Vasiyetler bahsi By: sumeyye Date: 19 Haziran 2011, 17:00:50
VASÝYETLER BAHSÝ
734- îbni Ömer'den (Radýyallahu Anh) rivayet edilmiþtir;
-Yanýnda vasiyet edeceði bir malý bulunan bîr müslüman için, yazýlý vasiyetini yanýnda bulundurmadan iki gece geçirmesi uygun .(ihtiyatlý bir iþ) deðildir.»
Mütercim :
Üzerinde hac ve zekât gibi Allah haklan bulunan yahud þahid-siz insan haklarý olan kimsenin kendi malýndan vasiyet etmesi vacib ise de, diðer hayýr ve hasenat iþleri için malýnýn üçte birinden vasiyet etmesi, dört mezhebe göre vacib deðildir; ancak sünnettir ve mendûbdür.'F-akat bazý alimlere göre bu da vacibdir; çünkü bu hadîs-i þerifin metninde geçen hak kelimesinin görünüþteki manasý itibar edilerek vasiyetsiz duran kimse haksýz duruma düþmüþ olacaðý anlamý çýkarýlmaktadýr. Halbuki dört mezheb imamlarý burada geçen hak kelimesine, tedbir ve ihtiyat manasýný vermiþlerdir. Böylece vasiyetsiz duran kimse, tedbirsiz ve ihtiyatsýz hareket etmiþ olacaðýný kabul etmiþlerdir.
735- Ebû Hüreyre (radýyallahu Anh) der ki:
Bir kimse Peygamber Sallaîlahu Aleyhi ve Sellem efendimize gelerek.- Sadakanýn en faziletlisi hangisidir? diye sormasý üzerine ona þu cevabý verdiler:
«Saðlýklý, ihtiraslý, zenginliði umar ve fakirlikten korkar olduðun halde verdiðin sadakadýr. Sadaka vermeyi geciktirip de can boðaza dayanýnca falana þu kadar, falana bu kadar deme. Bu durumda mal zaten falanýn olmuþtur. (Bu ölüm üzere olan sözlerin kýymeti yoktur; artýk mal baþkalarýnýn olmuþtur. Senin bu durumda daðýtmaya kalkýþmanýn bir manasý yoktur.)»
Mütercim:
Sadakanýn en faziletlisi, saðlýk halinde verilen sadakadýr. Sonra hastalýk halinde verilendir. Daha sonra da vasiyet suretiyle ölümden sonra verilen sadakadýr. Hayatta iken yaptýrýlan cami, medrese, mek-teb ve hastahane gibi hayýr iþleri de sadakanýn en faziletlilerinden sayýlmýþlardýr.
736- Ebû Hüreyre (Radýyallahu Anh) der ki:
tarafýndan Peygamber Sallaîlahu Aleyhi ve Sellem ahretlerine: «Ey Resulüm! En yakýn aþiretine (kabilen adamlarýna imarda bulun., mealindeki ayeti kerime indirilince, Kureyþ kabilesini toplayarak onlara þöyle hitap ettiler:
«Ey Kureyþ topluluðu! Siz, kendinizi (Allah Tealâ'dan) satýn ah-mz t Allah m bir-Mfine iman ederek cehennem azabýndan canlarýnýzý kurtarýnýz). Allah'a karþý sizin için elimden bir þey gelmez (onun
azabýndan sizi kurtaramam).
Ey Abdi Menafoðullan! Allah'a karþý sizin için elimden bir þey gelmez.
Ey Abdülmuttaüb oðlu Abbas! Allah'a karþý senin için elimden bir þey gelmez.
Ey Allah'ýn Peygamberinin halasý Safiyye! Allah'a karþý senin için elimden bir þey gelmez.
Ey Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kýzý Fatma! Malýmdan ne dilersen benden iste. Allah'a karþý senin için yapabileceðim bir þey yoktur.»
Mütercim:
Bu olay Mekke'de geçtiðine göre, Ebû Hüreyre bu hadîs-i þerifi baþkasýndan iþiterek Mürsel olarak rivayet etmiþtir, deniliyor. Ya-hud, bu ayeti kerimenin inmesinden sonra, Hazreti Peygamberin, yakýnlarýna ihtarda bulunmasý ayn ayrý vakitlerde iki defa olmuþtur. Birincisi, Mekke'de iken Ebû Leheb'e varýncaya kadar bütün akrabasýný Safa adýndaki yere toplayarak olmuþtur. Orada yapýlan teblið ve ihtardan Ebû Leheb fena halde öfkelenmiþ ve Peygamber Sallaîlahu Aleyhi ve Sellem'e kötü sözler söylemiþti. Bunun üzerine «Ebû Leheb'in elleri kurusun (helak olsun)» mealindeki Tebbet sûresi nazil oldu. Tabii ki bu olayda Ebû Hüreyre bulunmamýþtý.
