Ömer N. Bilmen Meali
Pages: 1
Zuhruf Suresi By: Esila Date: 18 Haziran 2011, 00:16:20
 

043-ZUHRUF SURESÝ

 

BÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝM

 

[043.001]     Hâ, Mîm.

[043.002]    Apaçýk bildiren kitaba and-olsun ki.

[043.003]     Muhakkak Biz onu bir Arapça Kur'an kýldýk, umulur ki, siz akýl erdirirsiniz.

[043.004]     Ve þüphe yok ki o, nezdimizdeki ana kitapta elbette pek yüksektir, çok hikmetle muttasýftýr.

[043.005]     Eðer siz müsrifler olan bir kavim oldu iseniz, sizden Kur'an'ý vazgeçip bertaraf eder miyiz?

[043.006]     Halbuki, Biz evvelkiler için de nice peygamber gönderdik.

[043.007]     Onlara bir peygamber gelmiþ olmazdý ki, illâ onunla istihzâ eder olmuþlardý.

[043.008]    Artýk bunlardan daha þiddetlisini helâk ettik ve evvelkilerin sýfatý geçmiþtir.

[043.009]     Andolsun ki, onlara «Gökleri ve yeri kim yarattý?» diye soracak olsan elbette derler ki: «Onlarý Azîz, Alîm olan Allah yarattý.»

[043.010]     (O Allah) ki, sizin için yeri bir beþik kýldý ve sizin için orada yollar kýldý, tâ ki, dosdoðru gidebilesiniz.

[043.011]     Ve o ki, gökten bir muayyen miktar su indirmiþtir. Artýk onunla bir ölmüþ beldeye (hayat) neþretmiþ olduk. Ýþte siz de (kabirlerinizden) öyle çýkarýlacaksýnýzdýr.

[043.012]     Ve O ki, bütün çiftleri yaratmýþtýr ve sizin için gemilerden ve hayvanlardan bineceðiniz þeyleri de yaratmýþtýr.

[043.013]     Tâ ki, sýrtlarýnda yerleþip oturasýnýz. Sonra onun üzerine yerleþtiðiniz zaman Rabbinizin nîmetini düþünesiniz ve diyesiniz ki: «Bunu bize musahhar eden Rabbimizin þaný pek yücedir. Halbuki, biz bunu zabtedebilenler deðil idik.»

[043.014-5] «Ve þüphe yok ki, biz Rabbimize elbette dönüp gidicileriz.» Öyle iken onun için kullarýndan bir cüz isnat ettiler. Þüphe yok ki, (bu gibi bir) insan elbette apaçýk bir küfürbazdýr.

[043.016]     Yoksa o, yaratýr olduklarýndan (kendisine) kýzlar edindi de sizleri oðullar ile mümtaz mý kýldý?

[043.017]     Halbuki, onlardan biri o Rahmân'a bir benzer isnat ettiði ile müjdelense, kendisi pek öfkeli olarak yüzü kapkara kesilir.

[043.018]     Yoksa süs içinde yetiþtirilecek olup da o mücâdele halinde delilini izhar edemiyecek olaný mý? (O Rahmân'a isnat ediyorlar).

[043.019]    Ve o Rahmân'ýn kullarý olan melekleri diþiler kýldýlar. Onlarýn yaradýlýþlarýnda hazýr mý bulundular? Elbette onlarýn þehâdetleri yazýlacak ve sual olunacaklardýr.

[043.020]     Ve dediler ki: «Eðer o Rahmân dilemeseydi onlara ibadet etmezdik.» Onlarýn buna dair hiçbir bilgileri yoktur. Onlar baþka deðil ancak yalan söylerler.

[043.021]     Yoksa onlara bundan evvel bir kitap mý vermiþtik ki, artýk onlar ona tutunuculardýr?

[043.022]     Hayýr. Dediler ki: «Þüphe yok, biz babalarýmýzý büyük bir tarikat üzere bulduk. Muhakkak ki, biz de onlarýn izleri üzerinde (yürüyüp) doðru yolu bulmuþlarýz.»

[043.023]     Ve böylece senden evvel bir kasabaya bir korkutucu göndermedik ki, illâ onun refah içinde yaþayanlarý dedi ki: «Biz babalarýmýzý bir büyük tarikat üzere bulduk ve þüphe yok ki, biz de onlarýn emrine uymuþ kimseleriz.»

