Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Merhamet nedir? By: SevD@_GüLü Date: 14 Haziran 2011, 12:04:00
                            Merhamet nedir?

Denilebilir ki, dünya merhamet yasasý ile ayakta durmaktadýr. Çünkü yaratýlmýþlýk, tüm mümkün varlýklar için bir eksiklik, zayýflýk, fânilik, muhtaçlýk, kýrýlganlýk, ölümlülük, demek olduðuna göre merhamet olmadan hayat olmaz. Bu dünya hayatýnda zorluk, acý ve keder, korku, yoksulluk ve yoksunluk, haksýzlýk, tüm insanlarý birleþtiren ortak paydadýr. Herkesin kendi ölçüsünde bunlardan bir nasibi vardýr. Yaratýlan hiçbir varlýk kendi varoluþunun ve bütünlenmesinin temelini kendinde bulamaz. Kendi hayat ve kemal garantisini kendi kendisine saðlayamaz. Yardýma, korunmaya, ilgi ve desteðe baþvurmadan varlýðýný koruyup geliþtiremez. Onun için herkes ve her þey merhamete muhtaçtýr.
Merhamet, herkesin iyiliðini isteyip onlara yardým etme arzusu duymadýr. Merhamet tüm insanlar ve tüm canlýlar için dünyayý güvenli bir yer kýlma duyarlýlýðýna sahip olmadýr. Herkese ve her þeye anlayýþ, acýma ve þefkatle yaklaþmadýr. Onlarý esirgeyip koruma, üzerlerine titremedir. Tüm canlý varlýklarýn hürriyet ve güven içinde geliþip serpilmesine yardýmcý olmak, varlýklarýnýn devamý için güç ve destek vermek merhametin temelini oluþturur. Bizim sahip olduðumuz imkânlara, hak ve hürriyetlere baþkalarýnýn sahip olmayýþý içimizde onlara karþý bir acýma duygusu uyandýrdýðýnda, bunun adý merhamettir. Merhamet, baþkasýnýn güçsüzlük, sýkýntý ve derdine ilgi duyma, onun durumuna acýma ve þefkat gösterme, onunla birlikte ýstýrap çekmedir. Layýk olmadýklarýný sandýðýmýz bir kötülükten ýstýrap çektiðini gördüðümüz kimselere karþý duyduðumuz þefkat, iyi niyetle karýþýk bir üzüntüdür. Dert ve sýkýntý içerisinde olan kiþinin derdiyle dertlenme, üzüntüsüyle üzülme ve ona yardýmcý olmaya çalýþmadýr. Merhamet, yaratýklardan hiç birine zulüm ve haksýzlýðý reva görmeyip, içlerinde zararlý olmayan güçsüzlerin zayýf hallerine acýyýp, imdat ve yardýmlarýna yönelmedir. Merhametin karþýt anlamlarý; sertlik, acýmasýzlýk, alaycýlýk, zalimlik, kýskançlýk, soðukluk, ilgisizlik, yürek katýlýðý, bencillik ve duyarsýzlýktýr.
Merhametli insan, baþkalarýndan apayrý bir benlik ve kiþilik olduðunu bilmekle birlikte, baþkalarýnýn hal ve durumlarýný içten sezinleyerek onlara eþduyum (empati) gösterir. Bir bakýma onlarla özdeþleþme süreci yaþar. Ýnsanlara merhametle yöneldiðimizde, onlarýn daha iyi hayat þartlarýna kavuþmasýný, hatta bizim gibi olmasýný isteriz. Böylece merhamet ayný zamanda hem adalet hem de eþitlik duygusunun kaynaðýdýr. Aralarýnda elbette ki bir fark vardýr. Merhamet, iyilik yapmaya, baþkalarýnýn durumuna ilgi gösterme ve yardým yapmaya bizi yönelten bir duygudur. Bu ilgi ve yardým, akli, mantýki, hukuki bir ölçü ve ilkeye göre yapýldýðýnda da adalet ortaya çýkar.
