Hasen hadis By: sidretül münteha Date: 12 Haziran 2011, 17:55:44
3- HASEN HADÎS
Hasen hadîs: Þâz ve illetten salim olarak, zabtý mükemmel olmayan râvîler tarafýndan muttasýl bir senedle rivayet edilen hadîstir. [546]Sahîh ile hasen arasýnda bir karýþýklýða meydan vermemek için bu tarifte dikkate alýnacak husus, sahîh hadîs râvîsinin zabt bakýmýndan mükemmel olmasýna mukabil, hasen hadîs râvîsinin bu bakýmdan noksan olduðudur. Her iki hadîs de þâz ve illetten salim olup ihticâc ve istiþhâda elveriþlidir.
Hasen hadîs iki çeþittir:
1 -Li zâtihî hasen.
2 - LÝ ðayrihî hasen.
Mutlak olarak söylenen Hasen hadîs sözüyle li zâtihî hasen kastedildiðine göre burada onu tekrar tarif etmeye lüzum yoktur. Li zâtihî hasen deniþinin sebebi de, ondaki hüsnün (güzelliðin) bizzat kendinde bulunup dýþarýdan gelmeyiþidir. [547] Hasen hadîs her ne kadar râvîlerinin zabtý bakýmýndan sahîh hadîsten aþaðý ise de, þartlarý itibariyle sahîh hadîs seviyesindedir.
Liðâyrihî hasen hadîs'e gelince: Senedindeki râvîierden biri çok hatâ yapacak kadar dalgýn ve kizb ile müttehem olmamakla beraber, ehliyetli veya ehliyetsiz olduðu anlaþýlmayacak kadar kapalý bulunmasýdýr. Ayrýca hadîsin metni mütâbic ve þâhidle takviye edilmiþ olacaktýr. [548]
Lizâtihî ve liðayrihî hasen hadîsin tarifi hakkýnda söylenmiþ pek çok söz ve münâkaþalar vardýr ki, onlardan bahsetmeye ne lüzum görüyor, ne de bir fayda bekliyoruz.[549]
Her ne kadar Tirmizî'nin hasen hadîs tarifi hakkýnda bir çok söz söylenmiþse de, onun Câmi'i yine de hasen hadîsin kaynaðýdýr. Hasen hadîs tarifini ilk defa ortaya atan da Tirmizý'dir. [550] Hadîsleri ilk olarak sahih, hasen ve zayýf þeklinde taksim eden yine odur.
Muhaddisler zayýf hadîsi iki kýsma ayýrýrlar:
a) Amel edilebilecek olan zayýf hadîs ki, bu Tirmizî'nin ýstýlâ-hýndaki hasen hadîse benzer.
b) Terkedilrnesi zarurî olan zayýf hadîs ki, iþte bu büsbütün deðersiz olan hadîstir. [551]
Tirmizî'nin Camiinde, iyice bilinmediði takdirde bâzý karýþýklýklara yol açabilecek olan iki tâbir vardýý. Bunlardan bîri ifâdesi, diðeri de ifadesidir. Hasen olarak bilinen bir rivayetin, diðer tariklerden sýhhat þartlarýný hâiz olduðu anlaþýlýnca, Tirmizî bu rivayet hakkýnda tâbirini kullanmaktadýr. Ona göre bu hadîs hasenden üstün, sahihten de aþaðý bir mertebededir. [552] Hafýz Ýbnu Hacer þu misaliyle bu mesele hakkýndaki bütün þüpheleri daðýtmýþtýr. Ýbnu Hacer diyor ki:
"Bunun bir benzeri de muhaddislerin râvî hakkýnda söyledikleri tâbirleridir. Bunlardan birincisi sâdece
sahîh hadîs râvîleri derecesinde olanlar hakkýnda, ikincisi de bu derecede olduðu kabul edilenler hakkýnda kullanýlýr. Her ikisini irleþtirerek söylemekte nasýl ki, hiçbir mahzur yoksa sahîh ile hasen tizlerini birleþtirerek söylemekte de hiçbir mahzur yoktur.
"Hasen-Sahîh" hadîs hakkýnda garîb sözünün kullanýlmasýna gelince: Sahîh hadîs bâzan bir tarîkle rivayet edildiði için garîb olur. Þu hâle göre, sahihin dûnunda olan hasen hadîs'in, garîblikte tavsifi daha münâsip olur.
