Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüðü
Pages: 1
Uluvv By: sidretül münteha Date: 18 Haziran 2011, 20:30:55
Uluvv:




Sözlükte “yükseklik” manasýna gelen uluv, hadis usulünde âlî isnadlarýn haiz olduðu ravi sayýsýnýn nisbeten azlýðý özelliðine denir. Bu özelliðin aslý Hz. Peygamber (s.a.s)'e yakýnlýktýr.
Hadis metodolojisi kaidesi olarak bir hadisin söylendiði veya Hz. Peygamber'in bir fiilinden bahsediyorsa iþlendiði zaman ile rivayeti arasýnda ne kadar uzun süre geçerse nakline o kadar az güvenilebilir. Buna kýyasla isnad da öyledir. Hz. Peygamber'e en kýsa yoldan ulaþan isnadlar makbuldür; zira son ravi ile Hz. Peygamber arasýndaki ravi sayýsý arttýkça hata ihtimali de artar. Bu gerçeði göz önünde bulunduran Ýslâm alimleri bir hadisi, kaynaðýna en kýsa yoldan ulaþarak rivayeti tercih etmiþlerdir. Ýþte isnadýn, sýrf ravi sayýsýnýn az olmasý dolayýsiyle muhaddisi hadisin kaynaðýna en kýsa yoldan ulaþtýrmasý özelliðine uluv tabir edilmiþtir. Buna göre uluvdan maksat uluvv-u isnadddýr.
Her muhaddisin isnadý tabiatiyle yaþadýðý devre göre deðiþik sayýda ravi ile uluv vasfý kazanýr. Mesela, Ýmam Mâlik'in en âlî isnadý sunâ'î'dir. Bu durumda onunla Hz. Peygamber (s.a.s) arasýnda bir tabii, bir de sahabînin olduðu isnadda uluv söz konusudur. Buhari'nin Hz. Peygamberle arasýnda üç ravi bulunan sulâsî isnadýnda uluv vardýr. Müslim'in de üç raviden oluþan uluv özelliðine sahip isnadý varsa da böyle isnadlarýyla rivayet ettiði hadisleri sahihine almamýþtýr. Altýncý hicri asnn sonlarý ile yedinci asrýn baþlarýnda yaþamýþ olan el-Irâkî, kendi zamanýnda uluvvun ancak dokuz ravi ile saðlanabileceðini söylemiþtir.
Ýsnadda uluv, beþ kýsýmda mütalaa edilmiþtir. Bunlardan birincisi Kainatýn Efendisi (s.a.s)'e sahih olmakla birlikte en az sayýda ravi vasýtasiyle ulaþmaktýr. Buna uluvv-u mutlak (mutlak uluv) adý verilmiþtir. Burada iþaret etmek gerekir ki bir isnadýn uluvvu mutlak vasfýna sahip olabilmesi için öncelikle sahih olmasý þarttýr. Zayýf, bilhassa yalancýlýkla itham edilmiþ bir ravi bulunan isnadlar -da, ravi sayýsý ne kadar az olursa olsun, uluv özelliðinden söz etmeye imkan yoktur.
Uluvvun ikinci mertebesi, yine sahih olmak þartiyle el-A’meþ, Huþeym, Ýbn Cureyc, el-Evzâ'i, Ýmam Mâlik, Sufyânu's-Sevrî, Þu'be, Zuheyr b. Mu'aviye, Hammâd b. Zeyd, Ýsmail b. Uleyye gibi hadis imamlarýndan birine yakýnlýktýr. el-Hakim, uluvvun bu çeþidini diðerlerine tercih etmiþtir. Onca uluvdan maksat, bu imamlara yakýnlýktýr.
Uluvvun üçüncü mertebesini el-Kutubu's-Sitte sahipleri olan Buharî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî, Nese'î ve Ýbn Mâce ile öteki güvenilir hadis kitaplarýnýn sahiplerine nisbetle olan uluv-dur. Mütealýhir alimlerin aradýklarý uluv budur. Ancak eklemek gerekir ki, bu alimlerden herhangi birine ulaþan tarîkdan hasýl olan uluv mutlak deðildir. Bir baþka deyiþle uluvvun bu mertebesinde Hz. Peygamber'e olan yakýnlýk deðil, muteber hadis kitaplarýndan birinin musannýnna yakýnlýk söz konusudur. Bu þekilde hasýl olan uluvva bi'n-nisbe uluvv veya uluvv-u nisbî adý verilmiþtir. Bi'n-nisbe uluvv da yerine göre muvâfakât, ibdâl (veya bedel), musâvât ve musâfaha olmak üzere dört þekilde görülür. Bunlar hakkýnda baþlýklarý altýnda yeterli bilgi verilmiþtir.
Uluvvun dördüncü mertebesini ravi sayýsý ayný olduðu halde bir ravinin önce vefat etmesiyle meydana gelen uluv teþkil eder. Buna uluvv bi-kýdemi'l-vefat denir. Mesela, Sünen Ebî Davud'u Abdulazîm el -Munzirî tarîkýyla rivayet, Necîb el-Harrânî tarikýyla rivayetten, o da Ýbn Hatîb el-Mizze tarikýndan rivayet etmekten âlîdir; Zira bu üç ravi Süneni, Ýbn Taberzed'den rivayet etmiþlerdir, el-Munzirî'nin vefatý Necib'in vefatýndan; Necîb'in vefatý ise Ýbn Hatîb el-Mizze'ninkinden önce olduðundan herbi-rinden olan rivayette, kendisinden sonra vefat edenin rivayetine nisbetle uluv hasýl olmuþ kabul edilmiþtir.
Uluvvun beþinci mertebesine gelince bu, tekaddum-u semâ’ yani ravi sayýsý ayný olan iki isnaddan birinin ravisinin ayný þeyhten daha önce hadis iþitmiþ olmasý sebebiyle hasýl olan uluvdur. Buna da özel tabiriyle uluvvu bi-kýdemi's-Semâ denilmiþtir. Açýklamak gerekirse, bir hadis kitabý herhangi bir þeyhten ravi sayýsý ayný olan iki isnadla rivayet edilse, isnadlardan birinin ravisi o kitabý diðerinin ravisinden önce iþitmiþ olsa onun isnadýnda diðerine nisbetle uluv meydana gelmiþ sayýlýr, bu türlü uluvva uluvv-u ma'nevî denilmiþtir.
Yukarýda da kýsaca söz konusu edildiði gibi, bir hadisin isnadýnda uluv özelliði bulunmasý, o isnadla rivayet edilen hadisin kaynaðýna ya da tanýnmýþ bir alim olan ravisine yakýnlýk ifade ettiðinden muhaddisler uluvva büyük önem vermiþlerdir. Kimi muhaddislere göre isnadda uluvv aramak sünnettir. 1185Kimi muhaddisler ise isnadýn dinden olduðu görüþünü uluv özelliðine sahip isnadýn dinden olduðu þeklinde kabul etmiþlerdir. Rýhlelerin yapýlýþýnda tesiri þüphesiz olan amillerden biri de isnadda uluv elde etmektir. Ne var ki sadece isnadda uluv elde etmek maksadiyle diyar diyar, dolaþmayý hoþ görmeyenler bâb de vardýr. (Bk. Rýhle).


radyobeyan