Merhamet, karþý tarafýn kimlik ve kiþiliðini gözetmeden herkese eþit daðýttýðýmýz bir acýma duygusudur. Istýrapta eþitlik yoktur, fakat merhamet bize ýstýrap ihtimalinin eþitliðini öðretiyor. Bir baþkasýnýn baþýna gelen benim de baþýma gelebilir. Merhamet, insanlarýn eþitliði anlayýþýna dayanýyor. Ýnsan olarak hepimiz ýstýraba karþý duyarlýyýz, acý hepimizi kýrýlganlaþtýrýyor. Her bireyin insanlýðýnýn eþit deðer taþýdýðý bir dünya anlayýþý içerisinde ancak merhamet barýnabilir. Merhamet sahipleri, diðerinin yaþadýðý ýstýrabýn ne kadar acý verici olduðunu tahayyül edebilen insanlardýr.
Merhamet, acýya ya da üzüntüye duyulan sempati, baþka deyiþle, baþkasýnýn ýstýrabýna katýlmaktýr. Merhamet, ahlaki olarak acý verici bir ýstýraba üzülmektir. Merhamet bu üzüntünün kendisidir, daha doðrusu bu üzüntü merhametin baþlangýcý ve en küçük birimidir. Merhamet, baþkasýnýn ýstýrabýný paylaþmaktýr. Baþkasýnýn ýstýrabýný paylaþmak, onu onaylamak ya da acý çekmesinin iyi ya da kötü nedenlerini paylaþmak demek deðildir. Bu, ne olursa olsun, bir ýstýrap karþýsýnda ilgisiz kalmayý ve kim olursa olsun bir canlýyý bir nesne olarak kabul etmeyi reddetmektir. Bu nedenle o, ilkesel olarak evrenseldir ve yöneldiði þeyleri hiç hesaba katmamasý bakýmýndan daha da ahlakidir. Bundan dolayý günahkârlara da merhamet duyulur. Kötülük yapan bir kimsenin içindeki kine, üzüntüye, sefalete raðmen, onun ýstýrabý ya da deliliði karþýsýnda merhamet duymak, onun içini kemiren kötülük karþýsýnda masum olmaktýr. En azýndan kine kin eklemeyi reddetmektir. Böylece merhamet, baþkasýnýn ýstýrabýndan zevk alan ve en büyük kötülük olan acýmasýzlýðýn ve bunu dert etmeyen ve tüm kötülüklerin ilkesi olan bencilliðin tersidir.
Merhametin kaynaðý
Merhamet tüm varlýðý kuþatan evrensel bir deðerdir ve kaynaðý da Yüce Allah’týr. Varlýðýn sahibi Yüce Allah, yarattýðý tüm varlýklarýn sadece var olmalarýný dileyip onlarý vücuda getirmemiþtir. Onlarý çaresiz ve yapayalnýz kendi kaderlerine terk etmemiþ, devam ve kemallerini de murat etmiþtir. Bundan dolayýdýr ki, “Allah’ýn rahmeti her þeyi kuþatmýþtýr.” (A’raf, 156.) Yüce Allah kendisini merhamet sahibi olarak nitelemiþtir. (Bakara, 64.) Bir hadiste dile getirildiði gibi, “Cenab-ý Hak rahmetini yüz parçaya ayýrdý, doksan dokuz parçasýný kendi yanýnda tuttu, bir parçasýný yeryüzüne indirdi. Ýþte bu bir parça rahmet sebebiyle yaratýklar birbirine merhametli davranýr. Hatta yavrulu hayvan, bir tarafýný incitir endiþesi ile ayaðýný yavrusundan sakýnýr.” (Buhari, Edeb, 19; Müslim, Tevbe 17.)
