Zübdetül Buhari
Pages: 1
Bismilahirrahmanirrahim By: sumeyye Date: 21 Haziran 2011, 11:05:15
BÎSMÝLLAHÝRRAHMANÎRRAHÝM


1- îbni Abbas (R.A.)'dan rivayet edilen Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Selleme ait mektubun tercemesi söyledin

«BÝSMÝLLAHÎRRAHMANÝRRAHÝM. ALLAH Tealâ'nin kulu ve pey­gamberi MUHAMMED tarafýndan, Rum'larýn büyüðü Hirakl'e...

Hidayete uyanlara selâm olsun. Ýmdi seni Ýslâm'a davet ederim. Ýslâm ol, selâmet bulursun ve ALLAH Tealâ sana iki kat mükafat verfcv Eðer yüz çevirirsen, sana baðlý olanlarýn hepsinin vebali kuþku Buz boynundadýr. Ey Ehl-i Kitab (olan Hýristiyanlar)! ALLAH Tealâ'-dan baþkasýna ibadet etmemek ve Ona hiç bir þeyi ortak koþma­mak ve ALLAH'ý býrakýp da birbirimizi Tanrý ittihaz etmemek üzere geliniz, aramýzda sözbirliði edelim! Eðer onlar yüz çevirirlerse, siz (ey iman edenler!» «Þahit olunuz, biz müslümanýz ALLAH Tealâ'nýn emirlerine boyun eðmiþiz ve teslim olmuþuz.)» deyiniz...»

Mütercimin ilavesit

Hirakl, her nekadar iman etmeðe gayret göstermiþse de, kav­minden çekinip imanýný açýklayamadý. Gerçi Hirakl, Mekke ticaret kafilesi baþkaný sýfatýyla o vakit Þam'da bulunan Ebû Sûfyan'ý Kudüs'e getirtip uzun uzadýya soru sorarak derin bir tahkikat ne­ticesinde kendisine tam bir vicdan kanaati gelmiþ ve bütün halinde iman etmek üzere Rum büyüklerine teklifte bulunmuþ ise de, onlar kabul etmediklerinden kendisi de imamýný açýklayamamýþtýn

 

2- îbni Ömer Radýyallahu Anh'dan rivayet edilmiþtir:

«Ýslam beþ esas üzerine kurulmuþtur: ALLAH Tealâ'dan baþka mabud olmadýðýna ve Hasreti Muhammed'in, ALLAH Tealâ*nýn pey­gamberi olduðuna (kalp ile tasdik ve dil ile ikrar edip) þehadet et­mek, Erkân ve þartlarý ile beþ vakit namaz kýlmak. (Nisaba sahip

Mütercim


Hirakl, her nekadar iman etmeðe gayret göstermiþse de, kav­minden çekinip imanýný açýklayamadý. Gerçi Hirakl, Mekke ticaret kafilesi baþkaný sýfatýyla o vakit Þam'da bulunan Ebû Sûfyan'ý Kudüs'e getirtip uzun uzadýya soru .sorarak derin bir tahkikat ne­ticesinde kendisine tam bir vicdan kanaati gelmiþ ve bütün halinde iman etmek üzere Rum büyüklerine teklifte bulunmuþ ise de, onlar kabul etmediklerinden kendisi de imamýný açýklayamamýþtýr.

 

3- Ebû Hüreyre  (Radýyallahu AnhJ'den rivayet  edilmiþtir: «Ýman, altmýþ küsur þubedir. Haya da imanýn bir þübesidir.»

 

4- Abdullah ibni Amr (Radiyallahu Anh) dan rivayet edilmiþ­tir:

«Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanlarýn emin olduklarý kiþidir. Muhacir, ALLAH Tealâ'nm yasakladýðý þeyden göç eden kiþi­dir.»

 

5- Ebû Musa (R.A.)'dan rivayet edilmiþtir:

«Hangi müslümari daha faziletlidir, diye sorulunca Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, dilinden ve eihýden müslümahlarýný emin olduklarý kiþi buyurdu»

 

6- Abdullah Ýbni Amr  (R.A.) 'dan rivayet edilmiþtir: «Resûlüllah Saliallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine: Ey ALLAH' m Resulü: Müslümanlýðýn hangi ameli daha   hayýrlýdýr? diye soru­lunca, Peygamber efendimiz;:  Açîari dovurmaklýðýn,  tanýdýðýna ve tanýmadýðýna selâm vermekliðin, buyurdular.»

 

7- Enes  (R.A.)'den rivayet edilmiþtir

«Hiç biriniz, kendisi için istediði þeyi din kardeþi için de isteme­dikçe iman etmiþ olamaz (bunu yapmadýkça kâmil bir iman ile mü­min olamaz)

 

9- Enes  (R.A.)'den rivayet edilmiþtir;

«Üç þey vardýr ki, onlar kimde bulunursa, o þahýs imanýn tadýný bulmuþtur; ALLAH Tealâ ve peygamberi, diðer bütün varlýklardan o kimseye daha sevgili olmak. Bir kimseyi sevdiði zaman, (karþýlýk beklemeksizin) yalnýz ALLAH rýzasý için sevmek. Ateþe atýlmaktan tiksindiði gibi, îslâm ile þereflendikten sonra tekrar küfre dönüp dinden çýkmaktan tiksinmek. (Bu üç þey, her kimde bulunursa iman-nýn zevkini iyi tatmýþ olur, demektir.»).

 

10- Enes (R.A.)'den rivayet edilmiþtir:

«îmanýn alâmeti, Ensar'ý  (Medîne'li ashabý)  sevmektir. Nifakýn alâmeti de, Ensar'a kin beslemektir.»

 

11- Ubâde bin Samit (R.A.)'den rivayet edilmiþtir:

Resûlüllah Sallâllahu Aleyhi ve Sellem, ashabý kiramdan bir topluluðu hitaben þöyle., buyurdular:

«ALLAH Tealâ'ya hiç bir þeyi ortak koþmayacaðýnýza, hýrsýzlýk yapmayacaðýnýza, zina etmiyeceðinize, çocuklarýnýzý öldürmeyece­ðinize, kendinizce iftira uydurup ortaya atmayacaðýnýza, þeriatýn uygun gördüðü hususlarda isyan etmeyeceðinize dair bana biat'edi­niz!..

Sîzden her kim bu biati yerine getirirse mükâfatý, ALLAH Tealâ-

tarafýndan behemehal verilecektir. Her kim bu yasaklardan birini iþler de dünyada cezasýný çekerse bu ceza onun keffareti olur. Kim­de bu yasaklardan birine düþer de, .sonra ALLAH onu örterse (suçu gizli kalýrsa)-, onun durumu ALLAH'a kalmýþtýr. Dilerse baðýþlar, diler­se (ahirettel ona azab eder. (Bu hüküm, ALLAH'a ortak koþmak su­çundan baþka günahlar içindir. Þirkden tevbe etmedikçe ALLAH hiç bir kulunun günahýný baðýþlamaz.

Bu hadisi- þerifin ravisi Hazreti Ubâde der ki: «Biz de toplu ola­rak bu esaslar üzerine biat ettik.»

 

12- Ebû Saîd Hudrî (R.A) 'den rivayet edilmiþtir:

«Müslumanýn en hayýrlý malý hemen hemen davardýr. Çünkü daðbaþlannda ve dere boylarýnda davarýn ardýndan gider ve dinini (cemiyet içinde hüküm süren)   fitnelerden kaçýrýr  (korur).»

 

13- Aiþe Sýddika (R.A)'dan rivayet edilmiþtir.

«Resûlüllah Sallâllahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ashabý ki­rama bir þey emrettikleri zaman, onlarýn güç yetebilecekleri bir iþi emrederlerdi. Hatta onlar: Bizim durumumuz sizin gibi deðildir; çünkü Cenabý Hak geçmiþ ve gelecek günahlarýn hepsini size baðýþ­lamýþtýr. Biz ise bu durumda deðiliz (daha çok çalýþmak ve ibadet etmek zorundayýz), dediklerinde efendimiz bu söze kýzardý. Öyle ki, mübarek yüzlerinde kýzgýnlýk eseri belli olurdu. Sonra þöyle buyurur­du: ALLAH Teâlâ'dan en çok korkanýnýz ye (çünkü) O'nu en iyi bile­niniz benim.»

