el Ýtisam
Pages: 1
Bidat ibadetlere mi mahsustur 2 By: sidretül münteha Date: 31 Mayýs 2011, 16:47:02
7- BÝD'AT ÝBADETLERE MÝ MAHSUSTUR YOKSA ÂDETLERE DE BÝD'AT GÝRER MÝ?


Ebû Musa (r.a)'dan rivayet, edildiðine göre Hz. Peygamber þöyle buyrulmuþtur:
"Benden sonra, ilmin yok olacaðý, cahilliðin geleceði günler vardýr. Bu kesindir. Bu günlerde herc çoðalacaktýr.[9] Herc öldürmektir.
Huzeyfe (r.a.)'in þöyle dediði rivayet edilmiþtir:
Hz. Peygamber bize iki hadis söyledi. Bunlardan birini gördüm. Diðerini beklemekteyim.
Bunlardan birinci hadis þöyledir:
"Emanet(i korumak) adamlarýn kalplerinin derinliðine (ALLAH tarafýndan) indirilmiþtir. Sonra (insan­lar onu) Kur'an'dan ve sünnetten öðrendiler."[10] Hz. Peygamber (ikinci olarak da) emanetin yok olacaðýný (þöyle buyurarak) bildir­miþtir:
"Ýnsan bir uyumasýnda emanet kalbinden çekilip alýnýr. Kalpde benek gibi bir iz kalýr. Sonra bir daha uyuduðunda o da çekilip alýnýr. Kalpde kabarcýk gibi bir iz kalýr. Bu kabarcýk ayaðýnýn üzerinden bir kor parçasýný yuvarlarsan meydana gelen bir kabarcýk gibidir. Bu kabarcýk patlar ve içinde hiç bir þey yoktur. Ýnsanlarýn alýþ veriþlerinde emanete riayet bulunmaz hâle gelir. (Hatta dürüst kimseler tarafýndan) "falanca kabilede güvenilir bir adam varmýþ" denilir. Bu adama "ne akýllý, ne kibar, ne güçlü" denir. Halbuki kalbinde hardal tanesi kadar iman yoktur."[11]
Ebu  Hüreyre  (r.a.)'den  rivayete  göre Hz.  Peygamber þöyle buyurmuþtur:
"Ýki büyük ordu biribiri ile savaþmadýkca kýyamet kopmayacaktýr. Bunlarýn her ikisi de ayný davayý ileri sürdüðü halde aralarýnda büyük bir savaþ olacaktýr. (Gene kýyamet öncesinde) otuza yakýn yalancý deccaller türeyecek, bunlarýn hepsi ALLAH'ýn Peygamber'i olduklarýný iddia edecekler. Ýlim yok olacak, insanlar yüksek binalar yapmak yarýþýnda bulunacaklar."[12]
Abdullah (r.a.)den rivayete göre Rasülullah þöyle buyurmuþtur:
"Âhir zamanda (dünyanýn son zamanýnda) genç yaþta, aklý kýt kimseler çýkacaktýr. Bunlar Kuraný okurlar, (fakat) okuduklarý bo­ðazlarýný geçmez. Yaratýlmýþlarýn en hayýrlýsýnýn (Peygamber'in) sö­zünden söylerler. Bunlar ok'un yaydan çýktýðý gibi dinden çýkar­lar.[13]
Ebu Hüreyre'den rivayet edildiðine göre Rasülullah þöyle buyurmuþtur:
"Zifiri karanlýk gibi fitneler meydana gelmezden önce birtakým (hayýrlý) iþler yapmaya giriþiniz. (O fitneler çýktýðý zaman) adam akþamleyin müslüman, sabahleyin kâfir olacak, dünyalýk eþya karþýlýðýnda dinini satacaktýr."[14]
Bunu Hasan þu sözü ile açýklamýþtýr: Adam sabahleyin din kardeþinin kanýný, ýrzýný ve malýný kendisine haram kýlar, (yani bunlarýn dokunulmazlýðýný ve saygýnlýðým kabul eder.) Akþam olunca bunlarý helâl sayar. Buna göre Hasan sanki bu hadisi bir baþka hadisle yorumlamaktadýr.  Bu hadis þudur:
"Benden sonra birbiri­ni vuran kafirler olarak dönüþ yapmayýn.”[15] En iyi bilen ALLAH'týr.