Ýkincisi, Medine'de islâmý kabul etmiþ olan akraba ve yakýnlarýný toplayarak yine birinci þekilde onlara ihtarda bulunmuþtu, denilmektedir.
«Allah'a karþý sizin için elimden bir þey gelmez.» demek, Allah korusun, kötü bir akýbetle ahirete göçüb azaba tutulursanýz, ben sizi kurtaramam demektir. Yoksa Hazreti Peygamberin mü'minlere ahi-rette þefaatçi olacaðý kesinlikle sabittir.
737- Ýbni Ömer (Radýyallahu Anh) der ki:
Babam Ömer (R.A.) Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zamanýnda, Medine þehrinin karþýsýnda Hayber arazisinde Semð adýyla bilinen hurma bahçesini sadaka olarak vermek istedi. Bu maksadla Hazreti Peygambere gidip: — Ya Resûlallah, elime gayet nefis ve.kýymetli,bir mal (hurmalýk) geçti. Allah rýzasý için onu sadaka olarak vermek istiyorum. Bunu ne þekilde sadaka vereyim? dedi. Hazreti Peygamber ona þöyle buyurdu:
«Malýn aslini; satýlmamak hibe edilmemek ve varislere de intikal etmemek, ancak mahsulü daðýtýlmak þartý ile sadaka (vakýf) yap.
Ýbni Ömer der ki: Sonra Hazreti Ömer, o þekilde arazisini vakfetti. Þimdi o bahçenin gelirinden öncelikle Allah yolunda cihâd edenlere, sonra kölelikten kurtulmak için borçlanan kölelere, yoksullara, müsafirlere, yolda kalmýþ muhtaçlara ve ayný zamanda akraba ve yakýnlarýmýzdan muhtaç olanlara verilir. Bir de bu vakfýn mütevellisi, kazanç saðlamýyarak ve hududu aþmayarak bu bahçenin meyva-larmdan yiyebilir, dost ve arkadaþlarýna da yedirebilir.
Mütercim :
Zamnda ilk yapman vakýf, Hazreti Ömer'in Anh) bu vakfý olmuþtur. Bir de.- «Vakýf yapanýn yapan kimse, ne þekilde Ve hadîs hükmü sinlik kazanýr, ona vakfetmýþ olsa biIe «eçeril olur. imam Þafiî'ye göre olmaz;
varislerin mülkiyetine geçebilir, bir þahýs hem vakfeden hem de mütevelli olamaz. Fakat mezheblere göre bu caizdir.
Bir de vakfýn gelirinden ve yetimin malýndan, mütevellinin veya mallara bakmakla olan kiþinin, emeði kanþlýðmda haddi aþmaya-
tiilmesine dair hüküm bu hadisten çýkarýl-vakýf yapan kimse, vakfetmiþ olduðu malýn mütevsi kendisi ise,- onun da yöneticilik ücreti almasý dahi caizdir, demiþlerdir.
738- Ebû Hüreyre (Radýyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashaba hitaben þöyle buyurdu:
«Yedi mahvediciden sakýnýnýz: Allah'a ortak koþmak, sihir, Allah'ýn haram kýldýðý cana haksýz yere kýymak (adam öldürmek), faiz yemek, yetim malý yemek, savaþ günü düþmanýn Önünden kaçmak ve çevrede olup bitenlerden habersiz mümin ve iffetli kadýnlara zina isnad etmek.»
Mütercim:
Böyle büyük günahlarýn ve insaný helake götüren fenalýklarýn burada sadece yedi tane gösterilmesi, diðer hadîslerde olan ziyadeye engel deðildir. Daha önce açýklamasý geçmiþti. Ýleride de inþa Allah açýklamalý olarak üzerinde durulacaktýr.
739- Ebû Hüreyre'den (Radýyallahu Anh) rivayet edilmiþtir:
«Varislerim, Dinar (para veya miras) bölüþecek deðillerdir. Ne-(miktar tereke) býrakýrsam, zevcelerimin nafakasý ve þahsi memurumun maaþýndan artaný sadakadýr, (hazineye aittir),»
Mütercim:
Hazreti Peygamberin' pâk zevceleri, bütün müminlerin anneleri olmak hükmünde bulunduklarýndan bunlarýn ebedi olarak baþkâlarina varmalarý haramdýr. Bunlar ömürlerinin sonuna kadar, evelcö olduklarý gibi, evlerinde oturmalarý dinen gerekli bulunduðundan, ölünceye kadar geçim masraflarýnýn karþýlanmasý lâzýmdýr. Vakýf haline geçeiý mallarýn bakýmýný ve idareciliðini yapan kimselere de tayin edilen ücret ne ise, onun da verilmesi gereklidir. Bunlarýn dýþýnda olan Peygambere ait gelir ve mallar, müslümanlarýn hazinesine aittir.