 

14- Ebû Saîd'den rivayet edilmiþtir:

«Cennetlikler Cennet'e ve cehennemlikler Cehennem'e girerler. Sonra Cenabý ALLAH (Azze ve Celle) Hazretleri meleklere hitaben þöyle buyurur: Her kimin imandan bir hardal tanesi aðýrlýðý kadar iman kalbinde varsa, onu Cehennem'den çýkarýn, Bunun üzerine onlar simsiyah olduklarý halde oradan çýkarýlýrlar. Sonra haya veya hayat nehrine (ebedî hayata sebep olan nehre) atýlýrlar. Sonra, ark kenarlarýnda biten taneler gibi biterler. Bunlarýn sapsarý ve kývrým kývrým çýktýklarýný mutlaka görmüþsünüzdür.»

 

15- Ebû Saîd (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir:

«Rüyamda bazý insanlarý gördüm. Gömlekli olarak bana göste-rildiler. Gömleklerin bir kýsmý memelere, bir kýsmý da daha aþaðýya kadar inmiþti. Ömer bin Hattab ise eteklerini yerden çektiði bir gömlekle bana gösterildi. (Ashab) dediler ki: Ey ALLAH'ýn Resulü bunu neye yordunuz? Buyurdular ki: Dindarlýða (yordum).»

 

16- Ýbni Ömer (R.A.)'den rivayet edilmiþtin

«Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Ensar'dan (Medîne'Ii ashabdan) birisi, din kardeþine öðüt verirken yanlarýna vardýklarýnda: Ey kiþi, uzun lafý, býrak; haya imandan gelir, buyur­dular.»

 

17- Ýbni Ömer (R,A.) 'den rivayet edilmiþtir

«ALLAH'dan baþka ibadet edilecek bir ilâh olmadýðýna, Muham-med'in de ALLAH Tealâmn peygamberi olduðuna þehadet edinceye, namazlarýný kýlýp zekâtlarýný verinceye kadar Arap müþriklere karþý savaþmam bana emredildi. Eðer bunlarý yaparlarsa, benden malla­rýný ve kanlarýný korumuþ olurlar; ancak kul haklarý ile þer'i ceza­lar kalýr. (Kul haklarý olursa kendilerinden alýnýr, suç iþlerlerse ceza­landýrýlýrlar) . ALLAH Tealâ tarafýndan hesaba çekilirler.» Yani: Bir kimse görünüþte dini emirleri yerine getirmekle kurtulur; içi ve aslý itibariyle onun hali ALLAH'a kalýr, .Ahirette ona göre muamele görür.

 

18- Ebû Hüreyre Radýyallahü Anh'dan rivayet edilmiþtir:

«Resûlüilah Sallallahu Aleyhi ve Selleme: — Hangi amel daha faziletlidir? diye sorulunca, ALLAH Teaîâ'ya ve O'nun Peygamberine iman etmek, buyurdular. Sonra hangisi? diye sorulunca : — ALLAH yolunda (tevhid kelimesini yüceltip hakim kýlmak için) cihad etmek, buyurdular. Sonra hangisi? diye sorulunca: — Makbul bir hac, bu­yurdular.»

 

19- Sa'd  (R.A.)'dan rivayet edilmiþtir.

Resûlüilah Sallellahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerinin meclisin­de iken, yardým olarak bir kaç kiþiye mal verip benim en hoþlan­dýðým adama vermedi. CKalbleri islâma ýsýndýrýlmak için kendilerine mal verildiði hikmetini, anlayamadýðýmdan) ben: Ey ALLAH'ýn Resulü! Falan adaný hakkýnda görüþün nedir? Vallahi ben onu gerçekten mü­min bilirim, deyince, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem þöyle buyurdu:

Veya müslüman bilirsin. (Sen onun iç halini gerçek olarak bi­lemeyeceðin için, gerçek mümin bilirim deme, dýþ hali itibariyle onu müslüman bilirim de,» diye beni ikaz etti ise de bunu anlayamadým). Bir müddet sustum ve sonra o adam hakkýndaki kanaatim aðýr ba­sarak yine sözümü tekrarlayýp: Ey ALLAH'ýn Resulü! O adam hak­kýnda görüþün redir? Vallahi ben onu gerçekten mümin bilirim de­dim. Peygamber yine:

«Veya müslüman bilirsin,» buyurdu.

Bir miktar sükût ettikten sonra, o adam hakkýndaki kanaatim yine galebe çalarak sözümü tekrarladým. Resûlüilah da sözünü iade etti; sonra þöyle buyurdu: «Ey Sa'd! Baþkasýný daha çok sevdiðim halde, bir adama veriyorum. Çünkü (vermezsem) ALLAH Tealâ'nm onu yüzükoyun cehenneme býrakacaðýndan korkarým.» (Yani, ona vermezsem, belki dinden çýkar da cehennemlik olur. Onun kalbini îslâma ýsýndýrmak ve imanýný ^pekleþtirmek için veririm.)[6]

 

20- îbni Abbas (R.A.) 'dan rivayet edilmiþtir.

«Bana Cehennem gösterildi. Bir de baktým ki, cehennemliklerin çoðu kadýnlardan ibaret; çünkü onlar nankörlük ederler. Soruldu ki: Ya Resûlallah, Cenabý ALLAH'amý nankörlük ederler? Peygamber Sal-tellahu .Aleyhi ve Sellem þöyle buyurdular: En yakýn adamýna nan­körlük ederler ve kendilerine yapýlan iyiliðe de mankörlük ederler. Meselâ: Bir kadýna yýllar boyunca iyilik etsen de, sonra o kadýn senden bir þey (hoþlanmayacaðý bir iþ) görmüþ olsa, senden hiç bir hayýr görmedim, diye nankörlük eder.»

 

21- Ebû Zer (R.A.)'den rivayet edilmiþtin

«Bir esir alýp onu hizmetimde kullanýrken anasýndan dolayý ken­disini aþaðýladým. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri þöyle buyurdular: Ey Ebû Zer! Neden onu anasýndan dolayý aþaðýla­dýn? Muhakkak sen, kendisinde cahiliyet eseri bulunan bir kiþisin! Hademe ve köleleriniz sizin kardeþlerinizdir. Cenabý ALLAH onlan sizin elinize býrakmýþtýr. Her kimin elinde böyle bir kardeþi olursa, kendi yediði yemekten ona yedirsin, kendi giydiði elbiseden ona giydirsin ve böylelerine güç yetîremiyecekleri bir iþ yüklemeyüýis. Eðer yüklerseniz onlara yardým ediniz.

 

22- Ebû Bekre (R.A)'den rivayet edilmiþtir:

«Ýki kiþi kavga ederken bunlardan birine yardým etmek için yü­rüdüm. Ebû Bekir Hazretleri karþýma çýktý ve nereye? diye sordu Ben des Ýþte þu adama yardým edeceðini, dedim. Sonra bana, gitme geri dön;  çünkü Resûlüllah Sallellahu Aleyhi ve Sellem Hazretle rinden þöyle buyurduðunu iþittim.

«Ýki Müslüman, kýlýçlanyle birbirine karþý çýktýklarýnda öldü renle öldürülenin ikisi de cehennemdedir.» Ya Resûlallah, dedim b öldüren (katildir, yeri cehennem), fakat öldürülenin günahý ne (m den cehennemlik olsun)? Þöyle buyurdular:

«O da arkadaþýný öldürme hýrsý için de idi. (Böyle düelloya ç] kanlar, cehennemi boylarlar.)