Varoluþçu filozoflarýn dediði gibi insan yeryüzüne fýrlatýlýp atýlmýþ, kendi kaderine terk edilmiþ, yalnýz ve korumasýz deðildir. Allah’ýn yardýmý, merhameti, esirgeyip korumasý olmasa yeryüzündeki kötülük, dert, acý ve sýkýntýlarla baþa çýkmak mümkün olabilir miydi? (Yusuf, 53.) Rahmeti, koruyup esirgemesi tüm varlýðý kuþatýcý (=Rahman) ve sürekli (=Rahîm) olan Yüce Allah, bunun tecellilerinden biri olarak insaný her türlü güçlüðe katlanabilme yeteneði ile donatmýþtýr. (Beled, 4.) Daha dünyaya gelmeden önce ana rahminde en güvenli þekilde korunup büyütülen insan yavrusu, hayata gözlerini açtýktan sonra da güvenli bir çevreyle kuþatýlmýþtýr. Hayatýn yük ve sorumluluðunu taþýma yetenek ve yeterliliðine ehil kýlýnan insan, kendisini her zaman bir deðerler düzeni içerisinde bulur. Gönülleri birbirine yaklaþtýran, çok farklý dünyalarý birbirine kaynaþtýran, yardýmlaþma ve dayanýþma ile hayatýn zorluklarýný kolaylaþtýran bu deðerler düzenini geliþtirme ve koruma görevi layýkýyla yerine getirildiði sürece dünya güvenli bir yer olma özelliðini koruyacaktýr.
Hayatýn zorluklarýna sabýr, canlý-cansýz tüm varlýklarýn kendi düzen, istikrar ve geliþimine yönelik dikkat, ilgi ve anlayýþ, dert, sýkýntý ve ihtiyaç sahiplerine merhamet ve yardým Ýslami erdemlerin baþýnda gelir. (Beled, 13-17.) Yaratýlmýþlara karþý gönlünde derin bir merhamet ve þefkat besleyen insan, içinde ilahî bir vasýf taþýyor demektir. Bundan dolayý da her türlü ilgi, ikram ve yardýma, sevgi ve saygýya layýk olur.
Allah’tan insanlara doðru yayýlan rahmet ve merhamet, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’de zirveye ulaþmýþtýr. O insanlarýn en merhametlisidir ve bir rahmet peygamberidir. (Tevbe, 128.) Onun merhameti öncelikle çocuklar, kadýnlar, yaþlýlar; toplumun zayýflarý, kimsesizleri, acizleri, yetimleri, yoksullarý ve yoksunlarýna yöneliktir. Bunun yanýnda onun þefkat ve merhameti insanlarý, hayvanlarý, tüm âlemi kuþatmýþtýr (Enbiya, 107.); o tam bir merhamet modelidir. Ona baðlanan, onu izleyen Müslümanlarýn da ayýrýcý vasfý, birbirlerine karþý duyduklarý merhamettir. (Fetih, 29.)
Çocuk ve merhamet eðitimi
Ýnsan yavrusu yeryüzünün en âciz ve yardýma muhtaç varlýðýdýr. Onun yaþamasý, büyüyüp geliþmesi, iyi bir karakter sahibi olmasý, büyük ölçüde anne-babanýn, yetiþkinlerin himayesi, özeni, merhameti ve sevgisine baðlýdýr. Merhamet, sevgi ve þefkat gibi duygular anne-babadan baþlayarak, çocuklara yerleþir. Aslýnda küçük çocuklar merhametin hem konusu hem de kaynaðýdýrlar. Ýnsan yavrusunun dünyaya gelmesi, büyümesi, geliþmesi ve tüm bu süreçler içerisindeki yardýma ve korunmaya muhtaç güçsüz varlýðý, dert ve sýkýntýlarý, yetiþkinlerin sevgi, merhamet ve þefkatini uyarýcý niteliktedir. Cahiliye döneminde olduðu gibi bazý gelenek ve kültürlerde zaman zaman rastlanan çocuklara karþý katý, ilgisiz ve sevgisiz tutum (Bkz. Buhari, Edeb 18; Müslim, Fezâil 65.), yalnýzca buna sahip yetiþkinleri deðil, yeni yetiþen nesillerin de ruhlarýný tahrip eder. Acýma duygusu, þefkat ve merhametin ortadan kalktýðý bir ortamda zulüm, çatýþma, iþkence gibi insanlýk dýþý davranýþlarýn önünü almak mümkün olmaz.
