Medine nin haremi bahsi By: sumeyye Date: 20 Haziran 2011, 15:07:02
MEDÝNE'NÝN HAREMÝ BAHSÝ
512- Enes'den (Radiyallahu Anh) rivayet edilmiþtir:
þurasýndan þurasýna kadar olan yeri sý). Harem'dir. Bu bölgenin aðaçlarý ey icad edilmez. Kim bu Harem'de bir
mdat meydana getirirse, Allah'ýn, meleklerin ve bütün insanlarýn laneti onun üzerine olsun.»
Mütercim:
Bu hadîs-i þerif Ýmam. Þafii Hazretlerinin delili olub, Medine'i Munevvere'nin gösterilen çevre dahili, týpký Mekke'nin Harem'i gibi mukaddestir. Bu hudutlar içinde av yapýlmasý ve kendiliðinden yetiþmiþ olan aðaçlarýn kesilmesi yasaktýr. Ancak bunlarý yapmakla bir ceza veya tazmin gerekmez. Çünkü Medine þehri, Mekke gibi hac ve menâsik yeri deðildir.
Hanefi Mezhebinde de Medine muhterem bir yerdir; fakat Mekke'nin haremi gibi deðildir. Onun için Medine'de av avlamak ve aðaçlarýnýn kesilmesi yasak deðildir. Bu hadis-i þerifte olan yasaklama ise, Medine çevresinin güzelliðini korumak ve havanýn temizliðini temin etmek içindir.
Ýmam Malik'e göre, Medine-i Münevvere Mekke-i Mükerreme'den daha faziletlidir.
513- Ebû Hüreyre (R.A.)den rivayet edilmiþtir:
«Medine'nin iki kara taþlýðý benim dilimle harem kýlýnmýþtýr.»
Ebû Hüreyre Hazreti Peygamberin Medine dýþýnda oturan Harise Oðullarýna þöyle buyurduðunu rivayet etmiþtir:
«Harisoðullarý! Sizin Harem'in dýþýnda kaldýðýnýz mý sanýlýyor? Hayýr, siz Harem hudutlarý içindesiniz.»
Mütercim:
Medine þehri dýþýnda iki sýra halinde taþlýk tepecikler vardýr, bu kara taþlýklarýn birisi Medine'nin doðusunda, diðeri batýsmdadýr, Medine þehri bu iki taþlýðýn arasýnda bulunuyor. Hak Tealâ Hazretleri bu iki sýra taþlý tepecikler arasýný Hazreti Peygamber hürmetine muhterem kýlmýþtýr. Ýmam Müslim'in rivayetine göre Medine-i Münevvere 'nin harem hududu, merkezden itibaren on iki mil karedir. Bu hadîs-i þerifi rivayet eden Ebû Hüreyre der ki: Uhud daðý eteðinde þehid olarak yatan Hazreti Hamza'nm batýsýnda Harise Oðullarý oturuyordu. Hazreti Peygamber bu kabileye vardýðýnda onlara hitaben: «Ey Harise Oðullarý! sizin mahallenizin Harem hudutlarý dýþýnda kaldýðý sanýlýyordu. Oysa siz Harem hudutlarý içindesiniz.» buyurdu. Bu son ifadeden anlaþýldýðýna göre, bir alim ve müctehid, kuvvetli bir ihtimale dayanarak verdiði bir hüküm de yanýldýðýný görürse sonra düzeltip, önceki hükmünden dönmesi gereklidir.
514- Hazreti Ali'den rivayet edilmiþtir:
« Medine, Âir'den falan yere kadar Harem'dir. Her kim bu çevre içinde bir yenilik icad eder veya bunu icad edeni barýndýnrsa Allah'ýn, meleklerin ve bütün insanlarýn laneti onun üzerine olsun. O kimsenin ibadeti kabul olmaz, (veya özrü ve þehadeti kabul olmaz). Müslümanlarýn zimmeti birdir (müþterek zimmetlidirler). Her kim, bîr müslümanm taahhüdünü ihlal ederse (bozarsa) Allah'ýn, meleklerin ve bütün insanlarýn laneti o kimsenin üzerine olsun. Onun da ibadeti kabul olmaz. Her kim, baðlý olduðu kiþilerin izni olmaksýzýn baþka bir cemaate baðlanýrsa Allah'ýn, meleklerin ve bütün insanlarýn laneti onun üzerine olsun. Onun da ibadeti kabul olunmaz.*
515- Ebû Hüreyre (R.A)den rivayet edilmiþtir;
«Bana kentleri yiyen (kendine baðlayan) bir kentte yerleþmem emredildi. Adýna Yesrib diyorlar. Þimdi ise Medine'dir Bu Medine, demirci körüðü demirin pasýný nasýl giderirse sinesinden kötü insan-sanlan öylece yok eder.»
