Mu'an'an: By: sidretül münteha Date: 27 Haziran 2011, 15:42:40
Mu'an'an:
An'ane rubai mücerred fiilinden alýnma ismi meful olan mu'an'an, ravinin isnadýnda hangi yolla almýþ olduðunu belirtecek lafýzlar kullanmadan “an fûlânin” diyerek rivayet ettiði hadislere denir.
Ravi bazan hadisini rivayet ettiði isnadýnda semâa veya diðer hadis rivayet metodlarmdan biriyle rivayete delâlet eden semi'tu, haddesenâ, ahberanâ yahutta benzeri eda lafýzlarýndan birini kullanmaz. Yerine sadece “an” lafzýný kullanýr. Ýsnadda “an” lafzý kullanarak rivayete an'ane; böyle rivayette bulunan raviye mu'an'in denir.
An'ane ravi ile þeyhi arasýnda mülakata delalet etmez. Þeyhinden “an fulân” diyerek rivayette bulunan ravi gerçekte onu görmemiþ ve hadisi ondan almamýþ olabilir. Bu durumda isnadý munkatý olabileceði gibi tedlis yapmýþ da olabilir. Her iki halde de hadisi sahih addedilmez. Bu itibarla mu'an'an hadisin muttasýl sayýlabilmesi için bazý þartlar ileri sürülmüþtür. Bunlardan ilki “an” lafzý ile rivayette bulunan ravinin adaletli dolayýsýyle sika olmasýdýr. Ýkincisi ravinin tedlis yapan yani mülaki olmadýðý þeyhlerden hadis rivayet eden biri (mudellis) olmamasý, üçüncüsü ise hadis aldýðý þeyhe mülaki olduðunun bilinmesidir. Bu þart üzerinde belli baþlý iki görüþ vardýr. Birisi Buhârî'ye, diðeri Müslim'e aittir. Buhârî'nin görüþüne göre “an” lafzýyla hadis nakleden raviler arasýnda mülakatýn sübutu þarttýr. Ýbn Hacer, Buhârî'nin þartý da denilen bu þartýn münakaþasýný þöyle yapmýþtýr:
“Buhari'nin ittisal yönünden üstünlüðü, ravinin hadis rivayet ettiði kimseyle bir defa da olsa mülakatýnýn sabit olmasýný Þart koþmasý dolayýsiyledir. Halbuki Müslim sadece mu'asaratla, yani ravi ile Þeyhinin ayný asýrda yaþamýþ olmalarýyla yetinmiþ, ayný zamanda Buhârî'nin, ortaya koyduðu mülakat þartý dolayýsiyle an'aneyi kabul etmemesi lazým geldiðini ileri sürmüþtür. Halbuki Müslim'in bu hususta Buhârî'yi ilzam etmesine gerek yoktur. Çünkü ravinin bir defa þeyhine kavuþtuðu sabit olunca, naklettiði hadisi ondan iþitmemiþ olmasý ihtimali geçerli deðildir. Aksi halde onun mudellis olmasý gerekir ki, üzerinde durduðumuz mesele, müdellisin dýþýnda olup sahih hadis ravileriyle ilgilidir. 744
Mu'an'an hadisin muttasýl sayýlabilmesi için Müslim'in ileri sunduðu þarta gelince “an” lafzý ile rivayette bulunan sika ravinin þeyhi ile muasýr olmasý, bir diðer ifadeyle ayný asýrda yaþamýþ olmasýdýr. “Sika olan bir ravi kendisi gibi sika olan bir diðer raviden hadis rivayet ettiðinde her ikisinin ayný asýrda yaþamýþ olmalarýndan dolayý birinin ötekine kavuþup ondan hadis iþitmesi caiz ve mümkün olduðundan, buluþtuklarý ve konuþtuklarýna dair bir haber varid olmasa bile ravinin rivayette bulunduðu þeyhe mülaki olmadýðýný ve ondan hiçbir hadis iþitmediðini açýkça gösteren bir delâlet olmasý hariç rivayet sabittir. Böyle rivayet edilen (Mu'an'an hadis)in hüccet olacaðý ise açýktýr” 745sözleri bunu açýklamýþtýr.
Mu'an'an hadislerin muttasýl hükmünde olabilmesi için ileri sürülen ravi ile þeyhinin birbirlerine mülaki olmalarý þartýný aralarýndaki sohbetin uzun olmasýna baðlayanlar da vardýr. Ne var ki bunlar gereksiz þiddet taraftarlarýdýr. Öyle olduðundan bunlar, mu'an'an hadisin munkatý olduðunu ileri sürerek reddedilmesi gerektiðine kail olmuþlardýr.
Kýsacasý isnadýnda þeyhinden rivayette delalet eden lafýzlar ile buna kesinlikle delalet etmeyen “an” lafzýný kullanarak hadis rivayet eden ravi adalet sahibi sika bir ravi ise, tedlis yapmakla tanýnan biri deðilse Buhârî'nin þartýna uygun olarak rivayette bulunduðu þeyhi ile görüþmüþ ve ondan hadis rivayet etmiþse, yahut da Müslim'in þartýna uygun olarak þeyhi ile ayný asýrda yaþamýþsa, aksini gösteren açýk bir delil olmadýðý sürece, rivayeti muttasýl hükmünde addedilir. Deðilse, munkati, mürsel, nýüdelles çeþitlerinden birine girer. Mesela,
“... Dahhâk Nâfi'den; Nâfý, Abdullah b. Ömer'den; Abdullah b. Ömer, Hz. Peygamber (s.a.s)'den rivayet etmiþlerdir. Allah Resulü þöyle buyurmuþtur:
“Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kadýna yanýnda mahremi olmadan üç günlük bir yere yolculuk yapmasý helal olmaz.”746
Dikkat edilirse hadisin isnadýnýn baþ tarafýnda an'ane vardýr. Bu yüzden mu'an'an sayýlýr. Fakat Dahhâk ve Nafi, her ikisi de adaletlidirler. Tedlis yapmakla bilinen kimseler arasýnda yer almazlar. Abdullah b. Ömer de sahabî olarak adalet sahibi biridir. Ayrýca Dahhâk'ýn Nâfi'den, Nâfi'nin Abdullah Ýbn Ömer'den; Abdullah b. Ömer'in ise Hz. Peygamber (s.a.s) 'den hadis rivayet ettikleri bilinmektedir. Þu hale göre bu isnaddaki an'ane muttasýl hükmündedir. Haliyle o isnadla rivayet edildiðinden mu'an'an addedilen hadis de muttasýl hükmüne girmiþtir.