 

23- Ebû Hüreyre  (R.A.)'den rivayet edilmiþtir:

«Mttnafýkýn alâmeti üçtür: Konuþtuðu zaman yalan söyler, sös verdiði zaman cayar, kendisine emniyet olduðu veya emanet b; rakýldýgý zaman hýyanet eder.»

 

24- Abdullah bin Amr   (R.A.) 'dan rivayet edilmiþtir!

«Dört þey kimde bulunursa halis münafýk olur* o dört þeyden yalnýz birisi bulunursa, onu býrakmcaya kadar nifaktan bir haslete sahip bulunur: Kendisine güvenildiði zaman bu güvene hiyanet eder. Konuþtuðu zaman yalan söyler. Anlaþma yaptýðý zaman arkadan vurur. Bir kimse ile davalaþtýðý zaman hýr çýkarýr.»

 

25- Ebû Hüreyre (R.A.)'den rivayet edilmiþtir:

Her kim Kadir gecesini, bu gecesinin faziletine inanarak ALLAH rýzasý için ibadetle geçirse, o kimsenin geçmiþ    günahlarý  agýþlanýr.»

 

26- Ebû Hüreyre (R.A.)'den rivayet edilmiþtir:

«ALLAH Tealâ Hazretleri, kendi yolunda mücahit , olarak çýkan, yalnýz bana olan imaný ve peygamberlerime olan tasdiki yüzünden f çýkmýþ bulunan kiþiye, kazandýðý ecir veya ganimetle geri çevirmeyi veya cennete sokmayý tekeffül etmiþtir. Ümmetime aðýr gelmeseydi gazaya giden hiç bir müfrezeden geri kalmaz ve ALLAH yolunda ölüp sonra dirilmeyi, tekrar ölüp tekrar dirilmeyi ve sonra ölmeyi arzu­lardým.» (Yani: Ümmetimin diðer dinî ve idarî iþlerinin aksamamasý ve güçlükle karþýlaþmamalarý için" Medine-i Münevvere'de kalýyo­rum. Yoksa düþman karþýsýnda ve, savaþ yerinde bulunmak arzu­sundayým. Mümkün olsaydý, bu uðurda bir kaç kez hayatýmý feda ederim.)

 

27- Ebû  Hüreyre   (R.A.)'den rivayet  edilmiþtir

«Gerçekten îslâm dini çok kolaydýr; hiç kimse asla bu dini zor­lamaya kalkýþmasýn, yoksa din ona galip gelir. (Yani, kulluðun en a'lasmi yapmaða kimsenin gücü yetmez.) O halde doðruluktan ay­rýlmayýnýz, mutedil davranýnýz, iyimser olunuz, sabah, akþam ve gecenin bir kýsmýnda (ibadet ve niyaz ederek) yardým isteyiniz. (Ya ni, ibadetten hiç kimseyi soðutmayýnýz, birlik ve beraberlik halinde olunuz, gece-gündüz din ve millet için mümkün olduðu kadar çalý­þýnýz.)

 

28- Ebû Saîd (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir:

«Bir kul Ýslâm'a girer ve müslümanlýgý düzgün olursa, ALLAH Tealâ onun eskiden iþlediði her günahýný baðýþlar; Bundan sonra ;ona, bir iyiliðe karþý, on mislinden yediyüz katma kadar mükâfat ve bir günaha karþýlýk, ALLAH eðer baðýþlamazsa, bir misli ceza veri­lerek mukabele edilir.»

 

29- Hazreti Aiþe'den (Radiyallahu Anha)  rivayet   edilmiþtir:

«(Peygamber Sallallahu Aleyhi ve sellem sordu): Bu kadýn kim­dir? Ben cevap olarak: Bu kadýn, çok namaz kýldýðýndan bahsedi­yor, deyince Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem þöyle buyurdu:

Vazgeçiniz ve gücünüz yettiði kadar kýlýnýz. Vallahi Hak Tealâ Hazretleri, siz (ibadet etmekten) bikmadýkça O da (kendisine ibadet edilmekten) býkmaz. Ona en sevimli ibadet, sahibi tarafýndan devam­lý yapýlan ibadettir.»

 

30- Hazreti Enes   (R.A.) 'den rivayet  edilmiþtir!

«Herkim, LÂ ÝLÂ'HE ÝLLALLAH der ve kalbinde bir arpa tanesi aðýrlýðýnda hayýr bulunursa, Cehennem'den çýkarýlýr. Her kim, kal­binde bir buðday tanesi aðýrlýðýnda hayýr olur da LÂ ÝLAHE ÝLLAL­LAH derse, Cehennem'den çýkarýlýr. Kalbinde    zerre miktarý hayýr olduðu halde LÂ ÝLAHE ÝLLALLAH diyen de, Cehennem'den çýka­rýlýr.» (Yani, zerre kadar kalbinde iman olan mümin ebedî olarak cehennemde kalmaz. Bir rivayette de, hayýr kelimesi yerine iman sözü kullanýlmýþtýr).

 

31- Hazreti Talha  (R.A.)'dan rivayet edilmiþtir.

«Nafile namazlar hariç gece ve gündüz de (24 saatte) beþ vakit namaz, nafile oruçlar hariç Ramazan orucu, ve gönüllü olarak veri­len sadakalar hariç Zekât farzdýr.» Peygamber Efendimiz, bunu, Ýslam'dan sual eden bir a'rabiye cevap olarak buyurmuþtu ve [7] Hadisi þerifi rivayet eden râvi der ki: Ýslâmiyetten sonra A'rabi ye­min edip, vallahi bundan ne fazla ve ne de eksik yaparým, diyerek dönüp gitti. Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de: «Eðer bu adam sözünde sadýk ise muhakkak kurtulur,» buyurdular. (Yani, yal­nýz farzlarý yerine getirmekle ahirette cehennemden kurtulup cen­nete girer.)

 

32- Ebû Hureyre (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir:

«Her kim mümin olarak ve sevabýna inanarak ALLAH nzasi için müslüman bir cenazeyi teþyi eder de, namazý kýlýnýp gömülmesini tamamlanýncaya kadar yanýnda bulunursa, o kimse iki kýrat sevab ile geri döner ki, her kýratýn aðýrlýðý Uhud daðý kadardýr. Kim de o cenazenin yalnýz namazým kýlar da gömülmeden Önce geri dönerse, bir kýrat sevab ile dönmüþ olur.»

 

33- Abdullah (R.A.)'dan rivayet edilmiþtir:

«Müslümana sövüp saymak sapkýnlýk ve onunla vuruþmak   kâ-

 

34- Ubade bin Sâmit (R.A.)'den rivayet edilmiþtir.

«Ben size Kadir gecesini bildirmek için çýkmýþ idim. Fakat falan ve falanýn (Mescid'deî çekiþmeleri yüzünden kaldýrýldý. Belki sizin için hayýrlý olabilir. Siz onu Ramazan ayýnýn yirmi yedinci, yirmi dokuzuncu ve yirmi beþinci gecelerinde arayýnýz.