Mütercim:
Bu Hadîs-i þerif Hazreti Peygamberin saadet devrinde olan münafýk ve fasýk kimseler hakkýnda varid olmuþtur. Yahud ahir zamanda Deccal çýkýnca ona uyacaklara aittir; çünkü Medine'yi meþru bir maksad için terkedip baþka yerlere gidenler hakkýnda olmasý mümkün deðildir. Zira saadet devrinden sonra Hazreti Ali bile Medine'yi býrakýp Kûfe'yi hilâfet merkezi edinmiþti. Cennetle müjdelenen on kiþiden Ebû Ubeyde, Zübeyir ve Talha Hazretleri de Medine'den çýkýp kimi Þam'a, kimi Küfe cihetine gitmiþlerdir. Yine Muaz bin Cebel, Ýbni Mes'ud ve Ammer bin Yasir gibi ashabdan büyük zatlar Medine'yi býrakýp çýkmýþlardýr. O halde bu Hadîs-i þerif özellikle birtakým insanlar hakkýnda muayyen bir vakit için varid olmuþtur. Þerkavî þerhinde böyle yazýlýdýr.
Bazý alimler bu hadîs-i þeriften Medine'nin diðer bütün islâm ülkeleri üzerine üstünlüðünü, hatta Mekke'den de daha faziletli olduðunu söyleyerek hüküm çýkarmýþlardýr; çünkü Mekke'yi islâm ülkesine sokan ve kendine baðlayan yine Medine'dir. Fakat Ýmam Malik Hazretlerinden baþka alimlerin çoðuna göre Mekke-i Müker-rem'e daha faziletlidir. Mekke'yi fethedenlerin yine çoðu Mekke'den hicret etmiþ olan muhacirler idi. Nitekim bütün insanlarýn kýble yeri olan Kabe Mekke'dedir. Sonra, îslâmm temel ibadetlerinden biri olan hac da Mekke'yi ziyaret, Kabe'yi tavaf, Arafat'da vakfe ile yerine getiriliyor. Ayný zamanda öteden beri Mekke, Allah tarafýndan Harem kýlýnmýþtýr. Dünya üzerinde ibadethane ve mescid olarak ük inþa edilen Kâ'be de Mekke'dedir. Bu Harem hudutlarý içinde av yapýlmasý, aðaçlarýnýn kesilmesi haram kýlýnmýþ ve bu suçlan iþleyenlere ceza uygulanagelmiþtir. Ayrýca bu þehir hakkýnda: «Kim buraya girerse, emin olur,» mealinde ayeti kerime vardýr. Yine Mekke'de iþlenen günahlar, diðer yerlerde iþlenen günahlardan büyük olur. Fakat Medine'de Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kabri þeriflerinin bulunduðu Ravza-i Mutahhare yeri, deðil Mekke4 Mükerreme'den, Kâbe-i Muazzama'dan daha faziletlidir, dediler. Hatta Arþ-ý Alâ'dan bile daha faziletlidir, diye söylemiþlerdir. Böylece bütün peygamberlerin mübarek cesedleri ve mukaddes ruhlarý semada olmakla, yeryüzünde þerefli vücudlarýnýn bulunduðu yer ar-zýn diðer yerlerinden daha faziletlidir. Semada da ruhlarýnýn bulunduðu yer, semanýn diðer yerlerinden daha faziletlidir, demiþlerdir. Þerkavi þerhinde böyle yazýlýdýr.
516- Ebû Hûmeyd (Saîdî Radýyallahu Anh) der ki:
Tebük savaþýndan Peygamber Sallallahu Aleyhi -ve Sellem Hazretleri ile dönerken uzakta Medine þehrini gördüðümüz zaman, Hazreti Peygamber Medineyi göstererek: «Þu, Tabe'dir» buyurdu. CMedine-i Tayyibe'dir.)