Enes b. Mâlik Hz. Peygamber'in þöyle buyurduðunu söylemiþ­tir:
"Ýlmin kaldýrýlmasý (yok olmasý), cahilliðin ortaya çýkmasý, zinanýn yaygýnlaþmasý, þarabýn içilmesi, kadýnlarýn çoðalýp erkek­lerin azalmasý kýyamet alâmetlerindendir. O derecede ki, 50 adet kadýný yöneten bir erkek olacaktýr.”[16]
Hz. Ali'den garip olarak[17] rivayet edilen hadiste Hz. Peygam­ber þöyle buyurmuþtur:
"Ümmetim on beþ þeyi yapmaya baþlayýnca onlarýn baþýna büyük belâ gelecektir. (Yanýnda bulunanlar) EyAllah'ýn Rasûlü! Bunlar nelerdir? diye sordular. Hz. Peygamber (bunlarý sayarak) þöyle buyurdu:
Ganimet (yani servetin fakirlere uðramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasýnda) dolaþan bir meta haline geldiði zaman,
Emanet ganimet, (malý gibi yaðmalanýp helal) kýlýndýðý zaman,
Zekat vermek (ibadet olmaktan çýkýp bir angarya ve) ceza telakki edildiði zaman,
Kiþi eþine itaat edip, annesinin haklarýný çiðnediðinde,
Babasýndan uzaklaþýp dostlarýna iyilik ettiðinde,
Topluma, onlarýn en alçaðý baþ (lider) olduðu zaman,
Camilerde (ALLAH rýzasý gözetmeyen husumet, alýþ'veriþ, eðlence ve dünyevi konularda) sesler yükseldiði zaman,
Ýpek (haram bilinmeyip, erkekler tarafýndan) giyildiði zaman,
Þarap (ve diðer alkollü içkiler) içildiði zaman,
Kiþiye (zorbalýðý ve þerrinden korkulduðu için) zararý dokunma­sýn diye ikramda bulunulduðu zaman,
Þarkýcý kadýnlar ve çalgý aletleri edinildiði zaman,
Bu ümmetin sonradan gelen (nesil) leri, önceden gelip geçenlere (çeþitli bahanelerle) hakaret ettiði zaman (Ýþte bunlar yapýldýðý vakit) artýk kýzýl bir rüzgârý, yere batmayý veya þekil deðiþtirmeyi veya gökten taþ yaðmasýný bekleyiniz."[18]
Ayný konuda Ebu Hüreyre'den rivayet edilen buna yakýn bir hadis daha vardýr. Bu hadiste "Kabilenin baþý fâsýk (günahkar) bir kimse olur, toplumun lideri onlarýn en rezili olur." ifadesi vardýr. Ayrýca, "çalgý aletleri ve þarkýcý kadýnlar meydana çýkar." Denmek­tedir. Hadisin sonunda þöyle denmektedir:
"Bunlar meydana geldiði zaman kýzýl bir rüzgârý, depremi, yere batmayý, sekil deðiþtirilmesini ve tas yaðmasýný bekleyiniz. Alâmet­ler (kýyamet alametleri) peþpeþe gelecektir. Týpký ipi çürüyen boncuklarýn ipin kopmasý ile peþpeþe daðýlýp dökülmesi gibi."
Bunlar ve benzerleri hadisler, bu ümmette Peygamber'den sonra olacak þeyleri haber vermektedir. Peygamber'den sonra meydana gelecek þey ise, gerçekte yapýlmasý daha uygun olanýn deðiþtirilip yapýlmasýdýr. Ýnsanlar yapýlmasý gerekenlerin yerine baþka þeyleri koyunca, bunlar yaygýnlaþmýþ ve sanki meþru olarak yapýlan bir þey olmuþtur. Böylece ibadetlerde olduðu gibi sonradan meydana gelen þeyler kabilinden olmuþlardýr.
Sonradan olan þeylerin sadece ibadetlere mahsus olduðu görü­þünde olanlar, eskilerin söylediklerinin hepsini kabul etmemekte­dirler.
Karâfi'nin ve hocasýnýn daha önce geçen görüþlerinin cevabý verilmiþtir. Cahiliye döneminde satýlan þeylerden vergi almak, insanlara eziyet ve zulüm yapmak, birtakým görevlerde bilginler dururken cahillere öncelik tanýmak gibi þeyler genelde günahtýr ve meþru olanlara aykýrý davranmaktýr.
Bunlardan elek-kalbur kullanmak kabilinden olanlar -mubah olduðu varsaydýrsa- bunun mübahlýðý þer'î bir delile dayanýr ki bunda bid'atlýk söz konusu deðildir.
