Asabe By: Hadice Date: 13 Haziran 2011, 19:46:05
28. Asabe
2986. “Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Hiþam, Muhammed'den, (O da) Abdullah b. Utbe'den (naklen) haber verdi ki;” O þöyle dedi:
Bana ed-Dahhâk b. Kays rivayet etti ki, Hz. Ömer, Ýslam tarihindeki ilk veba salgýný olan Amavas vebasýna[173] yakalananlar hakkýnda hükmetti ki; onlar baba taranndan eþit iseler ana-bir oðullar (mirasa) daha fazla hak sahibidirler; baba yönünden bazýlarý bazýlarýndan daha yakýn ise, bu (daha yakýn olanlar) mala daha fazla hak sahibidirler.[174]
2987. “Bize Ahmed b. Abdillah rivayet edip (dedi ki), bize Ebû Þihâb rivayet edip (dedi ki), bana Ebû Ýshak eþ-Þeybâni, Ubeyd b. Ebil-Ca'd'dan, (O da) Abdullah b. Þeddâd Ýbni'l-Had'dan (naklen) rivayet etti ki;” O þöyle dedi:
Ebû Huzeyfe'nin azadlýsý Salim, Yemâme savaþýnda[175] isabet alýp (ölmüþtü), mirasý da ikiyüz dirheme ulaþmýþtý. O zaman Hz. Ömer (Radýyallahu Anh);
"Bu (dirhemleri), sonuna kadar kullansýn diye annesi için tutun" demiþti.[176]
2988. “Bize Ebû Nuaym rivayet edip (dedi ki), bize Züheyr, Ebu Ýshak'tan, (O) el-Haris'ten, (O) Hz. Ali'den, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallaliahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki;” O þöyle buyurdu:
"Baba-bir kardeþler ("benu'l-allât") deðil, ana(-baba) bir kardeþler birbirlerine mirasçý olurlar. Kiþi baba-bir kardeþine deðil, ana-baba bir kardeþine mirasçý olur."[177]
2989. “Bize Sehl b. Hammâd rivayet edip (dedi kî), bize Þu'be, en-Nu'man b. Sâlim'den rivayet etti ki;” O þöyle demiþ:
Ben Ýbn Ömer'e;
"Ne dersin, bir adam geriye kýzýnýn oðlunu býraksa, o ona mirasçý olur mu?" dedim de O;
"Hayýr" karþýlýðýný verdi.[178]
2990. “Bize Ya'lâ rivayet edip (dedi ki), bize el-A'meþ, Ýbrahim'den rivayet etti ki;” O þöyle demiþ: Abdullah þöyle dedi:
“Ana, asabesi olmayan kimsenin asabesidir. Kýzkardeþ de asabesi olmayan kimsenin asabedir.”[179]
Açýklama
"Asabe", sözlük manasýyle baba tarafýndan olan akraba demektir. Istýlahta ise, belirli pay sahibi mirasçýlarla birlikte bulunduklarýnda onlardan geriye kalan mirasý alan, mirasçý olarak yalnýz kendileri bulunduðunda ise mirasýn tamamýný alan mirasçýlar manasýna kullanýlýr. Bunlar da kendi içlerinde birkaç kýsma ayrýlýrlar. Ölene yakýnlýklarýna göre sýralanan asabelerde, esas olarak önceki sýrada bulunan kimse, sonraki sýrada bulunanlarý mirastan düþürür. Mirasçýlar arasýnda asabe bulunmadýðýnda, "feraiz ashabý"ndan arta kalan mirasýn kime verileceði tartýþmalý bir konudur. Hz. Ömer (Radýyallahu Anh), Abdullah b. Mes'ûd (Radýyallahu Anh), Ebû Hanife (Rahmetullahi Aleyh) ve Ahmed'e (Rahmetullahi Aleyh) göre, bu durumda artan miras tekrar paylarý oranýnda feraiz ashabýna verilir. Ancak Abdullah b. Mes'ûd (Radýyallahu Anh), bundan altý þahsý hariç tutmuþtur.[180] Ýþte anne ve kýzkardeþin, asabesi olmayanýn asabesi olmalarý, feraiz ashabý paylarýný aldýktan sonra geriye kalaný yine onlarýn alacaðý demektir.[181]
2991. “Bize Müslim b. Ýbrahim rivayet edip (dedi ki), bize Vuheyb rivayet edip (dedi ki), bize Ýbn Tâvûs, babasýndan, (O) Ýbn Abbas'tan, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki;” O þöyle buyurdu:
"(Kur'an'da belirlenmiþ) miras paylarýný sahiplerine ulaþtýrýn. Geriye kalan ise erkeðin (yani ölenin babasý tarafýndan ölene) en yakýn erkeðindir!”[182][173] Amvâs, Kudüs'e yakýn bir yerdir. Hz Ömer’in Halifeliði zamanýnda hicri 18.yýlda orada baþlayan veba salgýný Þam bölgesine yayýlmýþ ve bir rivayete göre, 25 bin Müslüman ölmüþtü.
[174] Musannaf, 10/260, 288; Beyhaki, 6/239., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydýnlý), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Þerhi, Madve Yayýnlarý, Madve Ofset, Ýstanbul, 1996: 6/204-205
[175] Yemame Mekke ile Medine’nin doðusunda orta kesimde bulunan yüksek bir yerleþim alanýdýr. Burada hicri 11. yýlda mülümanlarla Museylimutu’l-Kezzab’ýn taraftarlarý arasýnda çok kanlý bir savaþ olmuþ, birçok Sahabi þehid düþmüþtü.
[176] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydýnlý), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Þerhi, Madve Yayýnlarý, Madve Ofset, Ýstanbul, 1996: 6/205
[177] Tirmizi, Feraiz, 5(4/416); Ýbn Mace, Feraiz, 10(2/915); Müsned, 1/144; Tayâlisî, s.25; Müstedrek, 4/336; Ýbn Ebi Þeybe, 11/402; Musannaf, 10/249; Beyhaki, 6/232, 267., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydýnlý), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Þerhi, Madve Yayýnlarý, Madve Ofset, Ýstanbul, 1996: 6/205-206
[178] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydýnlý), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Þerhi, Madve Yayýnlarý, Madve Ofset, Ýstanbul, 1996: 6/206
[179] Sünenu Saîd, 1/61. Bkz. 2950. haber. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydýnlý), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Þerhi, Madve Yayýnlarý, Madve Ofset, Ýstanbul, 1996: 6/206
[180] Bkz. 2949. haberin "Açýklamasý
[181] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydýnlý), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Þerhi, Madve Yayýnlarý, Madve Ofset, Ýstanbul, 1996: 6/206-207
[182] Buhari Feraiz 7(8/6); Müslim, Feraiz, 2-4 (3/1233-1234); Ebû Davud, Feraiz,7(3/122), Tirmizi Feraiz! 8(4/418); Ýbn Mace, Feraiz, 10(2/915); Müsned, 1/325; Tayâlisî, s.340; Musannaf, 10/249; ibn Ebi Þeybe, 11/265-266; Beyhaki, 6/238., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydýnlý), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Þerhi, Madve Yayýnlarý, Madve Ofset, Ýstanbul, 1996: 6/204-207