Mütercim:
Medine þehrinin bir kaç ismi vardýr. Tayyibe, Tâbe, Tâib. Bu üç isim, Medine arazisi güzel kokulu olduðundan bu beldeye verilmiþ adlardýr. Yahud havasý ve suyu güzel olduðundan verilmiþ isimlerdir, denmiþtir. Bir ismi de Beytu'r-Resûl ve Medinetü'r-Resûldür. Ayrýca Harem ve Harem-i Resul gibi daha bir çok isimleri vardýr, ilk adý Yesrîb'din Kýrk kadar ismi olduðu söylenir. Kur'an-ý Kerim'de ve bazý hadîs-i þeriflerde Yesrîb olarak adý geçer. Ýlk önce Medine þehrini kuran Amalika'lýlardan Yesrîb adýnda bir kimse idi. Onun adý ile isimlendirildi. Fakat bu isim fesad bozuk bir mana taþýdýðýndan böyle çirkin bir ismi Hazreti Peygamber adetleri üzere Tâbe, Medine ve Tayyibe gibi isimlere çevirmiþler ve Yesrîb adýný hoþ görmemiþlerdir. Ayeti Kerime'de Yesrîb olarak geçmesi, münafýklarýn sözlerini hikâyeden ibarettir. Nitekim ayeti kerimede :«Hani o Hendek savaþanda münafiklardan^bir bölük: Ey Yesrîb (Medine) halký, burasý sizin duracaðýnýz yer deðil, hemen dönün (savaþtan), diyorlardý,» þeklindedir. Geçen hadîs-i þerifte de: «Onlar, Medine'ye Yasrîb diyorlardý.» buyurulnýakla bu Yesrîb isminin îslâmda muteber olmadýðý anlaþýlmaktadýr.
517- Ebû Hüreyre (R.A)'den rivayet edilmiþtir:
«Medine'yi, en güzel günlerinde terkedip çýkacaklardýr. Þehre yabanîlerden (yýrtýcý yaban hayvanlarýný ve kuþlarý kasdediyorlar) baþkasý girmeyecektir. Medine'ye kaldýrýlacaklarýn en sonuncusu Müzeyne kabilesinden iki çoban olacak ve bunlar sürülerini Medine'ye doðru haykýrtý ile sürecekler ve Medine þehrini bir takým vahþi hayvanlarla dolu bulacaklardýr. Bu iki çoban da Medine kenarýnda Þeniyyetü 'I-Veda' adýndaki yere vardýklarý zaman yüzükoyun düþeceklerdir, (öleceklerdir).»
Mütercim:
En kuvvetli görüþe göre, bu acýklý olay kýyamet kopmasýna yakýn ve Sûra üflenmesinden kýsa bir müddet önce olacaktýr. Çünkü yeryüzünde en son harab olacak ve halký tükenecek olan Medine olduðuna dair hadîs-i þerifler vardýr. Gerçi Yezîdî'ler zamanýnda Medine'de acýklý bir þekilde katliam olmuþtur. Bir günde onbin müslüman erkek ve kadýn öldürülmüþ, geri kalan halk daðlara kaçmýþ ve vadilere sýðýnmýþ ise de, büsbütün boþ kalmamýþtýr. Bu çoban olayý da geçmemiþtir. Gerçi bir bu çoban fýkrasýný baþlý baþýna bir hadis imiþ gibi sanmýþlarsa da, doðrusu bütünü bir hadîstir. Bir hadis kabul edildiði takdirde de, henüz böyle bir olay geçmediði bilinmektedir.
Ýkinci ihtimale göre sözü geçen acýklý olay geçmiþtir, demek de caiz olabilir. Çünkü Yevm-i Hýrre (felâket günü) diye adlandýrýlan o acýklý olayda Medine'de onbin kiþi öldürülmüþtü.
518- Süfyan bin Züheyr (R.AJ'den rivayet edilmiþtir: «Yemen fethedilecek ve bu fetihten sonra bazýlarý sessizce Medine'ye dönüp ailelerini ve kendilerine uyanlarý alarak Yemene eo-neceklerdir. Halbuki bilmiþ olsalar, Medine onlar için daha hayýrlýdýr. Þam da feth edilecek ve bazýlarý sessizce Medineye gele^e^ ailelerini ve kendilerine uyanlarý alýp Þam'a götüreceklerdir Halbuki bilmiþ olsalar, Medine onlar için daha hayýrlýdýr. Irak da feth edilecek ve bazüarý sessizce Medine'ye gelecekler, ailelerim ve kendýlerine uyanlarý alýp tekrar Irak'a dönecektedir. Halbuki bilmiþ osalar, Medine onlar için daha hayýrlýdýr.»
