Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüðü
Pages: 1
Kizb By: sidretül münteha Date: 28 Haziran 2011, 15:33:03
Kizb:



Hadis usulünde kizbu'r-ravi þeklinde de geçer. Hz. Peygamber üzerine yalan söylemektir. Bir diðer ifadeyle Allah Resulünün söylemediði bir sözü kasden ona nisbet ederek rivayet etmektir. Kýsacasý Hz. Peygamberin aðzýndan yalan uydurmaktýr.
Kizb ya da Türkçe karþýlýðý ile yalan, metâ'in-i aþere denilen ravinin tenkide tabi tutulduðu esaslardan adaletle ilgili beþ cerh sebebinden birincisi ve en aðýrýdýr.
el-Hatîbu'l-Baðdadî'ye göre Hz. Peygamber üzerine yalan söylemek, hadis uydurmak ve semâ' iddiasýnda bulunmakla olur. Muhaddislerin hepsi her ne þekilde olursa olsun Hz. Peygamberin aðzýndan yalan söyleyen ravinin hadisinin, tevbe etmiþ bile olsa, reddedileceði görüþündedirler. Bu demektir ki ravi, tek hadisde daha yalan söylediði açýða çýksa adalet vasfýný yitirir. Yalanýndan tevbe etse rivayet tarîklan saðlam olsa bile kendisi terk, hadisleri reddedilir. Nitekim Ahmed b. Hanbel'e yalnýz bir hadisde yalan söyleyip tevbe ve rücu eden ravinin durumu sorulmuþ, o büyük âlim “Tevbesi kendisi ile Allah arasýndadýr. Hadisi ebediyyen yazýlmaz” demiþtir. 568Ebu Muzaffer Mansûr b. Muhammed, es-Sem'ânî ise þunlarý söylemiþtir: “Yalnýz bir haberde yalan söyleyen ravinin geçmiþte rivayet ettiði hadislerinin de terk edilmesi gerekir.” 569
Buhârî Þeyhi Ebu Bekr Abdullah Ýbni'z-Zubeyri'l-Humeydî ile Þâfi'î âlimlerden Ebu Bekr Muhammed b. Abdillah es-Sayrafî bu görüþtedirler. Hatta es-Sayrafî “yalan yüzünden hadisini terk ettiðimiz raviyi tevbesi dolayýsýyla kabul etmeyiz. Bir ravinin naklini zayýf bulduk mu ona daha sonra kuvvetli demeyiz” demiþtir.570
Muhaddislerin yalancý ravilerin üzerinde bu derece titizlikle durmalarý hadisleri yalandan korumak içindir; zira hadisler arasýna yalancý ravilerin yalan rivayetlerinin karýþmasý ile din fesada uðrar. Aslý þeklini kaybeder. Yerini batýl ve hurafeler alýr. Bu sebeple yalnýz bir hadisde dahi yalan söylediði açýða çýkan raviden artýk hadis rivayet edilmez.
Bununla birlikte hadis dýþýnda yalan söylediði bilinen ravinin durumu farklýdýr. Böyle biri, yalandan tevbe ettiði bilinirse mutlak olarak terk edilmez. Hadisi belli þartlarla alýnabilir; çünkü hadis dýþýnda yalan söylemenin fesadý umumî deðildir. Nitekim yalan þahitlikte bulunduktan sonra tevbekâr olanýn þehadeti kabul edilir.
Ýbnu's-Salâh, fýsk sebeplerinden biri olan insanlarla konuþmasýnda yalan söyleyip de tevbe edenin rivayetlerinin kabul edilebileceði görüþündedir.571 en-Nevevî de es-Sem'ânî'nin yukarýda zikredilen sözüne katýlmadýðýný söyledikten sonra rivayetle þehadet arasýnda kuvvetli bir fark olmadýðýný söyler. 572Müslim Þerhinde de þöyle der: “Muhtar olan hadis dýþýnda yalan söyleyip tevbe edenin tevbesinin kesinlikle sahih olduðu ve þahitliði gibi rivayetinin de kabul edilmesi gerektiðidir. Bu, kâfir olan bir kimsenin Ýslâm olduðu zaman rivayetinin kabul edilmesi gibidir.” 573
