Zadul Mead
Pages: 1
Haram talak By: hafiza aise Date: 31 Mayýs 2011, 13:28:33
B) HARAM TALAK

 
1— Hayýz ve Lohusa Halindeki Kadýný Boþama Konusundaki Hüküm

 

Sahihayn'da rivayet edilir: Hz. Peygamber (s.a.) zamanýnda, Ýbn Ömer, karýsýný hayýz halinde iken boþamýþtý. (Babasý) Hz. Ömer, durumu Hz. Pey­gamber'e (s.a.) sordu. Rasûlullah (s.a.): "Ona emret de karýsýna dönsün! Sonra kadýn temizlenip akabinde hayzýný görünceye ve tekrar temizleninceye kadar onu tutsun. Ondan sonra artýk isterse nikâhýnda tutaý. dilerse yakýnlýk etme­den boþar. Ýþte kadýnlarýn kendisi için boþanmasýný Allah'ýn (c.c.) emrettiði iddet budur." buyurmuþtur.

Müslim'in bir rivayetinde: "Ona emret, karýsýna ric'at etsin! Sonra onu ya temiz iken yahut hamile olduðu halde.boþasm." buyurmuþtur.

Baþka bir metinde: "Eðer dilerse, ona yakýnlýk etmeden, temiz iken bo-þasýn." Allah Teâlâ'nýn emrettiði gibi, "iddet için talâk" iþte budur. Buha-rî'ye ait bir rivayette ise: "Ona emret karýsýna dönsün. Sonra iddetinin önünde onu boþasýn." buyurmuþtur.[810]

Ýmam Ahmed, Ebu Davud ve Nesâî'ye ait hadiste ise îbn Ömer'den þu nakledilir: Abdullah b. Ömer, hayýz halinde iken karýsýný boþamýþtý. Hz. Pey­gamber (s.a.) onu kendisine geri çevirmiþ, yani talâk saymamýþ ve: "Temiz­lendiði zaman boþasm veya tutsun." buyurmuþtur. Ýbn Ömer (r.a.), Söyle de­miþtir: Hz. Peygamber (s.a.): "Ey Peygamber! Kadýnlarý boþadýðýnýz zaman onlarý iddefteri içinde (âdetten temiz olduklarý sýrada) boþayýn."[811] âyetini okudu[812]

Bu hadisler talâkýn dört çeþit olduðunu gösterir. Ýkisi helâl, ikisi haram.

Helâl olan talâk þekilleri: Karýsýný, cima etmeden, temizken boþamasý veya hamile olduðu belli iken boþamasýdýr.

Haram olan þekilleri ise: Hayýz halinde iken boþamasý veya cima ettiði temizlik süresi içerisinde boþamasýdýr. Bu kendisi ile zifaf gerçekleþen eþin bo­þanmasý ile ilgilidir.

Zifaf vaki olmayan zevcenin boþanmasý ise, hayýzlý iken de temizken de caizdir. Nitekim Allah Teâlâ: "Nikâhtan sonra henüz dokunmadan ya da me-hir kesmeden kadýnlarý boþarsanýz, size bir günah yoktur..."[813] ve yine: "Ey inananlar, inanan kadýnlarý nikahlayýp da, henüz onlara dokunmadan boþar-sanýz, artýk onlar üzerinde bir iddet sayma hakkýnýz yoktur."[814] buyurmuþtur. Bunun böyle olduðuna "Onlarý iddetleri içinde (âdetten temiz olduklarý sýra­da) boþayýn."[815] âyeti delâlet etmektedir. Zira zifaf vaki olmamýþ kadýnýn id-deti yoktur. Hz. Peygamber (s.a.) de "Ýþte kadýnlarýn, kendisi için boþanma­sýný Allah'ýn emrettiði iddet budur." sözüyle buna dikkat çekmiþtir. Eðer, zifaftan önce talâkýn mubah olduðu hükmünü içeren bu iki âyet olmasaydý, iddet beklemek durumunda olmayan kadýnýn talâkýndan men olurdu.

Nesâî ve daha baþka kitaplarda Mahmud b. Lebîd'den rivayet edilir: Hz. Peygamber'e (s.a.), karýsýný üç talâkla birden boþayan bir adamýn durumu haber verildi. Hz. Peygamber (s.a.), öfkelenerek kalktý ve: "Ben henüz ara­nýzda iken Allah'ýn kitabý ile mi oynanýlýyor?!" buyurdu. Hatta adamýn biri kalktý ve: "Ya Rasûlallah! Onu öldürmeyeyim mi?" dedi.[816]

Sahihayn'da Ýbn Ömer'den (r.a.) nakledilir: Kendisine talâktan sual edil­diðinde: "Sen karýný ya bir ya da iki talâkla boþadiysan (bu güzel). Çünkü Hz. Peygamber (s.a.) bana bunu emreyledi. Eðer üç talâk boþadýysan o sana artýk, baþka bir koca ile evlenmedikçe (þer'î tahlil), helâl olmaz. Bu halinle sen, karýný boþaman konusundaki Allah'ýn emrine isyan etmiþ oldun." derdi.[817]

Kavileri sikadýr. Müellif birazdan tafsilata girecektir.

Bu nasslar, boþanan kadýnlarýn da iki türlü olduðunu gösterir: Kendisi ile zifaf vâki olan ve zifaf vâki olmayan. Her ikisini de üç talâkla birden bo­þamak caiz deðildir. Zifaf vâki olmayan hanýmý temizken de hayýz halinde iken de boþamak caizdir.

Zifaf vaki olmuþ hanýmlara gelince, eðer hayýz ya da lohusahk hallerin­de ise, onlarý boþamak haram olur. Eðer temiz halde ise ve hamile olduðu da kesin belli ise, cimadan önce de sonra da boþanmasý caizdir. Eðer hamile deðilse, temizlik süresi içerisinde ona dokunmadan önce boþamak caizdir. Do­kunduktan sonra boþamak ise caiz deðildir.                                             

Bunlar, Allah Teâlâ'nýn, Peygamberinin lisanýyla teþri' buyurduðu ta1lâk konusundaki hükümlerdir. Allah'ýn izin verdiði ve mubah kýldýðý talâkýn, eðer mükellef ve irade sahibi, sözün delâlet ettiði manayý bilen ve onu kasde-den bir kimseden sâdýr olmuþsa, vuku bulacaðýna dair bütün müslümanlar icmâ' etmiþlerdir.  [818]
 

[810] Buharý, 68/1 ve daha baþl.a yerlerde; Müslim, 1471.

[811] Talâk, 65/1.

[812] Ahmed, 5524; Ebu Davud, 2185.

[813] Bakara, 2/236.

[814] Ahzâb, 33/49. Bk. Nesâî, 6/144.

[815] Talâk, 65/1.

[816] Nesâî, 6/142. Râvileri sikadýr.

[817] Buharý, 68/7; Müslim, 1471.

[818] Ýbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, Ýklim Yayýnlarý: 5/319-321.
 

radyobeyan