 

35- Ebû Hürevre (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir:

«Peygamberimiz  Sallallahu  Aleyhi  ve   Sellem   Hazretleri,   bir gün dýþarýda bazý kiþilerle otururken yanýna bir adam gelip imaný sordu. Peygamberimiz: îman,- ALLAH Teaîâ Hazretlerine, meleklerine, Al­lah ile mülakatýn hak olduðuna, ALLAH'ýn peygamberlerine, öldükten sonra dirilmeye inanmândýr, buyurdu. O-adam,'islâm nedir? diye sor­du. Peygamber: islâm; ALLAH Tealâ'ya ibadet edip asla O'na ortak koþ­maman, namaz kýlman, farz olan zekâtý vermen ve Ramazan ayýnda oruç tutmandir, buyurdular. Yine o adam, ya Resûlallah ihsan nedir? diye sordu. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem þöyle buyurdu-, lar:

—  îhsan, ALLAH'a görürcesine ibadet etmendir; sen O'nu göremi-yorsan.da O seni görüyor. Sonra, ya Resûlallah! Kýyamet ne zaman (kopacak? diye sordu. Peygamber Efendimiz buyurdular ki:

—  Sorulan kiþi, sorandan daha bilgili deðildir;  (bu hususta iki­miz de müsaviyiz, kýyamet gününün zamanýný ancak ALLAH Tealâ Hazretleri bilir). Fakat sana kýyametin bazý alâmetlerini bildireyim:

—  Cariye, efendisini doðurunca ve bir takýný belirsiz deve çoban­larý yüksek binalar kurunca (kýyamet yakýndýr), Beþ þey var ki, on­larý ancak, ALLAH bilir.» Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sel­lem Hazretleri, bilinemiyen beþ þeyi içine toplayan   âyet-i kerimeyi okudu: Kýyametin ne zaman kopacaðýný, nereye ne miktar yaðmur yaðdýracaðýný, rahimlerde olan ceninleri (tam - noksan, erkek diþi) ancak ALLAH bilir. Hiç kimse yarýn (iyi veya kötü) ne kazanacaðýný ve hangi yerde Öleceðini bilmez. Bunlarý ancak ALLAH bilir. Sonra o adam kalkýp gitti. Peygamber Efendimiz: O kiþiyi geri döndürünüz, buyurdu. Ashab baktýlar ki ortalýkta kimse yok!... Sonra Efendimiz, «Bu zat Hazreti Cibril'dir; insanlara dinlerini öðretmek için geldi.» buyurdu.

 

36- Nüman bin Beþir  (R.A)'den rivayet edilmiþtir:

«Helâl meydanda ve haram da meydandadýr (bilinen þeylerdir) Fakat bu ikisinin arasýnda birtakým þüpheli þeyler vardýr ki, insan larýn çoðu bunlarý bilmezler. Her kim þüpheli þeylerden sakýnýrsE dinini ve þerefini kurtarýr. Þüpheli þeylere düþen kimse de, yasal koru çevresinde koyunlarýný yayan çobana benzer ki, sürüyü yasal koruya düþürmesi beklenir. Biliniz ki, her padiþahýn bir yasak koru su vardýr. Biliniz ki, ALLAH Tealâ'mn yasak korusu haram kýldýðý þey lerdir. Biliniz ki, insanýn bedeninde bir et parçasý vardýn o et parça sý iyi olursa, bütün vücut da iyi olur. O bozuk olursa, bütün vücuý bozuk olur. Biliniz ki, o et parçasý kalbdir.»

 

37- îbni Abbas  R.A. 'dan rivayet edilmiþtir:

(Dinlerini öðrenmeye gelen bir cemaat için Peygamber Sallalla­hu Aleyhi ve Sellem) «Bu kavim kimdir?» veya «bu heyet kimdir?» diye sordular ve sonra buyurdular ki: «Merhaba ey kavim!'» veya «merhaba ey heyet! ALLAH size piþmanlýk vermesin ve sizi adamsýz komasýn. Size dört þeyi emreder ve sizi dört þeyden men ederim. Size yalnýz ALLAH'a iman etmeyi, ki yalnýz ALLAH'a iman ne demektir, bilir misiniz? ALLAH'dan baþka hiç bir ilâh olmadýðýna, birliðine ve ortaðý bulunmadýðýna, Muhammed'in de ALLAH'ýn peygamberi olduðuna þehadet etmektir, namaz kýlmayý, zekât vermeyi, Ramazan aynýda oruç tutmayý ve ganimetlerin beþte birini vermenizi emrediyor ve si­zi dübbâ', hantený, mukayyer ve nakir (gibi içki çeþitlerinden) mene-diyorum. Bunlarý kavrayýp gözetiniz ve ardmýzdakilere de teblið edi­niz.»

 

38- Hazreti Ömer (R.A)'den rivayet edilmiþtir: «Ameller niyetlere göredir (bir iþten maksat ne ise, hüküm ona göredir) ve her insan ancak niyetinin karþýlýðým bulur: Kimin hic­reti ALLAH ve peygamberi için (dininin selâmeti için) ise, onun hicreti ALLAH ve peygamberi içindir, (ALLAH rýzasýný kazanýr, sevab elde eder.) Kimin de hicreti, elde edeceði dünya menfaati veya evlenmeyi tasarladýðý kadýn için ise onun hicreti, hangi þey uðrunda hicret et­miþse onadýr.» O halde kiþinin hicreti (bu hicret ediþten kazanaca­ðý þey), niyetine göre yapacaðý iþe baðlýdýr. Din için hicret ederse se vab îtazanir, dünya için hicret ederse, sevab kazanmaz.»

 

39- Ebû Mesud (R.A.) 'dan rivayet edilmiþtir.

«Bir kimse aile efradýna, ALLAH rýzasýný gözeterek geçim saðlarsa, bu yoldaki harcamalarýndan sadaka sevabý kazanýr.»

 

40- Ebû Hüreyre (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir:

«(Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bir topluluða hitaben ^en býr bedevî S*™ ve Peygamber'e: Kýyamet ne z^an koHazretÝ Pe^amber (konuþmasýný tamamladýktan vâ p -f7ametten SOran ad™ nerede? buyurdu. (Bedevi, iþte benim ya Kesulallahl dedi ve sonra Peygamber Efendimiz þöyle buyurdular)

, Peygam­ber Efendimiz buyurdular ki): Ýdarî iþler ve vazifeler ehil olmayan­lara verildiði zaman kýyameti bekle.»

 

41- Abdullah bin Amr (R.Â)'dan rivayet edilmiþtir:

«Abdest suyu deðmeyen Ökçelerin cehennemden   çekeceði var.

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem   bunu en yüksek sesle iki veya üç defa tekrarladý.»

Mütercim :

Savaþ için sefer halinde iken ashabdan bazýlarý ikindi namazýnýn son vaktine yetiþmek için çok acele abdest alýp ayaklarýný yarým yýkamalarý üzerine bu hadîsi þerif varid olmuþtur.

 

42- îbni Ömer (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir:

«Aðaçlar içinde yapraðý düþmeyen bir aðaç vardýr ki, müslü-manýn örneðidir; hangi aðaçtýr o, bana söyleyiniz? O, hurma, aðacý­dýr.»

 

43- Enes (R.A.)'den rivayet edilmiþtir:

«Sana Ýcabet ediyorum, ne istersen sor ALLAHým (hakký için) evet! ALLAHým (hakký için) evet! AUahým (hakký için) evet! Peygam­ber Efendimiz, bir bedevinin peygamberlik, namaz, oruç, zekât hak­kýndaki sorularýna bu -þekilde mukabele, etmiþlerdi.»

Mütercim :

Hazreti Peygamber'e bir'kimse gelip: Ey Abdülmuttalib zade! Seni bütün insanlara peygamber olarak ALLAH, mý gönderdi? Gece gündüz beþ vakit namaz kýlmayý. ALLAH ini emretti? Her. sene Rama­zan .ayýnda oruç tutmayý ALLAH mý emretti? Nisaba sahib olanýn her yýl zekât vermesini ALLAH.mý emretti?-diye sorunca, bunlara ceva­ben «ALLAHým, (hakký.için) evet» buyurmuþlardýr.

 

44- Ebû Vâkýd (R.A.) 'dan rivayet edilmiþtir:

«ResûiüHah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Mescid-i þe­rifte cemaatiyle oturmakta iken, üç kiþi girdi. Bunlardan ikisi Resû-lüllah Sailallahu Aleyhi ve Sellem efendimize yöneldiler. Biri durma­yýp gitti. Bu iki kiþiden biri, halkanýn arasýnda bir kiþilik boþ yer bulup oturdu. Öteki de halkanýn arkasýnda oturdu. Üçüncü ise dö­nüp gitti. Sonra Resûlüllah va'z ve nasihati bitirince þöyle buyur­dular: Þimdi size "üç kiþinin halinden bahsedeyim! Onlardan biri Cenabý Hak'a sýðýndý ve Cenab-ý Hak da, ona sýðýnak verdi. Biri de haya ederek saflarýn gerisinde oturdu ve Alîah Teâlâ da on (u mü­kâfatlandýrmamak) dan haya etti.