“Bununla beraber, kâfirin müslüman olmasý halinde rivayetinin kabul olunduðu yolunda ileri sürülen görüþün bu konuya uygun bir misal olmadýðý anlaþýlmaktadýr; zira Ýslâm vasfý, hadis rivayet edenlerde aranan ilk ve umumi bir þarttýr; fakat bu þart, her Ýslâm vasfýný taþýyan kimsenin hadislerinin kabul edilmesini gerektirmemektedir. Nitekim hadis uydurup bunlarý Hz. Peygambere isnad eden kimseler de bu vasfa sahip olan kimselerdir.” 574
Ravinin hadis rivayetinde yalan söylemesi el-Hatîbu'l-Baðdâdî'nin yukarýda nakledilen görüþünde de söz konusu edildiði gibi ya Hz. Peygamber (s.a.s)'e ait olmayan hadisleri onun sözleriymiþ gibi rivayet etmesiyle; ya da isnadýnda meþhur muhaddislerden birinden iþittiði zannmý uyandýracak ifadeler kullanmasýyla olur.
Hz. Peygamberin söylemediði bir özü ona isnad ederek rivayet, hadis uydurma þekillerinden biridir. Meþhur muhaddislerden birinden iþitme intibaý verecek tarzda isnad serdetmek ise sema iddiasýnda yalan söylemektir. Hadis ravileri arasýnda isnadýnda gerçekte rivayette bulunmadýðý þeyhten sema intibaý verecek þekilde ifadeler kullanarak tedlis yapanlardan hiç görmediði kimseden hadis iþittiðini ileri sürenlere kadar yalanýn bu çeþidine baþvuranlar olmuþtur. Bunun içindir ki, ravinin semâ' iddiasýnda yalan söyleyip söylemediðini anlamak üzere tarihten istifade yolu tutulmuþtur. Sufyan es-Sevri bu konuda “Raviler ne zaman yalan kullanmaya baþladýlar, biz de onlara karþý tarih kullandýk” demiþtir. Hafs b. Giyâs ise þunlarý söylemiþtir. “Bir þeyhi yalan söylemekle itham ettiðiniz vakit onu yýllarla hesaba çekin.” Bu demektir ki yaþýný ve hadis yazdýðý þeyhinin yaþýný hesaplayýn. Eðer ravi kendisiyle ilgili imkânsýz bir þey söylerse rivayeti terkedilir. 575
Ömer b. Musa el-Vecîhî isimli bir ravinin isnadýnda yalan söylediði tarih bilgisiyle açýða çýkarýlmýþtýr. Ufeyr b. Ma'dan olayý þöyle anlatýr: “Ömer b. Musa þehrimize, Humus'a geldi. Hemen etrafýný aldýk. “Haddesenâ Þeyhukumu's-Sâlih
“Bize salih þeyhiniz tahdis etti” demeye baþladý.
“O da kim?” diye sorduk.
“Hâlid b. Ma'dan” cevabýný verdi. Bunun üzerine ben
“Onunla hangi yýl karþýlaþtýn?” diye sordum.
“108 senesinde Erminiyye Gazasýnda” diye cevap verdi.
“Ya þeyh dedim; Allah'tan kork ve yalan söyleme. Halid 104 yýlýnda öldü. Sense onunla ölümünden dört sene sonra karþýlaþtýðýný söylüyorsun, dahasý, Halid, Ermîniyye Gazasýna asla katýlmamýþtýr.” 576

Kizb Ale'r-Resûl:

Bk. Kizb.

Kizbu'r-Râvî:

Bk. Kizb.


radyobeyan