Diðer Yazýlar
Pages: 1
Ne Biriktiriyoruz? By: reyyan Date: 28 Temmuz 2011, 06:05:43
Ne Biriktiriyoruz?



Eylül 2009 - 129.sayý


Selim GÜNEÞ kaleme aldý, DÝÐER YAZILAR bölümünde yayýnlandý.

“Kesenin aðzýný iple boðma, senin de nasibin baðlanýr.” (Hadis-i þerif)

Hadisler ne kadar vecizdir. Söylenmek istenileni ne güzel söyleyiverir. Deðil mi ki o sözler Allah’ýn Elçisi’e aittir. Deðil mi ki, bu mübarek sözlerle Ýslâm’ý anlatmýþtýr. Ýslâm’ý yani Allah’ýn istediðini; insan olmayý, hayatý, inancý, sevmeyi, merhameti, paylaþmayý, görmeyi ve anlamayý... Kýsaca dünyaya ve ahirete dair olaný... Bu yüzden hadisler yolumuzun ýþýðý. O’nun sözlerini, yolunu rehber edinmek iþimizi kolaylaþtýrýyor.

Yukarýdaki hadis-i þerif Ýmam Buharî’nin ünlü hadis kitabý “Sahih-i Buharî”nin zekât bölümünde geçiyor. Hadisin yer aldýðý bölümün ara baþlýðý ise ‘Sadaka Vermeye Teþvik Etmek’. Aslýnda bu baþlýktan hadisin asýl anlamý ortaya çýkýyor. Fakat sözün peþinden gitmekte fayda var. Öyleyse hadisin söyleniþ sebebini hatýrlayalým.

Allah Rasulü s.a.v. bir gün, Ebubekr kýzý Esma r.a.’nýn bir kese içine para koyduðunu görür ve buyurur: ‘Kesenin aðzýný iple boðma, senin de nasibin baðlanýr.’  Ýlk bakýþta, Efendimiz s.a.v. kesenin aðzýný iple büzmekten, boðmaktan men ediyor gibi anlaþýlsa da, asýl maksat  bu deðil. Allah Rasulü sözünü doðrudan söylemek yerine, mecazî bir söyleyiþi tercih ediyor. Sözün amacý parayý biriktirmek yerine vermeyi teþvik etmek. Yani hadis bize þöyle diyor: Baþkalarýnýn ihtiyacýna harcayan cömert olur, kesenin aðzýný kapatmaz.

‘Kesenin aðzýný açmak’ Türkçede çok kullandýðýmýz bir deyimdir. Doðrudan cömertliði, vermeyi, paylaþmayý anlatýr. Kesenin aðzýný açan cömerttir. Cömert kimse ise paylaþmayý sever. Eskilerin deyimi ile diðergâm olur, bencil olmaz.

Hadis-i þerifte dikkati çeken sadece mecazî söyleyiþ deðil aslýnda. Evet, kesenin aðzýný açmamýz ve hep kendimize biriktirmememiz gerekiyor.  Bu doðru. Fakat asýl dikkatimizi çeken þey, bizim rýzkýmýzýn ve nasibimizin de kendi cömertliðimize baðlý olduðu meselesi. Bizden istenilen þu: ‘Sen baþkasýna yardým et ki, Allah da kul da gerektiðinde sana yardým etsin.’

Bu durumu þu noktadan hareketle de yorumlayabiliriz. Allah Rasulü s.a.v. iyilik yapan kiþinin gerçekte kendisine iyilik yaptýðýný söylüyor. Çünkü yapýlan her iyilikle bir kötülük engellenmiþ oluyor. Böylece kiþi iyilik yaparak ilk baþta kendisini koruma altýna alýyor. Zaten Ýslâm’da ‘Ya kötülük yayýlýrsa!’ düþüncesi hâkimdir ve sürekli iyiliðin, güvenin insanlar arasýnda yaygýnlaþtýrýlmasý gerektiði hatýrlatýlýr. Bizzat Peygamber s.a.v. Efendimiz ‘mümin’ ve ‘müslüman’ kavramlarýný ‘güvenilir kiþi’ olarak tarif etmiþtir. Toplum içinde güvenin yayýlmasý da, karþýlýklý insanlýk görevlerinin yerine getiriliyor olmasýyla gerçekleþir.

