Zadul Mead
Pages: 1
Ramazanda yolculuk By: hafiza aise Date: 28 Temmuz 2011, 14:58:34
E) RAMAZAN'DA YOLCULUK


1—  Ramazan'da Yolculuða Çýkmasý:


 

Allah Rasûlü (s.a.) Ramazan'da yolculuða çýktý; hem oruç tuttu hem de tutmadý. Sahabîleri, oruç tutup tutmama arasýnda serbest býraktý[128]

 
2—  Savaþta Oruç:

 

Düþmanlarýna yaklaþtýklarýnda onlara karþý savaþta güç elde etmeleri için sahabîlere orucu yemelerini emrederdi.                                             

Böyle bir durumla mukîm iken karþýlaþýlsa ve oruç yenildiði takdirde düþmanla karþýlaþmaya güç elde edilecek olsa bu halde müslümanlar oruç^ larýný bozabilirler mi? Bu konuda iki görüþ ileri sürülmüþtür. Bunlarýn delil bakýmýndan en saðlam olaný bu haldeki müslümanlann oruçlarýný bozabile­cekleridir. Ýbn Teymiye'nin tercihi de budur. Ýslâm ordularý Þam yakýnla^ rýnda düþmanla karþýlaþtýðýnda Ýbn Teymiye bu þekilde fetva verdi.[129] Kuþ-j

kuþuz bu sebeple orucu bozma sýrf yolculuk sebebiyle oruç bozmaya göre daha uygundur. Hatta yolcunun orucu yemesinin mubah kýlýnmasý bu hal­de iken orucun yenilmesinin mubah olduðuna da bir tenbihtir. Çünkü bu hal, oruç yemenin caiz olmasý için daha haklý bir sebeptir. Zira diðer halde kuvvet yalnýz yolcuya mahsus iken burada kuvvet, hem orucu yiyen mücâ­hide ve hem de müslümanlara aittir. Hem cihad meþakkati, yolculuk me­þakkatinden daha büyüktür. Mücahidin oruç tutmamasýyla elde edilen fayda, yolcunun oruç tutmamasýyla elde edilen faydadan daha büyüktür. Hem de Allah Teâlâ: "Düþmanlarýnýza karþý gücünüz yettiðince kuvvet hazýrlayýn." buyurmuþtur.[130] Düþmanla karþýlaþýldýðýnda orucu yeme, en büyük kuv­vet sebeplerindendir.

Hz. Peygamber (s.a.) âyette geçen "kuvvet" kelimesini, "ok atmak" ile tefsir etmiþtir.[131] Oruç bozmak, gýda almak gibi takviye edici, yardým edici þeyler bulunmaksýzýn ok atmak tam olarak gerçekleþmez ve ondan beklenen sonuç meydana gelmez. Hz. Peygamber (s.a.) düþmanlarma yak­laþtýklarý vakit sahabeye: "Doðrusu düþmanýnýza yaklaþtýnýz. Orucu yemek size daha çok güç katar." buyurdu. Bu bir ruhsattý. Sonra bir baþka yere konakladýlar. "Doðrusu siz düþmanýnýza hücum etmek üzeresiniz. Orucu yemek size daha çok güç katar."Orucunuzu yeyin." buyurdu. Bu ise bir azimettir. Sahabî: "Bu emir üzerine orucu bozduk." diyor.[132] Hz. Pey­gamber (s.a.) görüldüðü üzere orucu bozmaya sebep olarak düþmanlarma yaklaþmalarýný ve düþmanla karþýlaþmak için kuvvete muhtaç olmalarýný göstermiþtir. Bu ise yolculuk dýþýnda bir baþka sebeptir. Yolculuk, baþlýba-þýna müstakil bir sebeptir. Gösterdiði sebepler arasýnda ondan söz etmemiþ ve ona iþarette de bulunmamýþtýr. Özelliði olan bu oruç yeme meselesinde þeriat sahibinin hükümsüz saydýðýný itibara alarak bunu sebep göstermek, düþmana karþý konulacak kuvvet vasfýný hükümsüz saymak ve sýrf yolculu­ðu itibara alma þeriat sahibinin itibar ettiði ve sebep gösterdiði þeyi hüküm* süz sayma demektir.

