Kendi Halimiz Nicedir? By: reyyan Date: 23 Temmuz 2011, 12:13:28
Kendi Halimiz Nicedir?
Þubat 2010 134.SAYI
Sabahattin AYDIN kaleme aldý, SUNUÞ bölümünde yayýnlandý.
Zulmün her türlüsünün yok olduðu, hiçbir adaletsizliðin görülmediði bir dünyayý kim istemez? Ýlkçað filozoflarýndan Ýslâm düþünürlerine kadar pek çok kiþi böyle bir idealin ardýna düþüp kitaplar yazmýþlar. Çaðlar boyunca felsefenin, tefekkürün ana mevzularýndan biri bu olmuþ. Bu gaye için yönetim þekilleri denenmiþ, idari modeller ortaya atýlmýþ.
Bugün de sýradan bir kiþiden, politik sistemlere kadar herkes ayný talebi dile getiriyorlar. Ýdeolojiler ayný vaatlerle taraftar buluyor, süper güçler savaþlarýný, operasyonlarýný zulmün imhasý, adaletin ihyasý olarak gerekçelendirme ihtiyacý duyuyor.
Demek ki Ademoðlu fýtrî olarak zulümden kaçýyor, adalet istiyor. Fakat ne yaman çeliþkidir ki insanýn insana reva gördüðünü de hiçbir yaratýlmýþ birbirine yapmýyor. Ve demek ki insan tabiatýnýn bir þeyden hazzetmiyor olmasý yetmiyor. Onu rahat ettirecek bir hayat modeli, bir nizam, bir sistem gerekiyor.
Ýþte insanlýk tarihinin ana damarý, asýl geleneði olan ilahî vahiy burada devreye giriyor. Kulunun yaratýlýþ özelliklerini, hatasýný sevabýný kendisinden iyi bilen Cenab-ý Mevlâ rehberlerini gönderiyor, güzeli çirkini, doðruyu yanlýþý öðretiyor. Bu manada tarih boyunca peygamberlerin teblið ettiði daima Ýslâm’dýr ve Ýslâm bir manasýyla esenlik demektir. Yani barýþ, huzur, adalet. Yani zulümsüzlük.
Ýþin temeli böyleyken, zamanýn ruhunun ifsat olduðu dönemlerde Ýslâm olanlar da bir savrulma yaþamaya baþlýyor. Dünyayý ýslah etme vazifesi varken kendi hariminde nice ifsat halleriyle malul hale geliyor.
Þunu birlikte hatýrlayalým: Kiþinin kendine, dar çevresine yaptýðý mikro ölçekli zulümle kitlelerin maruz kaldýðý kýyýmlar gibi makro ölçekli zulüm mahiyet itibarýyla aynýdýr ve birbirini besler. Kendi kiþisel hayatýnda yaptýðý zulmü muhasebe etmeyen, kýrýp dökerek yaþayan insan aleme nizam veremez. Böyle bir talebi varsa asla sahici deðildir.
Bu noktadan hareketle yukarýda “mikro ölçek” dediðimiz kendi kiþisel dünyamýzdaki zulüm konusuna dikkatinizi çektik bu ay. Zulmün gözden kaçan boyutlarýna deðindik, daha duyarlý yaþamamýz gerektiðinin, müslüman ahlâkýnýn her türlü kabalýkla, nobranlýkla, zorbalýkla çeliþtiðinin altýný çizdik.
Siz deðerli okuyucularýmýza “üçü bir arada” abone kampanyamýzýn devam ettiðini, zaten abone olan okuyucularýmýzýn bir kiþinin daha dergimizle tanýþmasýný saðlamalarýný beklediðimizi hatýrlatarak bitirelim.
Mart ayýnda buluþmak üzere inþallah.