3. et-Tirmizi ve Cami'i By: Hadice Date: 08 Haziran 2011, 10:55:01
3. et-Tirmizi ve Cami'i
Ebu îsâ künyesiyle meþhur Muhammed b. Ýsâ b. Sevre et-Tirmizî, Tir-miz'de 209/827 yýlýnda doðmuþtur. [221]
Tirmizî, Arabistan, Mezopotamya, Ýran ve Horasan gibi çeþitli ilim merkezlerine hadis Öðrenmek için seyahatler yapmýþtýr. O, Buhârî, Müslim ve Ebû Davud gibi öteki kiltüb-i süte müelîifleriyle görüþmüþtür. Kütüb-i süte imamlarýnýn müþtereken ilim aldýklarý 10 þeyh[222]ie ilâve olarak Tirmizî, Ali b, Hucr el-Mervezî (243/857), Süveyd b. Nasr b. Süveyd el-Mervezî (240/854), Kuteybe b. Saîd es-Sekafî (240/854), Ebû Mansur Ahmed b. Ebî Bekr (242/856), Muhammed b. Abdilmelik b. Ebi'þ-Þevârib (244/858), Ýbrahim b. Abdillah b. Hatim el-Herevî (244/858) ve Ýsmail b. Musa el-Fezârî es-Süddî (245/859) gibi meþhurlardan ilim almýþ ve hadis rivayet etmiþtir. [223]
Kendisinden de bir çok kiþi ilim almýþtýr. [224] Ömrünün sonuna doðru gözlerini kaybetmiþtir. [225] O, (279/892) tarihinde Tirmiz'de vefat etmiþtir.
Kendisi hakkýnda devri ulemâsýnýn gerçekten gýbta edilecek deðerlendirmeleri ve Övgüleri vardýr. [226]
el-Câmi'u's-Sahîh (Veya «Sünenu't-Tirmizî»,
Hadis Ýlminin muhtelif þubelerine dair eserleri[227] bulunan Tirmizî'nin en hur eseri Sünenu't-Tirmizî[228]diye bilinen el-Câmi'u-s-Sahlh 'idir. Biî onu asýl ismine ve muhtevasýna en uygun olan yerde Cami 'ler arasýnda incelemeyi tercih ettik. Ayrýca, Tirmizî'nin Câmiinin kütüb-i sitte'nin üçüncü kitabý olduðuna dair ileri sürülen görüþü[229] de benimsemiþ bulunmaktayýz. Bu benimsemede kitabýn Cami' niteliði önemli bir faktördür.
Tirmizî, eserini Hicaz, Irak ve Horasan âlimlerine sunmuþ, hepsi de beðenmiþlerdir. O, kitabý hakkýnda «Kimin evinde bu kitab bulunursa orada konuþmakta olan Peygamber var demektir. [230]þeklinde konuþmaktadýr, yine O; «iki hadis dýþýnda» kitabýndaki bütün hadislerin ma'mâlun bik olduklarýný da söylemektedir. [231]
Cami1, aîe'l-ebvâb bir teritebe sahihtir. Taharetten Ýlere kadar uzanan 46 kitabý ihtiva etmektedir. Concordance'a göre cami; 46 kitab içinde 2496 bâb[232] ve A.M. Þakir (1958)in tahkiki ile baþlayan baskýya göre de 3956 hadis[233] den meydana gelmektedir. (Tuhfetu'l-ahvezî þerhi ile birlikte olan baskýda hadis sayýsý 4051'dir). [234]
Tirmizî, diðer müelliflerin «Kitab» ismini verdiði bölümlere «ebvâb» baþlýðýný koymuþtur («ebvâbu't-tahâre » gibi). O, bu ifâdeyi an rasûlillahi sallellahu aleyhi ve selîem» cümlesiyle tamamlar. Bununla da o, zikredeceði hadislerin «merfu » karakterine iþaret eder. [235] «Ebvâb » kelimesiyle de hadisler üzerinde yapacaðý usulî ve fýkhý deðerlendirmelere zemin hazýrlamayý hedefler. Nitekim mevkuf ve maktu hadisler Tirmizî'de merfu hadislerin deðerlendirilmesi sadedinde sevkedilmiþlerdir. Buhârî bu iki çeþit hadisi bâb baþlýklarýnda muallak olarak verir. Müslim ise bu iki çeþit hadise hiç yer vermez. [236]
Bâb baþlýklarýnýn («terceme») tanziminde Buhârî'ye paralellik gözükürse de, kýsa ve net oluþu ve bir de fikhî görüþler ihtiva etmemesi bakýmýndan ondan ayrýlýr. Çoðu kere bâb baþlýklarý, o bâjmý hadislerindeki ifadeleri taþýr. Bu yönden de hadislerle «terceme» arasýndaki münâsebeti bulmak pek kolay olur. Oysa Buhârî, kendi fýkhý görüþlerini bâb baþlýklarýnda verdiði için, tercemelerin uzunluðuna ilâveten, o baþlýk altýnda zikredilen hadisler arasýndaki münâsebeti yakalamak da ayrýca bir dikkati ve düþünmeyi gerektirir.
Tirmizî, bâb baþlýklarýnýn tanziminde ayetlerden çok nadir olarak yararlanmýþtýr. Buhârî ise, birinci derecede âyetlerden tercemeleri oluþturur.
Görüþ ayrýlýðý bulunan konulara dair olan bâb baþlýklarýný «hel » ve «keyfe » gibi soru edâtlanyla verir. Aralarýnda nesh cereyan etmiþ olan hadisleri de önce mensuh'u bir bâbta, hemen peþinden nâsih'i de bir baþka bâbta zikretmek suretiyle peþpeþe sýralar. Söz gelimi, K. Tahâre 6-7, 8-9, 58-59, 61-62. bâblarda bu uygulama açýkça görülmektedir.
Tirmizî, bâb baþlýðý altýnda bir veya bir kaç hadisi verdikten sonra, sýrasýyla þu iþlemleri yapar:
a. Hadisin sýhhat durumu (Hasen, sahih, zayýf, garib olduðunu) mutlaka açýklar.
b. Râvilerin durumunu, varsa, seneddeki illeti beyân eder.
c. Hadisin -varsa- diðer tariklerini verir.
d. Konuyla ilgili, diðer sahâbîlerden yapýlmýþ rivayetler varsa, onlara da «ve fi'l-bâbi an fülânin vefulân...» diyerek, sahabî isimlerini vermek suretiyle iþaret eder.
e. O konuda fukahamn görüþlerini, hadisle nasýl ihticac ettiklerini, ulemâ arasýnda ittifak mý, ihtilâfým bulunduðunu anlatýr. Ýcma varsa, mutlaka iþaret eder. Bazen de uygulamanýn hangi yönde olduðunu gösterir.[237]
Tirmizî, yer yer verdiði lafzýn hangi raviye ait olduðunu (bk. savm 28), bazan da ravîlerin hadisi rivayet ederken kullandýklarý lâfizlann Jýangisi olduðunu (bk. zühd 1) açýklamayý da ihmal etmez. Birleþtirdiði senedler arasýna koyar ve mana farký doðuracak kelimelere iþaret eder (Taharet 1).
Tirmizî, hadisin farklý senedlerini verdikten sonra (Müslim gibi) metni
tekrar etmez ve «nahvehu », «mislehu » gibi kelimelerle yetinir (bk. iman, 3, 53 bazan da «nahve hazâ » ifâdesini kullanýr (bk. iman, 2).
Garîbul-hadis ve muhtelifu'l-hadis gibi meselelere de Tirmizî yeterince Cami'in de yer vermekte, bazan kendisi (bk. zekat 33), bazan da bir baþkasýndan .sorarak (bk. ahkam 38) öðrendiði þerhleri zikretmek suretiyle açýklamaktadýr. Ýki hadis arasýndaki tearuzu, ulemânýn görüþünü nakletmek suretiyle gidermektedir (bk. þehâdât
Tirmizî «Hasen» terimini belli bir muhteva için[238] kullanmýþtýr. Kendisinden önceki müelliflerce kelime sözlük anlamýnda kullanýlmaktaydý.
Tirmizî'ye ait görüþler, Cami' de «Kale Ebû Ýsâ » giriþiyle verilmiþ bulunmaktadýr.
Tirmizî nin Câmi'inin son kitabý ilel'dir. Bu, sadece Tirmizî'ye ait bir özelliktir. Diðer hadis kitablarmda bu yoktur. Sonda olmakla beraber bir tür mukaddime niteliðindedir. [239]
Abdülaziz ed-Dihlevî (1239/1824) Tirmizînin Cami 'ini þu dört özelliðe sahip olmakla Övmektedir:
a. Tertibi mükemmeldir, tekrar yoktur.
b. Fakihlerin kanaatlarýna, yer yer de istidlal usullerine iþaret eder.
c. Hadislerin sýhhat durumlarýný, bilhassa illetlerini açýklar.
d. Hadis ricaline dair deðerli bilgiler verir. [240]
Yukarýdan beri sýraladýðýmýz özelliklerin bir özeti demek olan Abdülaziz ed-Dihlevî'nin bu tesbitleri de göstermektedir ki, Tirmizî'nin Cami'i, usûle ait kaidelerin tek tek hadîslere uygulanmasý, bir baþka ifade ile usûl ile furûun birleþtirilmesi açýsýndan fevkalade önem ve deðere sahiptir.
Tirmizî'de bir tek «sülâsi » nitelikli hadis bulunmaktadýr (bk. Fîten 73)
Tirmizî, hadislerin sýhhat durumunu tesbit için çoðu kere mürekkeb terimler kullanýr. Bu terimleri þöylece sýralamak mümkündür :
(Sahîhun Garibun ): «Hadis, tek senedi olmasýna raðmen sýhhat derecesine ulaþmýþ demektir.