Öteki ise, Cenab-ý Hak'd an yüz çevirdi ve Cenab-ý Hak da on­dan yüz çevirdi  (bu ilahî meclisin faydalarýndan mahrum oldu).

 

45- Ebû Bekre (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir: «Resulü Ekrem Sailallahu Aleyhi ve Sellem   Hazretleri Kurban bayramýnda «MÎNA» da deve üzerinde idi ve devenin   dizginlerini biri tutmuþtu. Bu hangi gündür? diye sordular. Biz sustuk, hatta bu günü baþka bir isimle adlandýracak sandýk. . Buyurdular, ki: Nahir (kurbanýn birinci) günü deðil, midir? Biz de, evet dedik! Sonra,   bu ay hangi aydýr? buyurdular. Biz, sustuk ve yine b.aþka.bir isimle ad­landýracak sandýk. Buyurdular ki: Zilhicce deðil midir? Biz de, evet dedik! Sonra; þöyle buyurdular: Aranýzda canlarýnýz, mallarýnýz ve ýrzlarýnýz, bu ay'mizda ve bu beldenizdeki þu günümüzün kutsiyeti kadar mukaddestir. Burada olanlar olmayanlara teblið etsinler Belki de kendisinden daha kavrayýþlý olan birisine teblið, edecektir,?

 

46- Enes (R.A.) 'den- rivayet edilmiþtir.

«Kolaylýk gösteriniz, güçlük çýkarmayýnýz. Sevindirici olunuz, nef­ret ettirmeyiniz.» (Yani: Her þeyde kolaylýk gösterip güzel müjdeler le hak yola teþvik ediniz. Bir takým güçlükler çýkarýp insanlarý nefret ettirmeyiniz.)            

 

47- Muaviye  (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir:

«ALLAH kime hayýr murad ederse, onu din iþlerinde anlayýþlý ký­lar. Ben bir daðýtýcýyým ancak. Veren Cenab-ý Hak'týr. (Yani, ben ancak ALLAH'ýn vermiþ olduðu hidayet ve nimeti ashabýma teblið ederim ve daðýtýrým). Bu ümmet, ALLAH Tealâ'nm (Kýyamet) emri gelinceye kadar O'nun þeriatý üzere kaim olacak ye muhalifleri on­lara zarar veremiyeceklerdir.» (ALLAH'ýn lütfuna mazhar olmuþ Ýs­lâm ümmeti, kýyamete kadar varlýklarýný sürdürecek ve muhalifleri onlarýn dinlerine zarar veremiyecektir.)

 

48- Abdullah (R.A.) 'dan rivayet edilmiþtir

Ancak tki kiþiye gýbta edilir: ALLAH Tealâ'nm servet verdiði ve bu serveti hak yolda harcamaya itilen kiþi ile, Hak Tealâ'nm hikmet verdiði ye onunla adaleti icra edip öðreten kiþi.»

 

49- Ýbni Abbas (R.AJ 'dan rivayet edilmiþtir:

«ResûlüIIah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri beni kucakla­yýp baðrýna bastý ve «ALLAHým!- Ona (ibni Abbas'a) Kitab-i celüini öðret» diye dua etti.»

 

50- Ebû Musa (R.A) 'dan rivayet edilmiþtir:

«ALLAH katýndan getirdiðim hidayet ye ilmin örneði topraða dü­þen bol yaðmura benzer. Bu topraðýn verimli parçasý yaðmuru kabul ederek pek çok bitki ve otlar bitirir. Kýraç toprak da suyu biriktirip tutar ve Cenabý Hak ondan da insanlarý faydalandýrýr: Ýçerler, hay­vanlarýný sularlar ve ziraat ederler. Bu yaðmur, bir sýnýf topraða da düþer ki, kumluk ovadýr; ne suyu tutar ve ne de bitki yetiþtirir. Ýþte, bu, ALLAH'ýn dininde kavrayýþlý olup benim ALLAH katýndan ge­tirdiðimden yararlanarak öðrenen ve öðreten kiþiler ile buna baþýný kaldýrýp bakmayan ve benim ALLAH katýndan getirdiðim hidayeti ka­bul etmeyen kiþilerin misalidir.»

 

51- Enes (R.A.)'den rivayet edilmiþtir:

«timin kalkmasý, cehaletin yerleþmesi, þarabýn  (içkilerin)  içil­mesi ve zinanýn aþikâre olmasý kýyamet aiâmetlerindendir.»

 

52- Enes (RA)'den rivayet edilmiþtir:

«timin düþmesi, cehaletin baþ göstermesi, zinanýn aþikâr olmasý ve elli kadýna bir kayyým düþecek þekilde kadýnlarýn çoðalýp erkek­lerin azalmasý kýyamet aiâmetlerindendir.»

 

53- Ýbni Ömer (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir

«Rüyamda bana bir bardak süt verildi. Bu sütten içtim. Öyle ki, doygunluðum hâlâ týrnaklarýmdan taþýyor sanýyorum. Sonra artýðý­mý Hattab'm oðlu Ömefe verdim. (Âshab sordular: Ya Resûlullah! Onu yorumladýnýz mý? Cevaben Bunu ÝLME yordum, buyurdular.»

 

54-.Abdullah bin Ömer '(R.A)den rivayet edilmiþtir:

«Hac mevsiminde MÎNA'da biri gelip, ya Reþûlallah bilmeye­rek, kurbanýmý kesmeden traþ^oldum; þimdi nasýl edeyim, diye.sor­du) . «Zararý yok, kes,» buyurdular. (Baþka biri gelip, ya Reþûlallah) Bilemedim, þeytâný taþlamadan .kurbanýmý kestim, dedi). Zararý yok, taþla," buyurdu.-(Bû þekilde sorulan suallere cevaben Peygam­ber Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Zararý yok, yap, buyurdular.»

(Haccm bazý iþlerinden önce yapýlacak olaný, sonraya býrakmak veya sonrakini öne almak suretiyle hareket etmekte beis, yoktur.")

 

55- Ebû Hüreyre (R.A)den rivayet edilmiþtir

«ilim kaldýrýlacak, cehalet ve fitne doðacak, kargaþalýk da çoða­lacaktýr.»

 

56- Esijýâ (R.A.)'dan rivayet edilmiþtir!

«Daha. Önce bana gösterilmemiþ olan her þeyi þu durduðum yer­de gördüm. Hatta Cennet ve Cehennemi de gördüm. Bana vahyolundu du ki, siz kabrinizde, Mesih, Deccal fitnesi (imtihaný) gibi veya ona yakýn bir fitneye maruz kalacaksýnýz. Bu adam hakkýnda ne biliyor­sun? diye sorulacak. Mümin ve saðlam inançlý ise, diyecek ki: O Muhammed'dir. ALLAH'ýn Peygamberidir. Bize hidayet ve apaçýk delillerle geldi. O'nun çaðrýþma uyduk. -Ona tabi olduk. O Muhammed'dir. Bu sözü üç def a tekrarlar. Sonra melekler tarafýndan ona þöyle denir: Sen salih kiþi. olarak uyu. Senin o Peygamber'e saðlam inançlý olduðunu zaten biliyorduk.

Eðer münafýk, yahut þüphe içinde ise þöyle diyecek: Bilemiyo­rum. Halkýn birþeyler söylediðini duydum ve ben de onu söyledim. (Böylece bu münafýk azaba müstahakphýr.)»

 

57- Haris oðlu Ukbe (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir.

(Ukbe, Ebû îhab'ýn kýzý ile evlenmiþti, Sonra bir kadýn Ukbe'ye gelerek: Ben seni ve hanýmýný emzirmiþtim, siz süt kardeþsiniz, dedi.

