Diðer Yazýlar
Pages: 1
Ufka Bakmak By: reyyan Date: 02 Aðustos 2011, 18:37:08
Ufka Bakmak



Haziran 2009 - 126.sayý

 

Elvida ÜNLÜ kaleme aldý, DÝÐER YAZILAR bölümünde yayýnlandý.

Üç günlüktür ömrümüz. Lakin üç günlük deðil yürüdüðümüz yol, yolumuz. Gün gelir gölgeler düþer. Gün gelir dikenler sarar. Gün gelir sert taþlar takýlýr ayaðýmýza.

Ýnanan ufka bakar.

Gölgeler þaþýrtmaz onu, taþlar katýlaþtýrmaz, dikenler engellemez.

Yola inanmýþtýr.

Bir gün geleceðine; o günde tüm mahzunlarýn güleceðine, tüm yalnýzlarýn sahibine ereceðine inanmýþtýr.

Tüm yorgunluklarýnýn büyük bir aðacýn serinliðinde dineceðine inanmýþtýr.

Su olmak ister. Bir damlacýk da olsa...

Su akacaktýr, bilir. Denize varacaktýr.

Ýnandýðýnda bir insan ve yoluna teslim olduðunda, kalbi mahzun da olsa gözleri güler.

Bakýþlarý uzaklarda olduðundan ýþýk verir.

Gölgelerle barýþýr, taþlarla söyleþir, dikenlerle halleþir.

Güneþ bir karýþ yaklaþmýþ olsa da akar, akar...

Denize varmaya bir adým kalmýþtýr artýk.

Ve belki son damla kendisidir.

‘Hak yalnýz kalmaz’

“Amca! Yalnýz kalacaðýmý düþünme. Gerçek yalnýz kalmaz.

Gün gelir Araplar da Arap olmayanlar da onu kabul eder. Onun etrafýnda birleþir.”

Bunlarý söylerken amcasý tarafýndan da yalnýz býrakýlmak üzereydi Allah Rasulü s.a.v.

Zira Ebu Talip’e artýk yeðenini korumak zor gelmeye baþlamýþtý. Müþriklerden sürekli baský görüyordu.

“Bana bu kadar aðýr bir yük yükleme yeðenim. Çünkü takatimin üstündedir.” demiþti.

Yalnýz býrakýldýðýný fark ediyordu Allah Rasulü s.a.v. Fakat yalnýz olmadýðýna, yalnýz kalmayacaðýna da
inanýyordu.

“O seni bir yetim iken barýndýrmadý mý?” (Duha, 6)

Barýndýran kimdi, sahip çýkan kim?

Ve Allah Rasulü s.a.v. kendini yalnýz býrakan amcasýný teselli etti: “…yalnýz kalacaðýmý düþünme!”

Gönüller mimarý

Asr-ý Saadet’in mimarýydý. Zira gönüller mimarýydý.

Saadet de ancak gönüllerde yakalanýrdý.

Saraylarda aranýr, kâþânelerde kaybedilir, gönüllerde bulunurdu.

O gönül kuru hasýr üzerindedir. Hasýrýn izleri ilmik ilmik üzerindedir.

Þehirlerden kovulmuþ, taþlanmýþtýr. O an þehirlerin sahibine yönelmiþ, taþýn sahibini bilmiþtir.

Yalnýz býrakýlmýþ, yalnýz býrakmamýþtýr. Teselli etmiþ, ümit vermiþtir.

Zira tesellisini her þeyin sahibinde bulmuþtur.

“Yemin ederim ki bu dinin tamamlanacaðý gün çok yakýn. O zaman gönüllerde Allah korkusundan baþka bir korku kalmayacak.”

“Müslümanlýk kemale erecek, San’a’dan Hicaz’a gelen bir adam kalbinde Allah korkusundan baþka bir korku duymayacak.” demiþtir dostlarýna.

Allah korkusu yoksa kalplerde türlü çeþit korkular vardýr.

Pusudadýr korkular.

Ýhanet vardýr. Yalan vardýr, talan vardýr. Zulüm vardýr.

Tek korku kaldýðýnda, sevgiyle örülmüþ o korku kaldýðýnda, karanlýklarýna çekilir tüm korkular.

Ýnanmak ümit etmektir

Yola inanan, yoluna çeker insanlarý.

Ümitli olan ümit verir.

Sütbabasý Mekke’ye gelmiþti.

Sordu: “Ey Muhammed, senin yaydýðýn, duyurduðun nedir?”

Efendimiz s.a.v. anlattý ve sonunda þöyle dedi:

“Bir gün gelecek, bütün söylediklerimin doðru olduðunu göreceksin!”

Bunun üzerine sütbabasý Hâris müslüman oldu.