Yukarda geçtiði üzere elek-kalbur gibi þeyleri kullanmanýn Mubammed b. Eþlem'in iþaret ettiði gibi mekruh olduðunu varsa­yarsak, bunun gerekçesi ona göre sonradan icad edilmiþ sayýlmalýdýr. Çünkü bu hususta tesbit edilen bir durum var: Hz. Peygamber'den sonra ilk icad edilen þey eleklerdir. Muhammed b. Eþlem gibiler bu meselede lafz'ýn (kelimenin) ifade ettiði dýþ manaya itibar edip, onu dikkate almýþlardýr.
Bu meselenin dýþ görünüþe göre böyle olmasý bid'at olduðundan deðil, Ahkaf suresi 20. Ayetinde iþaret edilen lüks ve'israf yönündendir.
Onlarýn "Ýbadetlerde bid'atýn olmasý (aklen) nasýl düþünülebiliyorsa, âdetlerde de olabileceði düþünülür" sözü kabul edilebilir bir sözdür. Bunun aklen caiz olmayacaðýný biz de söylemiyoruz. Biz sadece bunun vuku bulup bulmayacaðýný konuþuyoruz. Tartýþma noktasý burasýdýr.
Delil olarak ileri sürülen hadislere gelince, bunlarda meseleyi ilgilendiren bir delil yoktur. Çünkü bunlarýn bid'at veya icad edilen bir sey olduðu nas olarak bildirilmemiþ veya böyle bir manaya iþaret, edilmemiþtir.
Ayrýca þayet bunlar âdetle ilgili her sonradan olan þeyi bid'at sayýyorlarsa yiyecek, içecek, giyecek, konuþma ile ilgili eski zaman­larda olmayan þeylerin hepsini bid'at saysýnlar. Bu çirkin bir þeydir. Çünkü âdetle ilgili þeyler zaman, mekân ve isimlendirme olarak deðiþkendir. Neticede sahabeye yetiþip onlarýn âdetlerini benimse­yen, böylece (daha önceki) Araplara her ters düþen kimse eskilere uymamýþ olur. Bu gerçekten kabul edilmez bir þeydir.
Evet, birtakým âdetleri korumak mutlaka gereklidir. Fakat bu, dinin sýnýrlan içerisinde, ALLAH'ýn sözü ve Hz. Peygamber'in sünneti­nin gereði olarak cereyan eden kurallara uyarak olmalýdýr.
Adette deðiþiklik söz konusu olmazsa hep ayný giysiyi giymek, ayný durum içinde olmak ve tek âdet içinde kalmak zor ve sýkýntý­lýdýr. Çünkü zamanlar, durumlar, yöreler ve huylar deðiþiktir. Ýslam dini kendisi ile çeliþmeyen ve caiz olduðunu bildirdiði sýnýrlar içinde olan þeylerde sýkýntýya düþmeyi ve zorluk çýkarmayý reddetmiþtir.
Yukarda sözü edilen hadislerde bildirilen zamanýn bozulmasý ve kýyamet alametlerinden ortaya çýkacak þeyler ve çirkinlikler geçmiþ zamanlara nisbetle ifade edilmiþtir. Çünkü o zamanlarda iyilik meydanda,  kötülük oldukça az ve gizli idi. Kýyametten önce âhir zamanda durum bunun tersi olacaktýr.
Bunlarýn bid'at olmasý bid'atýn tarifinde geçen iki yoldan da anlaþýlmamaktadýr. Oraya baþvurunca durumun  böyle olduðunu göreceksin.
Bu meselede doðru olan,  iki bakýþ açýsýný birleþtiren, bid'atýn tarihlideki iki yoldaki amacý gerçekleþtiren üçüncü bir yoldur. Bu yedinci bölümün üzerine kurulduðu þeydir. Bunu þimdi baþlý baþýna bir fasýlda ele alacaðýz. Doðruya ulaþma baþarýsýný veren ALLAH'týr.[19]



[9] Hadisin lafzý Buharînindir. Buhârî hadisi fiten kitabýnda (Feth'de 7062-7063-7064-7066 numara ile). Müslim, ilim kitabýnda 2672 genel numara ile, Tirmizi, Fîten kitabýnda. 2200 numara ile. Ibn Mâre, Fiten kitabýnda 4050 ve 4051 numara ile rivayet etmiþlerdir. Ýbn Mâce’deki rivayetlerden ikincisi "Sizin arkanýzda...'" þeklinde baþlamaktadýr. Bunun dýþýndaki rivayetler ise "kýyametten önce...." þeklindedir. Buna göre tetkik etmekte olduðumuz ve yazarýn zikrettiði rivayetin baþýnda kelime düþüklüðü vardýr. Bu husus dikkate alýnsýn.
