Hz.Muhammedin Ýslam Daveti
Pages: 1
Uhud a Yolculuk By: seymanur K Date: 26 Temmuz 2011, 11:53:06
Uhud'a Yolculuk

 

Yaklaþýk bin kiþiden oluþan Ýslâm ordusu Medine'den çýkarken uzaklarda bekle­yen bir okçu birliði görüldü. Sayýlarý 600 civarýndaydý. Resulüllah onlarýn kimler olduðunu sordu. O kimselerin, Ýslâm ordusunda yer alan Abdullah b. Ubeyy'in Yahudi müttefikleri olduðu, Müslümanlara yardým için geldikleri, orduya katýl­mak istedikleri bildirildi. Resulüllah hiç tereddüt etmeden kararýný bildirdi: 'Müþ­riklere karþý gerçekleþecek bu savaþta, müþriklerden yardým alýnmayacak'. Çünkü bu savaþ tevhid-küfür savaþý olacaktý. Öyle de oldu.

Müslümanlar savaþa katýlma konusunda son derece istekliydiler. Allah için þir­kin ordusuyla savaþýlacak olmasýnýn yaný sýra, en olumsuz þartlarda yürütülmüþ olmasýna raðmen Bedir'de elde edilen zaferin de etkisiyle moralleri son derece yüksekti. Hamza müþriklere karþý yapýlacak savaþýn sevinciyle, müþriklerle sava-þmcaya kadar bir þey yemeyeceðini söyleyip oruca baþlamýþtý. Þehadet Müslüman­lardan çoðunun ortak arzusuydu. Hatta, Numan b. Malik þehitliðini garantilemek için Resûlüllah'tan þehit olmasý için dua etmesini rica etti. Abdullah b. Cahþ ise sýklýkla Allahým! Sana yeminle söz veriyorum; þu müþriklerle beni karþýlaþtýr, öldü­recek ve öleceðim. Öldüðüm zaman vücuduma iþkence yapmalarýna; cesedimi parça­lamalarýna izin ver. Çünkü, huzuruna o hâlde çýkmak ve 'Ya Rabbi! senin rýzan için, Senin dininin galibiyeti için bu hale geldim' demek istiyorum [237] diye dua ediyordu. Aþýrý derecede topal olan Amr b. Cemuh savaþa katýlmama konusunda mazereti bulunduðu halde, savaþa katýlma isteðini bildirmiþ ve 'Topal ayaðýmla cennette ge­zinmek istiyorum. Allahým! Bana þehadet nasip et. Beni þehitlikten mahrum kýlýp evi­me döndürme [238] diyerek dua etmiþti.

Ordu akþam üzeri Medine ile Uhud arasýndaki Þeyheyn denilen yere geldi ve durdu. Medine'den birkaç kilometre uzaklaþýlmýþtý. Resulüllah orduyu teftiþ etti. Savaþa katýlamayacak kadar yaþý küçük olanlarý ayýrdý. Bunlardan Râfi b. Hadic'in iyi bir okçu olduðu, savaþ sýrasýnda iþe yarayacaðý söylenip bu konuda yakýnlarý tarafýndan ýsrar edilince, onun orduya katýlmasýna izin verdi. Rafi'nin bir hilesinin de Resûlüllah'ýn bu kararýnda iþe yaradýðý sonradan anlaþýldý. Rafi anlatýyor: 'Re­sulüllah orduyu teftiþ ederken ayak parmaklarýmýn ucuna yükselerek boyumu uzun gösterdim. Resülüllah'da beni büyük gördüðü için orduya katýlmama izin verdi. [239] Çocuk yaþta olanlardan Semüre'nin babasý ise oðlunun Râfi'den daha güçlü olduðu­nu, bu nedenle oðluna da savaþa katýlma izninin verilmesini istedi. Israrýný eðer güreþmelerine müsaade edilirse oðlunun Râfi'yi yeneceðini bildirerek sürdürdü. Güreþmeleri istendi. Güreþtiler ve Semüre galip geldi. Bunun üzerine onun da orduya katýlmasýný izin verildi. Yaþlan  civarýnda olan diðer çocuklar ise Medi­ne'ye gönderildiler. Onlardan Medine'deki kadýnlara ve çocuklara yardýmcý olma­larý istendi.