îbnu Hacer bu ýstýlahý bir baþka þekilde daha açýklamýþtýr. Buna göre Tirmizî, hasen hadîs'i mutlak olarak tarif etmemiþ, onu kitabýnda kendine mahsus bir ýstýlah olarak kullanmýþtýr, Tirmizî bâzý hadîsler hakkýnda bâzýlarý hakkýnda veya tâbirini kullandýðý gibi, diðerlerinde de bir kýsmýnda ve diðer bâzýlarýnda da denmektedir. Onun yaptýðý tarif, ilk defa zikri geçen haseri hadîs hakkýndadýr. Nitekim kitabýnýn sonundaki þu ifâde de bunu göstermektedir:[553]
"Bu kitabýmýzda dediðimiz zaman, bu sözle isnadý bizce hasen olan hadîsi kasdetmiþizdir. Kizb ile ittihâm edilmeyen râvî tarafýndan rivayet edilip baþka tarîklerden de onun gibisi gelen ve þâz da olmayan hadîs bizce hasendir". Bundan da anlaþýlýyor ki, o sâdece hasen dediði hadîsi tarif etmiþtir. Yalnýz .at" veya yalnýz
dediklerini tarif etmediði gibi, dediklerini de tarif etmemiþtir. Diðer nev'îler, hadîscüer arasýnda meþhur olduðu için Tirmizî onlarý tarife lüzum görmemiþ, yalnýz dediðini tarif etmiþ olsa gerektir. Bunun sebebi de herhalde bu tâbirin ya müphem oluþu, yahut yeni bir ýstýlah oluþudur. Nitekim - Hattâbî[554]'nin yapüðý gibi bu tâbiri hadîscilere nisbet etmemiþ, "bizce" diyerek sýnýrlandýrmýþtýr.[555]
Li zâtihî hasen olan hadîs baþka bir tarîkten de rivayet edilmiþse, iki taraftan takviye edilmesi sebebiyle hasen derecesinden sahîh mertebesine yükselir. Zîrâ hasen hadîsin râvîsi, sýdk ve mestûru'l-hâl olarak meþhur olmakla beraber, zabtý kuvvetli hafýz derecesine çýkamamýþtýr. Bu durum karþýsýnda râvînin hadîsi bir baþka tarîkten rivayet edilirse, mütâbi' ile takviye edilmiþ olur ve böylece râvisinin sû-i hýfzý cihetiyle beslenen endîþe giderildiði gibi, hadîsi de hasen mertebesinden sahîh mertebesine çýkmýþ olur. Meselâ: Ümmetime zor gelmeyeceðini bilseydim, her abdest alýþlarýnda misvak kullanmalarýný emrederdim", hadîsinin senedi þöyledir Seneddeki Muhammed b. Amr'a her ne kadar birçok hadîsciler sýkadýr, diyorlarsa da, hýfz, zabt ve itkân bakýmlarýndan müttehemdir. Buna göre mezkûr hadîs, lizâtihî hasen ve liðayrihî sahihtir; zîrâ hadîs. Muhammed'in þeyhinden, þeyhinin de þeyhinden rivayet edilmektedir. Ayrýca onu Ebû Hurey-re'den, aralarýnda A'rec b. Hürmüz ve Sa'îdu'î-Makburî'nin de bulunduðu birçok râvîler rivayet etmektedir. [556]
Hasen tâbirini ilk defa ortaya atan Tirmizî olmakla beraber, daha Önceki tabakaya mensup olan Ahmed b. Hanbel ve Buhârî gibi zevatýn kitaplarýnda ve Tirmizî'nin þeyhlerinin bâzý rivayetlerinde haseýý adým verebileceðimiz birtakým hadîslerin bulunduðunu görmekteyiz. [557] Bunlar mertebece sahihten aþaðý, zayýftan da üstündür. Zehebî'nin, hasen hadîsin sahihin bir nev{i olduðu hususundaki delilini zikrettikten sonra, Ahmed b. Hanbel'in Müsned'i bir tarafa - Sahîh-i Bu-hârî'de bile hasen'in bulunuþunu garîb görmüyoruz.
Îbnu's-Salâh, Ebû Davud'un Sünen'ini hasen hadîsin çokça bulunduðu eserlerden biri olarak kabul eder. Buna delil olarak da Ebû Davud'un þu sözlerini nakleder:
"Sahîh hadîsi, sahihe benzeyeni ve ona yakm bir durumda olaný zikrettim. Kendinde son derece za olan hadîsleri de açýkladým. Hakkýnda hiçbir þey söylemediðim hadîs sâlihtir; ,bir kýsmý diðerin den daha sahihtir. [558]Ibnu Salâh. Ebû Davud'un bu sözlerini þöyle tenkîd eder:
"Sahîheyn'den birinde bulunmadýðý ve hiçkimsenin de sahîh duðunu söylemediði hâlde Ebû Davud'un Sünen'inde mutlak olarak zikredilen hadîsler ona göre hasendir. [559]
Îbnu's-Salâh'm kendi metodu gereðince böyle bir tenkîd yaparak sahîheyn'de bulunmayan ve imamlardan biri tarafmdan sahîh olduðu söylenmeyen herhangi bir hadîse, müteahhirînin sahîh diye hükmetmesini önlemek zaruretini hissettiði meydandadýr. Bu sebepledir ki, Hâkim'in sahihtir dediði fakat diðer güvenilir âlimlerin, hakkýnda sahihtir veya zayýftýr þeklinde bir hüküm vermediði hadîslerin zaftný gerektiren bir illet görmedikçe hasen olduklarý kabul edilir. Hafýz tIrâkî[560]'nin, isnâd ve illetleri tetkîk etmeye muktedir olan bir mütehassýsýn, herhangi bir hadîsin sahîh veya zayýf olduðuna hükmetmeye yetkili olduðunu söylemesi çok doðru bir sözdür. [561]
Beðavî, [562]Mesâbîhu's-sünne adlý eserinde sahîh ve hasen hadîsleri tefrik etmek için kendine hâs ýstýlahlar kullanmýþtýr. Ona göre Seyhan'ýn veya onlardan birinin tahrîc ettiði hadîs sahîh; Ebû Dâvûd, Tirmizî ve benzerlerinin rivayet ettiði hadîsler de hasendir. Birçok âlimler buna îtiraz ederek Beðavî'nÝn husûsî ýstýlahýna makbul bir îzâh yolu bulamamýþlardýr. Kaldý ki onun Mesâbîh'Ýnde Nevevî'nin de dediði gibi âdil ve zabýt olmayan râvîlerin infirat ettiði münker hadîsler vardýr. [563] [546] Þerhu'n-nuhbc, s. 11; krþ. Suyûtî, Elfiyye, s. 42, not.
