Korku Ve Umut By: seymanur K Date: 27 Temmuz 2011, 15:37:08
Korku Ve Umut
Mekkeliler korku ve endiþe ile dolu iki yýl geçirdiler. Müslümanlarýn Medine'ye hicretiyle baþlayan bu süre içerisinde bazý kervanlarý Müslümanlarýn saldýrýlarýna maruz kalmýþ olsa bile, ciddi bir zararla karþýlaþmadan iþlerini yürüttüler. Ancak hicretin ikinci senesi düzenlenen bir ticaret kervaný ile korkularý büyüdü. Çünkü, neredeyse ticaretle uðraþan bütün Mekkelilerin katýlýmýyla gerçekleþen 1000 develik büyük bir ticaret kervanýný Þam'a göndermiþlerdi. Kervan, Ebû Süfyan'm idaresi altýnda yaklaþýk 40 kiþilik bir süvari birliði tarafýndan korunuyordu. Kervan her hangi bir tehlikeyle karþýlaþmadan Þam'a ulaþmýþ, satýlacak mallar satýlmýþ, alýnacak mallar alýnmýþ ve oldukça büyük miktarda nakitle tekrar Mekke'ye dönmek üzere yola çýkýlmýþtý.
Kervan Þam'a giderken bir tehlikeyle karþýlaþýlmamýþtý, ama dönüþ yolunda Ebû Süfyan'ý bir korku sardý. Kervanýn Müslümanlarýn saldýrýsýna uðramasýndan korkuyordu. Herhangi bir kervanlarý bile Müslümanlarýn eline geçse, bu Mekke ekonomisi için ciddi bir kayýp olurdu. Ama özellikle bu son kervanýn Müslümanlarýn eline geçmesi demek, Mekke için telafisi mümkün olmayan bir kayýp demekti. Zira bu çok büyük sermayeye sahip bir kervandý. Kervanýn malî deðerinin büyüklüðü, Ebû Süfyan'm korkusunu besleyip kuvvetlendiriyordu.
Medine bölgesine yaklaþtýkça Ebû Süfyan'm korku ve tedirginliði arttý. Yolda karþýlaþtýðý kimselerden, Müslümanlarýn durumuyla ilgili bilgiler toplamaya baþladý. Müslümanlarýn kervana yönelik bir giriþimde bulunmak niyetinde olup olmadýklarým anlamaya çalýþýyordu. Korkusuna haklýlýk kazandýrýr nitelikte bazý haberler aldý. Müslümanlar kervana saldýrmayý düþünüyorlardý. Eðer bu düþüncelerini uygulamaya koyarlarsa, kervaný kolaylýkla ele geçirirler. Koca kervaný sadece 40 kiþiden oluþan muhafýz grubu koruyordu .'Ebû Süfyan ne yapabileceðini düþündü. Yol deðiþtirerek tehlikeden kurtulmasý mümkün olabilirdi. Ancak iþi þansa býrakmak istemedi. Durum hakkýnda bilgi vermesi ve yardým istemesi için Dumdum b. Amr el-Gýfari'yi Mekke'ye gönderdi.
Dumdum b. Amr, Mekke'ye ulaþýnca, böylesi durumlarda bir gelenek olduðu üzere, çýrýlçýplak bir hâlde Kabe'nin yanýnda durup halka seslenmeye baþladý. Kervanýn Müslümanlarýn saldýrýsýna uðrayacaðýný, tez elden kervana yardýmda bulunulmasý gerektiðini bildirdi. Mekke'de bir panik havasý esti. Kervanlarý Müslümanlarýn eline geçmek üzereydi. Belki de Dumdum b. Amr'ýrr yolda olduðu süre içerisinde korktuklarý baþlarýna gelmiþ ve kervanlarý Müslümanlarýn eline geçmiþti. Bu ihtimal bir süre sonra kesin bilgiye dönüþtü. Kervanýn Müslümanlarýn eline geçtiði, bunun hesabýnýn sorulmasý gerektiði kulaktan kulaða yayýlmaya baþladý. Muhtemeldir ki bu, Mekke eþrafýndan bazýlarýnýn ve özellikle de Ebû Cehil'in halký Müslümanlarýn aleyhine kýþkýrtýp bir savaþa vesile olmak ve böylelikle Müslümanlarýn kökünü kazýmak için düþündüðü bir oyunun gereðiydi. Ebû Cehil'in bu konudaki özel çabasýný, Ebü Leheb'in savaþa katýlmakta isteksiz davranmasýna verdiði tepkiden anlamak mümkün olmaktadýr. Ebû Cehil, Mekke ordusuna katýlmakta aðýr davrandýðýný gördüðü Ebû Leheb'e 'Kalk Utbe'nin babasý! Vallahi biz senin ve atalarýnýn dinine yapýlana kýzmaktan baþka bir maksatla yola çýkmýyoruz' demiþti.
Müslümanlar son bir yýl içinde birkaç kez Kureyþ'in kervanlarýna yönelik askerî harekâtlar düzenlemiþler, bu giriþimleriyle Kureyþ'i korkutmayý arzulamýþlar-dý. Kureyþ'in gururunu kýrmak istiyorlardý. Ancak bu son kervanýn durumu çok iarklýydý. Kervan oldukça büyüktü, büyük malî deðere sahipti. Üstelik 40 kiþilik bir süvari birliði tarafýndan korunuyordu. Bu durum, mallarým, mülklerini Mekke de býrakmýþ ve Mekke eþrafýna kaptýrmýþ muhacirlerde kervana saldýrma ve mallara el koyma arzusu oluþturdu. Hiç deðilse hem böylelikle kaybettikleri mallarýnýn bir kýsmýný elde etmiþ ve hem de Kureyþ'i cezalandýrmýþ olurlardý. Ensar ise az emekle zengin olmalarým saðlayacak bir giriþime destek vermekten geri durmayacaklarýný belli ediyorlardý.
Müslümanlar sadece kervaný ele geçirerek mal sahibi olmayý, zararlarýný telafi etmeyi deðil, ayný zamanda Kureyþ'in gururunu kýrmayý da istiyorlardý. Kervaný ele geçirmeleri, Kureyþ'i tüm Araplarýn gözünde itibarsýz hale getirecekti. Araplarýn bu iþe karýþmak istemeyecekleri kesindi. Biliyorlardý ki, herkes bu durumu Kureyþ'in bir iç problemi olarak deðerlendirecekti. Müslümanlardaki kervana yönelik düþünce ve istekler Resûlüllah tarafýndan da onaylandý. Resûlüllah, kervanýn durumu hakkýnda bilgi edinmek için Adiyy b. Zagb ve Bisbas b. Amir'i gözcü olarak kervanýn geçeceði bölgeye gönderdi.