Neden Gecikti By: saniyenur Date: 19 Temmuz 2011, 19:53:35
NEDEN GECÝKTÝ?
Bu Mesnevi bir müddet gecikti. Kanýn süt olmasý için bir zaman lazýmdýr. Bahtýn yeni bir çocuk doðurmadýkça kan, tatlý süt haline gelmez. Bunu güzelce duy. Hak Ziyasý Hüsamettin, göðün yücesinden tekrar dizgin çevirince yine Mesneviye baþlandý. Hakikatler miracýna gitmiþti, o yüzden onun baharý olmadýðý cihetle koncalar açýlmamýþtý.
Denizden tekrar kýyýya dönünce Mesnevi þiirinin çengi de düzeldi, çalýnmaya baþlandý. Ruhlarýn cilasý olan Mesneviye, yeniden recebin on beþinci günü baþlandý. Bu alýþveriþe baþlayýþ tarihi, (Hicri) 662 tarihiydi. Bir bülbül buradan uçup gitti, dönüp yine geri geldi. Bu manalarý anlamak için doðanlaþtý. Bu doðanýn konaðý, padiþahýn kolu olsun; bu kapý, halka ebediyen açýk kalsýn.
Bu kapýnýn afeti, heba þehvettir. Yoksa burada daima þerbetler içilir durur. Bu aðzý kapa da o alemi gör. O aleme gözbaðý, boðaz ve aðýzdýr. Ey aðýz, sen esasen cehennemin bir alevisin! Ey cihan, sen zaten bir berzaha benzersin! Baki nur, aþaðýlýk dünyanýn ardýndadýr. Saf süt, kan nehirlerinin ardýndadýr. Oraya ihtiyarsýz bir attýn mý. sütün karýþýr, kan haline gelir.
Adem peygamber. Nefis zevkine bir adým attý, cennetin baþ köþesinden ayrýlma zinciri, boðazýna geçti. Melek, Þeytan!dan kaçar gibi ondan kaçmaya baþladý. Bir lokma ekmek için ne kadar gözyaþý döktü. Gerçi cüret ettiði suç bir kýl kadardý. Fakat o kýl iki gözde bitmiþti. Adem, o hususta meþverette bulunsaydý piþman olup özürler serdetmezdi.
Çünkü bir akýl, baþka bir akýlla birleþti mi; kötü iþe, kötü söze mani olur. Fakat nefis, baþka bir nefisle dost olursa cüzi akýl muattal olur, bir iþe yaramaz. Yalnýzlýktan ümitsizliðe düþünce güneþ gibi bir sevgilinin gölgesi altýna gir. Yürü, tez bir Tanrý dostu ara. Böyle yaptýn mý, Tanrý, senin dostun olur. Halvette oturup gözünü yuman da bunu yine dosttan öðrenmiþtir.
Aðyardan halvet etmek gerek, yardan deðil. Kürk, kýþýn iþe yarar, baharýn deðil. Akýl baþka bir akýlla birleþti mi nur artar, yol meydana çýkar. Fakat nefis, bir baþka nefisle sevinir, gülerse karanlýk çoðalýr, yol gizlenir.
Ey avcý, dost senin gözündür. Onu çerçöpten arý tut. Sakýn dil süpürgesiyle ona toz kondurma. Göze tozu topraðý hediye götürme. Zira mümin, müminin aynasý olunca yüzü buðulanmadan kurtulur. Mahzunluk zamanýnda dost, can aynasýdýr. Aynanýn yüzünü nefesle buðulandýrma. Nefesinden buðulanýp yüzünü senden öretmemesi için her nefeste soluðunu tutman lazým. Topraktan aþaðý mýsýn ki ? Toprak bile sevgiliyi bulunca bir bahar yüzünden yüz binlerce çiçeðe kavuþtu. O yaþ aðaç sevgiliyle buluþunca hoþ bir hava yüzünden baþtan ayaða açýldý, donandý.
Fakat gözün aykýrý bir dost görünce baþýný, yüzünü yorgana çekti. “ kötü dostla ünsiyet, belaya bulaþmaktýr. Mademki o geldi, bana uyumak düþer. Uyuyayým da Eshabý Kehif’ten olayým. O sýkýntýda o minnette mahpus kalmak, Dýkyanus’tan iyi” dedi. Eshabý kehif’in uyanýklýðý,Dýkyanus’a kulluk etmekti. Fakat uykularý; þereflerini, haysiyetlerini korumuþ oldu.