[10] Rivayetin burasýnda eksiklik vardýr. Zira tamamý þöyledir: Emanet duygusu adamlarýn kalplerinin derinliðine (ALLAH tarafýndan) indirilmiþtir. Sonra Kur'an indi ve ondan ve sünneti öðrendiler."
[11] Hadisin devamý vardýr ve þöyledir: Ben öyle günler yaþadým ki hanginizle alýþ veriþ yaptýðýma aldýrýþ etmezdim. Çünkü bu kimse müslüman ise dindarlýðý ona hile yaptýrmazdý. Hýristiyan ise yöneticisi hile yapmasýna engel olurdu. Fakat bu gün ancak (güvendiðim tek tük) filan ve filan kiþi ile alýþ veriþ yapýyorum.” Hadisi Buhârî, Fiten kitabýnda (Feth'de 7086 numura ile). Müslim. Ýman kitabýnda 230 genel numara ile. Tirmizi, Fiten kitabýnda 2179 numara ile, Ýbn Mâce, Fiten kitabýnda 4058 numara ile. Ahmed b. Hanbel 2/166-303-36l-390-406 ve 3.4,5. ci cildlerin pek çok yerinde. Tayalisi, 424-432-803 numaralar ile rivayet etmiþ­lerdir.
[12] Hadisi Buhari, Fiten ve Menakýb kitaplarýnda (Feth'de 3608 ve 7121 numara ile, Müslim Fiten kitabýnda 157 genel numara ile, Tirmizi.   Fiten kitabýnda 2218 numara ile rivayet etmiþtir.
[13] Hadisi Buhârî Menâkýb, Fezail'ul Kur'an ve Ýstitabet'ul Mürteddin kitaplarýnda (Feth'de 3611-5057-5058-6390 ve 693I numaralarla,  Müslim Zekât kitabýnda 1066-1067-1068  genel numaralarla. Tirmizi Fiten kitabýnda 2188 numara ile, Ýbn Mâce, Mukaddimede 168-169-170-171-172-17 I ve 175 numaralarla rivayet etmiþtir.
[14] Hadisi Müslim, Eyman kitabýnda 118 numara ile, Tirmizi, Fiten kitabýnda 2195-2197-2198 numaralar ile Ahmed b. Hanbel, Müsned’de (2/523) rivayet etmiþtir.
[15] Bu hadis Hz. Peygamberin veda hacýnda söylediði uzun hadisin bir parçasýdýr. Hadisi Buharî, Meðazi. Hudud. Fiten kitaplarýnda (Fethde 4403-4405-4406-6785-7077-7078-7079-7080 numara ile) Müslim. Uyman kitabýnda 2193 numara ile, Tirmizi, Fiten kitabýnda 2193 numara ile Ýbn Mâce, Fiten kitabýnda 3942 ve 3943 numara ile, Ýbn Hýbbân sahihinde. 1/250 ve 7/572 de Feyz'ýd Kadir 6/394 de 9767 numara ile rivayet etmiþtir.
[16] Bu hadisi sahihtir. Buhârî Sahihinde Ýlim, Nikah,. Eþribe ve Hudud kitaplarýnda (Feth'de 81-5231-5577- ve 6808 numara ile) Müslim, Sahihinde Ýlim kitabýnda 2671 genel numara ile. ibn Mâce Fiten kitabýnda 4045 numara ile. Tirmizi. Fiten kitabýnda 2205 numara ile, Ahmed b. Hanbel Müsnedinde 3/98-120-l76-202-213-273 de Tayalisi Müsnedinde 1984 numara ile rivayet etmiþtir.
[17] Burada geçen "garip" kelimesi Türkçemizde olduðu gibi tuhaf, acayip gibi bir mana ifade etmez. Bu kelime Hadis Usulü ilminde bir terimdir. (Çeviren).
[18] Bu hadisi Tirmizi, Fiten kitabýnda 2210 ve 2211 numaralarla rivayet etmiþ ve þöyle demiþtir: Bu garib bir hadistir. Hz. Ali'nin hadisi olarak ancak bu vech ile biliyoruz. Hadisi Ibn Mace de Fiten kitabýnda rivayet etmiþtir. Ýbn Mâce'nin rivayetinde sadece beþ özelliðe yer verilmiþtir. Fakat(buna raðmen) belgelemek bakýmýndan onu da zikrettim. Ayrýca bakýnýz: Feyz’ul kadir. 1/409-410 Hadis numarasý. 774.
[19] Ýmam Þatýbi, el-Ý’tisam Kitap Dünyasý Yayýnlarý: 2/97-105.


radyobeyan