îþte bu hadis-i þeriften dolayý Hazreti Peygamberin hýrkasý, kýlýcý ve diðer geriye býraktýðý mallar* onun varisi bulunan Fatma ve Abbas (Radýyallahu Anhüma) hazretlerine teslim edilmedi. Pâk zevce- Terine de miras diye hiç bir þey verilmedi. Hepsi müslümanlarýn hazînesine intikal etti. Bütün müslümanlar, peygambere ait eserleri görmekle sevinç duymuþlar ve böylece sevab kazanagelmiþlerdir.
740- Hazreti Osman'dan (Radýyallahu Anh) rivayet edilmiþtir!
Hazreti Osman'ýn idaresine karþý çýkanlar, evini kuþatmýþlar ve onu halifelikten çekilmeye zorlamýþlardý. Hazreti Osman muhasa-racýlara þöyle seslendi:
— Sizi Allah'a okuyorum, yalnýz Peygamberin ashabýný Allah'a okumaktayým. Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in, «Rûme kuyusunu kazana Cennet vardýr.» buyurduðunu ve bu kuyunun, benim kazdýrdýðýmý büenler deðil misiniz? Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in, «darlýk günlerinde (þahsi malýndan) orduyu donatana cennet vardýr» buyurduðunu ve benim askerleri donattýðýmý bilenler deðil misiniz? Hazreti Osman'ýn bu sözleri onlar tarafýndan tasdik edildi.
(O halde bu gerçekleri bilerek beni öldürmeye nasýl kalkýþýyorsunuz)
Mütercim;
Abdullah bin Sa'd bin Ebi Sarh adýndaki adam, evelce vahy kâtibi iken dinden çýkarak (irtidat ederek) Mekke'ye kaçmýþ . Sonra Mekke fethedilince "kaný heder, sayýlmýþken Hazreti Osman'a olan akrabalýðý dolayýsýyle tekrar Ýslama girmiþti. Hazreü Osman halife olunca, Hazreti Ebû Bekir'in oðlu Muhammed'in yerine Mýsýr valiliðine tayin edildi. Hazreti Osmatýýn bu tasarrufundan Mýsýr halký öfkelendi ve ona karþý ayaklanarak Medine'ye girdiler. Hazreti Osman'ý kuþattýlar. Sonunda da bu halifeyi þehid ettiler. Bu üzücü olay tarih kitaplarýnda uzunboylu geçmektedir. Ýþte o muhasara esnasýnda Hazreti Osman (Radýyallahu Anh) bu hadîs-i þerifi rivayet ederek kendisi hakkýnda Hazreti Peygamberin buyurduklarý ile isyancýlarý insafa davet ederek bu hareketlerinden vaz geçmelerini istemiþse de, onlar:
— Sen Hazreti Peygamberin zamanýnda iyi bir kimse idin; fakat
halife olduktan sonra, eveîce dinden çýkmasý ile þöhret bulan ve kaný hedef edilen Abdullah'ý bize vali tayin ederek baþýmýza musallat ettin, dediler ve muhasarayý devam ettirdiler. Sonunda da Hazreti Osman'ý þehid ettiler. Yezid'in — Alîah ona layýk olduðu cezayý versin — zamanýna ve daha sonraki devirlere kadar devam eden fitne, fesada ve savaþlara, bu acýklý olay sebep olmuþtur.[16]
[16] Ömer Ziyaeddin Daðistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayýnevi:483-489
Ynt: Vasiyetler bahsi By: ceren Date: 29 Nisan 2018, 14:20:18
Esselamu aleyküm.Rabbim müslüman kardeþlerimizi hakkýyla ,islama uygun olarak,peygamber efendimizin sünnetine öðütlerine ötabi kalarak vasiyet eden ,miras býrakan kullardan eylesin .Rabbim razý oslun bilgilerden kardeþim...
Ynt: Vasiyetler bahsi By: Sevgi. Date: 30 Nisan 2018, 01:13:31
Rabbim bizleri herdaim Rýzasýna uygun olarak hareket edenlerden eylesin inþaAllah