Bilgiyle uyumak uyanýklýktýr. Vay bilgisizle oturan uyanýk kiþiye ! kargalar, güz mevsimi otaðlarýný kurdular mý, bülbüller gizlenir ve susarlar. Çünkü gül bahçesi olmayýnca, bülbül sükut eder. Güneþin kayboluþu, uyanýklýðý öldürür. Ey güneþ ! Sen yeraltýný aydýnlatmak üzere bu gül bahçesini terk ediyorsun. Fakat marifet güneþi, bir yerden bir yere gitmez, o güneþ dolunmaz. Onun tanyeri akýl ve candan baþka bir yer deðildir. Hele iþi gücü ; gündüz olsun gece olsun, alemi aydýnlatmak olan o cihanýn kemal güneþi hiç kaybolmaz.
Ýskender’sen gün doðusuna gel. Ondan sonra nereye gidersen nurlusun, kuvvetlisin! Ondan sonra nereye varsan orasý doðu olur; doðrular senin batýna aþýk kesilir. Senin yarasa duygun batýya doðru koþmakta, inciler saçan duygun da doðuya doðru akmakta. Ey atlý ! Duygu yolu, eþeklerin yoludur.
Ey eþeklere karýþan, utan! Bu beþ duygudan baþka beþ duygu daha vardýr. O duygular kýrmýzý altýn gibidir, bunlar bakýr gibi. Tanýyýþta anlayýþta mahareti olanlar, o pazarda nasýl olur da bakýr duyguyu altýn duygu gibi alýrlar? Bedenlerin duygusu, zulmet gýdasý yemekte, can duygusuysa bir güneþten çerezlenmekte.
Ey duygularýný derleyip toplayarak gayp alemine götüren! Musa gibi elini koynundan çýkar. Ey sýfatlarý marifet güneþi olan! Bu alem güneþi, bir sýfatla mukayyettir. Halbuki sen gah güneþ olursun gah, deniz. Gah Kafdaðý kesilirsin, Gah Anka. Fakat hakikatte sen ne bu olursun, ne o. Ey vehimlerden uzak, ey ilerden ileri!
Ruh ilimle akýlla dosttur. Ruhun Arapça’yla, Türkçe’yle ne iþi var? Ey naakþý, sureti olmayan! Bunca nakýþlar, bunca suretlerle, sana hem müþebbih hayran olmuþtur, hem muvahhit! Gah müþebbihi muvahhit yapmakta, gah suretler mu vahidin yolunu kesmekte. Gah sarhoþlukla sana Ebül Hasen der, gah ey yaþý küçük ey bedeni taze ve yumuþak güzel diye hitabeder. Bazan da kendi suretini viran eder ve bunu, sevgiliyi tenzih etmek için yapar.
Duygu gözünün mezhehi, Ýtizaldir. Akýl gözüyse vuslata kavuþmuþtur, Sünni’dir. Ýtizale uyan, duyguya kapýlmýþtýr. Fakat sapýklýktan kendini sünni gösterir. Duyguda kalan kiþi, Mutezili’dir. Sunni’yim dese de cahillikten der. Duygudan çýkan kiþi Sünni’dir. Gören göz, izi hoþ akýl gözüdür. Hayvan duygusu padiþahý görseydi öküzle eþek de tanrýyý görürdü. Sen de hayvan duygusundan baþka, heva ve hevesten dýþarý bir duygu olmasaydý.
Adem oðullarý; nasýl olurda mükerrem, nasýl olur da hayvanla müþterek duygu ile sýrra mahrem olurlardý? Sen suretten kurtulmadýkça Tanrýya surette sýðmaz, yahutb sýðar demen, aslý olmýyan bir sözden ibarettir. Tasvire sýðar, yahut sýðmaz bahsi; tamamiyle iç olmuþ, suretten kurtulmuþ adamýn harcýdýr. Eðer körsen teklif yoktur. Deðilsen yürü, var; sabýr kurtuluþun anahtarýdýr. Sabýr ilacý, gözlerin perdesini de yakar, göðüsleri gönülleri de yarýp açar. Gönül aynasý saf ve pak bir hale gelince sudan, topraktan hariç suretler görürsün.
Nakþý da müþahede edersin, nakkaþý da. Devlet yaygýsýný da, onu döþeyeni de. Sevgilimin hayali bana Halil gibidir. Sureti put ama manasý putlarý kýrmakta. Tanrýya þükrolsun ki o zahir olunca can onun hayalinden, kendi hayalini gördü. Kapýsýnýn topraðý, gönlümü teþhir etti. Senin topraðýna karþý ululananýn toprak baþýna.!