[043.024]     Dedi ki: «Ya size atalarýnýzý üzerinde bulduðunuz þeyden daha doðrusunu getirdimse de mi?» Dediler ki: «Þüphe yok biz, kendisiyle gönderilmiþ olduðun þeyi inkâr edicileriz».

[043.025]     Artýk onlardan intikam aldýk. Ýþte bak, o tekzîb edenlerin akibeti ne oldu?

[043.026]     Ve yâd et o vakti ki, Ýbrahim babasýna ve kavmine dedi ki: «Þüphe yok, ben sizin ibadet ettiðiniz þeyden ýraðým.»

[043.027]   
  «O beni yaratmýþ olan müstesna. Çünkü, o þüphesiz ki, beni doðru yola erdirecektir.»

[043.028]   
  Ve onu (o ifadesini) zürriyeti arasýnda bâki bir kelime kýldý. Belki onlar, dönüverirler (diye).

[043.029]     Fakat onlarý ve atalarýný kendilerine o hak ve apaçýk resûl gelinceye kadar fâidelendirdim.

[043.030]     Vaktâ ki, kendilerine hak geldi. Dediler ki: «Bu, bir sihirdir ve þüphe yok ki, biz bunu inkâr edicileriz.»

[043.031]    Ve dediler ki: «Þu Kur'an, iki beldeden bir büyük erkek üzerine indirilmiþ olmalý deðil midir?»

[043.032]     Rabbinin rahmetini onlar mý taksim ediyorlar? Biz onlarýn aralarýnda dünya hayatýndaki mâiþetlerini taksim ettik ve bazýlarýný bazýlarý üzerine dereceleri itibariyle yükselttik. Tâ ki bazýlarý bazýsýný istihdam edebilsin ve Rabbinin rahmeti ise onlarýn topladýklarýndan hayýrlýdýr.

[043.033]   
  Ve eðer insanlar (küfre düþüp) bir ümmet olacak olmasa idiler elbette Rahmân'ý inkâr edenlerin evleri ve üzerine çýktýklarý merdivenleri için gümüþten tavanlar kýlardýk.

[043.034]   
  Ve evleri için (yine gümüþten) kapýlar ve üzerine yaslandýklarý tahtlar) yapardýk.

[043.035] 
   Ve altun (ziynetler yapardýk). Bunlarýn hepsi de dünya hayatýnýn (muvakkat) meta'ýndan baþka deðildir. Ahiret ise Rabbinin indinde muttakîler içindir.

[043.036]    Ve her kim o Rahmân'ýn zikrinden nankörlükte bulunursa ona bir þeytaný musallat ederiz. Artýk bu, onun için bir refîktir.

[043.037]     Ve þüphe yok ki, bunlar, onlarý herhalde doðru yoldan çýkarýrlar. Ve onlar da zannederler ki, kendileri þüphe yok hidâyete erdirilmiþlerdir.

[043.038]     Nihâyet Bize geldiði zaman (o refikine) der ki: «Keþki benim ile senin aranda ki maþrýkýn uzaklýðý olsa idi, (sen) ne kötü refîk!»

[043.039]     Bugün size bu temenniniz asla bir fâide vermeyecektir. Çünkü zulmettiniz. Þüphe yok ki, siz azapta ortaklarsýnýzdýr.

[043.040]     Artýk sen mi o saðýrlara iþittireceksin? Veya o körleri ve apaçýk bir sapýklýk içinde bulunaný hidâyete erdireceksin?

[043.041] 
   Eðer seni herhalde (onlarýn aralarýndan) giderirsek, artýk þüphe yok ki Biz onlardan intikam alýcýlarýz.

[043.042-3] Yahut onlara vaadettiðimizi sana göstereceðizdir. Çünkü Biz, muhakkak ki onlarýn üzerlerine muktedirleriz. Artýk sen, sana vahyolunmuþ olana kuvvetle sarýl. Þüphe yok ki, sen bir doðru yol üzerindesin.

[043.044-5] Ve muhakkak ki o, elbette senin için ve kavmin için pek büyük bir þereftir ve ileride sual olunacaksýnýzdýr. Senden evvel resûllerimizden göndermiþ olduðumuz zâtlara sor, biz o Rahmân'dan baþka tapýlacak ilâhlar yaptýk mý?

