Eserleri By: sidretül münteha Date: 07 Haziran 2011, 15:38:10
Eserleri:
1. El-Muvâfakât Fi Usûli'þ-Þerî'a: Fýkýh usûlü eserlerinden olan el-Muvâfakât'i klasik usûl kitaplarýnýn sistem ve muhtevasýndan çok farklý bir yapýya sahiptir. eþ-Þâtýbî bu eserinde metodolojik bilgiler yanýnda daha ziyade kanun koyucunun (þâriin) maksat ve gayesinin hukukî hükümlerdeki rolünü ortaya koymaya çalýþmýþtýr.
Ýslam hukukunun ruhuna yönelik esprileri incelediði eserine önce "Unvânu't-Tâ'rîf bi Esrâri't-Teklîf” ismini veren eþ-Þâtýbî, daha sonra bir hadiseden dolayý bu ismi "el-Muvâfakât fi Usüli’þ-Þerîa" olarak deðiþtirmiþtir.
Müellif, bu hadisenin seyrini, eserinin mukaddimesinde þöyle anlatýr: "Kitabý yazmaya baþladýktan sonra hocalarýmdan birisi ile karþýlaþtým. Görünce bana þöyle dedi:
Dün seni rüyamda gördüm, elinde de hazýrlamýþ olduðun bir kitap vardý.
‘Nedir o elindeki?’ deyince
'el-Muvâfakât' diye cevap verdin.
Bu kelimeyle neyi kastettiðini sorunca da,
"Ben onunla Ýbn Kasým (Ýmam Mâlikin en büyük talebesi) ile Ebû Hanîfe'nin mezhebinin arasýný buldum’ dedin."[4]
Kitabý tahkik eden Abdullah Draz’ýn da takdim de ifade ettiði gibi eþ-Þâtýbî eserinde, hükümlerin konulmasýnda kanun koyucunun maksatlarýný kapsayan genel esaslarý tesbit etmiþ, kaideleri belli temellere baðlamýþtýr. Kitabýn bahislerini hukuk metodolojisi (usûl-i fýkýh) ile hukuk felsefesi (rûhu'þ-Þeria) arasýnda baðlantý kurarak iþlemiþtir.
Daha sonra kaleme aldýðý anlaþýlan el-Ý'tisâm’da müellif, bu yönde bir çalýþma yaptýðýna þu cümlelerle iþaret eder:
"Aklým eþyayý kavramaya ve arzum bilgi doðrultusunda yoðunlaþmaya baþladýðýndan beri Þeriatýn mantýkî bütünlüðünü ve hukukî tutarlýðýný; temellerini/usûlünü ve detaylarýný/furüunu inceler oldum. Bunun için hiçbir ilmi gözardý etmedim. Ýmkan ve zaman ölçüsünde hepsini irdeledim. Fýtratýmda bulunan yeteneðimi kullanarak derinlere daldým. Öyleki, neredeyse boðulacakken Rauf ve Rahmi olan cömert Rabbim sonunda bana lütfetti ve Þeriatýn benim için tahayyül sýnýrlarýmýn dýþýnda olan anlamlarýný açýða çýkardý...”[5]
Buna göre þer’î hükümlerin kaynaklarýndan çýkarýlabilmesi, yani istinbâtý için iki þart gereklidir: Biri. Arap dilini iyi bilmek; diðeri de Ýslam'ýn esasýný ve gayesini iyi kavramaktýr. Usûlcüler genellikle birinci unsura yani dil bahislerine önem vermiþler, bunun yanýnda Ýslâm hukukunun gaye ve hedeflerini (Makâsýdu'þ-Þerîa'yý) yeterince ele alamamýþlardýr.
Ýþte hicrî 8. asýrda yaþayan eþ-Þâtýbî, ikinci unsuru temel kabul etmiþ ve kanun koyucunun maksat ve gayesini ortaya koyabilmek amacýyla bu eserini hazýrlamýþtýr, eþ- Þâtýbî'nin bu eserle ortaya koyduðu sonuçlar, dini tam öðrenmek, Ýslâm hukukunun sistem ve ruhunu kavramak ve teþriin esaslarýna vakýf olmak gibi kabiliyetleri kazandýrýr.