Her ne kadar insanýn fýtratýnda merhamet ve þefkat gibi olumlu nitelikler varsa da, çocuklar ahlaki deðerleri, gözledikleri davranýþlar ve bu davranýþlarýn sonuçlarýndan öðrenirler. Bu yüzden aile deðer eðitiminde merkezî bir rol oynar; çocuk deðerlere yönelik ilk bilgileri ailesinden, en çok da anne ve babasýndan alýr. Pek çok þeyi yetiþkin davranýþlarýný gözlemleyerek ve taklit ederek öðrendiði gibi doðru ve yanlýþý, iyi ve kötüyü de ebeveynini izleyerek öðrenir. Küçük çocuklar yetiþkinlerin hâl ve hareketlerini, duygu ve tavýrlarýný taklit ederek ve benimseyerek, ahlaki bir biçimlenme geliþtirirler. Ana-babanýn ve diðer yakýnlarýn tutum ve davranýþlarý çocuðu þuuraltý yoldan derinden etkiler. Böylece çocuðun ahlaki geliþimi genel olarak belirli modelleri izleyerek nihai þeklini alýr. Model yoluyla öðrenmede çocuk bir baþkasýnýn davranýþlarýný görür ve o davranýþlarý kendisi de yapar. Bu çoðu zaman þuuraltý iþleyen bir süreçtir. Bu süreç ahlaki sahada iyi olan kiþisel alýþkanlýklarýn edinilmesi ve toplumun gelenek ve göreneklerinin kazanýlmasýný kolaylaþtýrabilir. Bu, bilinçli ve doðrudan eðitim-öðretimden daha güçlü ve etkili bir yoldur. Merhamet, þefkat, nezaket, hürmet gibi tavýrlar, hayraný olduklarý yetiþkinlerden bu etkili süreç sayesinde öðrenilir. Çocuðun ahlaký, model edindiði insanlardan taklit ve özdeþleþme yoluyla öðrenmesi, yakýn çevresindeki kimselerin belirleyici rolünü ortaya koyar.
Þefkat ve merhamet duygularý ancak eþduyum (empati) becerisinin kazanýlmasýyla geliþmeye baþlar. Empati, kiþinin kendini karþýsýndaki insanýn yerine koyarak onun duygularýný ve düþüncelerini doðru anlama durumudur. Baþkalarýnýn düþünce ve duygularý ile bunlarýn muhtemel anlamlarýnýn nesnel bir þekilde farkýnda olmadýr. Karþýsýndakinin duygu ve düþüncelerini temsili olarak yaþamaya çalýþmadýr. Normal þartlarda 3-4 yaþ civarýnda çocuk diðerlerinin duygularýna duyarlýlýk göstermeye ve empati kurmaya baþlar; diðer kiþinin duygulanýmý ile kendi duygulanýmýný bir tutar. Küçük çocuklarýn birbirlerine bakarak aðlamalarý bunun en önemli belirtisidir. Empati duygusu sayesinde çocuk artýk baþkalarýný daha iyi anlayabilmektedir. Altý yaþ çocuklarýnda baþkalarý ile iyi iliþkiler kurma, paylaþma, iþbirliði, dostluk, sempati gibi davranýþlarýn yaný sýra rekabet, kavga, aðýz dalaþý gibi davranýþlar da gözlemlenebilir. Bu dönemde yapýlacak deðer eðitimi etkinliklerinde çocuklarýn olaylarýn sonucunu görmelerine imkân verilmelidir. Bunun için zaman zaman hikâyeler anlatýlabileceði gibi drama yoluyla çocuklarýn kararlarý kendilerinin vermesine fýrsat tanýnarak sonucu yaþamalarý saðlanabilir. Ayný zamanda çocuklarla bu konularý tartýþmak ve onlarý yönlendirerek doðru olaný seçmelerini saðlamak da önemlidir.
