Mesnevide Geçen Hikayeler
Pages: 1
Bedevinin Hediyesi By: saniyenur Date: 28 Temmuz 2011, 19:16:30
Bedevînin Hediyesi


Çok eski zamanlarda iyilik sever ve cömert bir halife vardý. Halife olmasý gereken bütün güzelliklere sahipti. Yaþadýðý Baðdat þehri onunla dört mevsim baharý yaþardý. Bu halifenin zamanýnda, bir bedevî ile karýsý çölde son derece fakir bir durumda yaþýyordu. Bir gece bedevînin karýsý, kocasýna söylenmeye baþladý: ''Herkes rahat içinde yaþýyor, biz yoksulluk çekiyoruz. Ekmeðimiz yok, dert katýðýmýz, suyumuz göz yaþý. Gündüzleri güneþ ýþýðý elbisemiz, geceleri yorganýmýz ay ýþýðý. Ay gökte görününce, pide zannedip elimizi uzatýrýz. Fakirliðimizden fakirler bile utanmakta.'' Bedevî hanýmýna cevap verdi: ''Gelir için sýzlanarak, ömrünü boþa harcama. Zaten ömrümüzden geriye ne kaldý? Çoðu gitti, azý kaldý. Allah bütün yarattýklarýnýn rýzkýný verir. Akýllý olan, rýzkýn azýna çoðuna bakmaz. Hýrsýnýn esiri olmaz. Çektiðimiz bütün sýkýntýlar ve dertler ölümün habercisidir.
Bize ölümü kolaylaþtýrýr. Bolluk içinde tatlý bir ömür sürenin ölümü acý olur. Benim güzel karýcýðým, bak sabah oldu. Sen, daha ne zamana kadar bu yoksulluk masalýný anlatacaksýn? Ben, bana verileni yeterli buluyorum. Rabbime olan güvenim sonsuzdur.Yolum kanaat yoludur.'' Kanaat sahibi bedevî, türlü iltifatlarla hanýmýný
sakinleþtirmeye çalýþtý. Ýhlâsla yüreði yana yana, sabaha kadar hanýmýna nasihat etti. Fakat kâr etmedi. Hanýmý, ''Ey adam! Bu kanaatten sen ne elde ettin? Ne kazandýn? Kanaat bizim için bitmez tükenmez sýkýntýdan baþka ne getirdi?'' Kadýn kocasýna daha nice sert ve acý sözler söyledi. Bedevî karýsýna, ''Haným, sen kadýn mýsýn? Dert ve üzüntü kaynaðý mýsýn? Ben anlamadým. Sana yoksulluðumla övündüðümü söylüyorum, sen tutup yoksulluðumu baþýma kakýyorsun. Kimseden bir isteðim ve ümidim yok. Gönlümde kanaatten bir dünya var. Ne olurdu? Sen de yoksullukla kucaklaþýp dost olsan. Mânevî
deðerler kazansan. Allah'ýn izzeti, ikramý ve lutuflarý sana yetmez mi? Haným yoksulluðumla uðraþma, kavgayý býrak. Yolumu kesme. Ya yakamý býrak ya da ben evi terkedeyim.'' Kadýn kocasýnýn öfkelenip sinirlendiðini görünce, aðlamaya baþladý. Taktik deðiþtirdi. Gönül alýcý yumuþak bir konuþma tarzýný seçerek kocasýný ikna etmeye çalýþtý:
''Biliyorsun ki ben senin ayaðýnýn topraðýyým. Bedenim, caným, varým, yoðum hepsi senin. Senin emrindeyim. Bu þekil konuþmalarým yoksulluk yüzünden ve sabrýmýn kalmamasýndandýr. Senin rahatýný düþünüyor, yoksul kalmaný istemiyorum. Sen benim canýmsýn. Her þeyimi senin yoluna feda edecek kadar, seni çok seviyorum. Senin iyiliðini istediðimden dolayý, benden ayrýlýp uzaklaþmayý düþünmen ne kadar yanlýþ. Yine de
bir hata yaptýysam özür dilerim.'' Kadýn bu çeþit güzel ve tatlý sözler söylerken bir yandan da aðlýyordu. Güzel kadýnýn göz yaþlarý kocanýn gönlüne tesir etti. Bedevî, ''Haným, seni üzüp kýrdýmsa, özür diliyorum. Bilmeni isterim ki ben de Allah için seni çok seviyorum. Þimdi bana yoksulluktan kurtulmamýz için ne çare düþündüðünü açýkça söyle.'' Kadýn, ''Baðdat'taki halifeye git. Onun kapýsý, ateþe tapana da müslümana da açýk. Ýhtiyaç sahiplerine ihsanlarý dillere destan. Bereketli nisan yaðmurlarý gibi herkes ondan faydalanýr.'' Bedevî, ''Halifenin yanýna varmak için bir bahane bulmamýz lâzým. Eli boþ gidilir mi?'' Hanýmý, ''Halifeye bir testi tatlý yaðmur suyu götür. Padiþahýn hazinesinde çok deðerli mallarý vardýr. Fakat böyle tatlý suyu yoktur.'' Hanýmýnýn teklifi adamýn da aklýna yattý. Hanýmýna, ''Sen testinin aðzýný iyice kapat. Dýþýný güzel bir keçeye sarýp