Mina daki hutbesi By: hafiza aise Date: 23 Temmuz 2011, 16:49:22
25— Mina'daki Hutbesi:
Sonra Mina'ya döndü ve halka orada son derece edebî bir konuþma (hutbe) yaptý. Bu konuþmasýnda onlara kurban gününün saygýnlýðýný ve haramlýðýný, Allah katýnda üstünlüðünü; Mekke'nin diðer þehirlere göre bir saygýnlýðý bulunduðunu bildirdi. Kendilerini Allah'ýn kitabýna göre idare edenlerin sözlerini tutmalarým ve onlara itaat etmelerini emretti. Ýnsanlara haccýn yapýlýþ þeklini kendisinden öðrenmelerini, kendisinin yaptýðý gibi yapmalarýný emretti ve "Belki bu seneden sonra hac yapmayacaðým." dedi.[574]
Ýnsanlara haccýn yapýlýþýný öðretti. Muhacirleri ve Ensâr'ý makamlarýna oturttu. Kendisinden sonra, birbirlerinin boyunlarýný vuran kâfirlere dönmemelerini insanlara emretti. Onlara kendisinden duyduklarýný diðer insanlara ulaþtýrmalarýný buyurdu ve sözü, iþiteninden daha iyi belleyip muhafaza eden nice kimseler bulunduðunu haber verdi.[575]
Konuþmasýnda (hutbesinde): "Her caninin iþlediði cinayet yalnýz kendi aleyhinedir." buyurdu.[576]
Muhacirleri kýblenin saðýna, Ensâr'ý da soluna konaklattý. Diðer insanlar da onlarýn etrafýnda idiler. Allah, insanlarýn kulaklarýný O'na açtý. Öyle ki Mina'daki herkes kendi konakladýðý yerde O'nun konuþmasýný iþitebildi.
O konuþmasýnda buyurdu ki: "Rabbinize ibadet edin, beþ vakit namazýnýzý kýlýn, bir ay orucunuzu tutun, size komuta edene itaat edin. Rabbini-zin cennetine girin."[577]
O vakit insanlara veda etti. Bu yüzden onlar da bu hacca "Veda haccý" dediler.
Kendisine iþte orada, þeytan taþlamadan saçlarýný týraþ eden, yine þeytan taþlamadan kurban kesen kimselerin durumu soruldu, "sakýncasý yoktur" cevabýný verdi. Abdullah Ýbn Ömer diyor ki: O gün kendisine ne sorulmuþ-sa: "Yapýn, sakýncasý yok" dediðini gördüm.[578]
Ýbn Abbas diyor ki: Hz. Peygamber'e (s.a.) kurban kesme, týraþ olma, þeytan taþlama, hac fiillerini öne geçirme ve geciktirme hakkýnda ne den-miþse "sakýncasý yok" buyurdu.[579]
Üsâme b. Þerîk anlatýyor: Hz. Peygamber (s.a.) ile birlikte hac yapmak üzere çýkmýþtým. Ýnsanlar O'na geliyor, kimisi "Ey Allah'ýn Rasûlüi Tavaf yapmadan sa'y yaptým", kimisi "Þunu önce yaptým" kimisi "Bunu geciktirdim" diyordu. Hz. Peygamber (s.a.) onlara: "Sakýncasý yok, sakýncasý yok. Ancak bir müslüman adamýn gýybetini yapan müstesna. Çünkü o zâlimdir. Ýþte günaha düþen ve helak olan odur." buyuruyor du.[580]
"Tavaf yapmadan sa'y yaptým" sözü bu hadiste mahfuz deðildir. Mahfuz olan þeytan taþlama, kurban kesme ve týraþ olmayý birbirinden önce yapmadýr. [581]
[574] Müslim, 1218, 1297; Ebu Davud, 1970.
[575] Buharý, 73/5; Müslim, 1679.
[576] Tirmizî, 2160; Ýbn Mâce, 3055. Tirmizî: "Bu hadis hasen-sahîhtir" diyor.
[577] Ahmed, Müsned, 5/251; Tirmizî, 616. Senedi sahihtir. îbn Hibbân (795) ve Hâkim (1/9 ve 389), bu hadisi sahih saymýþ, Zehebî de ona muvafakat etmiþtir.
[578] Buharý, 25/131; Müslim, 1306; Mâlik, 1/421. Ýbn Kudâme, el-Muðnî'âz (3/447) diyor ki: Esrem anlatýyor: Ebu Abdillah Ahmed b. Hanbel'e, kurban kesmeden önce týraþ olan adamýn durumu yorulduðunda, onun þöyle dediðini iþittim: Þayet adam cahilse bir þey gerekmez. Kasden yapmak, hayýr. Çünkü Hz. Peygamber'e (s.a.) bir adam sordu ve "bilmiyordum" dedi... Ýbn Dakîk el-îd, Umdetü'l-Ahkâm þerhinde (3/79) diyor ki: Ahmed'in dediði, delil yönünden güçlüdür. O delil Hz. Peygamber'-in (s.a.): "Hac ibadetinin yapýlýþ þeklini benden öðrenin." hadisi, hacda Peygamber'e uyma zorunluluðunu gösteriyor. Sonradan yapýlmasý gerekenin önceden yapýlmasýna ruhsat veren hadisler soruyu soranýn "bilmiyordum" sözüyle beraberdir. Þu halde hüküm bu duruma
mahsus demektir. Kasýt hali hacda Peygamber'e uymanýn temelde vacip olduðu prensibi üzere kalmaktadýr. Hem hüküm, muteber olmasý mümkün olan bir vasfa baðlandýðý zaman onun uzaklaþtýrýlmasý caiz olmaz. Kuþku yok ki, "bilmemek" sorumlu tutulmama Ýçin münasip bir vasýftýr. Hz. Peygamber (s.a.) hükmü ona baðlamýþtýr. Kasýt halini bu vasfa katmak suretiyle hükmü uzaklaþtýrmak mümkün deðildir. Çünkü eþit deðillerdir. Râvinin "Her ne sorulursa..." sözüne tutunma konusuna gelince: Bu söz, sýra gözetmenin serbest olduðunu ve bunun gözetilmesi gereken bir þey olmadýðýný ifade etmekteyse de, buna þöyle cevap verilir: Râvinin verdiði bu haber, sorulan þeyle alakalýdýr. O þey ise soran kimsenin haline nisbe-ten mutlaktýr. Mutlak ise bizzat iki hâsdan birine delil olmaz. O halde kasýt halinde hüccet olarak kalmaz.
[579] Buharý, 25/130.
[580] Ebu Dâvud, 2015. Senedi sahihtir.
[581] Ýbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, Ýklim Yayýnlarý: 2/264-265.
radyobeyan