Çocuk 4-7 yaþlarý arasýnda benmerkezci (egosantrik) bir özellik gösterir. Bu ayný zamanda onun bencil bir eðilimle kösteklenmiþ olduðunu ifade eder. Fakat bu “masum bir saflýk” ihtiva eden bir bencillik çaðýdýr. Burada, yalnýz her þeyi bilinçli olarak kendi menfaatine indirgeyen çocuðun duygusal ve sosyal bir eðilimi deðil, ayný zamanda her þeyi kendine göre deðerlendiren bir zihin eðilimi söz konusudur. Bunun yanýnda çocukta bir “empati” duygusunun varlýðýna da rastlanmaktadýr. Bir yandan küçük çocuklar, bir baþka çocuðun canýnýn acýdýðýný gördüklerinde, kendi canlarý acýdýðýnda gösterdikleri türden bir tepki gösterme eðilimindedirler. Bundan dolayý empatinin erken yaþlarda geliþimi, baþkalarýnýn içsel durumunu anlama ve ona yardým etme davranýþýnda önemli bir faktör olarak görülmektedir. 6 yaþýna kadar duygusal bir düzeyde seyreden bu eðilim 10 yaþlarýna gelindiðinde zihinsel bir nitelik kazanýr. Bu yaþlardaki çocuklar, olaylarý baþkasýnýn bakýþ açýsýyla görme, onun gibi düþünme ve buna uygun tarzda davranma becerisi gösterirler. 12 yaþlarýnda ise soyut empati yeteneði kazanýlýr. Bu dönem, kendinden daha az imkâna sahip kiþiler için kaygýlanma çaðýdýr. Böylece hayatýn ilk yýllarýnda geliþen duygusal empatinin, sonradan geliþecek zihinsel ve soyut empatiye dönüþmesi mümkün olur.
Þefkat ve merhamet duygularýný geliþtirmenin en iyi yolu, toplumda yardýma muhtaç, zor durumda olan kimselerin varlýðýnýn farkýna varma, onlarla iç içe olma ve onlarýn hayatýný kolaylaþtýracak yararlý iþler yapmadýr. Ayný çevrede, hemen yaný baþýmýzda aç ve yoksul, kimsesiz ve çaresiz, engelli ve yaþlý kimselerin ya da hayvanlarýn da olduðunu görüp, zaman zaman onlara küçük de olsa bir hizmette bulunmaya alýþtýrýlan çocuklarýn, masum vicdanlarýnda büyük bir merhamet ve þefkat tohumunun yeþereceðini söylemek yanlýþ olmaz.




Prof. Dr. Hayati Hökelekli
Uludað Üniv. Ýlahiyat Fak.

Ynt: Merhamet nedir? By: Haktan7/b Date: 09 Nisan 2015, 18:09:57
Selaymun Aleyküm . Merhamet tüm varlýðý kuþatan evrensel bir deðerdir ve kaynaðý da Yüce Allah’týr. Paylaþým Ýçin Allah Razý Olsun .
Ynt: Merhamet nedir? By: MELÝKE 7D Date: 09 Nisan 2015, 18:54:13
Merhamet tüm varlýðý kuþatan evrensel bir deðerdir.
Ynt: Merhamet nedir? By: gözdenur:) Date: 09 Nisan 2015, 19:15:51
Merhamet, sözlüklerde “bir kimsenin veya bir baþka canlýnýn karþýlaþtýðý kötü durumdan dolayý duyulan üzüntü, acýma” olarak tanýmlanmakta olup, neo-spiritüalist terminolojide kullanýlan terimlerden biridir. Neo-spiritüalist görüþe göre merhamet, insan ruhunun “Dünya Okulu”nda edinmesi gereken temel ruhsal yeteneklerden biridir. Bu görüþe göre, kiþinin acýnacak bir hale gelmiþ, bir felakete uðramýþ veya benzeri hallere düþmüþ, ýstýrap çeken bir insana acýyarak, o insanýn çektiði ýstýrabý kendi yüreðinde hissetmesi, ýstýrabýný paylaþmasý kiþiye, onun baþýna gelen olaydan ýstýrap çekerek edindiði deneyimi (ayný olayý yaþamasýna gerek kalmaksýzýn) edinme olanaðý saðlayabilir.Allah razý olsn

radyobeyan