Bu kýymetli eser ilk defa 1302/1884 yýlýnda Tunus'ta neþredilmiþtir. Ýkinci taný neþri Kahire'de 1341/1923 yýlýnda olmuþtur. Abdullah Draz’ýn yorum ve notlarýyla yapýlan üçüncü neþri de yine Kahire'de (ty. Mustafa Muhammed Matbaasý) yapýlmýþtýr. Son tam neþri ise Muhammed Muhyiddin Abdulhamid'in tahkiki ile 1969'da Kahire'de olmuþtur. Bu arada Kazan âlimlerinden Musa Cârullah da, baþýna eklediði bir Türkçe mukaddime ile 1327/1909'da Kazan'da bir bölümünü yayýmlamýþtýr.
Mehmet Erdoðan tarafýndan Türkçe'ye yapýlan çevirisi ise 1990-93 yýllarý arasýnda 4 cilt olarak Ýstanbul'da yayýmlanmýþtýr.
2- Unvânu't-Tarîf bi Esrâri't-Teklîf: Ýlimler tarihi yazan Ö. Rýza Kehhâle tarafýndan Ýslâm hukuk ilminin esaslarýna yani fýkýh usûlüne dair müstakil bir eser olarak tanýtýlmýþtýr;[6] halbuki bu eser, el-Muvâfakât'in la kendisidir. Zira yazdýðý esere önce yukarýdaki ismi vermiþ sonra da "el-Muvâfakât" þeklinde ðiþtirmiþtir.
3- el-Mecâlis: Ýmaný Buhâri'nin (256/70) es-Sahih isimli hadis kitabýnýn alýþveriþlerle ilgili bölümü olan Kitâbu'l-Bey'in þerhidir.
4- Þerhu'l-Elfiye: Dil bilimci Ýbn Mâlik'in nahivle ilgili olan "'Elfiye" isimli eserinin þerhidir. Tam adý "Þerh ale'l-Hulâsa tî'n-Navh"dir. Bir nüshasý Ezheriyye Kütüphanesi'nde 1487/10806 numarada bulunmaktadýr.
5- el-Ýfâdât ve'l-Ýnþâdât: Edebiyatla ilgili bir eserdir.
6- Unvânu'l-Ýttifâk fi Ýlmi'l Ýþtikak:Bu da Arap diliyle ilgili bir çalýþmadýr.
7- Makâsidü'þ-Þâfiye fi Þerhi Hulâsati'l-Kâfiye: Gramer kitabýdýr.
8- Fetâvâ'l-Ýmâm eþ-Þâtýbî: Ýslâm hukukunun pratik yönüyle ilgili bazý meselelerini ihtiva eder. Tunus 1984
9- el-Ý'tisâm: Bid'atlere karþý Kitap ve Sünneti savunan, bid'atin mahiyetine ve tehlikelerine iþaret eden ve halk arasýnda yayýlan hurafe ve bid'atleri açýklayýp tedavi yollarýný gösteren kýymetli bir eserdir.
Yaþadýðý devirde halk arasýnda yaygýnlaþmýþ hurafe ve bid'atlerle kýyasýya uðraþan eþ-Þâtýbî, toplumunu, Kuran ve Sünnet çizgisinde doðru bir Ýslâm anlayýþýna davet etmiþtir. Üstlendiði Ýmam-hatiplik görevini bu yönde sürdürmüþ, ama alýþýlmýþ bid'atlere karþý çýktýðý için de birçok tenkide maruz kalmýþtýr. el-Ý'tisâm'ýn baþ taraflarýnda eþ-Þatýbî, kendisine yöneltilen bu tenkitleri þu cümlelerle nakleder:
"Çoðunluðun yaptýðý gibi ben de imamlýk ve hatiplik gibi görevler aldým. Ýstikamet üzere olup gidiþatýmý düzelteyim dediðimde çaðdaþlarýmýn çoðunluðu arasýnda kendimi yabancý hissettim. Çünkü onlarýn davranýþlarýný adetler bürümüþ, aslî sünnetleri bid'atler kaplamýþtý. Bunlar önceki dönemlerde bulunan bid'atler deðildi. Selef, bu konuya pek çok defa dikkat çekmiþtir. Meselâ Ebu 'd-Derdâ 'nýn þöyle dediði nakledilir:
Eðer Rasulullah þimdi çýkýp gelse, aranýzda kendisinin ve dostlarýnýn amelinden sadece namazý bulurdu.
