Yeminin Bedeli By: saniyenur Date: 01 Aðustos 2011, 12:24:25
Yeminin Bedeli
Derviþin biri daða çekilmiþ, sadece ibadetle meþgul olurdu. Yalnýzlýk, onun en yakýn dostuydu. Allah tarafýndan ihsan edilen mânevî nimetler içerisindeydi. Daðda çeþitli meyve aðaçlarý vardý. Meyvelerle besleniyordu. Bir gün kendi kendine söz vererek, ''Bu meyveleri dalýndan koparmayacaðým. Rüzgârdan veya kendiliðinden düþen meyveleri yiyeceðim'' dedi. Ýmtihan vakti gelinceye kadar, derviþ sözüne sadýk kaldý. Bir ara rüzgâr, tam beþ gün armut düþürmedi. Armutlar aðaca çakýlmýþtý sanki. Derviþin açlýktan ateþi çýktý, sabrý kalmadý. Rüzgâr bir aðacýn dalýndaki meyveleri âdeta aðzýna sokarcasýna eðiyordu. Derviþ sabretti. Elini uzatmadý. Fakat gözünü dalda nazlý nazlý sallanan armutlardan alamadý. Rüzgâr bir daha dalý eðdiðinde dayanamadý. Açlýðýn verdiði ýstýrapla, armutlarý koparýp yedi. Kendi kendine vermiþ olduðu sözden döndü. Biraz sonra bulunduðu yere, yirmi-otuz kadar hýrsýz geldi. Çaldýklarý mallarý paylaþmaya baþladýlar. Eþyalarý paylaþýrken sultanýn adamlarý baskýn yapýp, suç üstü hýrsýzlarý yakaladý. Derviþi de onlardan sanarak birlikte götürdüler. Orada yakalanan hýrsýzlarýn hepsinin sol ayaklarý ile sað ellerini kestiler. Derviþin de sað elini kestiler. Sol ayaðýný kesecekleri sýrada derviþ Allah'a iltica etti ve, ''Allahým, elim yeminime sadýk olmadý. Meyve kopardýðý için kesilmeyi hak etti. Ayaðýmýn ne suçu var?'' dedi. Bunun üzerine bir atlý hýzla gelerek cellâta seslendi: ''Ey köpek! Yaptýðýn iþe bak. Bu zat Allah'ýn seçkin kullarýndan filan zattýr'' dedi. Cellât bir anda ne yapacaðýný þaþýrdý. Çok üzüldü. Yapýlan yanlýþlýðý gidip komutana haber verdi. Komutan, yalýnayak koþarak geldi. Derviþin saðlam eline yapýþarak, ''Allah þahidimdir ki, kim olduðunu bilmiyordum. Yaptýðým bu çirkin iþten dolayý bizi affet. Hakkýný helâl et'' dedi. Derviþ komutana, ''Ben günahýmý da baþýma gelen bu iþin sebebini de biliyorum. Sözümden döndüðüm için, Allah'ýn adaleti elimi aldý. Onun hükmüne elim, ayaðým, içim, dýþým, her þeyim feda olsun. Sen üzülme. Bu benim kaderim. Senin bir suçun yok. Hakkýmý sana helâl ediyorum'' dedi. O günden sonra derviþin adý, halk arasýnda ''eli kesilen þeyh'' olarak anýlmaya baþladý. Kendisine otlardan, sazlardan bir kulübe yaptý. Baþýna gelene sabrederek, orada rabbini zikretmeye devam etti. Sepet örerek geçimini saðladý. Bir gün bir seveni habersizce ziyaretine geldiðinde, þeyhi iki eliyle sepet örerken gördü. Þeyh kaþlarýný çatarak, ''Neden yanýma gelirken seslenip izin almadýn? Sýrrýma vâkýf oldun'' diyerek çýkýþtý. Adam özür beyan ederek, ''Sizi çok sevdiðim ve özlediðim için böyle davrandým. Kötü bir niyetim yoktu'' dedi. Þeyh gülümseyerek, ''Peki, öyleyse gel. Fakat bu sýrrý kimseye söyleme. Benim iki elimle sepet ördüðümü kimse bilmesin'' dedi. Bir müddet sonra baþkalarý da kulübenin penceresinden bakýp, þeyhin iki elle sepet ördüðünü gördüler. Saðda solda anlatmaya baþladýlar. Þeyh kerametinin halk arasýnda yayýlmasýna çok üzüldü. ''Yâ rabbi! Ben bunu gizlemeye çalýþtým. Sen açýða çýkardýn. Hikmetini sen bilirsin'' diye dua etti. Bunun üzerine kendisine Cenâb-ý Hak'tan þöyle ilham geldi: ''Elin kesildiðinde sana inanmayanlar, ‘Hak yolunda gösteriþçi ve riyakâr olduðu için, Allah onu insanlara rezil etti' dediler. Ýnsanlarýn seni inkâr ederek veya hakkýnda kötü zanna kapýlarak gazabýma uðramalarýný istemedim. Senin bu halini onlara göstererek, utanmalarýný ve dedikoduyu býrakmalarýný istedim.''