Toparlayacak olursak; þeriat sahibinin tenbihi ve hikmeti cihad sebe­biyle oruç yemenin sýrf yolculuk sebebiyle oruç yemeye nazaran daha yerli yerinde bir hareket olmasýný icabettirir. Ya bir de Hz. Peygamber (s.a.) sebebe iþaret etmiþ, ona tenbihte bulunmuþ, hükmünü açýklamýþ ve bu se­bepten Ötürü sahabîlere oruçlarýný bozmalarýný emretmiþse ne demeli? Þu hadis de bunu göstermektedir: Ýsa b. Yunus, Þu'be — Amr b. Dinar — Ýbn Ömer senediyle rivayet eder ki, Allah Rasûlü (s.a.) Mekke fethi günü ashabýna: "Bugün savaþ günüdür. Derhal orucunuzu bozun." diye buyur­du.[133] Þu'be'den hadisi, Saîd b. Rebî de rivayet ederek Ýsa b. Yunus'a mütabaat etti. Görüldüðü gibi Hz. Peygamber (s.a.), savaþý sebep gösterdi ve hemen arkasýndan (sebep bildiren) bir edat —fâ edatý— getirmek sure­tiyle orucu yeme emrini verdi. Herkes bu sözden orucu bozmanýn savaþtan ötürü olduðunu anlar. Yolculuk, cihaddan tecrid edildiði zaman ise Allah Rasûlü (s.a.), orucu bozma konusunda; bu Allah'tan bir ruhsattýr, bu ruh­sata kim uyarsa iyi yapmýþ olur, kim de oruç tutmak isterse ona bir günah yoktur, derdi. [134]


[128] Ýbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, Ýklim Yayýnlarý: 2/69.

[129] Bu olay, 702/1302 senesinde Þam yakýnlarýndaki Mercu's-Suffer denilen yerde meyda­na gelmiþti. O savaþa Þakhab savaþý denir. Orada Moðollardan pek çok nefer öldürüldü ve kalabalýk bir grup esir alýndý. Allah,

müslümanlarý galip ve muzaffer eyledi, ham-j dolsun zalim milletin ardýný kesti. Þeyhülislâm Ýbn Teymiye (r.h.) bu meydan muharebe-1 sine hem diliyle, hem de canýyla katýldý. Allah, va'dini gerçekleþtirip kendisi Ýçin çarpý- [ þan orduyu muzaffer eyleyinceye ve Moðollan tek baþýna hezimete uðratýp inananlara; yardýnredinceye kadar Ýbn Teymiye insanlara sebat göstermelerini tavsiye etti, onlara zafer va'deýti ve iki iyilikten biriyle ya ganimete, ya ebedî kurtuluþa kavuþmakla müjde­ledi. O savaþta bulunan komutanlardan biri anlatýyor: Merhum Üstad, Mercu's-Suffer'de düþmanla kapýþma gününde iki ordu birbiriyle karþý karþýya geldiði vakitte bana: '"Be­ni ölüm yerinde durdur." dedi. Ben de onu sel gibi akan düþmanýn karþýsýna gönder­dim. "Ýþte ölüm yeri, iþte düþman!" dedim. Gözünü göðe dikti, dudaklarýný uzun müddet kýpýrdattý. Sonra hýzla harekete geçti ve savaþa koyuldu. Sonra savaþ kargaþasý içinde onu gözden kaybettim. Onu tekrar gördüðümde Allah fethi müyesser kýlmýþ ve Ýslâm ordusunu muzaffer eylemiþti. Geniþ bilgi için bk. Ýbn Abdilhadî, el-Ukûdu'd-Dürnyye,

[130] Enfâl, 8/60.

[131] Müslim, 1917. Ukbeb. Âmir el-Cühenî anlatýyor: Allah Rasûlü'nün (s.a.) minberde "Düþ­manlarýnýza karþý gücünüz yettiðince kuvvet hazýrlayýn." âyetini okuduktan sonra þöyle dediðini iþittim: "Dikkat edin. kuvvet, atýcýlýktýr! Dikkat edin, kuvvet, atýcýlýktýr! Dik­kat edin, kuvvet, atýcýlýktýr!"

[132] Müslim, 1120; Ebu Davud, 2306.

[133] Râvileri sikadýr.

[134] Ýbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, Ýklim Yayýnlarý: 2/69-71.


radyobeyan