Seyheyn'de durulduðu sýrada orduda bir bölünme yaþandý. Medine'de kalarak savunma savaþý verme konusunda ýsrarcý olan Abdullah b. Ubeyy yan çizmeye baþladý. Kendisi gibi tecrübeli ve yaþlý birisinin düþüncesinin dikkate alýnmadýðý­ný gençlerin görüþlerinin dikkate alýndýðýný, bunun çok yanlýþ olduðunu söyleyip, kendisine uyanlarý da yanma alarak ordudan ayrýldý. Yaklaþýk 300 kiþinin ayrýh-þýyla Ýslâm ordusu 700 kiþiye düþtü. Bu durum, Müslümanlar için son derece mo­ral bozucu, güç kaybettirici bir geliþmeydi. Ayrýca, Abdullah b. Ubeyy ve taraftar­larýnýn düþünceleri çeldirici, zihinleri bulandýrýcý propagandalarý bazý Müslüman­larý etkiledi. Ýslâm ordusu arasýnda kulaktan kulaða, fýsýltý halinde savaþta yanlýþ bir strateji izlendiði, savaþýlmayýp Medine'ye çekilmenin daha akýllýca olacaðý dü­þünceleri yayýlmaya baþladý. Bu bir kangren gibi orduyu içten çürütüp çökertecek, savaþa girmeden yenilgiyi kabullenmeye yol açacak olumsuz bir geliþmeydi. Olumsuz propagandanýn etkisi kýsa sürede görüldü. Harise ve Selime boylarýna mensup Müslümanlar 'ellerini yanlarýna düþürüp'' þaþkýn bir þekilde kala kaldýlar. Hatta bazýlarý ayrýlan münafýklarla birlikte Medine'ye dönme giriþiminde bulun­du. Fakat Allah, Müslümanlarýn kalplerini saðlamlaþtýrdý ve bu sayede durumla­rýný çabucak düzelttiler. 'Ölüm gelmeden ölümü görmüþ' gibi korkan bu bazý Müs­lümanlar, Allah'ýn yardýmýyla yerlerinde kalýp, imaný tercih ettiler. Bu Müslüman­larýn o zamanki durumunu dile getiren bir ayet þöyledir: 'O zaman içinizden iki bö­lük bozulmaya yüz tutmuþtu. Halbuki Allah onlarýn yardýmcýsý idi. Müminler, yalnýz Allah'a güvenip dayansýnlar. (Allah müminlere yardým eder). Nitekim Allah size Be­dir'de de yardým etmiþti. Siz o zaman zayýftýnýz. O hâlde Allah'tan korkun ki þükredesiniz.[240]

Ordu geceyi Þeyheyn'de geçirdi. Gecenin sonuna doðru harekete geçildi ve ka­ranlýkta Uhud'a gidildi. Savaþ için düþünülen yer Mekke ordusunun karþýsýnda yer alan taþlýk bir düzlüktü. Düzlük, Uhud daðýnýn eteklerindeydi ve büyükçe bir girintiden oluþuyordu. Ayrýca bu girinti küçük bir boðazla daðýn içindeki ikinci düzlüðe baðlanýyordu. Resulüllah, ordusunu, arkasý içerideki ikinci boþluða dö­nük olmak üzere dýþarýdaki büyük düzlüðe yerleþtirdi. Artýk müþrik Mekke ordu­suyla karþý karþýyaydýlar. Sabah namazý vaktiydi. Resulüllah, BilâTden ezan oku­masýný istedi. Ezandan sonra üzerinde zýrhýyla ordunun önüne geçip, müþriklerin þaþkýn bakýþlarý altýnda namaz kýldýrdý.

Resulüllah orduyu savaþ düzenine göre yerleþtirdi. Düþman süvari birliðinin kendilerini arkadan vurmasýný önlemek için 50 kiþiden oluþan bir okçu birliðini sol taraflarýnda bulunan Ayneyn tepesine yerleþtirdi. Bu tepenin stratejik önemi nedeniyle okçu birliðini ýsrarlý bir þekilde uyardý: 'Göreviniz bize yönelecek düþman süvari birliðini engellemek, onlarý oka tutarak püskürtmekten ibarettir. Yerlerinizde saðlamca durun ve bizi arkamýzdan koruyun. Düþmaný yenip ganimet toplamaya baþ­ladýðýmýzý veya yenilip darmadaðýn olduðumuzu görseniz bile benden emir almadýk­ça yerlerinizi terk etmeyin. Eðer sizler görevinizi yerine getirmezseniz bizler galip gelemeyiz [241] dedi.

Birlikleri kontrol eden ve Veri gel, geri çekil' talimatlarýyla oldukça düzenli bir þekilde hepsini saflar halinde sýraya sokan Resulüllah, her birliðin baþýna bir ko­mutan tayin ederek gerekli hazýrlýklarý tamamladý; ordusunu savaþa hazýr hâle ge­tirdi. Bu sýrada Ebû Süfyan komutasýndaki Mekke ordusu da gerekli hazýrlýklarý tamamladý. Ebü Süfyan, Halid b. Velid'in komutasýndaki yüz kiþilik süvari birliði­ni sað kanada, yine yüz kiþilik diðer süvari birliðini ise Ýkrime b. Ebû Cehil'in ko­mutasýnda sol kanada yerleþtirdi. Ordusunun moralini yükseltmek ve intikam ate­þini alevlendirmek isteyen Ebû Süfyan kabileleri kahramanlýk yarýþýnda birbirleri­ne karþý teþvik etmeyi de ihmal etmedi. Sancaðý teslim ettiði Abdüddâr oðullarýna 'Eðer bu iþi yapamayacaksamz býrakýn sancaðý baþkalarýna vereyim' diyerek görev­leri konusunda kararlý olmalarýný istedi. Kadýnlar ise, þiirleri ve konuþmalarýyla askerleri savaþa motive ediyor; 'kadýnlar' gibi davranmamalarý konusunda uyarýyorlardý.


[237] Ibn Sâ'd, et-Tabakatü'l-Kübra, 111/90

[238] Vakýdî, Meðazi, 1/206, 207

[239] Taberî, Tarihu'r-Rusül ve'l-Mülûk, 111/12, 13; Koksal, islâm Tarihî-Medine Devri, 111/63.

[240] AU Ýmran, 3:122,123

[241] Ahmed, Müsned, IV/293. Vakýdî, Meðazi, 1/175-178; Taberî, Tarihu'r-Rusül ve'UMülûk, 111/14; Ibn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihâye, IV/17; Ibn Sâ'd, et-Tabakatü'l-Kübra, 11/40.



radyobeyan