Mütercim:
Bu haber Hazreti Peygamberin büyük mucize 1 erindendir. Zira bu sýraya göre önce Yemen bölgesi, sonra Þem bölgesi ve daha sonra Irak bölgesi fethedilmiþtir. Gerçekten bu yerlerin su ve havasýna geçim rahatlýðýna raðbet ederek Medine halkýndan çok kimseler ailelerini ve kandýrdýklarý kimseleri alarak adý geçen bölgelere göç etmiþleridir. Halbuki Medine-i Münevvere'de Mescid-i Resûl'de beþ vakit namaz kýlmak, Hazreti Peygamberin Ravza-i Mutahharesini ziyaret etmek dünyadan ve içinde bulunanlardan daha hayýrlýdýr. Ýlim öðrenmek ve öðretmek veya cihad etmek gibi maksadlar için gidenler bu hükümden dýþarda kalýrlar.
519- Ebu Hüreyre (R.A)den rivayet edilmiþtir:
«Gerçekten iman, yýlanýn kývrýlýp yuvasýna çekiliþi gibi, Medine-ye çekilecektir.»
Mütercim :
Bu hadîs-i þerifin manasý kýyamete mahsus deðildir. Hazreti Peygamberin devrinden kýyamet gününe kadar geçecek bütün zamaný kapsar. Hazreti Peygamberin devrinde her müminin Medine'ye raðbet ve arzu göstermesi, Hazreti Peygamberin orada bulun-masýndandý. Hazreti Peygamberden sonra yine onun Havza'sýný ziyaret ve Mescidinde beþ vakit namaz kýlmak için raðbet edilegel-mektedir. iþte her zaman kýyamete kadar müslümanlarm en büyük ziyaret yeri ve kalblerinin þifasý Medine-i Münevvere olacaktýr. Þer-kavi'de bu hadîs-i þerife bu þekilse mâna verilmiþtir. En doðru sunu Allah bilir.
520- Hazreti Aiþe'den (Radýyallahu Anh) rivayet edilmiþtir:
«Hiç kimse Medine halkýna hile etmeðe kalkýþmasýn; yoksa suda tuz eridiði gibi erir.»
(Kim hile ve çeþitli yollarla, savaþla Medine halkýna zarar vermek isterse, o hain ve zalimi Allah Tealâ helak ve periþan eder, Bir de Sahih-i Müslim'in rivayetinde: «ateþte kurþun eridiði gibi, cehennem ateþi içinde erir veya, suda tuz eridiði gibi erir,» diye varid olmuþtur.)
521- Üsame (Radýyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bir seferden dönüþlerinde uzaktan Medine þehrini görünce þöyle buyurdu:
«Benim gördüðümü görüyor musunuz? Evlerinizin içlerinde fitne mevzilerini, yaðmur tanelerinin düþtüðü mevziler gibi görüyorum.» (Ýlerde baþýnýza gelecek felâketli halleri ve ailelerinizin maruz kalacaðý fitneleri þimdiden görüyorum.)
Mütercim:
Hazreti Peygamberin bu mucizesi aynen meydana gelmiþtir. Hazreti Osman'ýn hilâfeti zamanýndaki hadiseler ve Harre vak'asý gibi nice acýklý olaylar cereyan etmiþtir.
522- Ebû Bekre'den (Radýyallahu Anh'den rivayet edilmiþtir!
«Medine'ye Mesih Deccal korkusu girmeyecektir. O gün Medine'nin yedi kapýsý bulunacak ve her kapýda iki melek olacaktýr. (Bu melekler þehri koruyacaktýr.)»
523- Ebû Hüreyre (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir:
«Medine'nin her bir gediðinde melekler vardýr; onun için Medine'ye Ta'ým Cveba) hastalýðý ve Deccal giremeyecektir.»