Bu sözlere el-Evzâ'î,
Acaba Ebu'd-Derdâ bugünü görseydi ne derdi?
Ýlavesini yaparken Ýsa b. Yunus da,
Ya el-Evzâ'î bugüne yetiþseydi acaba nasýl deðerlendirirdi? demiþtir.
Ýþte ben, ya insanlarýn uygulaya geldikleri adetleri/bid'atleri terkederek Sünnet'e uyacaktým ya da Sünnet'e ve selefin uygulamalarýna raðmen âdetlere/bid'atlere kulak verecektim. Sonuçta Sünnet'e ittiba uðrunda karþýlaþýlan sýkýntýnýn aslýnda kurtuluþ olduðunu gördüm ve bu doðrultuda yavaþ yavaþ bazý konular üzerinde çalýþmaya baþladým. Tabi hemen kýyamet koptu, suçlandým, kýnandým ve hedef tahtasý haline geldim. Nasýl mý?
Namazdan sonra topluca yapýlan dualara katýlmadýðým için duayý anlamsýz bulmakla suçlandým. Hutbede Râþit halifelerin isimlerini anmadýðým için Rafýzîlik ve sahabe düþmanlýðýyla, itham edildim. Yine hutbede dönemin yöneticilerini zikretmediðim için devlete isyan yanlýsý okluðum söylendi. Herkesin gönlüne göre deðil, saðlam nakil görüþlere göre fetva verdiðim için dini zorlaþtýrmakla suçlandým. Sünnete ters düþen bid'atçi sûfîlere karþý çýktýðým için evliyaullah'a düþmanlýk beslediðim söylendi. Bunlarýn hepsi tabii ki bana yöneltilmiþ birer yalandý. Her þeye raðmen Allah'a hamdolsun..."[7]
el-Ý'tisâm ilk defa Kahire'de 1331/1913 yýlýnda Muhammed Reþid Rýza tarafýndan neþredilmiþ, bunu takiben deðiþik zamanlarda birçok defa yayýmlanmýþtýr. Ömer Süleyman isimli bir araþtýrmacý da 1405 yýlýnda Ehâdîsü'l-Ý’tisâm li'þ-Þâtýbî ismiyle Muhammed b. Suûd el-Ýslâmiyye Üniversitesinde bir yüksek lisans tezi hazýrlamýþtýr.
Bid'at gerçeði ve bununla mücadele niyetinin bir ürünü olan el-Ý'tisam üzerinde. eþ-Þatýbî’nin daha önce kaleme aldýðý el-Muvafakâtý'nýn etkili olduðu görülmektedir. Bid'atlerin ortaya çýkýþý, dînî tecrübedeki yeri ve insanlarý sünnete döndürme ekseninde kanaatlerini temellendirirken eþ-Þatýbî et-Muvâfakâtýn özellikle ikinci cildini teþkil eden Kitabu'l-Makâsýd'ýna atýflar yapmaktadýr. Hem bu atýflarý anlamlandýrabilmek, hem de el-Ý'tisâm'ýn fikir örgüsünü daha iyi tanýyabilmek için adý geçen Kitabu'l Makâsýd'ýn muhtevasýný ana baþlýklar halinde buraya almak istiyorum:[8][4] el-Muvâfakât fi Usûli'þ-Þerîa (Kahire t,s.)l/24
[5] Þûtýbî. El-Ý'tisâm (Beyrut 1411/1991), 1/18-19
[6] Kehhâle a.g.e., 1/11
[7] el-Ý 'tisâm. 1/19/21 (Beyrut 1411/1991)
[8] Ýmam Þatýbi, el-Ý’tisam Kitap Dünyasý Yayýnlarý: 1/8-10.
Ynt: Eserleri By: Bilal2009 Date: 11 Haziran 2017, 16:33:53
Selamün aleyküm Rabbim bizleri doðru iþler yapanlardan ve doðru kimselerin yolundan giden kullarýndan eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun