1. Hadislerin Ezberlenmesi By: Hadice Date: 09 Haziran 2011, 15:01:34
1. Hadislerin Ezberlenmesi («Hýfz»)
Hadislerin yazýya geçirilmesi ile ilgili bir sonraki bahiste etraflýca izah edileceði gibi, baþlangýçta, Kur'an'dan baþka bir þeye düþkünlük gösterilmesi ve önce Allah Kelâmý Kur'ân'ýn kendine has özellikleri ile müslümanlar tarafýndan bir iyice benimsenmesi için Hz. Peygamber, hadislerinin yazýlmasýna müsaade buyurmamýþtýr. Kur'ân âyetlerinin tâbi tutulduðu, yazdýrma, ezberleme ve kontrol gibi resmi muamelelerin hadislere uygulanmasýný uygun bulmamýþtý. ,
Belki de bu ilk yýllarda ve hattâ Mekke Devrinde Hz. Peygamber'in açýklamalarýnýn az ve günlük pratik hayatla ilgili olmayýþlarý bunda etkili olmuþtu. Daha açýk bir ifade ile, Mekke Devrinin özellikle ilk yýllarýnda tevhid inancýyla ilgili âyetler nazil olmaktaydý. Mekke Toplumunun Allah inancý konusundaki yanlýþlarý ortaya konulmaktaydý. Bu sebeple de Hz. Peygamber'e çok fazla açýklama görevi düþmemekteydi. O, daha çok inen âyetleri okuyarak insanlarý Ýslâm'a davet etmekteydi.
Ýslâm Sisteminin gerekleri daha sonraki yýllarda ve özellikle Medine Devrinde belirleneceði için açýklama ihtiyacý da daha çok o dönemde görülecekti. Bu sebeple hadislerin baþlangýçta yazýya geçirilmesine gerek duyulmamasý herhalde bu tabiî geliþme ile de yakýndan ilgilidir.
Burada þu noktaya da iþaret etmek yerinde olacaktýr: Kitâbetü'l-hadîs meselesini inceleyen eserler, hadisleri yazma izninin ilk kez ne zaman verildiðine dâir kesin ya da ihtimâli bir tarihten söz etmemektedirler. Bu da konuya ait tahminlerin sayýsýný çoðaltmakta ve fakat gücünü o nisbette zayýflatmaktadýr.
Ayrýca, özellikle ilk yýllarda Müslümanlar arasýnda yazý yazmasýný bilenlerin azlýðý da dikkatte uzak tutulmamasý gereken bir gerçektir. Netice olarak sahâbiler hadisleri;
a. Müþâfehe yoluyla (aðýzdan),
b. Müþahede yoluyla (Hz. Peygamber'in fiil ve tasvibîerini görerek),
c. Sema'yoluyla (Hz. Peygamber'den duymuþ ya da O'nun fiilerini görmüþ bir baþka sahâbîden iþiterek) öðenebiliyorlardý. [8]Çünkü hepsinin, her zaman Hz. Peygamber ile birlikte bulunmalarý mümkün deðildi.
Kur'ân-ý Kerîm'i ezberlemeye alýþmýþ bulunan sahâbîler, aþaðýda bir kýsmýný özetleyeceðimiz sebeplere baðlý olarak hadisleri de ezberlemiþlerdir. Ancak hemen belirtelim ki, bu sebepler, yazma izninden sonra da, hadislerin ezberlenmesinde etkili olmuþlardýr. Bizim burada asýl temas etmek istediðimiz, hadislerin baþlangýçta ve ilk iþ olarak ezberlenmiþ olmalarý tarihî gerçeðidir. Bunun için de hadislerin intikalinda ilk merhale «Hadislerin Ezberlenmesi » olmaktadýr.