524- Enes'den (Radýyallahu Anh) rivayet edilmiþtir:
«Deccal, Mekke ve Medine'den baþka her ülkeye girecektir. Dec-cal'a karþý Medine'nin her bir gediðinde sýra sýra dizilmiþ melekler vardýr ve bunlar þehri kuruyacaklardýr. Sonra Medine halký üç sarsýntý geçirecek ve bunlarýn akabinde Allah, bütün kâfir ve münafýklarý Medine'den çýkaracaktýr (böylece Deccai'a iltihak edecekler, Medine'de yalnýz müminler kalacak ve Deccal'dan korunmuþ olacaklardýr).»
525- Ebû Saîd (R.A.) den rivayet edilmiþtir:
«Deccal Medine'nin kapýlarýndan, içeri girmesi haram (yasak) olduðu halde gelecek ve Medine'nin çorak yerlerinden birine inecektir. O gün, Deccala karþý insanlarýn en hayýrlýsý yahud insanlarýn en hayýrlýlarýndan birisi çýkacak ve diyecektir ki: Senin, bize Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hadîsi þeriflerinde anlatmýþ olduðu Deccal olduðuna þahitlik ederim. Sonra Deccal orada bulunanlara:
— Bu adamý öldürür ve sonra diriltirsem, benim tanrý olduðumdan þüphe eder misiniz? diyecektir. Yanindakiler de: Hayýr, þüphe etmeyiz, diyecekler. Bunun üzerine Deccal o adamý Öldürüp sonra diriltecektir. Deccal, kendisini diriltince adam þöyle diyecektir:
Vallahi, bugünkünden daha bir basirete hiçbir zaman sahip olmamýþtým.». (Gerçekten ve þüphesiz olarak anladým ki, sen Deccal-sýn). Deccal tekrar onu öldürmeye kalkisacaksa da öldüremeyecektir,
(Allah onu öldürmek için Deccal'a müsaade etmeyecektir).»
Mütercim:
Medine'den Deccal'a karþý çýkacak hayýrlý zat Hýdýr AleyhÝþiÞe-lâm'dýr. Yahud Mehdi'dir (Aleyhisselâm), dediler. Sahih-i Müslim'in rivayetinde Hýdýr Aleyhisselâm olduðu kesinlikle beyan olunmuþtur. Hatta Deccal, Hýdýr Aleyhisselâm'ý býçký ile baþýndan sonuna kadar ikiye biçecek ve bir kýsmýný yolun bir tarafýna Öbür kýsmýný yolun diðer tarafýna koyacak ve ortasýndan kendisi geçtikten sonra insanlara:
— Gördünüz mü, diyecek sonra diriltecek ve bunu üç defa tekrarlayacaktýr. Orada bulunan insanlarýn hepsi Deccal'in tanrý olduðunu tasdik edecekler ve secdeye kapanacaklardýr. Fakat dördüncü defa Cenab-ý Hak ona fýrsat vermeyecektir. Hýdýr Aleyhisselâm da halka hitaben:
— Bundan sonra bu yalancý ve rnel'un Deccal hiç bir kimseyi diriltmeye güç yetiremiyecektir. Bundan böyle bunun sihri batýldýr, diyecektir. Sonra Deccal: Þimdi ben sana göstereceðim, diyerek Hýdýr Aleyhisselâm'ý alýp güya boðazlayacak. Boðazladýktan sonra da kesilen boyun halkasýnýn arasýna erimiþ kurþun ve bakýr dökecek; fakat yine Hýdýr Aleyhisselâm ölmeyecek ve sapasaðlam ayaða kalkacaktýr. Hýdýr tekrar:
— Ýþte bakýnýz, bu defa öldürmeye gücü-yetmedi. Gördünüz mü?
Bu yalancý bir sihirbaz Deccal'dir. Sakýn buna inanmayýnýz, diyecektir. Sonra Deccaî, Hýdýr Aleyhisselâm'ý ateþe atacaktýr. Ýnsanlar onun ateþe atýldýðýný sanacaklar, halbuki bulunduðu yer gül ve gülistanlýk olacaktýr.
Bu, Hýdýr Aleyhisselâm hakkýnda Peygamber Salallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, yarýn kýyamet gününde Allah'ýn huzurunda bu olaya en büyük bir þahid bu aatdýr, buyurdu.