Dedim ki; Eðer güzelsem bu güzelliði onun lütfu olarak kabul ederim. Deðilsem zaten çirkinlikler bile bana güler! Çaresi þu: Kendime bakayým kendime çeki düzen vereyim. Bakalým, ona layýk mýyým, deðil miyim? O güzeldir, güzelliði sever. Taze bir delikanlý, kart bir ihtiyarý nasýl seçer? Temizler, kimlerindir? Temizlerin. Þu meydandadýr: Güzel güzeli sever, güzeli ister. Þunu bil ki güzel güzeli cezbe der. “ Temizler,temizler içindir” ayetini oku!
Alem de her þey, bir þey cezbe der. Sýcak sýcaðý çeker , soðuk soðuðu. Aslý olmayan, aslý olmayanlarý çekmektedir, bakilerde bakilerden sarhoþ olmakta. Cehennem ehli olanlar, cehennem ehli olanlarý cezbe der. Nura mensup olanlar, ancak nura mensup olanlarý ister. Gözünü yumdun mu canýn kopuyormuþ gibi bir eleme, bir ýzdýraba düþersin. Gözün, gündüzün nurundan ayrýlmaya sabrý yoktur.
Gözünü yumdun mu tasalanýr, gama, gussaya düþersin. Gözün nuru, gündüzün nurundan ayrýlamaz. Senin tasan, gam ve gussan; hemencecik gündüzün nuruna kavuþmak isteyen göz nurunun cazibesinden ileri gelir.
Gözün açýkken de tasalanýrsan bil ki sýkýntý gönlünün iki gözü de kapalý olduðundandýr. Gönül gözü kýyasa sýðmaz bir ziya arayýp durmaktadýr. O iki ebedi nurun firkati seni tasalandýrmaktadýr. Onu koru! O madem ki beni çaðýrmakta, ben de kendime bakayým. Onun cazibesine layýk mýyým, yoksa çirkin miyim?
Bir güzel, peþine bir çirkini takarsa onunla alay ediyor demektir. Acaba yüzümü nasýl göreyim? Ne renkteyim ki, gündüz gibi miyim gece gibi mi? Diye can suretimi hayli zamandýr arayýp duruyordum. Fakat suretim kimseden görünmüyordu. Nihayet dedim ki ayna neden icadedilmiþ, ne güne yarar? Herkes nedir, kimdir, kendisini bilsin diye deðil mi? Demirden yapýlma ayna suretler içindir. Can yüzünün aynasýysa çok pahalý, çok deðerlidir. Can aynasý ancak sevgilinin yüzüdür. O sevgilinin yüzü ki, o diyardan.
Dedim ki: Ey gönül sen külli bir ayna ara. Denize git, ýrmaktan iþ bitmez! Kul, bu istek yüzünden civarýna geldi. Meryem’i hurma fidanýna derdi çekti. Gönlüm gözünü görünce o görmemiþ göz yok oldu; gönlüm gözün ta kendisi kesildi. Seni ebedi olarak külli bir ayna gördüm. Gözün den kendi suretimi müþahede ettim. Nihayet ben beni buldum, iki gözünde aydýn bir yol gördüm, dedim
Vehmin; kendine gel o senin hayalindir. Kendini hayalinden ayýrdet dedi. Suretim gözünden seslendi: Birlikte ben senim sen de bensin. Hayal bu zevali olmayan aydýn gözdeki hakikatlardan nasýl yol bulur da girer? Suretini, benden baþkasýnýn gözlerinden görürsen onu hayal bil, onu reddet! Çünkü benden baþkasý, gözüne yokluk sürmesi çekmekte hakikatte yok olan þeylerle gözünü sürmelemekte. þarabý, Þeytanýnýn tasvirinden tatmaktadýr.
Onun gözü hayal ve yokluk evidir. Hulasa o yoklarý var görür. Benim gözüme ululuk sahibi Tanrýnýn sürmesiyle sürmelenmiþtir. Varlýk evidir, hayal evi deðil. Gözünde bir tek kýl olsa hayalin de gevher, yeþim taþý gibi görünür. Hayalinden tamamýyla geçersen o vakit yeþim taþýný ayýrdedebilirsin. Ey gevher tanýyan kiþi, bir hikaye dinle de meydan da ve apaçýk olan þeyi kýyastan fark et.