Vaz By: sidretül münteha Date: 18 Haziran 2011, 20:11:18
Vaz':
Sözlükte “koymak, bir kimseyi aþaðýlamak, borcu azalmak, hakaret etmek, boyun vurmak, bir suçu birinin üzerinden atmak” gibi manalara gelir. 1197Ayrýca iftira etmek, uydurmak anlamýný da verir.
Hadis Usulünde vaz, uydurmak manasiyle ilgili olarak çeþitli sebeplerle Hz. Peygamber'in aðzýndan Hadîs uydurarak ona iftira etmeye denir. Ayný manada ihtilak tabiri de kullanýlmýþsa da vaz daha çok kullanýlmýþ ve terim olarak yerleþmiþtir.
Mevzu baþlýðý altýnda etraflý bir þekilde deðinildiði gibi Hadîs vaz'ý siyâsî ihtilaflarla baþlamýþtýr. Bu ihtilaflar sonucu siyasi ve itikadý mezheplerin zuhuru Hadis vaz’ýna geniþ ölçüde zemin hazýrlamþtýr.
Ýslâm Tarihinde siyâsî maksatla ilk defa Hadîs uyduranlarýn þiîler olduðu kabul edilmiþtir. Nitekim Ýbn Ebî Hadîd bu konuya açýklýk getirmek üzere “Bilmiþ ol ki fedaille ilgili mevzu Hadîslerin aslý Þia tarafýndan gelir. Onlarý Hadîs uydurmaya sevkeden âmil hasýmlarýnýn düþmanlýðý olmuþtur... Bekriye, Þia'nýn bu faaliyetini görünce onlar da kendi imamlarý hakkýnda Þia'nýn Hadîslerine karþýlýk baþka Hadîsler uydurdular” demiþtir.1198
Abdurrahmân b. Mehdî ile Ýmam Mâlik arasýnda geçen þu konuþmada da Hadîs vaz'ýnýn Irak taraflarýnda baþladýðýný gösterir:
“Rivayete göre Abdurrahmân b. Mehdî bir gün Malik'e þöyle bir soru sorar:
“Biz sizin beldenizde (Medine'de) kýrk günde dört yüz Hadîs ancak iþittik. Oysa burada (Irakta) hepsini bir günde iþitiyoruz. (Bunun sebebi ne ola ki?).” Malik bu soruya þu cevabý vermiþtir:
“Bizde sizin darphaneniz gibi bir darphane yok. Orada gece Hadîs uyduruyor, gündüz daðýtýyorsunuz.” 1199
Basralý meþhur bir muhaddis ve Ýmam Mâlik'in güzide talebelerinden olan Abdurrahmân b. Mehdî, hocasýna sorduðu bu soruyla sünnetin yayýlma merkezi olan Medine'de günde ortalama on civarýnda Hadis iþitilirken Irak'ta bunun kat kat fazlasýnýn yayýlýþ sebebine inmiþtir. Ýmam Mâlik de verdiði cevapta Þia'nýn merkezi olan bu havalide fazlaca Hadîs uydurulduðunu ifade etmiþtir. Tanýnmýþ tabiî Ýbn Þihâb ez-Zuhrî ayný konuda “eðer demiþtir; doðudan bilmediðimiz ve kabul etmediðimiz birtakým Hadîsler gelmeseydi ne bir tek Hadîs yazardým ne de yazýlmasýna izin verirdim.” 1200Bu sözlerdeki “doðu”dan maksat Irak’týr. Dolayýsiyle Ýbn Þihab da bu sözleriyle vaz hareketinin ilk defa Irak tarafýnda baþladýðýna iþaret etmiþtir.
Siyasî ihtilaflar üzerine baþlayan Hadîs vaz'ý fýrkalarýn ortaya çýkýþýyle hýzlanmýþ, zamanla baþka sebeplerin de katýlmasýyla alabildiðine artmýþtýr.
Bir Hadîsin vaz' edilmiþ olduðuna delâlet eden bazý alametler vardýr. Bunlar Hadîs Usulü kitaplarýnda alâmâtu'l-vaz' adiyle geçerler. Kavide ve mervide bulunan alametler olarak iki kýsýmdýr. Mevzu baþlýðý altýnda bunlardan bahsedilmiþtir. Bu bakýmdan ayrýca burada söz konusu edilmeyecektir.
Hz. Peygamber'in aðzýndan Hadîs vaz etmek büyük günahtýr; zira dinîn hükümlerini deðiþtirmeye benzer. Onun söylemediði bir sözü söyledi diyerek nakletmek ise ona iftiradýr. Hadis vaz edenler en aðýr þekilde yalancýlýk ve Hadîs uydurmakla cerh edilmiþlerdir.