Emanullah Lahori By: armi Date: 21 Haziran 2009, 12:53:58
Hindistan'da yetiþen âlimlerin ve velîlerin büyüklerinden. ÝsmiMevlânâ Emânullah, nisbeti Lâhorî'dir. Doðum ve vefât tarihleri belli deðildir. On yedinci asrýn ortalarýnda vefât ettiði bilinmektedir.
Ýmâm-ý Rabbânî hazretlerinin huzûr ve sohbetlerinde kemâle gelen Emânullah Lâhorî, icâzet almakla ve o yüce imâmýn talebelerinin büyüklerinden olmakla þereflendi. Üstün hâller, kerâmetler ve yüksek dereceler sâhibi idi. Hocasý Ýmâm-ý Rabbânî hazretlerinin, rûhlara hayat veren teveccüh ve himmetleriyle yetiþerek, evliyâlýk yolunda çok ilerlemiþti. Kendisi de bu yolda çok talebe yetiþtirdi. Hayatý hakkýnda fazla bilgi yoktur.
Ýmâm-ý Rabbânî Müceddîd-i elf-i sânî hazretleri bu yüksek talebesine yazdýðý mektublardan birinde buyurdu ki:
"Bismillâhirrahmânirrahîm. Allahü teâlâ, sana doðru yolu göstersin!Ýyi bil ki, Allah yolunda bulunmak isteyene, önce lâzým olan þey, îtikâdýný düzeltmektir. Doðru îtikâd; Ehl-i sünnet âlimlerinin Kur'ân-ý kerîmden ve hadîs-i þerîflerden ve Eshâb-ý kirâmdan öðrendikleri, anladýklarý îtikâddýr. Kur'ân-ý kerîmin ve hadîs-i þerîflerin mânâsýný doðru anlayan, doðru yolun âlimleridir. Bunlar da, Ehl-i sünnet ve cemâat âlimleridir. Bunlarýn anladýðý, bildirdiði mânâlara uymayan her þeye; akla, fikre, hayâle iyi gelse de ve tasavvuf yolunda keþf ve ilhâm ile anlaþýlsa da, hiç kýymet verilmemelidir. Bu büyüklerin anladýðýna uymayan bilgilerden, buluþlardan Allahü teâlâya sýðýnmalýdýr. Demek ki, tasavvuf yolcularýnýn keþflerinin, buluþlarýnýn doðru olup olmadýklarý, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri doðru mânâlara uygun olup olmamalarý ile anlaþýlýr. Bu yolculara ilhâm olunan bilgilerin doðruluðu, ancak, o doðru mânâlara uymalarý ile belli olur. Çünkü onlarýn bildirdiði mânâlara uymýyan her mânâ, her buluþ kýymetsiz ve yanlýþtýr. Çünkü her sapýk her bozuk kimse, Kur'ân-ý kerîme ve hadîs-i þerîflere uyduðunu sanýr ve iddiâ eder. Yarým aklý ve kýsa görüþü ile, bu kaynaklardan yanlýþ mânâlar çýkarýr. Doðru yoldan kayar, felâkete gider.
Ehl-i sünnet âlimlerinin anladýklarý mânâlar doðrudur, kýymetlidir. Bunlara uymayanlar kýymetsizdir. Çünkü bu mânâlarý, Eshâb-ý kirâmýn ve Selef-i sâlihînin eserlerini inceleyerek elde etmiþlerdir. O hidâyet yýldýzlarýnýn ýþýklarý ile parlamýþlardýr. Bunun için, ebedî kurtuluþ bunlara mahsus oldu. Sonsuz saâdete bunlar kavuþdu. Allah yolunda giden kâfile bunlar oldu. Kurtuluþ, ancak Allah yolunda bulunanlar içindir.
Îtikâdý bunlara uygun olan din âlimlerinden biri, Ýslâmiyete yapýþmakta gevþek davranýrsa, kusurlu olursa, buna bakarak, bütün âlimleri kötülemek yersiz olur. Ýnâdcýlýk olur. Onlarýn doðru bilgilerini inkâr etmek, kötülemek olur. Çünkü, doðru bilgileri bizlere ulaþtýran onlardýr. Kurtuluþ yolunu, bozuklarýndan, sapýklarýndan ayýran onlardýr. Onlarýn hidâyet ýþýklarý olmasaydý bizler doðru yolu bulamazdýk. Doðruyu bozuk olanlardan ayýrmasalardý, bizler, taþkýnlýk ve azgýnlýk uçurumlarýna düþerdik. Ýslâmiyeti bozulmaktan koruyan, her yere yayan, onlarýn çalýþmasýdýr. Ýnsanlarý kurtuluþ yoluna kavuþturan onlardýr. Onlara uyan kurtulur, saâdete kavuþur. Onlarýn yolundan ayrýlan, sapýtýr, herkesi de saptýrýr.
