Mudellis By: sidretül münteha Date: 27 Haziran 2011, 15:28:01
Mudellis:
Sözlükte deles maddesinin tef’il babýndan ismi fail'i olan mudellis, Hadis Usulü ilminde, rivayetin de tedlis yapan muhaddise denir. Açýklamak gerekirse bir ravi görüþmediði veya görüþtüðü halde hadis almadýðý bir þeyhten bizzat rivayet etmiþçesine hadis rivayet ederse böyle rivayet etmesine tedlis, tedlis yaparak rivayet ettiði hadisi mudelles denilmiþtir. (Bk. Mudelles ve tedlis). Rivayetinde tedlis yapan raviye de müdellis adý verilir. Çoðulu mudellisûn gelir.
Tedlis üzerinde uzun boylu duran ve bu konuyu enine boyuna araþtýrmýþ bulunan Ýbn Hacer'il-Askalânî'ye göre müdellisler beþ derecedirler. Bunlardan birinci dereceyi Yahya b. Sa'îd el Kattan gibi tedlis yapmamakla tanýnan veya çok ender olarak tedlis yaptýðý tesbit edilenler teþkil eder.
Ýkinci derece, hadis imamlarýnýn tedlis yaptýðýna ihtimal verdikleri muhaddislerdir. Bunlar, güvenilir olduklarý ve rivayetlerinde çok az tedlis yaptýklarý için sahih hadislerini rivayette beis görmemiþlerdir. Sufyânu's-Sevrî gibi. Ýbn Hacer'e göre Sufyân b. Uyeyne gibi sadece sikadan rivayetinde tedlis yapan müdellisler de ayný dereceye dahildir.
Üçüncü dereceyi rivayetlerinde fazlaca tedlis yapanlar oluþtururlar. Hadis imamlarý bunlarýn hadisleri arasýnda sadece sema yoluyla aldýklarýný tasrih ettikleriyle ihticac ederler. Aralarýnda hadisleri kesinlikle reddedilenleri olduðu gibi Ebu'z-Zubeyr el-Mekkî gibi kabul edilenleri de vardýr.
Dördüncü derecedekiler, zayýf veya meçhul ravilerden rivayetlerinde tedlis yapanlardýr ki böyle müdellislerin sema yoluyla aldýklarýný tasrih etmedikleri sürece hadisleri ile hiçbir þekilde amel edilemeyeceðine ittifak vardýr. Bakiyye Ýbnu'l-Velîd bu derecede olan müdellislere misâldir.
Beþinci derece müdellisler tedlisle birlikte baþka bir sebepten dolayý cerhedilerek zayýf ravi durumuna düþenlerdir. Böyle müdellislerin hadisleri rivayetlerinde sema açýklamýþ olsalar bile kendilerini zayýf bulanlar tarafýndan tevsik edilmedikleri takdirde merduddur. Ýbn Lehi'a gibi.777
Ýbn Hacer'in müdellisleri böylece tasnif etmesinden anlaþýlýyor ki hadis ilminde yüksek dereceleri almýþ hadis imamlarýndan bile az da olsa tedlis yapanlar vardýr. Nitekim Ahmed b. Hanbel'e göre Sa'îd b. Ebî Arûbe, el-Hakem b. Utbe ile Hammâd b. Zeyd ve Amr b. Dinardan; Hiþâm b. Urve, Ýsmail b. Ebî Hâlid, Ubeydullah b. Ömer, Ebu Biþr, Zeyd b. Eþlem ve Ebu'z-Zinaddan bizzat görüþüp hadis almadýklarý halde tedlis yaparak rivayette bulunmuþlardýr. Ali b. Haþrem'in anlattýðýna göre Ýbn Hacer'in tasnifinde ikinci derece müdellisler arasýnda yer alan meþhur muhaddis Sufyân b. Uyeyne bir keresinde “Kale'z-Zuhri” diyerek ondan hadis rivayet eder. Kendisine rivayet ettiði hadisi ez-Zuhri'den bizzat iþitip iþitmediði sorulunca iþitmediðini söyler ve þunlarý ekler: “Haddesenî Abdurrezzâk, an Ma’mer, ani'z-Zuhri.” 778Sufyân'ýn bu sözleri onun sikadan rivayette de olsa, tedlis yaptýðýnýn ifadesinden baþka bir þey deðildir.
Hadis tarihinde tedlis yapan raviler en çok Kûfe'den çýkmýþtýr. Basra hadis ekolünün muhaddisleri arasýnda da müdellis vardýr. Fakat bunlar Küfe ölçüsünde deðildir. Baðdat, Hicaz, Mýsýr muhaddisleri içinde tedlis yapanlar fazla deðildir. Þam muhaddislerinin müdellis olanlarý hayli fazladýr.
Rivayetinde tedlis yapan müdellis, iþitmediði bir hadisi rivayet ederken þeyhinden iþittiðine delâlet eden Semi'tu, haddesena, ahberanâ, kale lî fulanun ve benzeri cezm sigalarý kullanmaz. Kullandýðý takdirde yalan ithamýyle ta'n edilir. Hadisi de tedlîs yaptýðýndan dolayý deðil, bu yalanla itham edilmesi yüzünden terkedilir. Bu itibarla müdellisler isnadlarýnda cezm ifadeleri deðil, Kale, an fulânin gibi iþitilmeden rivayete delâlet eden eda lafýzlarý kullanmýþlardýr.
Müdellisin hadisinin kabul edilip edilmemesi konusunda deðiþik görüþler ileri sürülmüþtür. Fakihlerden bir grup ile hadiscilere göre müdellisin rivayeti makbul deðildir. Sebebi, müdellisin rivayetinde tedlîs yapmakla isnadýnda en azýndan bir ravi ismini zikretmemiþ olmasýdýr. Halbuki ismi zikredilmeyen ravi sika olmayabilir. Bununla birlikte bazý alimler müdellisleri yalancý raviler derecesinde görmemiþ; bunun sonucu olarak tedlisi, ravinin adaletini zedeleyecek bir kusur olarak telakki etmeyip hadislerinin kabul edilmesine kail olmuþlardýr. Diðer bazý alimlere göre müdellis, eðer hiç mülaki olmadýðý kimseden rivayetinde tedlis yapan ve bunu adet haline getirirse ondan hadis alýnmaz. Fakat tedlisi mülaki olduðu ve hadislerini iþittiði þeyhten yaparsa o þeyhin sika olmasý þarüyle makbuldür.
el-Hatîbu'1-Baðdâdînin bu konuda itimada þayan gördüðü bir görüþ de müdellisin hadisinin kabul edilmemesi yönündendir. Bununla beraber eðer müdellis haberini vehmi giderecek lafýzla rivayet edecek olursa o haber ancak o zaman kabul edilir. 779
Ýbn Haceri'l-Askalânî de bu görüþe katýlýr ve “Tedlis yaptýðý sabit olan müdellisin hükmü sahih olan görüþe nazaran adil olduðu takdirde hadislerinden isnadýnda tahdisi belirtecek lafýzlar kullandýklarý kabul edilir” der.780 Yukarýda müdellislerin derecelerini açýklarken umumiyetle sema yoluyla aldýklarýný tasrih ettikleri ile sikadan tedlis yaparak rivayet ettikleri hadislerin makbul, semaini tasrih etmedikleri ile zayýf veya meçhul ravilerden tedlis yaparak rivayet ettiklerinin ise merdud olduðunu söylemiþtir ki bu Ýbn Hacer'in görüþü olduðu kadar hadis alimlerinin görüþünün aþaðý yukarý özetidir.