýný delmek kolay bir iþ deðildir. Belki bize birisi rastgelip muhafýzlara baðýrabilir... O zaman da sonu hoþ olmayan bir hadise meydana gelebilir». |
«— Haksýz deðilsin!.. Benim bir fikrim var».
— Nedir o?!» .
«— Yarýn iþçi kýlýðýnda kendisine itimat ettiðin birisini gönderirsin. Ben ona, odanýn duvarýný tamamen olmamak üzere içerden delmesini söylerim. Sonra siz geceleyin dýþardan hafif bir zorlamayla delme iþini tamamlarsýnýz»,
«— Çok Ýyi».
Onun yanýndan ayrýlýp kararýmýzý diðer iki arkadaþýma bildirdim. Bunun hayýrlý olmasýný dilediler ve hemen hazýrlýk yapmak üzere yola çýktik. Bize yardým edecek olan müslümanlarýn ileri gelenlerine parolayý bildirip hazýrlanmalarýný söyledik. Onlarla buluþma vaktimizi ertesi günün sabahý olarak kararlaþtýrdýk.
Gece olup kararlaþtýrýlan vakit yaklaþýnca, arkadaþlarýmla delinecek yere gittik ve orayý açtýk. Odanýn içine girip silâhý aldýk. Lâmbayý yaktýk. Allah'ýn düþmanýnýn hususî odasýna doðru yürüdük. Gördük ki, amca kýzým kapýsýnda duruyor. Bana iþaret etti. Ýçeri girdim. Horul horul uyuyordu. Býçaðý boðazýna sapladým. Adeta öküz gibi böðürdü. Deve gibi debelendi.
Muhafýzlar onun böðürtüsünü duyunca odasýna gelip
«— Noluyor?» dediler. Amca kýzým onlara :
«— Haydi gidin. Allah'ýn peygamberine vahiy geliyor» diye cevap verdi.
Onlar da çekip gittiler.
Sabah oluncaya kadar sarayda kaldýk. Surlarýn birisinin tepesine çýkýp:
«—Allahu ekber, Allahu ekber...» dedim ve ezaný tamamladým. Sonra þöyle devam ettim: Allah'tan baþka tanrý olmadýðýna þehâdet ederim. Muhammed'in Allah'ýn elçisi olduðuna þehadet ederim ve el-Esved'ul-Ansî'nin yalancý olduðuna þehâdet ederim...»
Ýþte parola bu idi.
Müslümanlar her taraftan saraya doðru ilerlediler. Ezaný duyunca ve iki taraf birbirine girince muhafýzlar kaçýþmaya baþladýlar.
El-Esved'in baþýný sarayýn duvarlarýndan onlarýn üzerine attým... I Adamlarý onu görünce güçleri kalmadý, mü'minier ise tekbîr getirip düþmanlarýna hücum ettiler.
Güneþ doðmadan iþ bitirildi...
Gün aðarmca, Allah'ýn düþmanýnýn öldürüldüðünü müjdelemek üzere Rasûlüllah'a bir mektup gönderdik. Müjdeciler Medine'ye varýnca, Rasûlüllah'ýn (s.av.] o gece hayata gözlerini yumduðunu öðrendiler.
Ancak vahyin; el-Esvedu'l-Ansî'nin o gece öldürüldüðünü Rasûlüllah'a (s.a.v.) müjdelediðini öðrenmekte gecikmediler...
Rasûlüllah (s.a.v.) ashabýna þöyle buyurmuþtu:
«— El-Esved'ul-Aýsî dün gece öldürüldü... Onu mübarek ehl-i beytten mübarek bir adam öldürdü...»
Ona soruldu:
«— Kimdir o, ya Rasûlallah!»
«— Feyruz...»
«— Feyruz kazandý...» diye cevap verdi.[2]
(Bu kitapta ei-Esved'in biyografisi vardýr ve onun adý Ayhele'dir); V/3 (Burada da Feyruz ed-Deylemî'nin biyografisi var)
[1] Hz. Muhammed (S.A.V.)
[2] Feyruz ed-Deylemi ve e!-Esvedu'l-AnsÝ hakkýnda geniþ bilgi için aþaðýdaki eserlere bakýnýz:
1- El-îsabe, biyografi no: 7012
2- El-Ýstiab (el-isabe'nin hamiþinde), ÝM/204
3- Usdu'I-ðabe, (V/271
4- Tehzîbu't-tehzîb, Vlll/305
5- Ýbn Sa'd, et-Tabakatu'Ý-Kubra, V/533
6- Tarîhu't-Taberî, özellikle üçüncü cilde, genel olarak onuncu cildin fihristlerine bakýnýz.
7- Ýbnu'l-Esir, ei-Kamil, Onbirinci yýlýn olaylarý
8- EI-Beiazurî, futuhu'l-buidan, s. 111-113
9- Cemheratu'I-ensab, s. 381
10- Tarihu'l-hamîs, H/155
11- Dairatu'l-maarifi'l-islamiyye (Ýslâm ansiklopedisi), II/1S8
12- Tarihu Halife Ýbn Hayyat, s. 84
13- Hayatu's-sahabe, 11/238-240
14- Ez-Ziriklî, eJ-A'lâm, V/299
Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâþâ, Sahabe Hayatýndan Tablolar, Uysal Kitabevi: 1/344-349.