El Mekasib By: seymanur K Date: 06 Temmuz 2011, 18:15:06
El-Mekasib
Bu eserin telif tarihi H. üçüncü yüzyýlýn ikinci on yýlýnýn ikinci yarýsýna (H. 215-220) kadar geriye götürülebilir. Çünkü eser el-Emin ve el-Me'mun arasýndaki fitne ve bunu izleyen savaþlardan söz etmekte ve bu savaþlarýn aralýklar halinde ve deðiþik bölgelerde 13 yýl, sadece Irak'taki savaþýn kesintisiz dört yýl sürdüðünden söz etmektedir ki tarihî gerçekler bu bilgileri doðrular niteliktedir. Bu fitne H. 195 yýlýnda patlak verdiðine göre yaklaþýk H. 214 yýlýnda sona ermiþ olmalýdýr.
Bu eserde müellifin kelam ve hadise olan eðilimleri azalýrken buna karþýlýk tasavvuf ekollerini desteklemek için kullandýðý fýkhý eðilimleri ön plana çýkmaya baþlamýþtýr. Kaleme aldýðý ve deðerlendirdiði her konuda açýk ve anlaþýlýr bir dil ile alimlerin görüþlerini serdetmekte ve bunu yaparken de fýkýhtaki dirayetini ortaya koymaktadýr. Haris bu eseri özellikle sufiler için kaleme almýþtýr. Çünkü eser sufîlerin yanlýþlarýna ve seleften ayrýldýklarý noktalara dikkat çekmektedir. Bu eserde onun hadis ve kelam eðilimleri hemen hemen tamamen ortadan kalkmýþ olmasýna karþýlýk, tartýþmacý ve mayotik üslubu hâlâ sürmektedir. Hatta nefsin heva ve hevesleri ve hatarat üzerine titizlikle eðildiði dikkate alýnýrsa bu yöntemin daha da yoðunlaþarak fikrî eðilimlerine de sirayet etliði söylenebilir.
Bu dönem artýk Hâris'in yaþlýlýk dönemidir. Ýtici ve kýþkýrtýcý arzularýn durulma ve özellikle Hâris'in sahip olduðu psikoloji ve hassasiyete sahip olan biri için Allah'a daha fazla yakýn olma dönemidir.
Onun kelamý eðilimlerinin durulma nedenlerinden biri Hanbelî hadisçilerden ve yoldaþý olan sufîlerden gelen iftira ve yanlýþ anlamalardýr. El-Vasýk ve el-Mu'tasým'ýn insanlarý Mutezile'ye girmeye zorlamalarý ve girmeyenlere karþý baský uygulamalarý karþýsýnda Haris bu eðilimlerinden destek almaktaydý.
Hâris; daha önce de savunduðu tasavvufî görüþlerini bu eserde yeniden ve daha ölçülü bir üslupla ele almaktadýr. El-Vasaya'da helal olaný bile terk etmekten söz ederken, bu eserde bu düþüncesinden sarf-ý nazar ederek bu konuda daha yumuþak bir üslub ortaya koymuþtur. Haris kendisi: "Yüce Allah (c) helalleri konusunda zühdü nafile kabul etmemiþtir. Ancak bir kaç yönden mal tasarrufu nafiledir" demiþ ve sonra devam etmiþtir:
O halde hukukta kul alýþveriþ yapabilir, onun tasarruf yapmasýný engelleyecek hiç bir kural yoktur. Nefis, tasarruf sebebi ile sadaka vermezse Yüce Allah'ýn hazine bekçisidir. Mal biriktirmesi mala karþý tutku veya cimrilikten kaynaklanmýyorsa büyük bir servete sahib olsa bile zahiddir.
Hayatýnýn bu merhalesine iliþkin: Hâris'in güzel bir evi ve koyunlarý olduðu rivayet edilmiþtir ki Ebu Hamza ile aralarýnda geçen hulul olayýndan da bu anlaþýlmaktadýr.
Doðrusu Haris; manevî yolculuðunun ilk merhalesinde bir takým psikolojik krizler yaþamýþ ve el-Vasaya isimli eserinin giriþ bülümünde bu krizin bütün boyutlarýný ayrýntýlarý ile açýklamýþtýr. Bu anlattýklarýna bakýlýrsa o, karþýsýna, kendisine yol gösterecek güvenilir bir mürþid çýkacaðý konusunda umutsuz görünmektedir. Zaten ne fýkýh ne de hadis alimleri arasýnda böyle birini bulamamýþtýr. Sonunda vera ve takva sahibi, zahid, abid, nefsini terbiye ile meþgul, ibadet ehli, hak ve adalet tutkunlarýna katýlmýþ ve aradýðýný bulmuþtur.
Bize öyle geliyor kî Hâris, hakikat yolculuðuna çýktýðý dönemin baþlarýnda sadýklarýn itiyad edindikleri katý uygulamalardan etkilendiði bir dönemde el-Vasaya'yý; tasavvufta izleyeceði doðrultu netleþtikten sonra da el-Mekasib ve el-Mesail'i kaleme almýþtýr.[196] [196] el- Mesail’in önsözü (Abdülkadir Ata), s. 15-16. Haris El- Muhasibi, El- Akl Ve Fehmü’l Kur’an, Ýþaret Yayýnlarý, Ýstanbul, 2003: 78-79.