[547] Þerhu'n-nuhbe, s. 11,
[548] Tavzîhu'l-efkâr, c. I, s. 188. "Sahih-hasen-zajif hadîsler arasýnda müþterek olan ýstýlahlar" kýsmýnda muiâbi' ve þâhid'dtn bahsedeceðiz. Þimdilik bu iki kelimenin, liðayrih^ hasen hadîsi, lâfýzlarý ayný olan baþka rivayetlerle veya mânâca ayný baþka hadislerle takvi>eye yaradýðýný ve î'tibâr için kullanýldýðýný bilmemiz kâfidir.
[549] Bu münâkaþalar arasýnda Hattâbî'nin hasen hadîs tarifi ve âlimlerin onu tenkîdleri, sonra Tirmizî'nin tarifi ve onun tenkîdleri, daha sonra da bu iki tarifi uzlaþtýrma çabalarý bulunmaktadýr (Misâl olarak bk. Tedrîbu'r-râvî, s. 49-52).
Muhaddisler, hasen hadîsin târifindeki bu anlaþmazlýðýn ilk bakýþta onun sahîh hadîsle zayýf hadîs araþma girmiþ gibi görünmesinden çýktýðýný söylemektedirler; hatta hasen hadîsin hafýzýn iyice ifâde edemeyiþi yüzünden bir hatâ eseri olarak vuku'-bulduðunu belirtirler. Biz burada münâkaþayý býrakarak hasenin hudutlarýný çizen en basit ve en saðlam tarifi almakla yetineceðiz.
[550] thtisâiu 'ulûmi'l-hadîs ve þerhi, s. 43.
[551] Ýbnu Teynýiye'nin fetvalarýndan birinde geçen sözünden alýnmýþtýr (Ka-vâ'idu't-tahdîs, s. 83).
[552] îhtisâru 'ulûmi'i-hadîs, s, 47.
[553] Tedrîbu'r-râvî, s. 53.
[554] Hattâbî, hafýz Hamed'dir. Abdullah'ýn rivayet ettiði üzere mim'in fethasýyle olup mim'den sonra hemze yoktur- Abdullah Hattâbî'ye ismini sormuþ, o da Hamed'dir demiþtir; fakat halk Ahmed diye yazmýþtýr. Hattâbî, fakîh, edîb ve muhaddistir. Birçok eserleri vardýr: Ebû Davud'un Sünen'ine þerh olarak yazdýðý Me'âlimu's-sünen de bunlar arasýndadýr. Kitab matbûdur. Ayrýca Sahlh-i Bu-hâri'yi þerh etmiþ, ona da î'Iâmu's-sünen adýný vermiþtir. Zaman zaman nisbet edildiði Büst'de 388 târihinde vefat etmiþtir.
[555] Þerhu'c-nuhbe, s, 12.
[556] Tedrîbu'r-râvî, s. 57.
[557] thtisâru 'ulûmi'I-hadîs ve þerhi. s. 43,
[558] Tedrîbu'r-râvî, s. 55; Tavzîhu'l-efkâr. c. I, s. 196.
[559] Ihtisâru 'ulûini'l-hadîSj 3. 44,
[560] Aüâme hafýz Abdurrahman b. Hüseyin, Zeynüddîn el-Baðdâdî el-'Irâkî'dir. îmâm, mukrî, fakîh ve usûlcü olup þâii'î mezhebinde idi. 'TJIûrau'l-badîs sabasýnda pek çok kitaplarý vardýr. Elfiyye'sÝ meþhurdur. H. 806 târihinde vefat etmiþtir.
[561] el-Bâ'isu'l-hasîs, s, 29.
[562] Hafýz Ebû Muhainraed el-Hüse^in b, Mes'ûd elrFcrrâ el-Bcðavî (v. 5i6)'dir.
[563] Tedrîbu'r-râvî, s. 55.
Dr. Subhi es-Sâlih, Hadis Ýlimleri ve Hadîs Istýlahlarý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Yayýnlarý: 129-133.