Ashâb-ý Kirâm'ýn Hadisleri Ezberleme Sebepleri
Þimdi gerek baþlangýçta, gerekse yazma iznini takib eden yýllarda hadislerin sahâbîler tarafýndan ezberlenmesinin sebeplerine kýsa kýsa iþaret edebiliriz. [9]
Herþeyden önce hadislerin, bir baþka insan sözünde bulunmasý pek nâdir bir ifâde güzelliði ve özelliðine («üslûb ») sahip bulunduklarý ile ashâbm, oku-ma-yazma bilmeyen ümmî Arab Milletinden olduklarý ve tabiî olarak, ümm-înin hafýzasýna güveneceði ve dayanacaðý gerçekleri bir arada düþünülecek ve deðerlendirilecek olursa, hadislerin ezberlenmesinin pek tabiî bir netice olduðu kolaylýkla anlaþýlacaktýr.
Öte yandan, medeniyetin yoðunlaþtýrdýðý sýkýntý ve problemlerden uzak, sade bir yaþayýþ da zihin berraklýðý açýsýndan oldukça önemli bir faktördü. Bu sebeple o günün insanlarý uzun hitabe ve þiirleri bir kez dinlemekle ezberleyebiliyorlardý.
Hadislerin gerek baþlangýçta gerekse deha sonraki dönemlerde ezberlenmeþinin bir baþka sebebi de dîni koruma ve yayma («teblið, davet») görev ve þuurunun o günün müslümanlarýnýn zihinlerinde iyice yer etmiþ olmasýydý. Zira onlar, mutlu geleceklerinin ancak Ýslâm sayesinde gerçekleþebileceðini iyice kavramýþlardý. Nitekim Hz. Peygamber de, «sözümü dinleyip belleyen ve bellediklerini ayný þekilde baþkalarýna teblið edenlerin Allah yüzlerini aðartsýn! »[10] buyurmuþ, tebliðin önemli bir görev olduðunu duyurmuþtu.
Hadisin ve sünnetin dindeki pek yüksek mevkii ve pratik deðeri de ashabý her konuda Hz. Peygamber'i takip etmeye zorluyordu. Rasulullah'tan kaptýklarý her kelime ve bilgi, onlarýn âdeta beyinlerine ve iliklerine iþliyordu. Onlar bu bilgileri amel ve uygulama olarak ortaya koyuyor, fiilen yaþýyorlardý. Bu fiilî durum ise, hiç þüphesiz, ezberlemeye vesile ve yardýmcý, unutmaya da engel oluyordu. Çünkü sorumluluktan kurtulmanýn olduðu kadar ilgiyi unutmamanýn da en geçerli yolu onu yaþamaktý.
Hz. Peygamber, kendisinden sonra dînî teblið sorumluluðunu yüklenecek olan ashabý, bu büyük görevi baþarý ile yapabilecek kývama gelmeleri için hikmet ile eðitirdi. O'nun sözleri ne uzun ne de kýsa olurdu, o, tane tane konuþurdu. O kadar ki, Hz. Aiþe, «yanýnda bulunan herhangi bir kiþi O'nun sözlerini kolaylýkla ezberi ey ebiîirdi.» [11] demektedir. Bâzan da hafýzalarda iyice yer etmesi için Nebî (s.a.) sözünü üç kere tekrar ederdi. [12]
Birer paragraf halinde oldukça özetleyerek deðindiðimiz bu ve bunlara ilâve edilebilecek daha baþka sebepler, bilhassa baþlangýçta hadislerin ezberlenmesinde büyük rol oynamýþlardýr. [13]
[8] Bilgi için bk. Ebu Zehv, el-Hadis ve'1-muhaddisun, s. 53.
[9] bk. Itr, Menhec, s. 37-39; Ebu Zehv, a.g.e., s. 65-79; Çakan, Anahatlarýyla Hadis, s. 100-104.
[10] Ebu Davud, üim 10; Tirmizî, ilim 7; tbn Mace, mukaddime 18; menâsik 76; Dârimi, mukaddime 24; Ahmcd b. Hanbel, I, 437; III, 225; IV, 80, 82; V, 183
[11] Buharî, menâkýb 23; Müslim, fedailu's-sahâbe 160.
[12] bk. Tirmizî, menâlab 9; Buhârî, ilim 30.
[13] Geniþ bilgi için bk. Itr, Menhec, s. 37-39; Çakan, Anahatlarýyla Hadis, s. 100-103. Doç. Dr. Ýsmail Lütfi Çakar, Hadis Edebiyâtý, Ýfav Yayýnlarý: 4-6.