[043.046-7] Andolsun ki, Mûsa'yý âyetlerimizle Fir'avun'a ve onun cemaatine gönderdik. Binaenaleyh dedi ki: «Ben þüphe yok âlemlerin Rabbinin bir Resûlüyüm.» Vaktâ ki onlara Bizim âyetlerimizle geldi, onlar o zaman, bunlardan gülüþür oldular.

[043.048]     Ve onlara âyetten bir þey gösterir olmadýk ki, illâ o, diðerlerinden daha büyük idi. Ve onlarý azab ile yakaladýk, belki onlar geri dönerler (diye).

[043.049]     Ve dediler ki: «Ey sahir! Bizim için Rabbine bir dua et, sana olan ahdi hürmetine, þüphe yok ki, biz de elbette hidâyete ermiþler oluruz.»

[043.050]     Vaktâ ki, onlardan o azabý açýverdik, o zaman onlar sözlerinden geri döner oldular.

[043.051]     Ve Fir'avun kavmi için de nidâ etti, dedi ki: «Ey kavmim! Mýsýr mülkü ve altýndan akan ýrmaklar benim için deðil mi? Hâlâ görmüyor musunuz?»

[043.052]     «Yoksa ben o kimseden daha hayýrlý deðil miyim ki, o bir hakîrdir ve (maksadýný) açýklamaya yaklaþamýyor.»

[043.053]     «Onun üzerine altundan bilezikler atýlmalý deðil mi idi? Veya onunla beraber melekler birbirlerine mukarinler olarak gelmeli deðil miydi?»

[043.054]     Artýk kavmine hakaretle baktý. Derken onlar da ona itaat ediverdiler. Þüphe yok ki onlar, fasýklar olan bir kavim olmuþ idiler.

[043.055]     Vaktâ ki, Bizi gazaplandýrdýlar, onlardan intikam aldýk. Hemen hepsini de garkettik.

[043.056]     Artýk onlarý sonrakiler için de bir geçmiþ bir ibret kýldýk.

[043.057] 
   Vaktâ ki, Meryem'in oðlu, bir mesel olarak irâd edildi. O zaman kavmin bundan sevinip çaðrýþýr oldular.

[043.058]     Ve dediler ki: «Bizim ilâhlarýmýz mý hayýrlýdýr, yoksa O mu?» Bunu sana bir mücadeleden baþka olarak irâd etmiþ olmadýlar. Hayýr. Onlar düþmanlar olan bir kavimdirler.

[043.059]     O baþka deðil, bir kuldur ki, O'nun üzerine in'amda bulunduk ve O'nu Ýsrâiloðullarý için bir ibret kýldýk.

[043.060]    Ve eðer dileyecek olsa idik, elbette sizden yerde melekler yaratýrdýk, size halefler olurlardý.

[043.061]     Ve þüphe yok ki, o (Hazreti Ýsa) Kýyamet için bir bilgidir. Artýk o Kýyamet hususunda bir þekke düþmeyin ve bana tâbi olunuz. Bir dosdoðru yol budur.

[043.062]     Ve sakýn sizi seytan men eylemesin. Þüphe yok ki o, sizin için apaçýk bir düþmandýr.

[043.063]     Vaktâ ki Ýsa, o vazýh mûcizeler ile geldi, dedi ki: «Ben size muhakkak açýk bir hikmet ile ve kendisiyle ihtilaf eder olduðunuz þeyin bazýsýný size beyan için geldim. Artýk Allah'tan korkun ve bana itaat edin.»

[043.064]     «Þüphe yok ki Allah, O benim Rabbimdir ve sizin Rabbinizdir. Hemen O'na ibadet ediniz. Ýþte bu, dosdoðru yoldur.»

[043.065] 
   Sonra o tâifeler kendi aralarýnda ihtilafa düþtüler. Artýk vay acýklý günün azabýndan o zulmetmiþ olanlara!

[043.066]     Onlar, kendilerine farkýnda olmadýklarý halde ansýzýn gelecek olan o saatten baþkasýný mý gözlüyorlar?

[043.067]     O gün dostlarýn bazýlarý bazýsý için düþmandýr. Muttakîler müstesna.

[043.068]     Ey kullarým! Sizin üzerinize bugün hiçbir korku yoktur ve siz mahsun olacaklar da deðilsiniz.

[043.069] 
   Öyle kullar ki, Bizim âyetlerimize imân ettiler ve müslüman oldular.

[043.070]    Siz de zevceleriniz de meserretler içinde olduðunuz halde cennete giriniz.