Zamanýn silemeyeceði

Eþi Hatice r.a. ve amcasý Ebu Talip vefat etmiþti. Müþrikler yalnýz kaldýðýný, bir koruyanýnýn artýk olmadýðýný düþünüyorlardý. Eziyetlerini artýrdýlar. Bazen fazla ileri gidiyorlar, edep sýnýrlarýný iyice aþýyorlardý.

Ve zaten sýnýrsýzlýkta yaþýyorlardý. Ancak iþlerine geldiðinde bazý sýnýrlar çizer, iþlerine gelmediðinde sýnýrlarýný silerlerdi.

Zira onlar sýnýrlarý kumlara çiziyorlardý. Birazdan deniz sularýnýn ya da rüzgârýn sileceði sýnýrlardý sýnýrlarý.

Zamanýn silemeyeceði sýnýrlar çiziliyordu þimdi gönüllere, gözlerinin önünde.

Hakaretin dozunu artýrdýlar.

Fakat anlar deðil zaman gösterecekti kimin hakir görüldüðünü. Ve gösterdi de...

Bir gün Efendimiz s.a.v. Mekke sokaklarýndan geçiyordu. Ýçlerinden biri Efendimiz s.a.v.’in baþýna toprak serpti. Üstü baþý toprak olmuþ halde evine geldi. Kýzý Fatýma r.a. hem babasýnýn baþýný yýkadý hem aðladý.

Allah’ýn Rasulü s.a.v. kýzýný teselli etti:

“Aðlama kýzým. Allah babaný koruyacak ve yalnýz býrakmayacak!”

Her gün bayram

“Mümin kiþinin durumu ne þaþýrtýcýdýr. Zira her iþi onun için bir hayýrdýr. Bu durum sadece mümin için böyledir.

Baþýna memnun olacaðý bir iþ gelirse þükreder. Bu bir hayýrdýr.

Baþýna bir musibet gelirse sabreder, bu da onun için bir hayýrdýr.”

Bitkin buluruz bir gün kendimizi. Ayaðýmýza taþlar takýlmýþtýr hep. Ýþte o sözler bulur bizi. Müjdeler, kuþatýr.

Ayaða kalk ve yürü.

Nimette þükrü ara. Belada sabrý.

Bil ki asýl nasibin þükrün ve sabrýndýr.

Asýl nimet sana þükrün ve sabrýn verilmesidir.

Bil ve onu ara. Kalbindeki hali ara. Cismindeki deðil.

“Þartlar ne olursa olsun inanan için hepsi iyidir.”

Ümit eden çaðrýlýr o kapýya

Ve O, günlük hayatýmýzda hangi halde olursak, bize o hale göre ümit verirdi.

Hasta ziyaretini pek önemser kendisi de hasta arkadaþlarýný ziyarete giderdi. Zaman zaman hizmetine gelen Yahudi bir genci hastalýðýnda ziyaret etmiþti.

Ziyarete gittiðinde hastanýn nabzýný eline alýr, diðer elini de alnýna koyar, þifa bulmasý için dua eder, ‘inþallah kurtulacaksýn’ derdi. Birisi olumsuz, fena bir söz edecek olsa, o sözden menederdi.

Dua ederdi, zira ümit ederdi.

Dua edin der; nasýl isteyeceðimizi, ne isteyeceðimizi öðretirdi tane tane.

Bir gün hasta bir arkadaþýný ziyarete gitti ve hastayý çok periþan bir halde buldu, sordu:

– Sen sýhhatli olduðun zamanlar Cenab-ý Hak’tan en çok ne dilerdin?

Arkadaþý þöyle dedi:

– Ben hep ahiret azabýnýn bana dünyada çektirilmesini ve orada azaba uðratýlmamayý dilerdim.

Rasulullah s.a.v buyurdu:

– Cenab-ý Hak’tan bunu dileyeceðine, niçin Allah’ýn bize öðrettiði þekilde dua edip: “Ey Rabbimiz, bize dünyada da ahirette de iyilik bahþet ve bizi cehennem ateþinden koru” demiyorsun?

Dua bizi kapýna çaðýrmandýr.

Dua ümittir.

Ümit eden dua eder.

Ümit edeni çaðýrýrsýn.

Ümidimiz yalnýzca senden, dualarýmýz sana.

Þüphesiz ki öldüren de sensin, dirilten de. Güldüren de sensin, aðlatan da...

. . .

Ufka bakacaðýz. Yarýnlara bakacaðýz

Ufukta bizi bekleyen güne döneceðiz yüzümüzü

Havz’ýn baþýnda bekleyeni dinleyeceðiz

O zaman ne yerdeki gölgeler, ne önümüzdeki taþlar...

Her varlýkta ve yoklukta kalbimize döneceðiz, onda ne vardýr.

Güzel günler umacaðýz, güzel günler bulacaðýz her iki alemde.

Zira güzel, gözün deðil gönlün gördüðüdür.

Kýyameti kopuyor görsek elimizdeki fidaný dikeceðiz

Belki o son damladýr topraðýmýza...


radyobeyan