Bunun üzerine Ukbe Peygamber SallaUahu Aleyhi ve .Sellem'e gide­rek hadiseyi anlattý. Buna cevaben.de Hazreti Peygamber þöyle buyurdu: Süt bacýn olduðu söylenen bir zevceyi nikâhýnda nasýl tu­tarsýn? Sonra Ukbe bu hanýmdan ayrýldý ve bu haným baþka biri ile evlendi.»

Not: Mer ne kadar tsir kadýnýn sözü ile süt kardeþlik sabit olmaz ve bu kardeþliðe hüküm verilmezse de, zevçiyete þüphe karýþtýðýn­dan takva ve ihtiyat yönünden ayrýlmasý uygun görülmüþtü. (Sa-deleþtiren).

 

58- Hazreti Omerden rivayet edilmiþtir:

«Hazreti Ömer, Peygamber SallaUahu Aleyhi ve Sellem'in haným­larýndan bir ay ayrýlmasý üzerine, Ya Resûlallah! Muhterem zevce­lerinizi boþadýnýz mý? Diye sordu ve Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem: HAYIR, buyurdular

Mütercim :

Bu olay Tahrîm sûresinde açýklandýðý gibi, bir hadiseden dola­yý Peygamber Sallallahu, Aleyhi ve Sellem efendimizin zevcelerin­den bazýsýna olan kýrgýnlýðý sebebiyle bir ay geçinceye kadar hiçbir zevcesini, yanýna.varmayacaðýna yemin (Ýlâ) etmiþti. Böylece, ken­dine has bir çardakta yalnýz baþýna bulunuyorken Hazreti Ömer ðe-lip yukardaki soruyu sormuþtu. Cevaben de, peygamberimiz, zevcele­rini boþamadýðým ifade, buyurmuþtu.

 

59 - îbni Mes'ud (R.A.) dan rivayet edilmîþtir.

«Ey insanlar! Sîz halký Ýbadetten soðutuyorsunuz. Her kim ce­maata namaz kýldýrýrsa, hafif kýldýrsýn; çünkü cemaat arasýnda has­ta, güçsüz, acele iþi olan mutlaka bulunur.»

 

60- Zeyd bin Halid El-Çühenî (R.A)'den rivayet edilmiþtir:

«(Bir adam, Peygamber.Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e yolda bu lunan (yitik) malý sordu! Bulunan ve sahibi bihnemeyen bu mal rn yapýlmalýdýr? Peygamber" Sallallahu Aleyhi ve Sellem þöyle buyur­du: Önce baðýný veya kabýný ve tapasýný taný. Sonra bir seneye kadar (muhtelif zamanlarda ilânlar yaparak yitiði) tanýt. Sonra ondan ya­rarlan ve sahibi gelirse ona ver. Ayn\ adam , müteakiben yitik de­veyi sordu. Peygamber Efendimiz buyurdular ki: «Deveden sana ne? Onun kýrbasý yanýnda (ihtiyacý olan suyu depolar) ve papucu ayaðýn­da. Suya gider ve otlayarak karnýný doyurur. Sen býrak, sahibi bulur-onu. Müteakiben yitik davarý sordu. Resûl-i Ekrem buyurdular kis «Ya senin, ya bir kardeþinin, ya da bir kurdun olacaktýr.»

 

61- Ebû Musa (R.A.)'dan rivayet edilmiþtir

«Bana istediðiniz soruyu sorabilirsiniz. Senin baban Hüzafe'dir. Senin baban da Þeybe'nin müttefiki Salim'dir. (Bazý lüzumsuz soru­lar üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem sinirlenmiþ ve «bana istediðinizi sorabilirsiniz» buyurmuþlardý. Bunun üzerine as habdan iki kiþi ayrý ayrý kalkýp, babamýz kimdir? sorusunu sordu­lar. Bunlara cevaben de yukardaki hadîs-i þerif varid olmuþtur.)»

 

62- Ebû Burde (R.A.) tarikiyle babasýndan rivayet edilmiþtir:

«Üç kimse vardýr ki, onlar çift mükâfat alacaklardýr. Kendi pey­gamberine inanan ve Muhammed'e de iman eden Yahudi veya Hý­ristiyan. ALLAH Tealâ'nýn hakký ile efendilerinin hakkýný yerine ge­tiren köle. Bir cariyesi bulunan ve onu terbiye eden, iyi yetiþtiren öðreten, iyi öðreten ve sonra azat edip onunla evlenen adam. Buda çift mükâfat alýr.»

 

63- Ebû Hüreyre (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir:

«Ya Ebâ Hüreyre! Hadislere karþý titizliðini bildiðimden dolayý bu hadisi senden önce kimsenin bana sormayacaðýný kuvvetle tah­min etmiþtim. Kýyamet gününde þefaatimla en ziyade mutlu olacak kimse, kalbinden veya ruhundan kopan ihlâs ile LÂ ÝLAHE ÝLLAL­LAH diyen kimsedir.»

 

64- Abdullah bin Amr (R.A.)'dan rivayet edilmiþtir:

«ALLAH Tealâ Hazretleri kullarýndan ilmi, çekip koparma þeklin­de almaz; fakat alimleri almak suretiyle ilmi de alýr. Hiç bir alim-býrakmayýnca da, insanlar birtakým cahilleri baþ edinirler. Bunlara mesele sorulur ve bunlar bilgisiz fetvalar vererek hem kendileri sa­par, hem de insanlarý saptýrýrlar.»

 

65- Ebû Saîd (R.A.)'den rivayet edilmiþtir:

«içinizde üç çocuðunu ahirete yolcu eden kadýn varsa o üç ço­cuk behemehal onu cehennemden koruyan perde olacaktýr. Ýki çocu­ðu ölen kadýn da.» Diðer-bir rivayette, «henüz bulûða ermemiþ Üç çocuðu,» diye rîakledümiþtir.

 

66- Hazreti Aîþe (R.A.)'den rivayet edilmiþtir.-

«Hesaba çekilen azaba uðrar. (Hazreti Aiþe der ki: Ben Resûlül-lah'a, «kýyamette müminin hesabý kolay olacaktýr.» ayeti kerimesini sordum, þöyle buyurdular) «Bu ayeti kerimede adý geçen hesab, amellerin ALLAH Tealâ'ya arz edilmesine dairdir. Lâkin her kimin he­sabý incelenirse helak olur. (Müminlerin kurtuluþu ancak ALLAH'ýn büyük lütfü iledir.)»

 

67- Ebû Þüreyh (R.A) 'den rivayet edilmiþtir

«Mekke-i Mükerrem'e insanlarýn mukaddes kýldýðý bîr belde degil, ALLAH'ýn mukaddes kýldýðý Haremidir. ALLAH'a ve ahiret gününe iman eden hiç bir kimsenin burada cana kýymasý ve buranýn bir aðacýný kesmesi caiz deðildir. Eðer bir kimse, Resulüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellemin oradaki savaþýný ruhsat sayacak olursa, ALLAH, yalnýz Peygamberine izin verdi, size izin vermedi, deyiniz. Bana da­hi orada ancak gündüzün bir kaç saat için (Fetih, gününde) izin ve­rilmiþti. Artýk bugün, dünkü, kudsiyet aynen avdet etmiþtir. Burada bulunanlar, bulunmayanlara (bu gerçeði) teblið etsinler!*

 

68- Hazreti Ali (R.A)'den rivayet edilmiþtir

«Bana atfederek yalan  söylemeyiniz. Her kim bana atfederek yalan söylerse, cehennemi boylasýn!»

 

69- Seleme bin Ekva (R.A.) 'dan rivayet edilmiþtin «Her kim söylemediðim bir þeyi bana atfederek söylerse Cehen-nem'de oturacaðý yeri hemen hazýrlasýn,»

 

70- Ebû Hüreyre r.a.'den rivayet edilmiþtir!