Hadisi bir de þu noktadan okuyup anlayabiliriz: ‘Kesenin aðzýný aç, cömertlik yap ki, Allah Tealâ da sana bol sevap ve ihsanlarda bulunsun.” Zira Allah, zengin insanlara bu dünyada mal ve mülk vererek, onlarý muhtaç býrakmayarak ödüllendirmiþtir. Fakat bu ayný zamanda bir imtihandýr. Bu imtihanýn gereði de insanlara yardým etmek, sadaka vermek, miktarýnca zekâtýný vermektir. Kiþi kesenin aðzýný açarak, aslýnda ahiret azýðýný, nasibini hazýrlamaktadýr. Cimrilik yapan ve hep kendine saklayan ise görünürde kâr ediyormuþ gibi dursa da, gerçekte kaybeden kiþi olmaktadýr.

Ýslâm, hayatý bütün yönleriyle kuþatan düzenlemeler içerir. Yukarýdaki hadis-i þerifte de, toplumda köklü bir deðiþime vesile olacak duruþ ve düþüncenin ýþýðý vardýr. Ýnsanlarýn kardeþ olduðunu ve birbirini düþünmesi gerektiðini söylüyor bu hadis.

Öyle bir zaman düþünün ki adý “Cahiliye”. Sapkýnlýklar toplumun her yanýný sarmýþ. Ýlk baþta da güven duygusu sarsýlmýþ. Paylaþmayý, muhtaç olana vermeyi bir yana býrakýn, güçlü olan zayýfýn elindekine göz dikiyor ve alýyor da. Gücü temsil eden unsur ise erkekler. Yani eli silah tutanlar, gerektiðinde etrafýna, düþmanýna korku salanlar ve bir de kabilesi kalabalýk, arkasý kuvvetli olanlar. Doðan çocuk kýz  ise utanýyor babalar ve acýmadan öldürüyorlar. Ýþte çað böyleyken âlemlere rahmet olarak gönderilen o mübarek insan geliyor. Merhameti, þefkati öðretiyor insanlara. Güveni öðretiyor. Yardýmlaþmayý, vermenin azaltmayacaðýný, aksine artýracaðýný söylüyor.

O zor zamanda Allah Rasulü’nün sözleri ve iþleri yeniden bir insanlýk inþa ediyor. Hadisler insanlýðý tamir ediyor.

Ýbn Hacer Askalânî rh.a. bu hadisle ilgili þunlarý söylerken, aslýnda o köklü deðiþime de iþaret ediyor: “Saymak bir þeyin ne kadar olduðunu bilmektir. Sadaka vermekten çekinmek ise eldekinin azalma korkusuyla alakalýdýr. Çünkü görünüþte sadaka verdikçe eldeki azalacak ve malýn artýþý kesilecektir. Ancak Allah, sadaka veren kiþiye hesapsýz ve sayýsýz ihsanlarda bulunur. Yardým ederken saymayan, hesaplamayan kiþiye ayný þekilde sayýlmadan, hesaplanmadan mükâfat verilir. Allah’ýn hesapsýz rýzýk verdiðini bilen, bu þuura sahip olan insan da hiç düþünmeden sadaka verir, küçük hesaplarla uðraþmaz.”

Hadisin ifade ettiði bu anlayýþ o dönem için büyük bir deðiþimin vesilesi. Güzel ahlâký inþa etmek ve tamamlamak üzere gönderildiðini ifade buyuran Elçi’nin imar çalýþmalarýnýn bir parçasý.

Efendimiz’in buyruðunun önemi ve geçerliliði tazeliðini koruyarak devam ediyor. En çok da bu gün için geçerli. Çünkü biriktirmeyi önemsiyoruz. Harcýyoruz ama sadece nefsimize. Kendimiz söz konusu olunca israftan kaçýnmýyoruz.Hep kendimiz için, sadece kendimiz için harcama yapýyor olmak ne büyük talihsizlik! Bu huy cimriliðin diðer adý. Parayý keseye/kasaya doldurmanýn, kesenin aðzýný boðmanýn/kilitlemenin bir diðer þekli. Bu yüzden hadis doðrudan bize hitap ediyor.   


radyobeyan