dik. Padiþahým orucunu bu su ile açsýn.Doðrusu dünyanýn baþka bir yerinde de böyle güzel su bulamaz'' dedi. Bedevî ertesi gün yola düþtü. Gece gündüz yol aldý. Testinin baþýna bir iþ gelmesin diye de çok dikkat ediyordu. Sað salim Baðdat'a ulaþtý. Halifenin sarayýný sorup, öðrendi. Sarayýn kapýsýndaki görevliler kendisini güler yüzle karþýladýlar. Ona, ''Yoksullar cömertlere, cömertler de yoksullara muhtaçtýr'' gibi tatlý sözler söyleyip içeri aldýlar. Görevliler bedevîye sordu: ''Ey Araplar'ýn þereflisi, nereden geliyorsun? Yolculuðun nasýl geçti? Yorgun musun?'' Bedevî, ''Beni iltifatýnýzla sizler þereflendirirsiniz. Yüz çevirirseniz mahrum kalýrým. Sultanýn lutfunu ümit ederek, çölden gelmiþ bir garibim.'' Bedevî, dinlenmiþ yaðmur suyu dolu testiyi görevlilere uzatarak, ''Bu yeþil ve yeni testiyle birlikte, içinde
dinlenmiþ tatlý yaðmur suyu padiþahýma hediyemdir. Bu armaðaný padiþaha götürün. Padiþahýmýn ihsanýyla bir fakir yoksulluktan kurtulsun.'' Bedevînin bu safiyeti karþýsýnda görevlilerin gülesi geldi. Gülmediler. Çünkü, padiþahýn güzel huylarý bütün memurlarýna
da tesir etmiþti. Halife bedevînin hediyesini kabul edip teþekkür etti. Testiyi altýnla doldurarak geri vermelerini emretti. Adamlarýna, ''Çöl yolu uzun ve meþakkatlidir. Bu zavallýyý, Dicle nehri üzerinden gemiyle memleketine gönderin. Kestirme olur'' diye
tembihledi. Görevliler gemiye bindirmek için, bedevîyi Dicle nehrinin kenarýna götürdüler. Bedevî taptatlý suyuyla gürül gürül akan Dicle'yi görünce çok utandý. Padiþahýn kendisine bir testi altýn ihsan etmesinden çok, testiyle götürdüðü yaðmur suyunu kabul ederek alicenaplýk gösterdiði, incelik ve nezâket dolu davranýþýna hayran oldu.
***
Mevlânâ hazretleri, bu hikâyede geçen kiþilerin neyi sembolize ettiðini kendisi açýklamýþtýr. Bedevî aklýn, hanýmý da nefsin sembolüdür. Nefis ve akýl iyiyi kötüden ayýrt edebilmek için gereklidir. Bu ikisi topraktan yaratýlmýþ olan beden evinde otururlar. Birbirleriyle gece gündüz mücadele ederler. Kadýn, yani nefis devamlý beden evinin ihtiyaçlarýný dile getirir. Þeref ister, makam ister, giyecek ister, ekmek ister, sofra ister. Hikâyedeki kadýnýn yaptýðý gibi nefis de arzularýna ulaþabilmek için deðiþik taktikler uygular. Bazan büyüklenir, bazan yüzünü topraða sürer, bazan da tevazu gösterir. Akýl cismanî arzu ve iþtiyaklardan uzaktýr. O Allah sevgisiyle ve Allah sevgisini kaybetmenin korkusuyla yaþar. Bedevînin destisinden maksat sâlikin vücududur. Ýçindeki sudan murat sâlikin pek az olan amel ve ilmidir. Halife mürþid-i kamili temsil eder. Dicle nehri mürþid-i kâmilin sahip olduðu mârifetullahtýr. Mürþid-i kâmilin sahip olduðu mârifetullah ilminden istifade etmek için, kapýsýna testisi boþ olarak gitmek gerekir.

Ynt: Bedevinin Hediyesi By: saniyenur Date: 28 Temmuz 2011, 22:40:15
Bedevî aklýn, hanýmý da nefsin sembolüdür. Nefis ve akýl iyiyi kötüden ayýrt edebilmek için gereklidir. Bu ikisi topraktan yaratýlmýþ olan beden evinde otururlar. Birbirleriyle gece gündüz mücadele ederler. Kadýn, yani nefis devamlý beden evinin ihtiyaçlarýný dile getirir. Þeref ister, makam ister, giyecek ister, ekmek ister, sofra ister. Hikâyedeki kadýnýn yaptýðý gibi nefis de arzularýna ulaþabilmek için deðiþik taktikler uygular. Bazan büyüklenir, bazan yüzünü topraða sürer, bazan da tevazu gösterir. Akýl cismanî arzu ve iþtiyaklardan uzaktýr. O ALLAH sevgisiyle ve ALLAH sevgisini kaybetmenin korkusuyla yaþar.

Ne kadar güzel benzetmeler yaparak anlatmýþ mevlana hazretleri bizi.
Rabbim testisi dolu olanlardan eylesin inþ bizleri.

radyobeyan