«Adýmý takýnýnýz ve fakat benim künyemle (Ebu'l-Kasim diye) künyelenmeyiniz. Beni rüyada gören kiþi beni görmüþtür? çünkü þeytan benim kýlýðýma giremez. Kim, bana atfederek kasden yalan söylerse, Cehennem'de oturacaðý yeri hazýrlasýn.»

 

71- Ebû Hüreyre (R.A.)den rivayet edilmiþtir:

«Cenabý ALLAH Mekke-i Mükerreme'ye savaþý veya (Ebrehe ku­mandasýndaki) Fil ordusunu sokmamýþ ve yalnýz, Peygamberi ile mü­minleri Mekkeliler üzerine yürütmüþtür. Mekke, benden önce hiç kimseye mubah kýlýnmadý ve benden sonra da hiç kimseye mubah olmayacaktýr. Bana da gündüzün bir kaç saatinde mubah olmuþtu. Þu saatte ise bana da haramdýr. Oranýn dikeni biçilmez, aðacý ke­silmez, düþüðünü de ancak sahibini arayacak kiþi alabilir. Orada her kimin bir yakýný öldürülürse, iki görüþten en iyisine hak kaza­nýr: Ya diyet alýnýr veya maktulün ailesince kýsas uygulanýr. Sonra bir Yemenli gelip: Ya Resûlallah! irad buyurduðun hutbeyi bana yaz­dýr, dedi. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem de, «falan için yazý nýz,» buyurdu. Bir Kureyþli de: Ya Resûlallah! Biz boya otu toplayýp evlerimize ve kabirlerimize koyarýz, dedi. Bunun üzerine Peygam­ber Efendimiz, «boyaotu hariç!» buyurdular. (Mekke Haremüýdeki (bundan baþka otlar yaþ olarak kopanlamaz.)

 

72- Ýbni Abbas  (R.A.)'dan' rivayet edilmiþtir:

«Bana yazý yazýlacak bir þey getiriniz; size bir ferman yazdýra yým. Benden sonra yanlýþ yola sapmayasmiz. (Bulunanlar arasýnda bir tartýþma baþladý ve bunun üzerine Resûl-i Ekrem þöyle buyurdu: «Beni yalnýz býrakýn. Benim huzurumda çekiþmek yakýþmaz.»

Mütercim : Fahr-i alem Sallalîahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, hastalýðý aðýrlaþýnca böyle buyurmuþtu. Hazreti Ömer, elimizde Al-îah'm kitabý varken baþka þeye ihtiyacýmýz olmaz, dedi. Sonra ora­da bulunanlar birbirleriyle ihtilâfa düþerek birtakým tartýþmalar baþ­layýnca, Hfendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, orJara hitaben: «Kalkýnýz» diye buyurdu ve hepsi huzurdan çýkarýldý. Oysa

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimizin maksadý, asha­bý imtihan idi.

 

73- Ümmü Seleme  (R.A)'den rivayet edilmiþtir:

«Sübhanellah! Bu gece ne fitneler indirildi ve ne hazineler açýldý. Hücre-i saadetlerde yatanlarý uyandýrýnýz (kalkýp ibadet etsinler). dünyada giyimli kuþamlý niceleri ahirette çýplaktýr.»

 

74- Ýbn-i Ömer (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir:

«Þu gecenizi hatýrlayýnýz! Bunun üzerinden yüz sene geçince þimdi bu topraðýn sýrtýnda bulunanlardan hiç biri hayatta kalmaya­caktýr.»

 

75- îbni Abbas  (R.A.)'dan rivayet edilmiþtir:

«Küçük delikanlý (Ýbni Abbas) uyudu mu?» (Ýbni Abbas hazret­leri, teyzesi olan müminlerin annesi Meymune Radýyallallahu Anha'-nýn bir gece misafiri iken, Peygamber. Sallallahu Aleyhi ve Sellem böyle buyurmuþtu.)

 

76- Ebû Hüreyre (R.A.)'den rivayet edilmiþtir:

«Ey Ebû Hüreyre! Hýrkaný yay!» (Ebû Hüreyre hýrkasýný yay­dý. Efendimiz de o hýrkayý mübarek elleri ile sývazladý. Sonra «Topla!» buyurdu. Ebû Hüreyre der ki, o hýrkayý toplayýp giydim ve ondan sonra hiç bir þeyi unutmadým.)

 

«77- Cerir (R.A)'den rivayet edilmiþtir:

«Ya Cerir! Herkesten susmasýný iste! Benden sonra birbirlerini-zin boyunlarýný vuran kâfirlere dönmeyiniz.» (Peygamber SallaJlahu Aleyhi ve Sellem bu sözleri Veda Haccmda buyurmuþtu).

 

78- Ubey ibni Kâ'b (R.A.) 'dan rivayet edilmiþtir!

«Hazreti Mûsâ Aleyhisselâm Ýsrail Oðullarýna konuþurken in­sanlarýn en alimi kimdir? diye kendisine soruldu ve alim benim, bu­yurdu. Ýlmi ALLAH'a izafe etmediði için de ALLAH tarafýndan kýnandý. Sonra ALLAH Tealâ, ona «iki deniz kavþaðýnda kullarýmdan bir kul (Hýzýr) vardýr: o senden daha bilgilidir diye bildirdi. Mûsâ: Rabbim ona nasýl ulaþabilirim, deyip yalvardý. (Vahy yolu ile kendisine) den­di ki: Zenbil içinde bir balýk taþý. O, balýðý .kaybedeceðin yerdedir. Bu emir üzerine Hazreti Musa, zenbilde bir balýk taþýyarak genç ar­kadaþý Yuþa bin Nûn ile yola koyuldular. Deniz kenarýndaki kaya­nýn yanýna vardýklarýnda baþlarýný dayayýp uykuya daldýlar. Bu ara­da balýk zenbilden süzüldü ve denizde açýk bir gedik býrakarak yol aldý. Bu iki hadise (zenbildeki balýðýn canlanmasý ve suda açýk ge­dik býrakmasý) Musa Aleyhisselâm ile hizmetçisini hayret içinde bý­rakacaktýr.

Musa ile Yuþa, o günün gecesinin geri kalan kýsmýný yürüdüler. Sabah olunca, Musa Aleyhisselâm hizmetçisi Yuþa'ya, dedi ki: Kahval­týmýzý getir de yiyelim; bu yolculuk bizi hayli yordu.

Oysa Hazreti Musa, emredilen yeri geçinceye kadar yorgunluk duymamýþtý. Hizmetçisi, Musa'ya: Kayanýn altýnda konakladýðýmýzý hatýrlýyor musun? Ben balýðý unuttum. Þüphesiz þeytan unuturdu bana. Balýk acaip bir þekilde denize dalmýþtý, dedi Musa Aleyhis­selâm da:

— Bizim de aradýðýmýz bu idi, diyerek her ikisi geldikleri yoldan geri döndüler. Kayanýn yanma vardýklarýnda orada elbisesine bü­rünmüþ birisiyle karþýlaþtýlar. Musa Aleyhisselâm ona selâm ver­di. Hýzýr dedi ki: Senin ülkende selâm var mýdýr? Musa Aleyhisse-

—  Ben Musa'yým, dedi Hýzýr:

—  Beni Ýsrail'in (Ýsrail oðullarýnýnJ  Musa'sý mý? diye sordu. O da, evet dedi. Sonra Musa: Sana öðretilen ilahi  ilimden bana da öðretmekliðin mukabilinde sana uyabilir miyimi? dedi. Hýzýr cevap verdi:

—  Benimle olursan asla tahammül    edemezsin! Ya Musa! Ben, ALLAH'ýn kendi ilminden bana öðrettiði bir ilme sahibim ki, sen o ilmi bilmezsin. Sen de ALLAH'ýn sana öðrettiði bir ilme sahipsin ki, ben de o ilmi bilmem. Musa Aleyhisselâm dedi ki:

—  ÝnþALLAH beni sabýrlý bulacaksýn    ve senin hiçbir iþine karþý gelmeyeceðim.