526- Cabir (Radýyallahu Anh) der kir
Peygamber Sallallahu Aleyhisselâm efendimize bir A'rabî gelerek Medine'de kalmak üzere biat etmiþti. Sonra ertesi gün bu A'rabi sýtmaya tutulmuþ olduðu halde gelip: Benim biatimi bozun, eski halime döneyim. Muhacir olarak Medine'de kalamayacaðým bedevi halime dönmeme müsaade edin, dedi. Hazreti Peygamber bunun dileðini üç defa geri çevirdi ve kabul etmedi. Sonra þöyle buyurdu:
«Medine, demirci körüðü gibidir. Pasýný giderir ve temizini par-
Mütercim:
Ancak bu halin her zaman ve her þahýsta uygulanmasý mümkün deðildir. Böyle A'rabî gibi bizzat Hazreti Peygambere söz vermiþlere aittir. Çünkü Peygamberimizin devrinde, Hazreti Peygamberin huzurundan hoþlanmayýp savuþmasý ve hicretten çekinmesi, o zamana göre þer'an caiz deðildi. Onun için kabul buyurulmadi. Þerkavî þerhinde böyle yazýlýdýr.
527- Enes (R.A.) 'den rivayet edilmiþtir:
«Allah'ýml Medine'ye, Mekke'ye verdiðin bereketin iki katýný
Mütercim:
Ýmam Malik bu hadîs-i þerifin zahirine dayanarak, gerek din bakýmýndan ve gerekse dünya bakýmýndan Medine'nin Mekke'den daha faziletli olduðuna ve Medine'de yapýlan ibadetlerin de böylece Mekke'de olan ibadetlerden iki kat ziyade olacaðýna hüküm ver-miþse de, diðer müctehicl imamlara göre Hazreti Peygamberin duasý, yalnýz erzak ve ürünler hakkýnda varid olmuþtur. Mekkede yapýlan ibadetler hakkýnda ise ayrýca Mekke'de kýlman namazlarýn faziletli olduðunu gösteren hadisler bulunduðundan ahiret iþlerinde Mekke'nin feyzi daha boldur, diye hüküm vermiþlerdir.
528- Hazreti Aiþe (Radýyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Medine'ye hicret buyurduklarý zaman babam Ebû Bekir ile Bilâl Habeþî sýtma hastalýðýna yakalandýlar. Mekke'den hicretlerine sebep olan Ku-reyþ'in azýlý kâfirlerine lanet mahiyetinde birtakým beyitler söylediler ve þikâyetlerde bulundular. Onlarýn bu halini Hazreti Peygamber duyunca þöyle dua ettiler:
«Allah'ým! Bize Medine'yi, Mekke'yi sevdiðimiz gibi yahud daha çok sevdir. Ya Rab! Bizim ölçeðimize, kilemize (ürünlerimize) bereket ver. Medine'yi bize sýhhatli bölge yap ve bunun sýtmasýný Cuhfe'ye naklet.»
Mütercim:
Hazreti Peygamberin bu duasý kabul edildi. Medine'de sýtma ve veba hastalýðýndan eser kalmadý. Havasý ve suyu da muhacirlere yaradý. Nitekim. Hazreti Aiþe CRadýyallahu Anha) bu hadîs-i þerifin sonunda- Biz Medine'ye geldiðimiz zaman, dünyanýn en vebalý ve en sýtmalý yeri burasý idi. Ayrýca, medine'nin Bathan sahrasýndaki vadi den çirkin ve acý bir su akardý. Sýtmaya sebep olan bu su Allah tarafýndan kurudu. Böylece Hazreti Peygamberin bir mucizesi olarak Medine'nin havasý ve suyu deðiþti.[32][32] Ömer Ziyaeddin Daðistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayýnevi:280-291
Ynt: Medine nin haremi bahsi By: mevlüde06 Date: 29 Þubat 2016, 20:04:59
Mekkede agaclarin kesilmedinin ,av yapilmasinin vs yasak oldugunu bilmiyordum.
Ya da daha once boyle bi seyin uygun olup olmayacagini dusunmemistim.
Allah razi olsun abla.ogrenmis olduk insallah
Ynt: Medine nin haremi bahsi By: Bilal2009 Date: 29 Þubat 2016, 20:11:34
Esselamü aleyküm ve rahmetüllah. Rabbim paylaþým için razý olsun. Bizlere bu konularý öðrenmeyi nasip eylesin.