Tasavvuf yolcusunun, iþin iç yüzüne varmadan önce, kendi keþf ve ilhâmýna uymasa da, Ehl-i sünnet âlimlerine tâbi olmasý lâzýmdýr. Âlimleri haklý ve doðru bilip, kendini yanlýþ bilmelidir. Çünkü, âlimler bilgilerini, peygamberlerden aleyhimüssalevâtü vetteslîmat almýþlardýr. Bu bilgiler, vahy ile gelmiþ olup saðlamdýr. Yanlýþlýktan, þaþýrmaktan korunmuþtur. Bu bilgilere uymayan kendi keþf ve ilhâmý ise, yanlýþtýr ve bozuktur. Bunun için kendi keþfini, âlimlerin sözünün üstünde tutmak, vahy ile inmiþ saðlam bilgilerin üstünde tutmak olur. Bu ise sapýklýðýn tâ kendisidir, zarar ve ziyandan baþka bir þey deðildir.
Kitab ve sünnete, yâni Kur'ân-ý kerîme ve hadîs-i þerîflere uygun îtikâd lâzým olduðu gibi, müctehidlerin kitab ve sünnetden çýkardýklarý ahkâma, yâni Ýslâmiyete uygun iþleri yapmak da lâzýmdýr. Bu ahkâm; helâl, haram, farz, vâcib, sünnet, müstehâb, mekrûh ve þüpheli olan iþler demektir. Bu ahkâmý öðrenmek de lâzýmdýr.
Îtikâdý ve ameli doðrulttuktan, bu iki kanadý ele geçirdikten sonra, Allahü teâlâya yaklaþtýran yolda, ilerlemek sýrasý gelir. Zulmânî ve nûrânî konaklarý aþmaða baþlanabilir. Fakat þunu iyi bilmelidir ki, böyle konaklarý aþarak yükselebilmek; ancak, yolu bilen, yolu gören, yol gösteren, kâmil yetiþmiþ ve mükemmil yetiþtirebilen bir rehberin teveccühü ve tasarrufu yâni idâre etmesi ile olabilir. Bunun bakýþlarý, kalb hastalýklarýna þifâ verir. Onun teveccühü, yâni kalbini bir kimseye çevirmesi, kötü ve çirkin huylarý insandan siler, süpürür.
Tasavvuf yolcusunun, bu yolda gözetilmesi lâzým olan þartlarý da öðrenmesi ve bunlara riâyet etmesi lâzýmdýr. Bu þartlarýn en baþta geleni, nefse uymamaktýr. Bu da, verâ ve takvâ ile olur. Verâ ve takvâ, þüphelilerden ve haramlardan sakýnmak demektir. Haramlardan sakýnabilmek için, mübahlarýn lüzûmundan fazlasýný terk etmelidir. Çünkü mübahlarý, yâni yasak olmayan þeyleri, alabildiðine yapan kimse, þüphelileri iþlemeðe baþlar. Bunlar ise, harama yakýndýr, yâni haram iþlemek ihtimâli çok olur. Uçurum kenarýnda yürüyen, içine düþebilir. Demek ki haramdan sakýnabilmek için, mübahlarýn fazlasýndan kaçmak lâzýmdýr. Bu yolda ilerlemek için verâ sâhibi olmak þarttýr dedik. Çünkü insanýn iþleri, iki þeyden biridir. Ya emr edilen þeydir, yâhut yasak edilmiþ þeylerdendir. Melekler de, emr edilen þeyleri yapmaktadýr. Bunu yapmak insaný ilerletseydi, melekler de terakkî ederdi. Meleklerde, yasak edilen þeyden sakýnmak yoktur. Çünkü onlar, yasaklarý yapmýyacak þekilde yaratýlmýþtýr. Yasaklarý iþleyemezler. Onun için meleklere bir þey yasak edilmemiþtir. Demek ki, terakkî etmek, yasaklardan sakýnmakla olabilmektedir.
Bu sakýnmak ise, nefse uymamak demektir. Allahü teâlâ dinleri, nefsî isteklerden kurtarmak, karanlýk ve kötü âdetleri yok etmek için gönderdi. Çünkü nefs, hep haram iþlemek veya mübahlarý lüzûmundan fazla yaparak, böylece harama kavuþmak ister. Demek ki, haramlardan ve mübahlarýn fazlasýndan sakýnmak, nefse uymamak demektir. (1. cild. 286 mektûb)
1) Berekât-ý Ahmediyye; s.388
2) Mektûbât-ý Ýmâm-ý Rabbânî; c.1, 286. mektûb.
3) Tezkire-i Ýmâm-ý Rabbânî; s.349
4) Ýslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.15, s.239
Ynt: Emanullah Lahori By: Bilal2009 Date: 09 Aðustos 2015, 23:01:18
Esselamü aleyküm ve rahmetüllah, Ýtikatý düzeltmek tasavvufu anlamaya vesile olur . Rabbim ( celle celaluhu ) bizlerin imanini artýrsýn.
Ynt: Emanullah Lahori By: Sevgi. Date: 10 Ekim 2020, 06:21:10
Aleyküm Selâm. Rabb'im bizleri ilim öðrenip ilimle amel edenlerden eylesin inþaAllah
radyobeyan