[043.071]     Onlarýn üzerine altundan tepsiler ile ve destiler ile dolaþýr ve orada canlarýn hoþlanacaðý ve gözlerin lezzet alacaðý þeyler vardýr, ve siz orada ebedîyyen kalýcýlarsýnýz.

[043.072]
    Ve iþte bu o cennetlerdir ki, yapar olduðunuz þeylerden dolayý ona varis kýlýnmýþ oldunuz.

[043.073]     Sizin için burada birçok meyveler vardýr, onlardan yiyeceksinizdir.

[043.074]     Kâfirler ise þüphe yok ki, cehennemin azabý içinde ebedîyyen kalýcýlardýr.

[043.075]   
Onlardan (bu azab) hafifletilmeyecektir ve onlar bunun içinde þiddetli bir ümitsizliðe düþmüþ kimselerdir.

[043.076]     Ve Biz onlara zulmetmedik. Velâkin onlar zalimler oldular.

[043.077]   
Ve nidâ ettiler ki: «Ey Mâlik! Rabbine dua et, bizim üzerimize (ölüm ile) hükmetsin.» (Mâlik de) Dedi ki: «Þüphe yok, siz kalýcýlarsýnýz.»

[043.078]     
Andolsun ki, biz size hakký getirdik, velâkin birçoðunuz hak için hoþlanmayanlar idi.

[043.079]   
  Yoksa bir iþi sapsaðlam mý tuttular? Artýk þüphe yok ki, sapsaðlam tutan Biz'leriz.

[043.080]     Yahut zannederler mi ki, Biz onlarýn sýrlarýný ve aralarýndaki fýsýltýlarýný iþitmeyiz? Hayýr. Ve Bizim elçilerimiz, onlarýn yanlarýnda yazýyorlar.

[043.081-2] De ki: «Eðer Rahmân için (faraza) bir veled olsa idi, (O'na) ibadet edenlerin ilki ben olurdum.» Göklerin ve yerin Rabbi, arþ'ýn Rabbi (o müþriklerin) tavsif ettikleri þeyden münezzehdir.

[043.083] 
   Artýk onlarý býrak, (beyhûde iþlere) dalsýnlar ve oyalanadursunlar. O vaadolunduklarý günlerine mülâki olacaklarýna deðin.

[043.084]    Ve O, o Zât-ý akdes'dir ki, gökte ilâhtýr ve yerde ilâhtýr. Ve O, bihakkýn hikmet sahibidir, bihakkýn ilim sahibidir.

[043.085]     Ve mukaddestir O (Zât-ý ilâhî) ki, göklerin ve yerin ve bunlarýn aralarýnda bulunan þeylerin mülkü O'na mahsustur ve saatin ilmi de O'nun indindedir ve O'na döndürüleceksinizdir.

[043.086]     O'ndan baþka ibadet eder olduklarý þeyler, þefaat etmeðe malik deðildirler. Ancak o bilir olduklarý halde Hakk'a þehâdet edenler müstesnâ.

[043.087] 
   Ve andolsun ki, eðer onlara soracak olsan ki, kendilerini kim yarattý? Elbette diyeceklerdir ki: «Allah...» O halde nasýl oluyor da çevriliyorlar?

[043.088-9] Ve onun, «Yarabbi! Muhakkak ki, onlar imân etmez bir kavimdir,» demesi de indallah malumdur. Þimdi onlardan iraz et ve «Selâm,» deyiver, artýk ileride bileceklerdir.

 

Ynt: Zuhruf Suresi By: cerendemir Date: 27 Þubat 2014, 22:52:05
Elhamdülillah.Allaha imanýn açýkça belirlendiði bir ayet.
Ynt: Zuhruf Suresi By: yagmur_7-c Date: 27 Þubat 2014, 23:02:59
Alýntý sahibi: Ceren Nur üzerinde 27 Þubat 2014, 22:52:05
Elhamdülillah.Allaha imanýn açýkça belirlendiði bir ayet.
Aynen öle insan ne zaman Allah iman knusunda merak saldý.
O xaman okursa anlar
Ynt: Zuhruf Suresi By: Sevgi. Date: 20 Haziran 2021, 01:05:02
Esselamü aleyküm. Bilgiler için Allah sizlerden razý olsun kardeþim
Ynt: Zuhruf Suresi By: Bilal2009 Date: 21 Haziran 2021, 12:18:32
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Kuran yolundan ayýrmasýn Rabbim paylaþým için razý olsun

radyobeyan