Sonra beraberce yola çýktýlar ve binecek gemileri olmadýðýndan sahil boyunca yürüdüler. Derken onlara bir gemi yanaþtý. Kendilerini de bindirmeleri için gemi sahipleri ile konuþtular. Hazreti Hýzýn tanýdýklarýndan onlarý naylunsuz olarak gemiye bindirdiler. Bu ara­da bir serçe kuþu gelip geminin kenarýna kondu ve denizden bir ve­ya iki damla su gagaladý. Hýzýr dedi ki: Ya Musa! Senin ilminle be­nim ilmimin. ALLAH'ýn ilminden kopardýklarý pay þu serçenin koca denizi bir kere gagalamasý kadardýr ancak! (Ýlmimiz ALLAH'ýn ilmi­ne nisbetle bir damladýr). Sonra hazreti Hýzýr, geminin kalaslarýn­dan birini kasden kopardý. Hazreti Musa:

—  Bu adamlar navlunsuz olarak bizi gemiye    bindirdiler. Sen ise, içindekileri batýrmak için gemiyi kasýtlý olarak d eldin! dedi. Hýzýr

dedi ki:

—  Benimle olursan asla tahammül edemezsin dememiþ miydin?

Hazreti Musa,

—  Unutarak yaptýðýmdan ötürü bana    darýlma, dedi. Nitekim Hazreti Musa'nýn bu ilk hareketi, unutmaktan ileri gelmiþti. Sonra yolculuklarýna (karadan)  devam ettiler. Derken akranlanyle oyna­yan bir erkek çocuk gördüler. Hýzýr, çocuðun baþýný eliyle tepesin­den kavrayarak kopardý: Mûsâ dedi ki:

—  Masum bir çocuðu mu öldürdün? Hiç doðru olmayan bir iþ

yaptýn! Hýzýr dedi ki:

—  Beraberimde olursan asla tahammül edemezsin dememiþ miy­dim? Sonra yine beraberce yürüdüler. Bir beldeye   varýnca halkýn­dan yemek istediler ve onlar, kendilerini misafir etmekten çekindi­ler. Bu beldede (dolaþýrken) çökmek üzere olan bir duvar gördüler. Hazreti Hýzýr, eliyle vurarak duvarý doðrulttu. Hazreti Musa dedi ki:

—  Düeseydin bu iþ karþýlýðýnda ücret alýrdýn! Hazreti Hýzýn

—  Ýþte bu, birbirimizden ayrýlýþýmýzdýr, dedi.

(Peygamber efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki.) Musa Aleyhisselâm'a ALLAH rahmet etsin! Keþke sabýrlý olsaydý da Hýzýr ile aralarýnda geçen hadiselerden (daha çok þey) bize an-

latâsaydý, dilerdik.»

Bu hadîs-i þerifi bölyece' uzun metniyle Süfyan bin Uveyne riva­yet etti.

 

79- Ebû Musa  (R.A.)'dan rivayet edilmiþtir:

«Bir kimse Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimizin huzuruna gelerek: Ya Resûlallah, ALLAH yolunda savaþmak ne de mektir ve nasýl olur? Kimimiz, sýrf garaz yüzünden düþmandar Ýntikam'almak için savaþýyor. Kimimiz de þöhret duygusu ile nam ka zanmak için savaþýyor, diye sorunca Peygamber SaHallahu Aleyh ve Sellem þöyle buyurdu; «Her kim sýrf ALLAH kelimesini (tevhid di nini) yüceltmek için savaþýrsa, iþte o, ALLAH Azze ve Celle'nin yo lundadir.»

 

80- Hazreti Enes (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir!

«Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ile Muaz-bin Cebel bir deve üzerinde, önde Resûlüllah ve arkasýnda Muaz-ibni Cebel giderlerken Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Haz­retleri buyurdu ki: «Ya Muaz bin Cebel, ya Muaz! (Muaz, emrinde­yim ya Resûlallah, buyur, dedikten sonra Peygamber þöyle buyur­du) : Ya Muaz, her kim, kalbinden tam bir baðlýlýkla, ALLAH'dan baþka ibadet edilecek bir varlýk olmadýðýna ve Muh anýný e d'in de ALLAH'ýn peygamberi olduðuna þehadet ederse Cenab-ý ALLAH muhak­kak surette (bu imaný korudukça) ona Cehennemi haram kýlar. Sonra Muaz:                                 .

—  Ey ALLAH'ýn Resulü! Bu haberi Müslümanlara ileteyim de se­vinsinler, dedi.

Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem þöyle buyurdu:.

—  O zaman buna güvenerek gevþek davranýrlar.  Mûaz ölürken, bu hadîsi- þerifi gizli kalmamasý için açýkladý.»

 

81- Ümmü Seleme (R.A.) "den rivayet edilmiþtin

Ümmü Seleme Peygamber, Sallallahu Aleyhi ve SeÝlem'e gelip dedi ki: Ey ALLAH'ýn Resulü, din iþlerinde utanmak yoktur. Bir ka­dýn üýtilâm olunca, ona gusletmek icab eder mi? Peygamber Sallalla­hu Aleyhi ve Sellem Hazretleri:

—  Yaþlýk görürse, yýkanmasý gerekir. (Sonra Peygamber Sallal­lahu Aleyhi ve Sellem'in zevcesi olan Ümmü Seleme Hazretleri uta­nýp yüzünü, örterek, kadýn yaþlýk görür mü? diye sorunca, Hazreti

Peygamber:

—  Evet, eli yeþeresice elbette kadýnlar meni görürler. Çocuðun annesine benzemesi ne ile oluyor?»  (Kadýnlardaki    inzal sebebi ile çocuk annesine benzer), buyurdu.

 

82- Hazreti Ali (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir-.

«Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Selleme efendimize Mezî'den. sorulunca: Evet, bunun akmasý ile abdest almak gerekir, buyurdu­lar. (Þehvet isteði arkasýndan gelen ince bir sudur ki, bunun gelmesi' ile abdest bozulur; fakat gusül gerekmez.) »

 

83- ibni Ömer  (R.A.)'den rivayet edilmiþtir*.

«Bir kiþi Mescid-i ResûFde ayaða kalkýp: Ya Resûlallah, biz nere­den hac ve ömre için itýrama girmeliyiz, Mikat neresidir? Diye so­runca Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

—  Medîneliler, Zülhuleyfe'den, Þam'hlar Cuhfe'den Necid halký da Karn'dan ihrama girerler, buyurdular.   Sonra   Adam-. Ya Resul allan, ihrama giren kimse neler giyebilir? diye sordu. Hazreti Pey­gamber þu cevabý verdiler:                                      .

—  Gömlek, sarýk,  külah (gibi dikilmiþ hiç bir elbise) giye­mez, Vers (sarý ot) ve safran ile boyanmýþ elbise de giyemez. Eðer sandal bulamazsa, fotinlerini giysin ve fakat onlan, topuklarýn. aÝ-týnda olacak þekilde kessin. (Ýhrama giren    hacý, belden   yukarýsý ve belden aþaðýsý için kullanýlan dikilmemiþ iki beyaz örtü ile örtü­nür ve sandal gibi ayak igiysileri giyer.)».[8]


[6] Mümin ve müslim kelimeleri ayni manayý taþýrlarsa da, bazan burada olduðu gibi, görünüþ hali Ýle islâmý kabullenene müslim ve kalben iman eden­lere de mümin denir. Gerçekten kalben olan imaný Allah bilir.   (A.F.Y.)

[7] Bu a'rabi, bunlardan baþka yapmam gereken bir  þey var mý? diye  de sormuþtu

[8] Ömer Ziyaeddin Daðistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayýnevi:16-51

Ynt: Bismilahirrahmanirrahim By: ceren Date: 11 Eylül 2016, 21:01:22
Esselamu aleykum.Her seye allahin adi ile baslayan ve onun rizasini alarak yasayan kullardan olalim inþallah.

radyobeyan