(Hasenün Garibun ): «Hadis sahih de deðildir, zayýf da (Hasen H zâti-hi).
(Hasenün Sahihtin ): «Hadisin bir kaç senedi vardýr ve hadis sahih derecesine ulaþmýþtýr. Hadis hem hasendir hem de sahih, bir senedden hasen, bir se~ nedden sahih 'dir».
(Hasenün Sahîhun Garibun): «Hadis hasen ve sahih olmakla beraber, bazý tariklerinde garabet vardýr» demektir.[241]
Nurettin îtr bu konudaki tetkikinin sonucunu þöylece özetlemektedir :
Buhâri, talebesi olan Tirmizî'den iki hadis almýþtýr : Tirmizî için bu durum ayrýca bir mazhariyettir. [242]
Tirmizî, Müslim'den bir tek hadis rivayet etmiþtir. [243] Bu, «rivayatu'l-ak-ran » kabilin dendir.
Tirmizî'nin Cami'i, hadis kitaplarýnýn ikinci tabakasýna dahildir. [244]
[221] Sýddîki'nin Mekke'yi doðum yeri göstermesi (H. E. Tarihi, s. 104} kendisine ait bir tesbit olarak gözükmektedir.
[222] bk. A. M. Þakir, el-Câmiu's-sahîh, I, 81 (mukaddime).
[223] Þakir, a.g. yer. I, 82; Itr, el-Ýmamu't-Tirmizî, s. 12-15.
[224] bk. Þakir, a.g. yer, I, 83; Itr, a.g.e., s. 21.
[225] Itr, a.g.e., s. 10-11
[226] bk. Þakir a.g. yer. s. 84-90; Itr, a.g.e., s. 21-22: tbn Hazm (453/1061) in, Tirmizi'yi tanýnmayan («meçhul») biri diye tanýmlamasý, Tirmizî ve eserinin o yýllarda Endülüs'e ulaþmamýþ bulunmasmdandýr (ttr, a.g.e., s. 22; Þakir, a.g. yer, î, 86).
[227] bk. Sezgin, Tarihu't-turâs, I, 204-206.
[228] Bu isim, <.daha çok ahkâm hadislerini ihtiva etmesi» dolayýsýyla verilmiþ olabilir (bk. îtr, Menhec, s. 199)
[229] bk. Kâtib Çelebi, Keþf, I, 559; Mübarekfürî, Mukaddimetu Tuhfetil-ahvezÝ, I, 394-5; Itr, a.g.e., s. 62-63; Þâkir, s.g. yer, I, 87-88:
[230] ZeheM, Tezkire, II, 634.
[231] bk. Câmî' V, 736; Ýbn Reccb, Þerhu Üelit-Tirmizî, s. 43; ttr, a.g.c. s. 55. Mubârckfurî, bý ifâdesini Câmi'de ve Ýlel'de bulamadýðým söylüyor. (Muk. Tuh. Ahvezî, I, 368)
[232] bk. M. F. Abdülbâkt, Teysîru'l-menfe'a, el-Fihrisu't-tafsili U Câmü't Tirmizî) 1-43.
[233] A. M. Þâkir (tarafýndan baþlatýlan baský) Tirmizî, V. 735.
[234] bk. M.Tuhfetu'l-ahvezî, X, 456.
[235] bk. MübârekfÛrî, Tuhfetu'l-ahvezî, I, 19.
[236] bk. Itr, a.g.e., s. 214-219.
[237] bk. Tirmizî, salât 5; iman 17.
[238] bk. ilci, (Câmm's-sahih, V, 758).
[239] îbn Receb el-Hanbeli (795/1393) tarafýndan tlel'e doðerli bir þerh yazýlmýþtýr. Baðdat, 1396/1976.
[240] Afif Muhamraed b. Nuraddin, Sülâsiyyâtu't-Tirmizî, Nuruosmaniye ktb. 576/2 (vr. 7a-8b): Abdulhamid Þânûha Tahricu sülâsiyyât, s. 41. Beyrut, 1985.
[241] Tinnizînin kullandýðý ýstýlahlarýn anlamlan hk. da geniþ bilgi için bk. îtr, a.g.e., s. 185-
[242] bk. Tirmizî, menâkýb 21 (V, 640), V, 408'de olmasý gereken ikinci hadisten sonraki ibare elimizdeki nüshada bulunmamaktadýr. Ayrýca bk. Ebfl Gudde, «et-Tirmizî el-Imam el-muhaddis», Râbitatu'lâlemi'1-islâmî, muharrem, 41-42.
[243] bk. Tirmizî, savm 4 (Müslim bu hadisi kendi kitabýna almamýþtýr).
[244] bk. ed-Dihlevi, Huccetullahi'l-bâliða, I, 283. Doç. Dr. Ýsmail Lütfi Çakar, Hadis Edebiyâtý, Ýfav Yayýnlarý: 68-73.